
Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

Dil felsefesi, analitik felsefede dilin doğası ve dili; dil kullanıcıları ve dünya arasındaki ilişkileri araştırır. Dil ile felsefe arasındaki ilişki temelde filozofların dili kullanarak felsefe yapmalarından kaynaklanmaktadır. Özelde ise bu araştırmalar anlamın doğası, kasıtlılık, referans, cümlelerin yapısı, kavramlar, öğrenme ve düşünce içerir; dil felsefesi başlığı altında dilin özü, anlamı, kökeni ve yapısı felsefî açıdan sorgulanmaktadır.

Analitik felsefe, felsefenin ana işlevinin analiz olması gerektiğini öne süren felsefe geleneğidir. Ezici çoğunlukla Anglosfer ve İskandinav dünyasında yaygındır. Kıta felsefesi ile birlikte, çağdaş felsefede ön planda olan iki gelenekten biridir. Nadir bir kullanım olsa da, çözümleyici felsefe ismiyle de bilinir.

Feminist eleştiri’nin etkileşimli ya da çelişkili farklı okulları ve akımları söz konusudur. Marksist feminizm, radikal feminizm, psikanalitik feminizm, postyapısalcı feminizm söz konusu olduğundan, feminist eleştiri çok genel bir başlık olarak bütün bu eleştiri geleneklerini içermektedir demek gerekir. Özellikle 1960'lardan sonra Fransa, Amerika ve İngiltere'de ortaya çıkan ve güçlenen yeni kuramsal akımlarla ve disiplinlerle feminist hareket de toplumsal ve siyasal bir savaşım olarak canlanma gösterir.

20. yüzyıl felsefesi, 19. yüzyıl sonlarından başlayıp günümüze kadar gelen ve devam eden düşünce geleneklerini ve felsefi akımları kapsar. Her çağın felsefesinin kendi toplumsal, kültürel ve siyasal koşullarıyla etkileşimli olduğu gibi, 20. yüzyıl felsefesi de kendi siyasal ve toplumsal gelişmelerinden etkilenmiştir. Çağın siyasal olayları, kültürel ve teknolojik gelişmeler, bilimsel alandaki yeni sonuçlar, ortaya çıkan yeni düşünce eğilimlerinin hepsi 20. yüzyıl felsefesinde görülen bilime yönelik sorgulayıcı yaklaşımların, aklın sorgulanması girişimlerinin, dile yönelik ilginin, özne kavramı üzerinde yürütülen tartışmaların, zihin problemlerinin, yeni bir boyut kazanan bilgi sorununun, cinsellik soruşturmasının, yabancılaşma ve iktidar sorunsalının arka planını oluşturmaktadır. Bu çağın düşünürlerinin çoğunluğu bir şekilde çalışmalarında çağın kuramsal sorunlarını dillendirmiş ve yanıt arayışında olmuştur.
“Das Unbehagen der Geschlechter” kitabının yazarı Judith Butler’ın öncülüğünde eşitlik feminizmi üzerine kurulmuş; ancak bir adım daha da ileriye giderek “toplum cinsiyeti” ve “biyolojik cinsiyet” olmak üzere iki cinsiyetten bahsetmiştir. Cinsiyet kimliklerinin ortak kabul edilebilmesi, cinsiyetler arasındaki farklılıkların daha az güçlü olmasıyla bağlantılıdır.

Kıta felsefesi, Avrupa'daki 19. ve 20. yüzyıl felsefe geleneklerini tanımlamakta kullanılan terim. 20. yüzyılın ikinci yarısında anadili İngilizce olan filozoflar tarafından, analitik felsefenin dışında kalan görüş ve düşünceler için kullanılmaya başlanmıştır. Kıta felsefesi, şu akımları içinde barındırır: Alman idealizmi, fenomenoloji, varoluşçuluk, yorumsama, yapısalcılık, postyapısalcı felsefe, Fransız feminizmi, Frankfurt Okulu'nun eleştirel teorisi ve Batı Marksizmi ile psikoanalitik teorinin ilgili alanları.
Ofelia Schutte, 2004 yılından bu yana Felsefe Profesörü olarak, 1999'dan 2004 yılına kadar da Kadın Çalışmaları Profesörü olarak görev yaptığı Güney Florida Üniversitesi'nden emekli felsefe profesörüdür. Schutte birçokları tarafından kıdemli bir Latin feminist filozof olarak görülmektedir ve Latin Amerika Felsefesi alanını Amerika Birleşik Devletleri'nde başlatmakta önemli bir rol üstlenmiştir.
Alison Mary Jaggar, Amerikalı feminist filozof. Colorado Üniversitesi, Boulder'da felsefe, cinsiyet araştırmaları ve kadın bölümlerinde profesör olarak görev yapmaktadır. Jaggar, feminizm tarafından ele alınan konuları felsefeyle tanıştıran ilk kişilerden biri olarak kabul edilmektedir.
Ann Cudd, Boston Üniversitesi Sanat ve Bilim Fakültesi dekanıdır. Daha önce başkan yardımcısı ve lisans dekanlığının yanı sıra Kansas Üniversitesinde felsefe profesörüydü. Ayrıca kadınlar, cinsiyet ve cinsellik çalışmaları programına bağlı bir öğretim üyesidir. Analitik Feminizmin kurucularından biri olan Cudd, Analitik Feminizm Derneğinin kurucu üyelerindendi ve 1995-1999 yılları arasında bu derneğin başkanı olarak da görev yaptı.

Tina Fernandes Botts, Kaliforniya Eyalet Üniversitesi, Fresno'da yardımcı doçenttir. Hukuksal yorumlama, kesişimsellik, feminist felsefe ve ırk felsefesi hakkındaki çalışmalarıyla bilinir. Amerikan Felsefe Topluluğu'nun Siyah Felsefeciler Statüsüne ilişkin Komite'nin eski başkanıdır (2013-2016).
Andrea Nye, Amerikalı feminist filozof ve yazar. Wisconsin-Whitewater Üniversitesi, Felsefe ve Dini Araştırmalar Bölümünde profesör emeklisi ve Kadın Araştırmaları Bölümü aktif üyesidir. 1992'de, Wisconsin-Whitewater Üniversitesi Üstün Araştırma Ödülü'ne layık görülmüştür.
Marilyn Frye Amerikan felsefeci ve radikal feminist kuramcıdır. Marilyn Frye; cinsiyetçilik, ırkçılık, boyundurluk ve cinsellik teoriyle bilinir. Eserleri beyaz ırkın üstünlüğü, erkek dokunulmazlığı, gey ve lezbiyenlerin marjinalliği gibi feminist konuların tartışmalarını ortaya çıkarmıştır. Frye açıkça lezbiyendir. Eserlerinin çoğunda özellikle ırk ve cinsiyeti konu alan sosyal kategorileri inceler. Marilyn Frye, adalet perspektifinden konuları ele almasıyla birlikte metafizik, epistemoloji ve sosyal kategorilerin ahlak psikolojisiyle de son derece ilgilendi.
Serene J. Khader, ahlak ve siyaset felsefecisi, aynı zamanda feminist bir kuramcıdır. Ana araştırma alanları siyaset felsefesi, ahlak psikolojisi, küresel adalet, feminist felsefesi ve ahlak gelişimidir. Serene J. Khader, Nisan 2017’de İnsan Gelişimi ve Yetenekler Birliği başkan yardımcısı seçildi.
Joan Callahan, Amerikalı feminist filozof. Kentucky Üniversitesi Felsefe Bölümü ile Kadın Araştırmaları Programı ve Cinsiyet Direktörü de dahil olmak üzere çeşitli bölümlerde hizmet etmiştir. Callahan'ın araştırmaları, feminist kuram, eleştirel ırk teorisi, etik, sosyal ve politik felsefe, hukuk felsefesi ve bu konuların kesişim noktalarına odaklanmıştır.
Ewa Ziarek New York Devlet Üniversitesi'nde Karşılaştırmalı Edebiyat bölümünün Julian Park Profesörüdür. Ziarek'in diğer akademisyenlerin hayatları hakkında bilgi edinmeye karşı büyük bir ilgisi vardır ve geleneksel fikir birliği modeli yerine felsefedeki görüş ayrılığı modelinin son derece değerli sonuçlar doğurabileceğine inanır.
Naomi Zack, Oregon Üniversitesi'nde felsefe ve danışman profesörüdür. Zack, birçok tezine ek olarak yedi tane kitabı yayımlanan bir yazardır. Özellikle afet ve ırkçılıkla başa çıkmak zorunda olan bölgelere, feminist etiklerindeki bölümlere fazlasıyla katkı sağlamıştır. Zack, kadınların temsilciliğiyle alakalı birçok profesyonel rolde ve felsefede yetersiz temsil edilen gruplarda yer almıştır. Zack, aynı zamanda, Hypatia: A Journal of Feminist Philosophy, The Journal of Race and Policy, Ethnic Studies: an Interdisciplinary Journal of Culture ve Radical Philosophical Review gibi dergilerin yayın kurulu üyesidir.

Kathryn Gines, Amerikalı filozof. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nde Felsefe bölümünün yardımcı Doçentidir. Çalışmalarının çoğunda Felsefe bünyesindeki çeşitliliği araştırmaya odaklandı. Siyahi Kadın Düşünürleri Cemiyeti'nin kurucusudur.
Psikiyatri felsefesi, psikiyatri ve ruhsal bozukluk ile ilgili felsefi soruları araştırır. Bilim ve tıp filozofu Dominic Murphy, psikiyatri felsefesinde üç araştırma alanını şu şekilde tanımlar: Birincisi, bilim felsefesinin araçlarını daha geniş bir şekilde kullanarak psikiyatrinin bir bilim olarak incelenmesiyle ilgilidir, ikincisi akıl hastalığı deneyimi de dahil olmak üzere akıl hastalığı tartışmasında kullanılan kavramların ve ortaya çıkardığı etik soruların incelenmesini gerektirir, üçüncüsü zihin felsefesi ile psikopatoloji arasındaki bağlantılar ve süreksizliklerle ilgilidir.
Rosemarie "Rosie" Tong, Amerikalı bir feminist filozoftur. 1998'de Feminist Düşünce: Daha Kapsamlı Bir Giriş, feminist teorinin belli başlı geleneklerine genel bir bakış kitabının yazarı, Charlotte North Carolina Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde sağlık bakımı etiği alanında fahri seçkin profesördür.