İçeriğe atla

Anlam (dilbilim)

Anlam, sözcüğün anlattığı düşünce. Sözcükler birden fazla anlama gelebilir. Bu durumda anlamlardan biri "öz anlam", diğeri "yan anlam", bir başkası "mecaz anlam"dır. Sözcükler zamanla yeni anlamlar alarak zenginleşebilir ya da anlamlarını kaybedebilirler. Anlamlarını kaybetmelerine anlam daralması; yeni anlamlar kazanmasına anlam genişlemesi denir.

Kelimelerin anlamlarını ve değişimlerini izleyen alana anlambilim denir.

Kelimeler gerçek ve mecaz anlamlıdır. Bazı kelimeler tarih içinde gerçek anlamını bırakır ve argolaşır: Hıyar'ın badem anlamını yitirerek ilk akla gelen anlamının kazma, kaba olması gibi. Bazı kelimeler çok anlamlıdır: Gül, dil gibi. Bazı kelimeler ise geniş anlamlarından önce dar anlamını ifade ederler: "salatalık"ın "hıyar" anlamını edinmesi gibi. Bazıları anlam kaymasına uğrar: "kafa göz yarmak" gibi. Anlam oyunu, bir kelimenin bütün anlamlarını bir cümlede ifade etmektir: "Adın Gül amma gülemedin ömründe" gibi. Anlam genişlemesi veya yayılması kavramı, bir kelimenin tarih içinde dar anlamından geniş anlamına evrilmesidir: Çamlıca (tepeden gazoza).

Anlamdaş kelimeler, anlamları yakın kelimelerdir. Anlamı aynı denilen eşanlamlı kelimeler her zaman tam olarak aynı manada olmaz, aralarında yine bir nüans vardır. Eşanlamlı diye kastedilen çoğunlukla eski/yeni kelimelerdeki aynılıktır: deprem-zelzele, uçak-tayyare, yıl-sene. Türkçede anlamı kuvvetlendirme başlığında, ikilemelerde eşanlamlılık ve tekrarlama ile yapılır: hatır gönül, takım taklavat gibi. Özel dillerden argonun ana dille paralel anlamları vardır. Ayrıca grup dili jargonlarıyla da ana dil kesişebilir. Aynı kelime, değişik meslek dillerinde ve bilim dallarında aynı başlıkta farklı anlamlara sahiptir.

Bazen özel isimlerin genelleşerek bir tür adına veya sıfata dönüştüğü görülebilir.[1] Buna örnek olarak bazı markaların aynı kategorideki başka marka ürünleri ifade ederken kullanılması verilebilir. Ayrıca eski edebiyatta satrancı bulan kişi olarak bahsedilen Leclâc adlı şahsın[2] ismi leylaç şeklinde "kumar oynama konusunda isim yapmış; üçkâğıtçı" ve Gazneli Mahmud'un yalakası olarak bilinen Telhek'in adı da "soytarı; dalkavuk" gibi anlamlarda kullanılmaktadır.[]

Kaynakça

  1. ^ Aksan, Doğan (1997), Anlambilim Anlambilimin Konuları ve Türk Anlambilimi, Ankara 
  2. ^ KAYAOKAY, İlyas (Ağustos 2018). "Divan Şiirinde Satranç Terimleriyle Yazılmış Manzumeler". 1 (1). Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi (ESTAD): 245-268. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dil</span> insanlar arasında iletişim kurmayı sağlayan doğal bir iletişim aracı

Dil, insanlar arasında anlaşmayı ve iletişimi sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kuralları olan ve ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık, çok boyutlu kavramlar bütünü; temeli tarihin bilinmeyen dönemlerinde atılmış bir gizli anlaşmalar düzeni, seslerden örülmüş toplumsal bir kurum ve yapıdır.

Teori veya kuram, bilimde bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler temel alınarak yapılan bir açıklamasıdır. Kuram, herhangi bir olayı açıklamak için kullanılan düşünce sistemidir. Genel anlamda kuram, bir düşüncenin genel, soyut ve ussal olmasıdır. Ayrıca bir kuram, açıklanabilir genel bağımsız ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkelere bağlı kalarak doğada sonuçların nasıl örneklendirileceğini açıklamaya çalışır. Sözcüğün kökü Antik Yunan’dan gelmektedir. Ancak günümüzde birçok ayrı anlamlarda kullanılmaktadır. Kuram, varsayımla (hipotez) aynı anlama sahip değildir. İkisinin de anlamı başkadır. Kuram bir gözlem için açıklanabilir bir çerçeve sağlar ve kuramı sağlayacak olan sınanabilir varsayımlar tarafından desteklenir.

<span class="mw-page-title-main">Mecaz</span> bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz veya kavram

Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan sözlere veya kavramlara Türkçe eğretileme; Arapça mecaz, istiare; Fransızca trope denir.

Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir. İki veya daha çok sözcükten kurulu bir çeşit dil ifadesi olan deyimler, duygu ve düşünceleri dikkati çekecek biçimde anlatan ad, önad, belirteç, yalın ve birleşik eylem görünüşlü dilsel yapılardır. Ya tam bir tümcedirler ya da bir söz öbeğidirler.

<span class="mw-page-title-main">Dilbilim</span> insan dilinin araştırılması

Dilbilim, dil bilimi, lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, söz dizimi (sentaks), ses bilgisi (fonetik), ses bilimi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim (pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimde dilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.

Anlambilim, anlam bilimi, anlam bilgisi ya da semantik, anlamları inceleyen bilimdir. Anlam bilimi felsefî ya da mantıksal ve dilbilimsel olmak üzere iki farklı açıdan ele alınabilir. Felsefî ya da mantıksal yaklaşım, göstergeler ya da kelimeler ile bunların göndergeleri arasındaki bağlantıya ağırlık verir ve adlandırma, düz anlam, yan anlam, doğruluk gibi özellikleri inceler. Dilbilimsel yaklaşım ise zaman içinde anlam değişiklikleri ile dilin yapısı, düşünce ve anlam arasındaki karşılıklı bağlantı vb. konular üstünde durur.

Tevriye, anlamla ilgili edebî sanatlardan biri. Sesteş bir kelimenin bir dizede, beyitte, dörtlükte iki gerçek anlama gelecek biçimde kullanılmasına ve bir sözcüğün yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmeye tevriye sanatı denir. Örtmek, meramı gizlemek demektir. Bazı kaynaklarda tevriye ve iham sanatları eş anlamlı kabul edilirler. Fakat ihamda, ikiden fazla anlamı olan kelimenin bir mısra veya beyitte bütün anlamları kasdedilirken, tevriyede yakın anlamı verilerek uzak anlamı kastedilir.

<span class="mw-page-title-main">Salatalık</span> bir bitki

Hıyar veya salatalık, kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasından bir bitki türü ve meyvesine verilen ad. Ana yurdunun Kuzey Hindistan olduğu sanılan bitkinin tarımı çok eski dönemlerden beri yaygın olarak yapılmaktadır.

Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

<span class="mw-page-title-main">Sembol</span> bir fikri, süreci veya fiziksel bir varlığı temsil eden bir şey

Sembol veya simge, kavramın uzlaşımsal olarak betimlendiği gösterge türü. Bir düşüncenin, nesnenin, niteliğin, niceliğin vb. ruhbilimsel ve düşünbilimsel açıdan betimlenmesi simgesel anlam taşıyan yapay bir belirtidir. Tüm simgeler doğaları itibarıyla kavramsal olup, sözel, görsel ya da sayısal olabilirler.

Argo, bir dilin parçası olmakla birlikte, toplumun belli bir çevresi tarafından kullanılan, kendine özgü sözcük, deyim ve deyişlerden oluşan özel bir dildir. Argo küfür değildir fakat küfürlü argo terimler de vardır.

İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan bir süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar.

Tesarus, sözlüğe benzeyen, ama tanımlar ve okunuşlar yerine eşanlamlılar ve zıt anlamlılardan oluşan bir dizindir. Kısaca tesarusu Hiyerarşik Terimler Dizini olarak adlandırabiliriz.

Eş anlamlı, anlamdaş, müteradif veya sinonim; yazılışları farklı olduğu hâlde anlamları aynı veya çok yakın olan sözcükler.

Biçimbilim, yapıbilim, biçim bilgisi, şekil bilgisi, morfoloji veya yapı bilgisi dilbilimde sözcüklerin içyapısını inceleyen alt dalıdır. Temel inceleme nesnesi, dilin anlam taşıyan en küçük parçaları olan biçimbirimlerdir. Biçimbilim, sözcükleri, nasıl oluşturulduklarını ve diğer sözcüklerle ilişkilerini inceler ve sözcüklerin kök, gövde ve ek gibi bileşenlerinin yapısını çözümler.

Kam, Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe büyücü din büyüğü, Şaman. "Gam" veya "Ham" olarak da söylenir. Topluluklarda doğaüstü güçlerle iletişime geçtiğine inanılan din büyüğü.

Eşsesli, sesteş veya homofon; söylenişleri (telaffuzları) aynı, anlamları farklı olan (sözcükler). Eşsesli kelimelerin yazılışları (imlâları) her zaman aynı olmayabilir. Eğer telaffuzun yanı sıra yazılışları da aynı ise homonim olarak adlandırılırlar. -Telaffuzuna bakılmaksızın- yazılışları aynı olan sözcüklere ise homograf denir.

Temel anlam; bir kelimenin ortaya çıkış nedeni olan, akılda uyandırdığı ilk anlamdır. Bu anlamdan türeyen ve yakın ilişkili olan yeni anlamlara ise yan anlam denir. Temel ve yan anlamlar birlikte "gerçek anlamları" meydana getirirler.

Sözcükte anlam değişmesi, Türkçede meydana gelen bir dil olayıdır. Bazı sözcükler zaman içinde farklı anlamlar kazanabilir. Kendi içinde beşe ayrılır; anlam iyileşmesi, anlam kötüleşmesi, anlam genişlemesi, anlam daralması ve güzel adlandırma. Dildeki anlam değişmesi sürekli devam eder.