
Kolera, Vibrio cholerae isimli bakteri türünün bazı suşlarının neden olduğu bulaşıcı bir ince bağırsak hastalığıdır. Hiç belirti göstermeyebileceği gibi hafif ya da ağır seyredebilir. Klasik belirtisi birkaç gün süren büyük miktarlarda sulu ishaldir. Kusma ve kas krampları da eşlik edebilir. İshalin şiddetine bağlı olarak saatler içinde dehidratasyon ve elektrolit dengesizliği oluşabilir. Bu durum gözlerin içe çökmesi, ciltte soğukluk ve elastikliğin azalması ile el ve ayak derisinde buruşmaya yol açar. Dehidratasyon deri renginin maviye dönmesine sebep olabilir. Belirtiler bakterinin vücuda alınmasından iki saat ile beş gün sonrasında başlar.

Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir.

Şigelloz, ağır vakalarda basil dizanterisi olarak da bilinir, Shigella bakterisinin bağırsaklarda neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Belirtiler genelde bakterinin alınmasından bir-iki gün sonra başlar. İshal, ateş ve karın ağrısı ile bağırsakların boş olmasına rağmen dışkılama isteği (tenesmus) bazı belirtileridir. İshal kanlı olabilir. Belirtiler tipik olarak beş-yedi gün sürer, ancak bağırsakların normal düzenine dönmesi birkaç ayı bulabilir. Şigelloz komplikasyonları arasında reaktif artrit, sepsis, nöbetler ve hemolitik üremik sendrom bulunur. Hayvanlarda ender olarak görülür, başlıca insan ve primatların bir hastalığıdır.

Bağırsak solucanı, insanlarda hastalığa yol açan büyük bir helmint türü. Ascaris cinsinin bir üyesi olan bu yuvarlak solucan, insanlarda bilinen en yaygın parazitik solucandır. İnsanların yaklaşık 1/6'sının hayatlarının bir döneminde A. lumbricoides veya benzeri bir yuvarlak solunca enfeksiyonu geçirdiği tahmin edilmektedir. Tropik ve subtropik ülkelerde yaşayan insanların enfeksiyon riski daha yüksektir.
Tenya veya Taenia saginata, ince bağırsakta yaşayan bir yassı solucan türü.

Domuz gribi, Orthomyxoviridae ailesinden, herhangi bir virüs tarafından oluşmuştur. Domuzlarda oluşan virüse çok benzediği için adına Domuz Gribi denmektedir. Hastalık tıp alanında İngilizce swine influenza virus kelimelerinin baş harflerinin bir araya getirilmesiyle kısaca SIV olarak adlandırılır. Bilinen tüm SIV tipleri ya Influenzavirus A (çoğunlukla) ya da Influenzavirus C (ender) tipindedir. Aşısı bulunmaktadır. 2009 salgınına neden olan virüs, influenza A virüsünün alt türlerinden biri olan H1N1'dir.

Chagas hastalığı ya da Amerika tripanozomiyazı, Trypanosoma cruzi adlı protozoanın neden olduğu tropikal bir paraziter hastalıktır. Çoğunlukla öpücük böceği (Triyatomine) olarak bilinen böcekler aracılığıyla yayılır. Belirtiler, enfeksiyonun seyri sırasında değişkenlik gösterir. Hastalığın ilk aşamasında tipik olarak herhangi bir belirti görülmez ya da aşağıdaki hafif belirtiler görülür: ateş, lenf düğümlerinde şişme, baş ağrısı ya da ısırık yerine mahsus şişlik. Fertler 8–12 hafta sonra hastalığın kronik aşamasına girer ve hastaların %60-70'inde asla başka belirti görülmez. Hastaların kalan %30-40'lık kısmında, enfeksiyonun ilk defa bulaşmasından 10 ila 30 yıl sonra başka belirtiler gelişir. Bu belirtiler arasında hastaların %20 ila 30'unda görülen ve kalp yetmezliğine yol açan karıncık genişlemesi sayılabilir. Ayrıca, hastaların %10'luk kesiminde megaözefagus ya da megakolon görülebilir.

Ekinokokkoz ya da diğer adlarıyla kist hidatik, hidatidoz veya halk arasında türüne bakılmaksızın bilinen adıyla kist hastalığı, Echinococcus türü şerit solucanlarının sebep olduğu bir paraziter hastalıktır. İnsanlarda bu hastalığın iki ana türü görülür: kistik ekinokokkoz ve alveolar ekinokokkoz. Daha seyrek görülen ve polikistik ekinokokkoz ve ünikistik ekinokokkoz adı verilen iki türü daha vardır. Bu hastalık çoğunlukla belirti vermeden başlar ve bu durum yıllarca sürebilir. Ortaya çıkan belirti ve işaretler kistlerin yerine ve büyüklüğüne bağlıdır. Alveolar hastalık genellikle karaciğerde başlar, ama akciğerler ve beyin gibi vücudun diğer kısımlarına da sıçrayabilir. Karaciğeri etkilenen kişilerde karın ağrısı, kilo kaybı ve renkte sararma görülebilir. Akciğer hastalığı ise göğüs ağrısına, nefes darlığına ve öksürüğe yol açabilir.

Onkoserkiyaz ya da bilinen diğer adlarıyla nehir körlüğü veya Robles hastalığı, bir asalak solucan olan Onchocerca volvulus enfeksiyonunun sebep olduğu bir hastalıktır. Hastalığın belirtileri arasında şiddetli kaşınma, deri altında şişlikler ve körlük sayılabilir. Trahom hastalığının ardından körlüğün en yaygın ikinci sebebidir.

Trikuriyaz, bir parazitik solucan türü olan Trichuris trichiura’nın yol açtığı bir enfeksiyondur. Enfeksiyon yalnızca birkaç solucandan kaynaklanıyorsa çoğunlukla bir belirti görülmez. Ama çok sayıda solucanla enfekte olan kişilerde karın ağrısı, yorgunluk ve ishal görülebilir. Bu ishal bazen kanlı olabilir. Bu enfeksiyona yakalanan çocuklarda zihinsel ve fiziksel gelişim geriliği gözlenebilir. Kan kaybından dolayı kırmızı kan hücresi seviyesi düşebilir.

Kuluçka süresi, canlının patojenik organizmaya, kimyasal maddeye ya da radyasyona maruz kalma ile belirgin belirtilerin ve bulguların ortaya çıkması arasında geçen süre. Tipik olarak enfeksiyon hastalıklarında, konakta belirtilerin ortaya çıkabilmesi için enfeksiyöz organizmanın çoğalması dönemidir.

Coccidioides immitis, güneybatı Amerika Birleşik Devletlerinin, kuzey Meksika'nın ve Batı yarımkürede başka birkaç bölgede toprakta bulunan patojenik bir mantardır.

Pelvik inflamatuar hastalık (PİH), kadın üreme sisteminin üst kısmının, yani uterus, fallop tüpleri ve overlerin ve pelvis içinin enfeksiyonudur. Sıklıkla semptomsuz olabilir. Eğer bulgu ve semptomlar varsa, alt karın ağrısı, vajinal akıntı, ateş, idrara çıkma ile yanma, ağrılı cinsel ilişki, cinsel ilişki sonrası kanama veya düzensiz adet kanaması olabilir. Tedavi edilmeyen PİH, infertilite, ektopik gebelik, kronik pelvik ağrı ve kanser gibi uzun süreli komplikasyonlara neden olabilir.

Grip aşısı, grip virüslerinin neden olduğu hastalıklardan korunmak için uygulanan bir aşıdır. Bu aşının yeni türleri yılda iki kez uygulanmaktadır. Çünkü grip virüsü çok hızlı değişim göstermektedir. Etkinliği yıldan yıla değişse de, gribe karşı en etkili yöntemdir. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri, aşının hastalığı, doktora gitmeyi, hastaneye yatırılmayı ve ölümü azalttığını tahmin etmektedir. Grip olan aşılanmış işçiler ortalama yarım gün daha erken işe dönmektedir. Aşının 65 yaş üstü bireyler üzerindeki etkisi, kaliteli araştırma yapılmadığı için belirsizdir.

Temas öncesi profilaksi (PrEP), hastalığa neden olan bir ajana, genellikle bir virüse henüz maruz kalmamış kişilerde hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla ilaçların kullanılmasıdır. Terim tipik olarak HIV/AIDS'in önlenmesi için bir strateji olarak bazı antiviral ilaçların kullanımına atıfta bulunur. PrEP, HIV negatif olan ancak HIV bulaşma riski yüksek olan cinsel yönden aktif yetişkinler, intravenöz uyuşturucu kullanan kişiler ve sero-uyumsuz cinsel olarak aktif çiftlere uygulanır.
Su yoluyla bulaşan hastalıklar su yoluyla bulaşan patojenik mikroorganizmaların neden olduğu ölüm, sakatlık, hastalık veya bozukluklar gibi insan sağlığı üzerindeki olumsuz durumlardır. Bu hastalıklar banyo yapma esnasında, temizlik esnasında, içme suyu yoluyla veya kirli suya maruz kalan yiyeceklerin tüketilmesiyle yayılabilir. Bunlar, dünyanın dört bir yanındaki gelişmekte olan ülkelerin kırsal alanlarındaki kritik sorunlardandır. Su yoluyla bulaşan hastalıkların en sık bildirilen semptomları ishal ve kusma olsa da cilt, kulak, solunum veya göz problemleri de bu semptomlara dahil edilebilir. Temiz su temini, sanitasyon ve hijyen (WASH) eksikliği, bir toplumda su yoluyla bulaşan hastalıkların yayılmasının ana nedenleridir. Bu nedenle, temiz içme suyuna ve sanitasyona erişim su yoluyla bulaşan hastalıkları önlemenin ana yöntemidir.

Toxocara canis, öncelikle köpekleri ve diğer köpekgilleri enfekte eden, ancak aynı zamanda insanlar dahil diğer hayvanları da enfekte edebilen dünya çapında dağılmış bir helmint parazitidir. Adı, Yunanca yay veya sadak anlamına gelen "toxon" sözcüğünden ve Latince et anlamına gelen "caro" sözcüğünden türetilmiştir. T. canis, kesin konağın ince bağırsağında yaşar. Bu parazit yavru köpeklerde çok yaygındır ve yetişkin köpeklerde biraz daha az görülür. Yetişkin köpeklerde enfeksiyon genellikle asemptomatiktir ancak ishal ile karakterize edilebilir. Buna karşılık, tedavi edilmeyen Toxocara canis enfeksiyonu yavru köpeklerde ölümcül olabilir ve ishale, kusmaya, zatürreye, karın bölgesinde genişlemeye, şişkinliğe, büyüme hızında azalmaya ve diğer komplikasyonlara sebep olabilir.

Kancalı kurtlar, insanların ve hayvanların ince bağırsağında parazit olarak yaşayan, nematoda şubesine ait helmint türleridir. Kancalı kurt türleri büyük bir çeşitliliğe sahip olmakla birlikte tek bir tür değildir, özellikle de insanlarda Ancylostoma duodenale ve Necator americanus olmak üzere iki tane kancalı kurt türü görülebilir.

Necator americanus, insanların ince bağırsağında parazit olarak yaşayabilen bir helminttir.
Zoonotik kancalı kurtlar, hayvanlarda parazit olarak yaşayan lakin insanlara bulaşabilme potansiyeli olan helmint türleridir.