İçeriğe atla

Ankara tarihi

Ankara Garı önünde yer alan Nasrettin Hoca'yı eşeğe değil de Hitit aslanına ters binmiş gösteren Metin Yurdanur Miras isimli çalışması. Heykel ile Anadolu kültürünün çok katmanlı birikimi göz önüne getirilmeye çalışılmıştır

Ankara'nın tarihi, Tunç Çağı Hatti uygarlığına kadar uzanmaktadır. Bunu milattan önce ikinci milenyumda Hitit uygarlığı dönemi, milattan önce onuncu yüzyıldaki Frigya uygarlığı dönemi ve sonrasında sırasıyla Lidyalılar, Farslar, Makedonlar, Galatyalılar, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Selçuklu Hanedanı ve Osmanlı İmparatorluğu dönemleri takip etmektedir.

Tarih öncesi Ankara

Anadolu Medeniyetleri Müzesi - Filgiller alt çene kemiği
Anadolu Medeniyetleri Müzesi - Gergedangillere ait bir kemik

Anadolu'daki insan karakterli ilk fosil primat kalıntıları Fikret Ozansoy tarafından Ankara'da bulunmuş ve Ankarapithecus meteai adı verilmiştir.[1][2]

Ankara'nın bilinen tarihi Paleolitik Çağa[3] kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır.[4]

Eti Yokuşu'nda 1937'de Türk Tarih Kurumu tarafından yapılan ve Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu tarafından idare edilen kazıların raporu Etiyokuşu hafriyatı raporu[5] adıyla 1937'de basılmıştır. Bu raporda buranın en az MÖ 3000 yıllarında iskan edildi belirtilmektedir. Raporda birinci kısımda graviye içinde elde edilen Paleolitk aletler, ikinci kısımda ise Kalkslitik yerleşim yerinde toplanan keramik ve diğer çeşitli kültür piyesleri ayrıntılı olarak incelenmiş ve envanterleri yayınlanmıştır.[6]

Ankara'nın eskiliği ile ilgili buluntular Anadolu Medeniyetleri Müzesi Çağlar boyu Ankara galerisinde sergilenmektedir. İlk basımı 1950 olan Avram Galanti'ye ait Ankara Tarihi Kitabı II. bölümde buluntular gösterilmektedir.

Hititler dönemi

Hititler MÖ 2000'de Anadolu'daki ilk siyasi birliktir. Ankara şehir merkezi ve çevresindeki en eski kalıntılar Bronz çağında hüküm sürmüş olan Hatti uygarlığına aittir. Helenistik döneme kadar yazılı belgelerde Ankara hakkında bir bilgi bulunmadığından Hitit dönemi Ankara'sı hakkındaki bilgilere bu dönemi ve kültürü ortaya koyan Orta Anadolu'daki merkezler[7] ve Ankara çevresindeki aslan ve sfenks tasvirleri[8] aracılığı ile ulaşılmaktadır. Bilinen Ankara'nın bugünkü şehir sınırları içinde yerleşim olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır.

Hitit kenti olan Ankawa'nın bugünkü Ankara olmadığı görüşleri vardır.[9]

Frigler dönemi

Frigya'nın konumu - geleneksel bölge (sarı) - genişletilmiş krallık (turuncu)

MÖ 12. yüzyıl başlarında Boğazlar üzerinden Anadolu'ya giren deniz kavimlerinin istilasıyla Hitit İmparatorluğu ortadan kaldırılmıştır.[10] Ankara ve çevresine Frigler egemen olmuşlardır. Friglerin ilk kralı ülkenin başkenti Gordion’a adını veren Gordias’tır. Tarihçi Arianos’a göre Gordias Thelmessos’lu (Fethiye) bir kadınla evlenmiş ve Midas adını verdiği bir oğlu olmuştur. Geçmiş dönemlerine ait kesin bilgiler bulunmayan Friglerin en çok bilinen ve meşhur kralı Midasdır. Ancak yapılan bazı araştırmalara göre Frigyalıların bütün krallarına Midas adını verdiği de söylenmektedir.

Gordion şehri, bugünkü Ankara'ya 76 km uzaklıkta bulunan Polatlı ilçesinin sınırları içinde bulunmaktadır.

Ankara'nın kurulmasına dair anlatılanlar arasında olan Frigya tradisyonunda, Kral Midas Ankara'nın kurulmasının önderi kabul edilir.

İkinci yüzyılın ortalarında yaşamış olan Lidya’lı gezgin Pausanias, Galatların Anadolu’ya yerleşmeleri hakkında bilgi verirken, Ankara’dan da söz eder. Ankara kentini Gordios’un oğlu Midas’ın kurduğunu ve Frig’lerin bir kenti olduğunu anlatır. Yunanca ve Latince gemi çapası demek olan kentin ismi için açıklama yapma gereğini duyan Pausanias, Midas’ın bulduğu gemi çapasının, kendi dönemine kadar Jüpiter (Zeus) tapınağında saklandığını söyleyerek kentin isminin arkasındaki anlamı vermeye çalışır. Gene Pausanias, adı geçen metinde, Midas kaynağı adı ile bilinen ve üzerine öyküler yazılan su kaynağının, Ankyra kentinde olduğunu bildirir ve "İşte Galat’lar bu Ankyra kentini aldılar" der.[11]

Ankara'daki Frig varlığı bugünkü şehir sınırları içinde Ankara istasyonu civarında, belediye binası yanında, Çankırıkapı'da, Augustus Tapınağı'nın ve Türk Tarih Kurumu binasının temellerinde bulunan kalıntılarla kendini göstermektedir.

Anıtkabir ile Atatürk Orman Çiftliği arasında bulunan 20 kadar tümülüs Frig dönemi nekropollerindendir.[10]

Lidyalılar dönemi

Croesus'un Lidya haritası, 6. yüzyıl MÖ

Ankara MÖ 7. yüzyılda Batı Anadolu'da Gediz ve Küçük Menderes vadilerini kapsayan bölgeye egemen olan ve tarihte para basımını ilk kez gerçekleştiren kavim olarak bilinen Lidya'lıların eline geçmiştir.

Pers İmparatorluğu dönemi

Pers İmparatorluğu'nun egemenliği, Makedonya kralı Büyük İskender'e yenilmelerine kadar devam etmiştir.

Hellenistik süreç

Ankara, Büyük İskender tarafından MÖ 333 yılında fethedildi, İskender, Gordion şehrinden gelmişti ve kısa bir süre burada ikamet etti. Babil'de ölümünden sonra (MÖ 323) generalleri arasında bölüşülen imparatorlukta Ankara'ya Antigonus sahip oldu. Antik zamanda şehrin en büyük genişlemesini yaşadığı Frigya döneminin dışında, bir başka önemli genişleme Ankara'ya gelip şehri Kara Deniz limanları ve Kırım ile kuzey; Asur, Kıbrıs ve Lübnan ile güney; ve Gürcistan, Ermenistan ve Pers İmparatorluğu ile doğu arasında mal ticareti için merkez haline getiren Pontos Yunanları zamanında meydana geldi. O zamana kadar şehir (Türkler tarafından biraz değiştirilerek Ankara olarak kullanılmaktadır.) Ànkyra (Yunanca'da Çapa anlamına gelmektedir.) ismini almıştı.[]

Galatyalılar dönemi

Roma İmparatorluğu döneminde Galatlar'ın başkenti Ancyra

MÖ 278'de Orta Anadolu'nun geri kalan bölümüyle beraber Kelt ırkından Galatyalılar tarafından istila edildi. Bunlar Ankara'yı önde gelen kabilelerinden Tectosagelerin merkezi yaptılar. Diğer kabile merkezleri Trocmilerin merkezi Pessinos (Balhisar) ve Ankara'nın doğusunda Tolstibogiilerin merkezi Tavium idi. Kente o zaman Ankara deniyordu. Kelt unsuru belki de az sayıda, Frig dili konuşan köylüler üzerinde bir savaşçı aristokrasiden ibaretti. Yine de Kelt dili Galatia'da yüzyıllarca konuşulmaya devam etmiştir. MS IV. yüzyıl sonlarında Galatya'nın yerlisi olan St.Jerome Ankara çevresinde konuşulan dilin Roma İmparatorluğunun kuzeybatısında (Trier yakınları)konuşulan dile çok benzediğini yazmaktadır. Bu belki de daha eski Frig dili konuşan nüfusun Kelt işgalcilerin dilini benimsediğini göstermektedir.[]

Romalılar dönemi

Ankara Anıtı Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ndeki minyatürü
Res gestae Divi Augusti parçaları.

Şehir Augustus tarafından MÖ 25 yılında fethedilmiş ve Roma İmparatorluğu tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Galatya'nın başkenti Ankara, büyük ticari öneme sahip bir merkez olma özelliğini de sürdürdü. Ankara aynı zamanda duvarlarında mermere kazınmış Res Gestae Divi Augusti diye bilinen kitabeyi bulunduran ve Augustus'un Faaliyetlerinin resmi kayıtlarını içeren Ankara Anıtı (Augustus ve Roma Tapınağı) ile de ünlüdür. Ankara kalıntıları bugün hala değerli yarım kabartmalar, kitabeler ve diğer mimari parçalarla döşelidir.

Augustus Ankara'yı Orta Anadolunun üç yönetim merkezinden biri yapmaya karar verdi. Daha sonra şehre Frigyalılar ve Gal dili ve Keltçeye yakın bir dil konuşan Galatyanlar yerleştirildi. Ankara Tectosage diye bilinen kabilenin merkeziydi ve Augustus onları geliştirerek imparatorluğuna ana bir merkez haline getirdi. İki diğer Galatyan kabile merkezleri; Yozgat yakınlarındaki Tavium ve Batıda Sivrihisar yakınındaki Pessinus (Balhisar) Roma döneminin oldukça önemli yerleşkeleri olma durumlarını sürdürdüler fakat Ankara büyük bir metropol haline geldi.

Roma İmparatorluğunun iyi zamanlarında Ankara'da 200,000 kişi yaşadığı tahmin edilmektedir ve bu sayı Roma İmparatorluğunun düşüşünden on ikinci yüzyılın başlarına kadar olan zamandan çok daha fazladır. Küçük bir nehir olan Ankara Çayı Roma şehirlerinin içerisinden doğru akmaktadır. Şimdi nehir çevrilmiş durumdadır fakat Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde eski kentlerin kuzey sınırlarını belirlemekteydi. Çankaya, şimdiki şehir merkezinin güneyinde görkemli tepelerin kenarında Roma şehirlerinin dışında bulunmaktaydı ve muhtemelen yazlık dinlenme yerleri olarak kullanılmaktaydı. 19. yüzyılda En az bir Roma villası veya köşkünün kalıntıları şu anki Çankaya Köşkünün çok fazla uzağında olmayan bir yerde bulunmaktaydı. Roma şehri batıda Tren İstasyonu ve Gençlik Parkının olduğu alana, tepelerin güneyinden doğru da şu anda Hacettepe Üniversitesinin kapladığı bölgenin aşağısına doğru uzanmaktaydı. Ankara tüm ölçütlerde büyüyebilen ve diğer Roma kentleri olan Gaul veya Britanya'dan daha geniş bir şehirdi.

Gotlar ve Arapların seferleri

Ankara'nın önemi Kuzey Anadolu'daki yolların kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanarak bir kavşak noktası oluşturmasına dayanmaktadır. Büyük İmparatorluk yolları Ankara'dan geçerek doğuya doğru uzanıyordu ve imparatorların ve ordularının başarıları bu yoldan geçmekteydi. Bu yollar yalnızca Roma büyük şehirlerini bağlamakla kalmamış, aynı zamanda işgalciler için de kullanışlı bir güzergâh olmuşlardır. 3. yüzyılın ikinci yarısında, Ankara batıdan gelen Gotların önlenemez başarılarıyla istila edildi (Kapadokya'nın kalbine girerek esirler almışlar ve şehri talan etmişlerdir) ve daha sonra da Araplar geldi. 10 yıllık bir dönemde şehir antik dünyanın en görkemli kraliçelerinden birinin batı ileri karakollarından biri haline gelmişti. Suriye çöllerinden gelen Palmiralı Arap imparatoriçesi Zenobia Roma imparatorluğu içindeki zayıflık ve kargaşadan faydalandığı bir dönemde avantajı eline alarak kendine burada kısa ömürlü bir devlet kurmuştur.

Geç Roma süreci

Şehir 272 yılında İmparator Aurelian kontrolündeki Roma İmparatorluğuna tekrar bağlandı. Diocletian (284-305) tarafından çoklu (dörde kadar) yöneticilerin bulunduğu bir sistem olan tetrarşi yürürlüğe sokuldu ve önemli bir program olan yeniden yapılanma ve Ankara'nın batısına Germe ve Dorlion (şimdiki Eskişehir) doğru yol yapım çalışmalarına girişildi.

Altınçağında Roma Ankarası büyük bir pazar ve ticaret merkezi olmasının yanında aynı zamanda büyük yönetim sarayları ve ofisleri olan şehrin resmi önemli kurallarının konduğu praetoriumları barındıran büyük bir yönetim merkezi olarak da görev yapmaktaydı. 3. yüzyıl boyunca Ankara'da yaşam, tıpkı diğer Anadolu şehirlerinde olduğu gibi askeri olarak işgal girişimlerine karşı koyma ve şehrin ayakta durmasını sağlamaya yönelikti. Ankara'nın tarihi Bronz Çağ'da Hitit medeniyetine kadar götürülebilir ve sonra sırasıyla milattan önce 2. milenyumda Hititler, MÖ 10. yüzyılda Frigyalılar, daha sonrasındaysa Lidya, Persler, Makedonya, Galatya, Romalılar, Bizanslar, Selçuklular ve Osmanlıların hakimiyetine girmiştir.

Hristiyan Ankara

Ankara yakınlarındaki Kallippi'nin bilinmeyen bir köyünün yerlileri, Proklos ve Hilarios'un da dahil olduğu o zamanların şehitleri İmparator Trajan (98-117)'ın büyük baskısına maruz kalmışlardı. MS 280'de biliyoruz ki güney Anadoludan bir mısır tüccarı olan Philumenos ve Eustathius yakalanmışlar ve Ankara'da öldürülmüşlerdir.

Diğer Roma şehirlerinde olduğu gibi, Diocletian devri Hristiyanlar üzerindeki baskının doruk noktasına ulaştığı dönemi göstermektedir. 303 yılında, Ankara İmparator yardımcısı Diocletian ve onun vekili Galerius'un Hristiyan karşıtı zulümlere giriştiği şehirlerden biriydi. Ankara'daki ilk hedefleri ismi Clement olan kentin 38 yaşındaki piskoposuydu. Clement yaşamında, önce Romaya getirilmiş sonra oradan geri yollanmıştır ve o, kardeşi ve birçok yandaşı ölüme yollanmadan önce birçok sorgu ve cefaya katlanmak zorunda bırakılmışlardır. St. Clement kilisesinin kalıntıları bugün Ulus Meydanındaki Işıklar Caddesinde bulunabilir. Büyük ihtimalle Clement'in buralara gömüldüğü düşünülmektedir. Dört yıl sonra şehrin Plato isimli doktoru ve kardeşi Antiochus Galerius tarafından öldürülmüşlerdir. Sonradan Theodotus'a aziz olarak saygı gösterilmiştir.

Fakat zulümler başarısız olmuştur ve 314'te Ankara zulümler sonrası Hristiyan kilisesinin yeniden yapılanmasında dini hükümlerin belirlendiği kilisenin önemli bir merkezi olmuştur ve asıl olarak buraya 'lapsi'&mdash denilen baskı süresince teslim olmuş ve paganizmi benimsemiş olan Hristiyanlar yerleşmişlerdir. 4. yüzyıl boyunca Galatya'nın Asyadaki resmi başkentinde üç meclis toplanmıştır. İlki bir ortodoks genel kilise meclisi 314 yılında toplandı onların 25 disiplin kanunları Pişmanlık Ayinleri yönetiminin o zamandaki en önemli belgelerinden birini meydana getirmiştir. Onlardan dokuz tanesi lapsilerin barışlarıyla ilgili durumla alakalı, diğerleri ise evlilik, kilisenin özelliklerine yabancılaşma vb. konuları içermekteydi.

Clement zamanında Ankara'da Paganizm dini sendelemeye uğrasa da hala en yaygın inanç olma özelliğini sürdürmekteydi. Yirmi yıl sonra, Hristiyanlık ve tektanrıcılık onun yerini almış oldu. Ankara birdenbire günlük yaşamı keşişler, papazlar ve din kavgalarının sardığı bir Hristiyan şehrine dönmüştü. Şehir meclisi ve senatosu piskoposlara yerel temsilcilik görevi vermişlerdir. 4. yüzyılın ortaları boyunca Ankara Hristyanlığın doğasındaki karmaşık din kavgaları ve onun bir türü olan Aryanizm'in doğuşuna bağlı tartışmalarla sarılmıştır.

358'de kilise meclisi Ankara Kralının yönettiği Yarı-Aryan bir meclisti. Bu meclis Aryan blasfemilerini mahkûm etmişti çünkü onların kafir öğretileri İsa kavramı her şeyiyle Tanrısal olanlara benzer gibi görünmekte fakat gerçekte tamamen farklıydılar.

362-363 yıllarında, İmparator Julianus Persler ve Hristiyanlara karşı çıktığı talihsiz sefer dönüşünde Ankara'dan geçti ve çeşitli kutsal kişilere eziyetlerde bulundu. Ankara Kalesinin duvarlarının iç tarafının doğu yönüne hala görülebilen, üzerinde Julian'a ithafen 'İngiliz Okyanusundan barbar kavimlere kadar tüm dünyanın hakimi' yazılı bir kitabe bulunan taştan bir heykel inşa ettirdi. 362 yılında imparatorun şehri ziyareti onuruna dikilen Julianus Anıtı bugün hala ayaktadır. 375'te, Aryan keşişleri Ankara'da toplandı ve aralarında Nissalı Gregor'un da bulunduğu birçok keşişi azlettiler. Modern Ankara batıda, Asya bölgesindeki Galatya eyaletinin Roma Katolik yardımcı piskoposu olan Laodikya'nın unvanı olan Angora olarak bilinmektedir.

Bizans süreci

4. yüzyılın ortalarında Ankara, imparatorluğun tatil mekanı haline geldi. Konstantinopolis, Doğu Roma'nın merkezi olduktan sonra imparatorlar, 4. ve 5. yüzyıllarda dinlenmek üzere İstanbul Boğazı'nın nemli havası yerine, Ankara'nın daha kuru dağlık atmosferini tercih etmişlerdir. II. Theodosius (408-450) yazları sarayını Ankara'ya taşımaktadır. Ankara'da çıkarılan kanunlar, onun orada geçirdiği zamanları kanıtlamaktadır.

Şehrin askeri, özellikle de lojistik önemi uzun Bizans devri boyunca sürdü. Ankara 6. yüzyıldan sonra birçok kez türlü Arap ordularının eline geçse de, 11. yüzyılın sonuna kadar Bizans İmparatorluğu'nun önemli bir yanyolu olmayı sürdürmüştür.

Selçuklu ve Osmanlı dönemi

1071 yılında, Selçuklu Sultan'ı Alparslan Malazgirt zaferiyle Türklere Anadolu'nun kapılarını açmıştır. Daha sonra 1073'te önemli bir askeri geçiş güzergâhı olan ve doğal kaynaklara sahip olan Ankara'yı ülkesine eklemiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci sultanı Orhan Bey, 1356 yılında şehri fethetti. Diğer bir Türk asıllı kumandan olan Timur 1402 yılında Ankara Savaşında Osmanlıları yenerek şehrin hakimiyetini ele geçirdi fakat 1403'te Ankara tekrar Osmanlı Devleti'nin kontrolü altına girmiştir.

Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrılmasıyla, Osmanlı başkenti İstanbul ve Anadolu'nun büyük bir kısmı İtilaf Devletleri tarafından istila edildi ve Türklere merkez Asya Bölgesinde çok küçük bir alan bırakarak buraları İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan kendi aralarında paylaşmak istediler. Buna cevaben, Türk Millî Mücadelesi'nin lideri Mustafa Kemal Atatürk, 1920'de Ankara'da direniş hareketinin başlangıcını resmi olarak ilan etti. (Bkz. Sèvr Antlaşması ve Türk Kurtuluş Savaşı). Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra, Türk Milleti 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan ederek Osmanlı Devleti yerine Türkiye'yi kurmuştur. Bundan birkaç gün önce 13 Ekim 1923'te Ankara İstanbul'un yerine Türkiye'nin yeni başkenti olarak ilan edilmiştir.

Zaman çizelgesi

14-19. Yüzyıl

  • 1356
    • Şehir, I. Orhan döneminde Osmanlı ordusu tarafından fethedildi.
  • 1402
  • 1403
  • 1471
    • Mahmut Paşa Bedesteni inşa edildi.
  • 1523
  • 1566
    • Cenabi Ahmed Paşa Camii inşa edildi.[13]
  • 1688
    • Deprem meydana geldi.
  • 1832
  • 1864
    • Şehir, Ankara Vilayeti'nin başkenti ilan edildi.
  • 1890
    • Şehrin nüfusu 27.825 olarak belirlendi.
1924'te hazırlanan imar planı
1932'de hazırlanan, Jansen Planı olarak da bilinen imar planı
Ankara şehrinin 1924 yılındaki haritası

Ankara yeni kurulan Türkiye'nin başkenti olduktan sonra, yeni gelişmeler şehri eski bölümlerin olduğu Ulus ve yeni kısmı olan Yenişehir olmak üzere böldü. Roma, Bizans ve Osmanlı tarihini anımsatan eski yapılar ve darca uzanan sokaklar eski bölümü temsil etmekteydi. Yeni kısım ise şimdiki Kızılay civarında olan bölüm, geniş caddeleri, otelleri, tiyatroları, alışveriş merkezleri ve yüksek binalarıyla daha modern görünüme sahip bir şehir yapısına sahipti. Hükûmet binaları ve yabancı elçilikler ayrıca bu yeni kısımda bulunmaktaydı.

Ankara başkent olmadan büyük şehir merkezine sahip dünyanın en eski başkentlerinden biridir, Londra, Paris veya Madrid; hatta İstanbul'dan daha eski bir geçmişi vardır. Şimdiki İstanbul, o zamanlar Bizans'ın Roma eyalet şehirlerinden biri olmakla birlikte, 324 yılında Roma İmparatorluğu'nun yeni başkenti haline gelmişken, Ankara hala Türkiye'nin kuzey yarısının çoğuna hakim önemli bir yönetim merkezi olma konumundaydı.

Zaman Çizelgesi

20. Yüzyıl

21. Yüzyıl

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ Focus dergisi 21 Eylül 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Ankara Kızılcahamam yakınlarındaki Sinaptepe'de Prof. Dr. Fikret Ozansoy, hominoid evrimine ilişkin ilk fosilleri buluyor. Adını 1957'de, Ankarapithecus meteai koyduğu bu fosil, daha sonra 'Ankara maymunu' şeklinde de tanındı.
  2. ^ "Anadolu Medeniyetleri Müzesi - Kazan Sinap Kazısı'nı yapmakta ve bulguları sergilemektedir". 22 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2008. 
  3. ^ "Anadolu Medeniyetleri Müzesi - Paleolitik Çağ". 21 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2008. 
  4. ^ "Anadolu Medeniyetleri Müzesi - Çağlar Boyu Ankara". 21 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2008. 
  5. ^ "TBMM kütüphanesi - Etiyokuşu hafriyatı raporu". Erişim tarihi: 15 Kasım 2008. []
  6. ^ "Türk Tarih Kurumu - Ord. Prof. Dr. Şevket Aziz KANSU'nun Yürüttüğü Kazı, İstikşaf ve Sondajlar". 10 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2008. 
  7. ^ Asarcık, Bitik, Gavurkale Kaya Anıtı, Gordion, Karalar, Karaoğlan, Külhöyük, Taşpınar - Ankara, Başkentin Tarihi, Arkeolojisi ve Mimarisi - Ankara Enstitüsü Vakfı Yayınları - Sayfa 22 - ISBN 975-95848-3-2
  8. ^ Avram Galanti - Ankara Tarihi 26 Temmuz 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.- sayfa 22 - ISBN 975-98994-5-0
  9. ^ Boğazköy Çivi Yazılı Metinlerinde Geçen Eski Hitit Devri Yerleşim Yerleri Hakkında Elde Edilen Bilgiler[] Yüksek Lisans Tezi - Uğur Yanar
  10. ^ a b "Anadolu Medeniyetleri Müzesi - Frig Krallığı". 5 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2008. 
  11. ^ Tarih İçinde Ankara ISBN 9944-473-07-3
  12. ^ Gabor Agoston and Bruce Alan Masters, (Ed.) (2009). "Battle of Ankara". Encyclopedia of the Ottoman Empire. Facts on File. ISBN 978-1-4381-1025-7. 
  13. ^ ArchNet.org. "Ankara". Cambridge, Massachusetts, USA: MIT School of Architecture and Planning. 23 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. 
  14. ^ a b "Ankara (Turkey) Newspapers". WorldCat. ABD: Online Computer Library Center. Erişim tarihi: 21 Mart 2013. 
  15. ^ Bosworth 2007.
  16. ^ Alev Cinar (2012), "Cities", Metin Heper; Sabri Sayari (Ed.), Routledge Handbook of Modern Turkey, New York: Routledge 
  17. ^ "Population of capital city and cities of 100,000 or more inhabitants". Demographic Yearbook 1955. New York: Statistical Office of the United Nations. 28 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. 
  18. ^ Stanley 2008.
  19. ^ United Nations Department of Economic and Social Affairs, Statistical Office (1976). "Population of capital city and cities of 100,000 and more inhabitants". Demographic Yearbook 1975. New York. ss. 253-279. 23 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. 
  20. ^ Tuğrul Ansay; Don Wallace, Jr., (Ed.) (2011), (6.6başlık = Introduction to Turkish Law bas.), Alphen aan den Rijn: Kluwer Law International  Eksik ya da boş |başlık= (yardım)
  21. ^ United Nations Department of Economic and Social Affairs, Statistical Office (1987). "Population of capital cities and cities of 100,000 and more inhabitants". 1985 Demographic Yearbook. New York. ss. 247-289. 25 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. 
  22. ^ "Islamic Cultural Heritage Database". İstanbul: Organisation of Islamic Cooperation, Research Centre for Islamic History, Art and Culture. 16 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. 
  23. ^ "Turkey Profile: Timeline". BBC News. 3 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2014. 
  24. ^ "Population of capital cities and cities of 100,000 or more inhabitants". Demographic Yearbook 2011. United Nations Statistics Division. 2012. 5 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. Covering Altindag, Cankaya, Etimesgut, Golbasi, Kecioren, Mamak, Sincan, and Yenimahalle districts in Ankara 
  25. ^ "Turkey". www.citypopulation.de. Oldenburg, Germany: Thomas Brinkhoff. 10 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2013. 
  26. ^ "Turkey protests: Unrest rages in Istanbul and Ankara". BBC. 1 Haziran 2013. 22 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. 
  27. ^ "Ankara Ankapark halka açıldı!". Konuttimes.com. 7 Mart 2014. 5 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. 
  28. ^ "Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı Hizmete Açıldı". TCDD. 5 Ağustos 2014. 11 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2018. 
  29. ^ Stanglin, Doug (10 Ekim 2015). "Turkish PM blames suicide bombers in attack that kills 86". Asheville Citizen-Times. USA Today. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Frigya</span> Anadolunun ortabatısında var olmuş antik bölge

Frigya veya Firigya, Sakarya Irmağı ile Büyük Menderes'in yukarı çığırları arasında kalan bölgenin eski çağdaki adıdır. Bu ad, Balkanlar’dan gelip bu bölgeye yerleşen Friglerden geliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu</span> Türkiye topraklarının büyük bölümünü oluşturan Batı Asya yarımadası

Anadolu, Anadolu Yarımadası veya coğrafi olarak Asya Kıtası'nın tüm özelliklerini içerdiğinden Küçük Asya, Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yaklaşık 755.000 km²'lik bir alanı kaplayan dağlık bir yarımadadır.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu Medeniyetleri Müzesi</span> Ankaradaki bir tarih ve arkeoloji müzesi

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir tarih ve arkeoloji müzesidir. Müzede, Anadolu'da yaşamış olan uygarlıklardan geriye kalan arkeolojik eserler kronolojik olarak sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gordion</span>

Gordion, Frigya'nın tarihî başkenti olan antik kent. Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı'nın birleştiği noktanın yukarısında kurulu bulunan kent günümüzde Ankara'ya 94 kilometre uzaklıkta, Polatlı'nın 29 kilometre kuzeybatısında yer alan Yassıhüyük'te bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ankara</span> Türkiyenin başkenti ve en kalabalık ikinci şehri

Ankara (/ˈaŋkaɾa/), Türkiye'nin başkenti ve Ankara ilinin merkezi olan şehirdir. Coğrafi olarak Türkiye'nin merkezine yakın bir konumda bulunur ve İç Anadolu Bölgesi'nde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Gordion Müzesi</span> Ankaradaki bir müze

Gordion Müzesi, Ankara'nın Polatlı ilçesinin Yassıhüyük köyündedir. Müzede Kral Midas'ın tümülüsü bulunmakla birlikte Kral Midas'ın kafatası sonradan Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne götürülmüştür. İskeletinin ise sonradan kaybolduğu iddia edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Frigler</span> Antik Hint-Avrupa halkı

Frigler, Antik Çağ'da Orta Anadolu'da yaşamış Hint-Avrupa kökenli bir halk. Hititlerin MÖ 1200 civarında yıkılmasından sonra muhtemelen Güneydoğu Avrupa'dan bölgeye gelmişlerdir. Herodot ve Strabon gibi antik yazarların verdikleri bilgiler, dilbilim bulguları ve Güneydoğu Avrupa halkları ile aralarındaki maddi kültür benzerlikleri nedeniyle Friglerin Avrupa kökenli oldukları düşünülmektedir. Makedonyalıların komşuları olan ve Avrupa'da oturdukları sırada Brigler adını taşıyan Frigler, Makedonya ve Trakya'dan Boğazlar yolu ile Anadolu'ya göç eden Trak boylarından biriydi.

<span class="mw-page-title-main">Milet</span> Anadoluda bir antik kent

Milet Anadolu'nun batısında, Ege bölgesinde Büyük Menderes Nehrinin hemen ağzına yakın deniz kıyısında bir antik liman şehridir. Şimdi Aydın'ın Didim ilçesinde Akkoy'un 5 km kuzeyinde ve Balat köyü yakınında bir harabe halinde olup limanı Büyük Menderes tarafından doldurulduğu için yaklaşık 10 km denizden içeride bir mevkidedir.

Alişar Höyüğü, Yozgat'ın 45 km güneydoğusunda, Alişar köyünün kuzeyinde bulunan bir höyüktür.

<span class="mw-page-title-main">Çorum Müzesi</span>

Çorum Müzesi, Çorum il merkezinde bulunan bir arkeoloji ve etnografya müzesidir. Müzede Alacahöyük, Boğazköy, Hattuşaş, Pazarlı ve Kuşsaray gibi arkeolojik kazı merkezlerinden çıkarılan buluntular sergilenmektedir. Çorum Müzesi ilk olarak 13 Ekim 1968 tarihinde, günümüzde kullanılmayan ilk binasında hizmete girmiştir. 1968 yılından itibaren 33 yıl hizmet veren müze binası, arkeolojik kazılardan elde edilen eserlerin yoğunluğu nedeniyle ihtiyaca cevap veremez duruma gelmiştir. Bunun üzerine yapımı 1908 yılında başlayıp 1914 yılında tamamlanan ve yapıldığı günden itibaren hastane, Ziraat Mektebi, Makine Meslek Yüksek Okulu olarak hizmet veren bina, Çorum Müzesi'nin yeni binası olarak kullanılmak üzere 1986 yılında tahsis edilmiştir. 1988 yılında yangın geçiren bina, 1989 yılında müze olarak kullanılmak üzere restore edilmeye başlanmıştır. Restorasyon çalışmalarının tamamlanması ile Çorum Müzesi; 11.03.2003 tarihinde, bu tarihî binada ziyarete açılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu tarihi</span> Anadolu bölgesinin geçmişten günümüze tarihi

Anadolu tarihi, Batı Asya yarımadası Anadolu etrafında yerleşen birçok milleti, devleti ve uygarlığı kapsamaktadır. Ayrıca Latince adıdır. Asia Minor, ''Ön Asya'' olarak da isimlendirilir. Coğrafi olarak modern Türkiye'nin, batıda Ege Denizi'nden doğuda Ermenistan sınırındaki dağlara ve kuzeyde Karadeniz'den güneyde Akdeniz'e kadarki kısmını oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Asya (eyalet)</span> Romanın Anadoludaki İlk Provinciası

Roma Eyaleti Asya (Asia), Cumhuriyetin sonlarına doğru oluşturulmuş bir Roma İdari birimi olup bir prokonsül tarafından yönetilen Senatoryal eyalet statüsündeydi. Bu düzenleme Roma İmparatorluğunun idari olarak yeniden düzenleneceği 211 yılına kadar değişmemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ankara (isim)</span> Ankara şehrinin adının etimolojik tarihçesi

Ankara, tarih boyunca pek çok değişik isimle anılmıştır. Şehir, Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından gemi çapası anlamına gelen Ἄγκυρα olarak adlandırıldı; bu ad Latin harfleri ile Batılı kaynaklarda Ankyra ve Ancyra olarak yazılmıştır. Ankara, Arapça kaynaklarda "Beldei-el Selasil", "Mamuriye" ve "Ma'muriye-i Selâse" olarak geçer. Klasik Yunanca "Anküra" şeklinde telaffuz edilen şehrin adı, Araplar tarafından korunmuştu. Türkler'in Anadolu'ya gelmesinden sonra bu ad "Ankara" ve "Engürü" olarak değişime uğradı, batı dillerine de "Angora" olarak geçti. "Engürü" adı, Arapça ekiyle Engüriye olmuştur. Ankara'yı egemenliğinde tutan devletler tarafından basılan sikkelerde kullanılan resmî ad, Selçuklular'da "Ankara", İlhanlılar döneminde "Engürü" ve "Engüriye", Osmanlı Devleti'nde "Engürü" ve "Ankara" olmuştur. Osmanlılar'da 16. yüzyıldan itibaren şehrin adı resmen Ankara (آنقره) olmasına rağmen, halk arasında "Engürü", Batılılar arasında ise "Angora" şeklinde kullanılmaya devam etmiştir. Türkiye'nin kuruluşundan sonra diğer adların kullanımı son bulmuş ve Ankara adı evrenselleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Galatya (eyalet)</span> Roma eyaleti

Galatya,, Galat Kralı Amyntas'ın MÖ 25 yılında ölmesinin ardından Roma İmparatoru Augustus tarafından düzenlenen Roma eyaleti.

<span class="mw-page-title-main">Hattuşa</span> Hititlerin Geç Tunç Çağı dönemindeki başkenti

Hattuşa ya da Hattuşaş, Hititler'in Geç Tunç Çağı dönemindeki başkentidir. Çorum il merkezinin 82 km güneybatısındaki Boğazkale ilçesinde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Altındağ</span> Ankarada bir merkez ilçe

Altındağ, Ankara ilinin metropol ilçelerinden biridir. İlçenin nüfusu, TÜİK verilerine göre 6 Şubat 2024 tarihi itibarıyla 412.267'tür.

Hacıtuğrul Höyüğü, Ankara - Polatlı karayolunun 60. km.'sinde, Hacıtuğrul Köyü ile Yenidoğan tren istasyonu arasında yer alan bir höyüktür. Gordion'un 22 km. kuzeydoğusuna düşmektedir. Eski yayınlarda Yenidoğan Höyüğü ya da Külhöyük olarak geçmektedir. Höyük, 650 x 600 boyutlarında olup 24 metre yüksekliktedir. Bu boyutlarıyla 3,3 hektarlık bir alana yayılmış, Türkiye'nin en büyük höyüklerinden biridir. Boyutları Gordion'un kabaca iki katı kadardır.

<span class="mw-page-title-main">Boğazköy-Alacahöyük Millî Parkı</span>

Boğazköy-Alacahöyük Tarihî Millî Parkı, Çorum ili Boğazkale ilçesi sınırlarında, 2600 hektarlık alanda 1988 yılında kurulmuş koruma alanı.

Ankara'da turizm; daha çok yerli turistlerin ziyaretleriyle yürümektedir ve büyük oranda kültür turizmine dayanmaktadır. Ankara, 2018 yılında 3,7 milyon ziyaretçi ile yerli turistlerin en çok konaklama yaptığı 5. Türk şehri olmuştur. Ayrıca turistik tesis ve yatak sayısı bakımından 81 il arasından 11. sırada yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Galatya</span> Orta Anadoluda var olmuş antik bölge

Galatya veya Galatiya günümüz Türkiye'sinin Ankara ve Eskişehir illerini kapsayan, orta Anadolu tepeliklerinde bulunan antik bir bölgedir. Galatya, M.Ö. 279'da Balkanlara göçlerinin ardından, 3.yy.'da Trakya'dan buraya göç edip yerleşen Galya kabilelerinden ismini almıştır. Romalı tarih yazıcıları tarafından bu bölge Doğu Galya ve yerlileri Galli olarak adlandırılmıştır.