İçeriğe atla

Ankara İstiklâl Mahkemesi

Ankara İstiklâl Mahkemesi, iki ayrı dönem görev yapmış Olağanüstü yetkilere sahip yargı organıdır.

İstiklâl mahkemelerinin bir kısmı Kurtuluş Savaşı’nın sürdüğü yıllarda, bir kısmı ise Cumhuriyet’in ilanından kısa bir süre sonra kurulmuş ve 1920'den 1927'ye kadar ülkenin değişik bölgelerinde aralıklarla faaliyette bulunmuş mahkemelerdir. Bu dönemlerde Ankara İstiklâl Mahkemesi adıyla iki mahkeme kurulmuştur. Bunlardan birincisi 1920 ile 1922 yılları arasında, ikincisi ise 1925 ile 1927 yılları arasında faaliyet göstermiş

Birinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi (1920-1922)

Birinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi, 18 Eylül 1920 tarihinde Heyet-i Vekiliye’nin verdiği teklif ve aynı gün alınan 45 numaralı Meclis kararı ile kurulan mahkemedir. Söz konusu bu kararla Ankara’nın yanı sıra Eskişehir, Konya, Isparta, Sivas, Kastamonu ve Kayseri’de de birer İstiklâl Mahkemesi kurulması kararlaştırılmıştır. 11 Eylül 1920 tarihinde 21 numaralı Firariler Hakkında Kanun’a dayanılarak kurulan ve verecekleri kararlara temyiz hakkı bulunmayan bu mahkemelerin görevi firar eden askerleri yargılamaktı. Daha sonra 26 Eylül 1920 tarihinde çıkarılan 28 numaralı İstiklâl Mahkemeleri Kanunu’nun Birinci Maddesine Müzeyyel Kanun ile bu mahkemelerin yetkileri genişletilmiş; 29 Nisan 1920 tarihinde çıkarılan 2 numaralı Hıyanet-i Vataniye Kanunu kapsamında bulunan askerî ve siyasi casusluk suçlarına bakma yetkisi de verilmiştir. Bu dönemde kurulan Ankara İstiklâl Mahkemesi ise yukarıda adları belirtilen mahkemelerden farklı olarak gıyaben Sadrazam Damat Ferit Paşa, Rıza Tevfik, Reşat Halis, Çerkez Ethem, Mustafa Sagir, Gizli Komünist Partisi ve Yeşil Ordu gibi siyasi ağırlıklı davalara da bakmıştır. Bu dönemde kurulan Ankara İstiklal Mahkemesi 31 Temmuz 1922 tarihinde çıkarılan 249 numaralı İstiklâl Mehâkimi Kanunu’nun kabulüne kadar faaliyetine devam etmiştir.[1] Mahkeme heyeti, İhsan Bey, "Kılıç" Ali Bey, Hüseyin Bey ve Cevdet Bey'den kurulu olup, başkanlığa İhsan Bey seçilmiştir.[2] 1 Ağustos 1922 tarihinde alınan Meclis kararı ile de mahkemenin faaliyetine son verilmiştir.[1]

Mahkeme bu dönem içinde aşağıda gösterilen cezaları vermiştir:[3]

CezaSayı
Adem-i mes'uliyet ve beraet470
İdam108
Müecelen idam279
Gıyaben idam48
Kal'a-bend ve kürek54
Muhtelif cezalarla mahkûmiyet
(Değnek ve para cezası)
12.137
Mahkemeye gelen maznun miktarı13.096

İdam edilenlerden 28'i Rum ve Ermeni asıllıdır.[3]

İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi (1925-1927)

Ankara İstiklâl Mahkemesi üyeleri; soldan sağa: "Kılıç" Ali Bey, "Kel" Ali Bey, Necib Ali Bey ve Reşid Galib Bey

Ankara'da kurulan diğer İstiklâl Mahkemesi ise 4 Mart 1925 tarihinde çıkarılan 578 numaralı Takrir-i Sükûn Kanunu’ndan sonra Başvekil İsmet Paşa’nın verdiği teklif üzerine 117 sayılı Meclis kararı ile kurulan mahkemedir. 4 Mart 1925 tarihinden 7 Mart 1927 tarihine kadar fiilen görev yapmıştır.[1]

4 Mart 1925 tarihinde 117 numaralı Meclis Kararıyla kurulan İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi için başkan ve üye seçimi 7 Mart 1925 tarihinde 146 Mebusun seçimiyle yapıldı. Aynı gün açıklanan neticeye göre; İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi Başkanlığına Karahisarısahib (Afyonkarahisar) Mebusu "Kel" Ali Bey, Müddei-i Umumiliğine (savcı) İzmir Mebusu Mustafa Necati Bey, üye olarak ise Ayntab (Gaziantep) Mebusu "Kılıç" Ali Bey, Aydın Mebusu Reşid Galib Bey, Rize Mebusu Ali (Zırh) Bey seçildi. İzmir Mebusu Mustafa Necati Bey’in istifası üzerine 22 Mart 1925 tarihli oturumda İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi Müddei-i Umumiliğine Denizli Mebusu Necib Ali Bey seçildi.[4]

İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi, 12 Mart 1925 tarihli “Beyanname” içinde yer alan şu cümlelerle bakacağı davaların neler olduğunu açıklamıştır:[1]

Asırlardan beri memleketimizde ihdas ve tesis edilmiş olan esaret havasının millî cihat ile tasfiye ve ref’i ve izalesinden sonra menfaat ve saltanatları tahrip edilenlerin tekrar harekete gelmeye cüret buldukları görülmektedir. Mahkememiz bu gizli emelleri takip edenler için adaletin icap ve selamet-i milliyenin istilzam ettirdiği tarzda hareket edecektir. Dini, şahsi ve siyasi menfaatlerine alet edenler, efkâr-ı ammeyi tesmim ile idare-i hazıraya karşı nefret ve isyan hissi telkin edenler, memleketin asayiş ve emniyetini, aziz halkımızın huzur ve istirahatını ihlal edenler, vazife-i askeriyeden firar veya firarı teşvik ve himaye suretiyle isyan ve irticaa müzaheret edenler cumhuriyet halkının takrir-i sükûn arzusunu temsil eden mahkememizi derhâl karşılarında bulacaklardır.

Bu beyannameden sonra Ankara, İzmir, Sivas, Tokat, Erzurum, Rize, Giresun gibi değişik yerlerde gezici mahkeme olarak görev yapan İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi, başlangıçta askerlikten firar edenleri yargılamışken daha sonra muhalif gazetecilerle ilgili davalar, İzmir Suikastı ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile ilgili davalar, Şapka Kanunu'na muhalefet davaları, Distolcular ile ilgili davalar gibi pek çok davaya bakmış ve bu davalarla ilgili yargılamalar yapmıştır.[1] İkinci Dönem Ankara İstiklal Mahkemesi görev yaptığı süre zarfında 138 kişiye vicahen, 81 kişiye de gıyaben olmak üzere toplam 217 kişiye idam kararı vermiştir. Bahsedilen bu 217 kişinin haricinde mahkeme 28 kişiye daha idam cezası vermiş ancak bu kararları çeşitli sebeplerden dolayı kürek ve hapis cezalarına çevirmiştir.[5]

Necib Ali Bey, "Kel" Ali Bey ve "Kılıç" Ali Bey mahkeme salonuna hareket ederken.

Mahkemenin çalışma usulleri şu şekildeydi:[6]

  1. Vereceği hükümlerde idam dışındaki bütün hükümler kesin olup idam kararını Meclis onaylamaktadır. Daha sonra acil durumlarda mahkemeye infaz yetkisi de yine Meclis onayına dâhil edilmiş ve yargılamaların başlamasından sonra Meclis altı ay kadar uzun bir süre tatile girdiğinden, Şark İstiklal Mahkemesi gibi Ankara İstiklal Mahkemesi de infaz yetkisini kullanmıştır.
  2. Mahkemenin verdiği kararlara savcının dışında itiraz hakkı yoktur. Savcının itiraz süresi de kararın verildiği günden itibaren üç gündür ve bu itiraz Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından karara bağlanır.
  3. Savcılar sanıklar hakkında kanuni tahkikat yapmak ve mahkemelerin verdiği kararların uygulanması aşamasında askeri ve sivil memurlara emir vermeye yetkilidirler.
  4. Savcının görevi mahkûm hakkında verilen hükmün tatbik ve icrası olduğundan, savcılar ayrıca mahkemenin emir ve kararlarını uygulamayanları veya ihmal edenleri de bu mahkemelerde yargılama yetkisine sahiptirler.

Kaynakça

Özel
Genel

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Abdülkadir Kemali Öğütçü</span> avukat, siyasetçi

Abdülkadir Kemali Öğütçü, Türk avukat, ilk Büyük Millet Meclisi'nde Kastamonu milletvekili, İstiklal Mahkemesi başkanı, Ahali Cumhuriyet Fırkası'nın kurucusu, aktif politikacı. Romancı Orhan Kemal'in babasıdır.

<span class="mw-page-title-main">TBMM 1. dönem milletvekilleri listesi</span> 1920 genel seçimleri sonucu (1920–1923)

Birinci Dönem Büyük Millet Meclisi ya da kısaca Birinci Meclis, 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanmış, 1 Nisan 1923'te yeni seçim kararı alarak 15 Nisan 1923'te son oturumunu yapmıştır. Yeni Türk devletinin kurucu meclisi olarak kabul edilir. Meclisin açılış günü olan 23 Nisan, Türkiye'de millî bayram olarak kutlanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nazım Resmor</span> Türk komünist siyasetçi

Nazım Resmor Öztelli, Türk bürokrat ve siyasetçi. TBMM 1. Dönem milletvekili ve Hakkı Behiç Bayiç'in hakkındaki gensorular nedeniyle istifasından sonra 4 Eylül - 6 Eylül 1920 tarihleri arasında 2 gün Dahiliye Vekili oldu. İç İşleri Bakanlığı kayıtlarına göre, Soyadı Kanunu ile birlikte Öztelli soyadını almıştır.

Yeşil Ordu Cemiyeti, 1920 yılında Anadolu'da kurulmuş siyasi-askeri örgüt.

Takrir-i Sükûn Kanunu, 4 Mart 1925'te Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen bir yasadır.

<span class="mw-page-title-main">İstiklâl mahkemesi</span> Türk Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyetin ilk yıllarında faaliyet gösteren özel mahkemeler

İstiklâl mahkemesi, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişenleri, bozguncuları, orduya ait silah ve mühimmatı çalanları, casusları, asker kaçaklarını ve bağımsızlık hareketini engelleme amacıyla propaganda yapanları yargılamak için, çıkarılan özel bir kanunla ilk olarak 18 Eylül 1920 tarihinde kurulan mahkemelerdir. İlk dönem İstiklâl Mahkemeleri, Ankara'daki hariç olmak üzere 17 Şubat 1921 tarihinde kapatıldı. İkinci dönem İstiklâl Mahkemeleri, çalışmalarına 30 Temmuz 1921'de başladı ve 1923'ün Ekim ayına dek faaliyetlerini sürdürdü. Üçüncü ve son dönem İstiklâl Mahkemeleri ise 1923 ile 1927 yılları arasında etkin oldu.

<span class="mw-page-title-main">Ziya Hurşit</span> Türk siyasetçi

Ziya Hurşit Bey, Türk siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">İzmir Suikastı</span> Atatürkün hedeflendiği 1926 tarihli suikast planı

İzmir Suikastı, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'ya 14 Haziran 1926 tarihinde, İzmir'de yapılması planlanan suikast girişimidir. Aralarında eski bakanlar, milletvekilleri ve valiler de bulunan bir grup tarafından planlanmış ancak hayata geçirilmeden engellenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Cibranlı Halid Bey</span> Kürt siyasetçi

Miralay Cibranlı Halid Bey, Osmanlı Devleti ve Türkiye'nin subayı. Kürt İstiklal Komitesine başkanlık ettiği ileri sürülmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti'nde ölüm cezası, 1984'ten bu yana uygulanmamaktadır ve 2004'te kaldırılmıştır. Ölüm cezası önce 2001'de savaş tehdidi ve terör suçları hâlleri dışındaki suçlar için kaldırılmış, 3 Ağustos 2002'de "savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç" şartı ile kaldırılmıştır. 7 Mayıs 2004 tarihli 5170 sayılı Kanun ile Anayasa'dan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, 14 Temmuz 2004 tarihli 5218 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu'ndan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, böylece ölüm cezası Türk Hukuku'ndan tamamen kaldırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de yargı teşkilatı</span>

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İskilipli Âtıf Hoca</span> Türk imam, müderris

İskilipli Mehmed Âtıf Hoca, Türk imam, müderris.

Hıyanet-i Vataniye Kanunu, Türkiye'de 29 Nisan 1920'de çıkarılan ve 12 Nisan 1991'de yürürlükten kaldırılan vatana ihanet suçuna dair bir yasadır.

<span class="mw-page-title-main">Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin devlet yapısı</span>

Kuzey Kıbrıs'ın devlet yapısı, Kuzey Kıbrıs cumhuriyetle yönetilmekte olup yarı başkanlık sistemi bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı aynı zamanda devlet başkanı, başbakan ise hükûmetin başkanıdır. Çok partili sistem uygulanmaktadır. Yürütme yetkisi hükûmetin elindedir. Yasama yetkisi ise hükûmetle beraber Cumhuriyet Meclisi'ne aittir.

Muhittin Baha Pars, Türk gazeteci, avukat, siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi</span> Amerika Birleşik Devletlerindeki en yüksek mahkeme

Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi, en üst düzey temyiz mahkemesi ve kararlarıyla ABD Anayasası'nı yorumlayan organ. Açılan davalar çerçevesinde devletin ulusa, eyaletin eyalete ve hükûmetin yurttaşa karşı yetkilerinin sınırlarını belirler.

Samsun İstiklâl Mahkemesi, 1921 yılında beş ay faaliyet gösteren istiklâl mahkemesi. Olağanüstü yetkilere sahip yargı organı olarak 23 Temmuz 1921'de kurulan mahkeme 20 Ağustos 1921 tarihinde fiilen işlemeye başlamış ve lağvedildiği 27 Aralık 1921 tarihine kadar da yargılamalarını sürdürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Sivas İstiklâl Mahkemesi</span>

Sivas İstiklâl Mahkemesi, 20 Ekim 1920 ve 15 Mart 1921 tarihleri arasında faaliyet gösteren istiklâl mahkemesi. Yargılamalar Amasya'da gerçekleştirildiği için karar evraklarında Amasya İstiklâl Mahkemesi olarak da anılmaktadır.

Distolcular Davası, İkinci Dönem Ankara İstiklâl Mahkemesi'nde görülen önemli davalardan biridir. Bu dava yargılamaların yapıldığı zaman diliminde bilinse de günümüzde kamuoyunda pek bilinmeyen bir davadır.

<span class="mw-page-title-main">Suriye yargı sistemi</span> Suriyenin yargı sistemi

Suriye'nin yargı sistemi Osmanlı, Fransız ve İslam hukukunun bir sentezidir. Medeni, ticari ve ceza kanunları öncelikle Fransız hukuk uygulamalarına dayanmaktadır. 1949'da ilan edilen bu kanunlar, bedeviler ve dini azınlıklar arasında örf ve adet hukukunun uygulanmasını sınırlamak için onaylanmış özel hükümlere sahiptir. İslam dini mahkemeleri ülkenin bazı bölgelerinde işlemeye devam ediyor, ancak yargı yetkisi evlilik, boşanma, babalık, çocukların velayeti ve miras gibi kişisel statü meseleleriyle sınırlı. Bununla birlikte, 1955'te kişisel statünün birçok yönüne ilişkin bir kişisel kod geliştirildi. Bu kanun, kadının statüsünü iyileştirerek ve miras kanunlarını netleştirerek şeriatı değiştirdi ve modernize etti.