Spor, önceden belirlenmiş kurallara göre bireysel veya takım halinde yapılan, genellikle rekabete dayalı yarışma ve kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak için yapılan fiziksel veya zihinsel aktivite. Sporları kabaca homo sapiens türünün medeniyete ulaşmadan önce doğayla veya diğer canlılarla yaptığı fiziksel mücadelelerin günümüzdeki medeni karşılığı olarak da tanımlayabiliriz. Sporlar güç, kardiyovasküler dayanıklılık ve esneklik bazlı veya bunların heterojen birleşiminden oluşmuş kompleks aktiviteler olabilir. Güç bazlı sporlara fitness, powerlifting, halter; kardiyovasküler dayanıklılık bazlı sporlara yüzme, atletizm; esneklik bazlı sporlara jimnastik, pilates gibi örnekler verilebilir. Bu unsurların birleşiminden doğan sporlara futbol, basketbol, tekvando, judo gibi örnekler verilebilir. Çünkü spor kişilerin yaptıkları hareketlere ek olarak top, hayvan gibi birtakım objelerle yapılan hareketlerin tümünü kapsamaktadır. Bazı kesimlerce yalnızca zihinsel yeteneklere dayalı bazı masa oyunları da spor olarak kabul edilmektedir. Günümüzde, kendine has kuralları ve oynayış biçimi olan birçok spor dalı bulunmaktadır. Bilinen en eski spor dalı atletizmdir.
Anglosaksonlar, Anglus, Sakson ve Jüt karışımı bir Cermen halkı. 5. yüzyıldan itibaren Romalıların Britannia olarak isimlendirdiği adayı istila etmiş ve 865'teki Viking istilasına kadar adanın tamamını yönetmişlerdir; Viking istilasından Norman istilasına kadar geçen sürede ise bazen adanın bir kısmını, bazen tamamını yönetmiş ve bazen de adanın kontrolünü tamamen Vikinglere kaptırmışlardır. Vikinglerin gelişiyle İngiltere'deki Anglosakson kontrolü önemli ölçüde zayıflamış ve Normanların gelişiyle birlikte tamamen sona ermiştir.
Krematoryum, cesetlerin yüksek sıcaklıklarda yakıldığı yer. Pek çok din ve kültürde ölü yakma işlemine rastlanır. Bazı kültürlerde ölünün külleri hatıra olarak saklanır. Bunun haricinde bazen salgın hastalık riski taşıyan cesetler de krematoryumlarda yakılır.
Eski İngilizce şu anki İngiltere olan bölgenin belli bölümlerinde ve Güney İskoçya'da 5. yüzyılın ortalarından 12. yüzyılın ortalarına kadar konuşulmuş İngilizcenin eski şeklidir. Bu dil, Batı Cermen dillerinden birisiydi ve bu yüzden de Eski Frizce ve Eski Saksoncayla yakından ilgilidir. Ayrıca dil, Kuzey Cermen dil grubundan Eski Norsçanın da büyük etkisi altında kalmıştır.
İngilizler, İngilizce dilini konuşan ve ortak tarih ve kültürü paylaşan bir topluluk olarak İngiltere'de ortaya çıkmış etnik grup ve millettir. Tarih boyunca İngiltere'de ikamet etmiş olan farklı grupların karışımıyla yeni bir kimlik oluşturmuşlardır; Anglo-Saksonlar, Vikingler, Bretonlar ve Normanlar İngiliz kimliğini oluşturan etnik gruplardır.
Kenan veya Kenan Diyarı, MÖ 2. milenyumun sonlarında, Eski Yakın Doğu'da Sami dili konuşan medeniyetlerin varlıklarını sürdürdüğü tarihî bölgedir. Kenan terimi, Tanah'ın tamamında geçer ve Filistin olarak bilinen coğrafi bölgeye denk gelir. Özellikle de İncil'in anlatımının ana ortamını sağlayan Güney Levant bölgelerine atıfta bulunur: Fenike, Filistiya ve İsrail.
Frenk veya Efrenç, Osmanlı İmparatorluğu'nda Avrupalılara, özellikle de Fransızlara verilen ad. Sözcüğün kökeni muhtemelen 6. yüzyılda Galya'yı fetheden Cermen halkı Franklara dayanır. Galya eyaleti günümüz Fransa'sını ve kısmen Batı Almanya, Belçika ve Kuzey İtalya'yı kapsıyordu.
Saray, hükümdarların veya dinî liderlerin ikâmet ettiği büyük ve gösterişli yapı. Günümüzde zaman zaman otel veya kamu hizmetinde kullanılan bazı büyük yapıları tanımlamakta da kullanılır.
Şerif, İngilizce konuşan bazı ülkelerde politik, hukuki veya kanuni bir makam.
Jütiler, bir Cermen halkı. Bede'ye göre, 5. yüzyılda Büyük Britanya'yı istila eden Anglus ve Saksonlara katılmışlar, Kent ve Wight Adası civarlarına yerleşmişlerdir. Muhtemelen Jylland'dan gelmişlerdir.
Saksonlar, Roma İmparatorluğu dönemlerinden beri orta ve kuzey Almanya'da yaşayan Cermen halkı. Günümüzde Saksonya bölgesinde yaşamaktadırlar. 5. ve 6. yüzyıllarda bugünkü İngiltere'nin güneyine yerleşmişlerdir. Angluslar ve Jütler ile karışarak Anglosaksonları oluşturmuşlardır.
Lord veya lort, esasen Birleşik Krallık bünyesinde soyluluk ya da üst mertebe ifade eden ve buna bağlı olarak da çeşitli kullanım şekilleri olan bir sözcüktür.
Presbiteryenlik, piskoposluğu reddeden İhtiyar Meclisince yönetilen Kalvinist sistem. Protestanların bulunduğu Reforme Kilise mensuplarına verilen addır. Presbiteryenler olarak isimlendirilirler. Mensupları Presbiteryanizmin havariler tarafından vaaz edilmiş bir sistem olduğuna inanır.
Vakum, içinde hiç atom ya da molekül bulunmayan boşluk. Genellikle, hava basıncı çevresindeki atmosferik basınçtan daha düşük olan ortamları tanımlamak için kullanılır. Pratikte vakumun, yani tamamen boşaltılmış bir boşluğun, laboratuvar şartlarında elde edilmesi mümkün değildir.
Polis karakolu veya polis merkezi, polis memurlarının ve polis gücünde görevli sivil memurların görev yaptığı bina ve tesisler. Çoğunlukla sadece karakol olarak adlandırılır. Bünyesinde kısa süreli gözaltı (nezaret) hücreleri ve sorgu odaları bulunur. Polis araçları ve diğer araç-gereçlere ev sahipliği yapar. Polis karakolu, polisin sorumlu olduğu bölgelerde işlenen suçlarda, şüphelilerin götürüldüğü ilk kurumdur. Burada şüphelilerin ilk sorguları yapılır ve gerekirse gözaltına alınırlar. Ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, karakollarda araç trafik kaydı işlemleri gibi bazı idari işlemler de gerçekleştirilir.
Litürji, özellikle Hristiyanlıkta, halka açık dinî ibadetlerin (ayinlerin) nasıl yapılacağını belirleyen formlar bütünü. Bu formlara uygun olarak düzenlenmiş ayinlere de litürji denir. Litürji sözcüğü özel isim olarak özellikle Ortodoks Kilisesindeki Efkaristiya anlamında kullanılır.
Sivil, uluslararası hukukta herhangi bir ülkenin silahlı kuvvetlerine veya diğer silahlı gruplara mensup olmayan kişi. Siviller herhangi bir muharebede silahlı çatışmaya girmeyen kişilerdir ve hakları ve güvenlikleri kısmen çeşitli uluslararası antlaşmalarca güvence altına alınmıştır. Sivil sözcüğü zaman zaman çeşitli meslek gruplarınca, o meslek grubunda olmayan kimseleri tanımlamak amacıyla metaforik olarak da kullanılır.
Koruma veya fedai, bir kimseyi herhangi bir tehdide karşı, yakın mesafeden korumakla görevlendirilmiş özel eğitimli kişi. Korumalar, korunacak kişi tarafından kiralanmış sivil kişiler olabileceği gibi; polis, asker gibi güvenlik güçleri mensubu da olabilirler. Aslen refakatçi anlamına gelen eskort sözcüğü de zaman zaman -özellikle güvenlik güçlerinden oluşmuş koruma timlerini- belirtmek için kullanılır. Modern Türkçede muhafız sözcüğü ise daha çok bir devlet büyüğünü veya tesisi korumak üzere tahsis edilmiş askerî birlikler için, çoğunlukla birliğin türü ile birlikte kullanılır.
Kore mitolojisi, Kore Yarımadası'na ait ulusal efsaneler ve halk masallarının tamamına verilen ad. Kökeni Kore şamanizmi, Budizm, Çin mitleri, Konfüçyüs ve Taocu efsanelere dayanır. Bu efsaneler çeşitli bölgelere göre önemli ölçüde değişkenlik gösterebilmektedir.
Angeln Yarımadası, Almanya'nın kuzeyinde Yutland'ın doğu kıyısında bulunan bir yarımada ve tarihi bölgedir. Tarihsel olarak erken Orta Çağ Anglusların tarihi anavatanıydı.