İçeriğe atla

Andonyan Belgeleri

Naim Beyin Anıları: Ermeni Tehciri ve Katliamları ile ilgili Resmi Türk Belgeleri
The Memoirs of Naim Bey: Turkish Official Documents Relating to the Deportation and the Massacres of Armenians
Naim Beyin Anıları: Ermeni Tehciri ve Katliamları ile ilgili Resmi Türk Belgeleri
YazarAram Andonyan
Ülkeİngiltere
Dilİngilizce
TürTarih
Yayım1920
YayımcıHodder & Stoughton
Sayfa84 sayfa

Naim Beyin Anıları: Ermeni Tehciri ve Katliamları ile ilgili Resmi Türk Belgeleri (The Memoirs of Naim Bey: Turkish Official Documents Relating to the Deportation and the Massacres of Armenians), Osmanlı Ermenisi Aram Andonyan'a ait 1919 ve 1920 senesinde Londra'da Hodder & Stoughton yayınevinde basılmış bir kitap.[1][2] İçinde Andonyan belgeleri diye bilinen ünlü Talat Paşa telgraflarının kopyalarını barındırıyor.

Kitapta, Ermeni Kırımı sırasında Ermenilerin imha edilmesini emredildiğine iddiasına yönelik 50 telgraf ve 2 mektup bulunmaktadır. Kitapta, bu belgelerin Osmanlı Devletini o yıllarda idare eden Jöntürk liderlerine ait olduğu iddia edilmiştir. Fotoğrafı çekilmiş kopya olarak İngiliz basımında sadece 4 belge, aynı zamanda basılan Fransız basımında ise 13 kopya mevcuttur. Kitabın Ermenice basımı da bulunmaktadır. Fotoğrafı çekilmiş kopya olan belgeler, Osmanlıca yazılmış ve imzalı şekilde kitapta mevcuttur. Geri kalan belgeler ise sadece İngilizce, Fransızca ve Ermenice dillerine tercüme olarak kitapta sunulmuştur. Bazı kopya olarak mevcut olmayan belgeler ise deşifre olmamış şekilde verilmiştir. Kısacası, 50 telgraf ve 2 mektuptan bir kısmı kopya olarak, bir kısmı sadece tercüme ve deşifre edilmiş olarak bir kısmı ise tercüme ve deşifre edilmemiş olarak kitapta yer almaktadır.

Belgelerin orijinalleri bulunmayıp kayıp diye bildirilmiştir. Andonyan belgelerinin iddia edilen orijinalleri, Vahakn Dadrian'a göre 1960'larda Andonyan'ın 1951'e kadar müdür olarak çalıştığı Paris'teki Nubar Kütüphanesinden Sovyet Ermenistanı'na gönderildikten sonra kaybolmuştur.[3]

Andonyan'ın bildirdiğine göre, bu belgeleri ona Halep Tehcir Bürosunda görevli olan Naim bey adında bir Türk memur vermiştir. Kitabın içerikleri şöyle: sözü edilen belgeler, Naim Bey'in anı olarak yazdığı kısımlar, Andonyan'ın anıları, ek olarak Armin T. Wegner'in ABD başkanı Wilson'a Türkleri şikayet eden mektubu, giriş olarak İngiliz Vikont Gladstone'un tüm Osmanlı tarihini suçlayan yazısı ve Osmanlı ile yapılacak Sevr Antlaşması için Osmanlı devletini bitirme talepleri şeklindedir.

Belgeler bilim adamlarının büyük çoğunluğuna göre sahte ya da ispat gücünden yoksundur. Belgelerin sahte olduğu tartışmasını 1983 yılında Şinasi Orel ve Süreyya Yuca'nın araştırması The Talaât Pasha "telegrams" : Historical fact or Armenian fiction? (Talaât Paşa "telgrafları" : Tarihi bir esas mı yoksa Ermeni hayal ürünü mü?) başlattı. 1986 yılında ise Dadrian'dan belgelerin esas olduğunu ispatlamayı hedef alan bir araştırma geldi. Bu iki araştırmadan sonra belgeleri derin şekilde araştıran analiz sunulmadı.

Belgelerin sahte olduğunu kabul edenler, Şinasi Orel ve Süreyya Yuca'nın araştırmasının yeterince ikna edici olduğunu belirtmiştir. Başka yazarlar daha fazla araştırma beklemektedir. Günümüzde sadece iki isim Andonyan belgelerinin sahte olmadığını savunuyor, bu iki isim Dadrian ve Yves Ternon'dur. Ayrıca Taner Akçam 1999 senesinde İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu isimli kitabında, bir otantik telgrafın var olduğunu ve Andonyan belgeleriyle kelimelerinin özdeş olduğunu yazmıştır. Andonyan belgeleri hakkında yeni araştırma sunacağını bildirmiş ancak bugüne kadar ne o özdeş olan telgrafı ne de araştırmasını açıklayabilmiştir.

Naim Bey hakkında kaynaklar

Naim Bey adında birinin varlığından söz eden tek kaynak, Andonyan'ın kitabıdır. Andonyan'ın bildirdiğine göre, bu belgeleri ona Ermeni Tehcirini koordine eden Halep bürosunda çalışan Naim bey adında bir Türk memuru vermiştir. İddiasına göre, Osmanlı'nın Ermenilere yaptığından dolayı vicdan azabı çekiyormuş. Vicdanını rahatlatmak için, bu belgeleri eski dostu Andonyan'a vermiş. O, gerçekten iyi olan bir Türkmüş. 1937 tarihini taşıyan bir mektubunda Andonyan bu hikâyeyi değişik anlatıyor. Naim Bey kumara bağımlıymış ve paraya ihtiyacı olduğu için, bu belgeleri çok pahali bir fiyata ona satmış.[4][5]

Naim Bey isminde bir görevli, başka bir kaynaktan tanınmıyor. Şinasi Orel ve Süreyya Yuca Osmanlı arşivinde Halep'te bu isimde bir memura rastlamadıklarını yazdılar. Naim Bey'in varlığı hakkında kesin hüküm vermiyorlar. Naim Bey, Andonyan tarafından yaratılan bir hayal kahramanı değilse, düşük dereceli bir memur olmuş olması lazım diyorlar. Düşük dereceli bir memurun, bu tarz gizli belgelere ulaşma imkânının olmadığını açıkladılar.

Alman arşivi de Naim bey hakkında bilgi vermiyor. Tehcir yıllarında Halep'te Alman konsolosu olan Walter Rößler, Naim Bey isminde birini hatırlamadığını bildiriyor. Beatrice Rohner ve konsolos Hoffmann'a bu soruyu ileteceğini bildiriyor. İki isimden de Alman arşivinde bir cevap yok.[6]

Orel/Yuca ve Dadrian araştırmaları

1983 senesinde Orel ve Yuca, bu belgeleri ilk defa köklü bir araştırmaya tabii tuttular. Orel ve Yuca bu belgelerin kesinlikle sahte olduğu sonucuna vardılar.[7] En önemli açıklamaları:

  • Dokuz belge üzerinde bulunan Halep valisi Mustafa Abdülhalik Beyin imzası gerçek imzasıyla örtüşmüyor.
  • Andonyan, Osmanlı'da kullanılan Rumi Takvimi ya tanımıyordu ya da ihmalkâr davranarak takvim hatalarını yaptı, kullandığı tarihler belgelerinin tarih ve belge numaralarını anlamsız hale getiriyor.
  • Bu telgrafların üzerinde yazan tarihlerde, İstanbul'dan Halep'e gönderilen otantik şifreli telgraflara bakınca Andonyan telgraflarıyla otantik telgraflar üzerlerindeki belge numaraları arasında hiçbir bağlantı yok.
  • İki belge dışında her belge normal kâğıt üzerine yazılı, Osmanlının savaş yıllarında kullandığı resmi kâğıtlar üzerinde bulunan işaretlerin hiçbiri Andonyan belgelerinin üzerinde yok.[7]

Görüşler

  • Yves Ternon (1989): Muhtemelen otantikler.[8]
  • Michael M. Gunter (1989): Mevlanzade Rıfat ve Andonyan'ın kitapları iyi bilinen sahte eserlerdir.[9]
  • Andrew Mango (1994): savaş dönemi Osmanlı içişleri bakanı/dahiliye nazırı Talat Paşaya atfedilmiş kuşkulu telgraflar[10]
  • Klaus Kreiser (1996):Talat Paşa telgrafları. Osmanlı içişleri bakanı ve Jöntürk üçler yönetiminin önde gelen üyesi Talat Paşaya atfedilen sahte telgraflar[11]
  • Christopher J. Walker (1997): Bu belgeler veya buna benzer belgeler yeniden ortaya çıkana kadar ve eğer ortaya çıkarlarsa eleştirel bir açıdan araştırılmalarına kadar, bu belgeler hakkında kuşku kalmaya mecbur.[12]
  • Hilmar Kaiser (1999): Osmanlı içişleri bakanlığının bazı Türk belgeleri Andonyan'ın Talat'a atfettiği iki telgrafın içeriği ile belirli bir dereceye kadar uyuşuyor. Orel ve Yuca, bu kaynakları kullanmadılar o yüzden tezleri yeterli değil. Naim-Andonyan belgeleri hakkında başka araştırmaya ihtiyaç var.[13]
  • Erik-Jan Zürcher (2004):Ermeni tarafı bu ilişkinin [hükümetin katliamlara karışma ilişkisinin] varolduğunu kanıtlamaya uğraştı, fakat ürettiği bazı belgelerin (Andonyan evrakları denilen belgelerin) sahte oldukları ispatlanmıştır.[14]
  • Guenter Lewy (2005): Naim-Andonyan belgelerinin otantikliği hakkındaki tartışmanın sadece bu belgelerle alakalı Osmanlı belgelerinin bulunup yayımlanmalarıyla çözüleceği belli ve bulunmaları sanırım hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. O zamana kadar, düşünüyorum ki, Orel ve Yuca'nın bu belgeler hakkında son derece itinalı analizleri belgelerin otantikliği hakkında yeterince soru işareti doğurdu ve bu sayede bu belgelerin ciddi bilimsel araştırmalarda kullanılmaları kabul edilemez hale geldi.[15]
  • Berlin / Klenner (2006): Orel ve Yuca tarafından isabetli tespit edilen formel hataların çoğu tarihçi Dadrian tarafından açıklığa kavuşturuldu. Naim-Andonyan belgeleriyle başka kaynakların arasındaki uyumu gösterdi, özellikle daha sonra gerçekleşen jöntürk savaş suçlularına karşı davalarda savcılığın sunduğu belgelerle uyuşumları gösterdi.[16]

İlgili kitaplar

Kaynakça

  1. ^ "Ermeni kitapları". 11 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2009. 
  2. ^ İlk versiyon 1919'da basıldı[]
  3. ^ Vahakn Dadrian The Naim-Andonian Documents on the World War I Destruction of Ottoman Armenians: The Anatomy of a Genocide, International Journal of Middle East Studies, S. 317, Anmerkung e; Guenter Lewy The Armenian Massacres in Ottoman Turkey: A Disputed Genocide, S. 67; Vatche Ghazarian Boghos Nubar's Papers and the Armenian Question 1915-1918: Documents, S. xvii
  4. ^ Wolfgang Gust Der Völkermord an den Armeniern - die Tragödie des ältesten Christenvolkes der Welt, München 1993, Seite 245
  5. ^ "Guenter Lewy The Armenian Massacres in Ottoman Turkey: A Disputed Genocide". 18 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2009. 
  6. ^ Rößler'in Lepsius'a cevabı, 25 Nisan 1921 29 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - [...]Ebensowenig entsinne ich mich des Namens Naim Bey[...]Ich stelle ergebenst anheim, auch Schwester Beatrice Rohner um eine Äusserung zu bitten. Sie hat mit den Verschickungskommissaren wohl mehrfach direkt zu verhandeln gehabt. Eyub Bey kennt sie persönlich. Ob sie auch Naim Bey kennt, oder Abdul Ahad Nuri Bey, kann ich nicht sagen. Jedenfalls wird ihre Äusserung von Wert sein. Auch Konsul Hoffmann derzeit bei der Paßstelle des Auswärtigen Amtes, Behrenstrasse 21 wird möglicherweise ein begründetes Urteil abzugeben in der Lage sein.[...]
  7. ^ a b "Orel/Yuca Sonuç". 22 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2009. 
  8. ^ Yves Ternon Enquête sur la négation d'un génocide, Bölüm La qualité de la preuve - A propos des documents Andonian et de la petite phrase d'Hitler - [...]Les historiens du génocide arménien ne présentent plus ces documents comme des preuves du génocide, mais il est important de dire pourquoi ils ne sont pas recevables alors qu'ils sont probablement authentiques. [...]
  9. ^ Michael M. Gunter International Journal of Middle East Studies 21 (1989), S. 422
  10. ^ Andrew Mango Turks and Kurds, Middle Eastern Studies 30 (1994), S. 985
  11. ^ Klaus Kreiser: Kleines Türkei-Lexikon. Münih 1996, Talat-Paşa-Telegramme
  12. ^ Christopher J. Walker World War I and the Armenian Genocide, The Armenian People from Ancient to Modern Times, New York 1997, S. 247
  13. ^ Hilmar Kaiser The Baghdad Railway and the Armenian Genocide, 1915-1916: A Case Study of German Resistance and Complicity, Remembrance and Denial: The Case of the Armenian Genocide, Detroit 1999, S. 108
  14. ^ Erik-Jan Zürcher Turkey: A Modern History 14 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Londra 2004, S.115/116 The Armenian side has tried to demonstrate this involvement, but some of the documents it has produced (the so-called Andonian papers) have been shown to be forgeries.
  15. ^ Guenter Lewy The Armenian Massacres in Ottoman Turkey: A Disputed Genocide, Salt Lake City 2005, S. 73
  16. ^ Berlin ve Klenner Völkermord oder Umsiedlung. Das Schicksal der Armenier im Osmanischen Reich. Darstellung und Dokumente Köln 2006, S. 52/53

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Taner Akçam</span> Alman akademisyen, sosyolog, yazar

Altuğ Taner Akçam, Türk tarihçi ve sosyolog.

<span class="mw-page-title-main">Teşkîlât-ı Mahsûsa</span> Osmanlı İmparatorluğu’nda faaliyet göstermiş gizli bir örgüt

Teşkîlât-ı Mahsûsa, İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli teşkilattır. II. Meşrutiyet dönemi sonrası 1913-1918 yılları arasında etkinlik gösteren istihbarat ve propaganda işleri yürüten bir topluluktur. İttihat ve Terakki'nin Türkçü ve İslamcı siyasi görüşleri doğrultusunda, yurt içi ve yurt dışında, karşı istihbarat, propaganda, örgütlenme, suikast eylemlerinde bulunmuştur. Oluşumun isim babası Miralay Rasim Bey’dir. Çeşitli şahit ifadelerine göre 1911'den itibaren etkin olmuş, 17 Kasım 1913’te resmen kurulmuş ve daha sonrasında da 5 Ağustos 1914'te Harbiye Nezareti'ne bağlı resmî bir örgüte dönüştürülmüştür. 8 Ekim 1918'de İttihat ve Terakki hükûmetinin iktidardan ayrılması ile birlikte Teşkîlât-ı Mahsûsa da resmen tasfiye edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Talat Paşa</span> 214. Osmanlı sadrazamı

Mehmed Talat, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nin kurucu lideri, İttihat ve Terakki'nin kurucularından ve önde gelen liderlerinden olan Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Guenter Lewy</span> Amerikalı siyasetbilimci ve yazar

Guenter Lewy (1923-), ABD'nin Massachusetts eyaletinde bulunan Massachusetts Üniversitesi'nden emekli profesör ve tarihçidir.

<span class="mw-page-title-main">Eberhard Jäckel</span>

Eberhard Jäckel, Alman tarihçidir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Soğomon Tehliryan</span> Ermeni kontrgerilla (1896-1960)

Soğomon Tehliryan, Osmanlı İmparatorluğu'nun eski sadrazamı Talat Paşa'ya, 15 Mart 1921'de Berlin'de suikast düzenleyerek öldüren Osmanlı Ermenisi devrimci ve komitacıydı. Daha önce Osmanlı gizli polis servisi için çalışan ve 24 Nisan 1915'te tehcir edilen Ermeni aydınların listesinin hazırlanmasına yardımcı olan Harutyan Mıgırdiçyan'ı öldürdükten sonra bu suikastı gerçekleştirmekle görevlendirilmiştir. Bu suikast, Nemesis Operasyonu'nun bir parçasıydı ve Ermeni histografisine göre Birinci Dünya Harbi sırasında Osmanlı İmparatorluk Hükûmeti tarafından düzenlenen Ermeni Kırımı'nın bir nevi intikam planıydı. Tehliryan, Ermeniler tarafından ulusal bir kahraman olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Vahakn Dadrian</span> Amerikalı akademisyen (1926 – 2019)

Vahakn N. Dadrian, Ermeni asıllı Amerikalı sosyologdur.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Bankası Baskını</span>

1896 Osmanlı Bankası Baskını, İstanbul'daki Osmanlı Bankası merkez şubesinin 26 Ağustos 1896 günü bir grup Ermeni Devrimci Federasyonu üyesi Ermeni tarafından ele geçirilmesi eylemidir.

<span class="mw-page-title-main">Aram Andonyan</span>

Aram Andonyan, Ermeni gazeteci, tarihçi ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Hamidiye Katliamları</span> 1890ların ortalarında Osmanlı İmparatorluğunda Ermenileri hedef alan katliamlar

Hamidiye Katliamları veya bazı Türkçe olmayan kaynaklarda geçen adlarıyla 1894-1896 Ermeni katliamları ve Büyük Katliamlar, 1890'ların ortalarında Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti tarafından ülkede yaşayan Ermenilere yapıldığı iddia olunan katliamlardır. Katliamlar sonucu ölenlerin sayısı 80.000 ile 300.000 arasında gösterilmekte, dönemin gazete haberlerine göre 50.000 çocuğun ise yetim kaldığı belirtilmektedir. Kırım, The New York Times 'ın Eylül 1895 tarihli makalesindeki başlıkta Ermeni Holokost olarak geçiyordu. Buna karşın Osmanlı kaynakları ise aksi iddia olarak böyle bir sayıda Ermeninin öldürülmediği Müslümanların katledildiği Ermeni Çetelere karşı operasyon yapılıp bu çetelerin ve isyanların bastırıldığı iddiasındadır.

<span class="mw-page-title-main">24 Nisan 1915'te Ermeni aydınların sürgünü</span>

Ermeni aydınların sürgünü veya diğer adıyla Kızıl Pazar, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı içerisinde iken başkent İstanbul'daki Ermeni toplumunun önde gelen insanları tutuklaması ve tehcir etmesidir. Tutuklular, 24 Nisan 1915 tarihinde Dahiliye Nazırı Talat Paşa'nın emriyle Ankara yakınlarındaki iki merkeze taşındı. 27 Mayıs 1915 tarihinde Tehcir Kanunu'nun kabulü ile birlikte daha sonra sürdürülen bu aydınların çoğu öldürüldü. 24 Nisan, Ermeni tehcirinin başlangıç günü olarak kabul edilmekte ve Ermenistan'da ve Ermeni toplulukları tarafından "Ermeni Soykırımını Anma Günü" olarak anılmaktadır.

Resulayn Kampları, Ermeni Kırımı sırasında 1915 yılında çıkarılan Tehcir Kanunu ile birlikte göç ettirilen Ermeniler için, Resulayn şehri yakınındaki çöl alanda kurulan 25 toplama kampından biridir. Bu kamplar Ermeniler için anma alanlarına dönüştürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Ermeni Kırımı'nın mirası</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı, yaşanmasından uzun yıllar sonra bile Türk toplumunda hissedilecek derin etkiler bıraktı .Anadolu Hareketi'nin 1919 tarihli bir yayını, Ermenilere karşı sistematik bir "imha" politikasının uygulandığını ve İttihat ve Terakki liderlerinin "insanlığın en büyük suçluları arasında" olduğunu kabul ediyordu. Ermeni tarihçi Vahan Avetyan'a göre, 1920ler boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni bir devlet kurma projesinin önemli bir parçası olarak Kırım'ın Türk tarihinden silinmesi denenmişti.

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı boyunca birçok Türk sivil, siyasetçi ve askerî lider katliamlara ve yağmaya katılmayı reddedip Ermenilerin tehcir edilmesini ve katledilmesini durdurmaya çalıştı. Bu kişilerin çoğu eylemlerinin sonucu olarak pozisyonlarını kaybettiler ve bazıları öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">1919-1920 İstanbul yargılamaları</span>

1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi. Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.

Talat Paşa: İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı, Hans-Lukas Kieser tarafından 2018 yılında yazılan bir akademik kitaptır. Kitap, Princeton University Press tarafından yayınlanmış olup Talat Paşa'nın biyografisidir. Kitap, yazarın Talat Paşa'nın, Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte modern Türk milletinin eş-babası olduğu tezini ve ayrıca Talat'ın egemenliğini ve önemini tartışmaktadır.

Naim Efendi'nin Hatıratı ve Talat Paşa Telgrafları: Krikor Gergeryan Arşivi, Taner Akçam tarafından 2016 yılında yazılan bir akademik kitaptır. Kitap, İletişim Yayınları tarafından yayınlanmış olup Ermeni Kırımı'nın birincil kaynak kanıtlarının, özellikle Talat Paşa'nın gönderdiği telgrafların doğruluğu hakkındadır. Kanıtların gerçekliğinin reddedilmesini bir tür Ermeni soykırımı inkârı olarak ele alıyor. Palgrave Macmillan tarafından yayınlanan İngilizce versiyonu 2018'de yayınlandı.

<span class="mw-page-title-main">Sebastatsi Murad</span>

Sivaslı Murad, Ermeni fedai idi. Sivas ilçesinin 20 km doğusunda Ermeni köyü Govdun'da (Կովտուն) yakın zamanda köye taşınmış fakir bir kırsal ailede doğmuştur. Çocukluğunda çoban ve çiftlik işçisi olarak çalıştıktan sonra, gençken İstanbul'a taşındı ve burada çok az bir maaşla taşıyıcı olarak çalıştı. Sosyal Demokrat Hınçak Partisi'ne katıldı ve 1890'larda Osmanlı İmparatorluğu içinde Ermenilere ikinci sınıf muameleyi protesto eden Ermeni gösterilerine katıldı.