
Arkeoloji, arkeolojik yöntemlerle ortaya çıkarılmış kültürleri, sosyoloji, coğrafya, tarih, etnoloji, antropoloji, nümizmatik, filoloji, gibi birçok bilim dalından yararlanarak araştıran ve inceleyen bilim dalıdır. Türkçeye yanlış bir şekilde "kazıbilim" olarak çevrilmiş olsa da kazı, arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler.

Rönesans, Orta Çağ ve Reform arasındaki tarihsel dönem olarak bilinir. 15 - 16. yüzyıl İtalya'sında batı ile klasik İlk Çağ arasında güzel sanatlar, bilim, felsefe ve mimarlıkta bağın tekrar kurulmasını sağlayan, Antik Yunan filozoflarının ve bilim insanlarının çalışmalarının çeviri yoluyla alındığı, deneysel düşüncenin canlandığı, insan yaşamı (hümanizm) üzerine yoğunlaşıldığı, matbaanın icat edilmesiyle bilginin geniş kitlelerle paylaşımının arttığı ve kökten değişimlerin yaşandığı bir dönemdir.

Roma veya Roma komünü, İtalya'nın, Lazio bölgesinin ve aynı zamanda Roma ilinin başkentidir. Roma hem şehir hem de özel komün statüsü taşır. Tiber ve Aniene nehirleri arasında ve Akdeniz'e yakındır. Yaklaşık 2,7 milyon nüfuslu şehirde, Katoliklerin ruhani lideri Papa'nın yaşadığı bağımsız devlet Vatikan da yer almaktadır. Bu sebeple Roma'ya bazı kaynaklar tarafından iki devletin başkenti de denilmektedir.

Etrüskler, İtalya'nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış ve MÖ 6. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş bir halk olup Antik Romalılar tarafından Etrusci veya Tusci adlarıyla tanımlanmışken Yunanlar Tyrrhen, Tyrsen diye tanımlamıştır. Kendilerine Rasena diyen Etrüsk halkının bir kısmı ve kültürü zamanla Roma İmparatorluğu içinde erimiştir. Etrüskler İtalya'da dönemlerindeki diğer kavimlerden çok daha ileri bir uygarlık düzeyindeydiler. Roma uygarlığının, Etrüsk mitolojisindeki ilahlardan, hukukundan yol yapım tekniklerine kadar, kökünü hemen hemen tümüyle Etrüsk uygarlığından almış olduğu günümüzde saptanmış durumdadır. Etrüskler'in dini, Ciceronun değindiği gibi, vahyedilmiş bir dindi ve 12'li sistemi baz alan bir inisiyatik örgütlenmeleri vardı.

Likya veya Lisiya , M.Ö. 15-14. yüzyıldan M.Ö. 546'ya kadar Anadolu'nun Teke Yarımadası'nda varlık göstermiş ulustur. Likya, aynı zamanda bu bölgedeki antik kentlerin oluşturduğu bir federasyon ve daha sonra da Roma İmparatorluğu’nun bir eyaletidir. "Işık Ülkesi" anlamına gelen Likya, Antalya ve Muğla illeri ile Burdur ilinin iç kısımlarında, Akdeniz'e sınır olan bir bölgede yer alıyordu. Antik Mısır'ın Geç Tunç Çağı kayıtları ve Hitit İmparatorluğu'na ait tarihi belgelerde adından bahsedilen bir devlettir. Hitit kayıtlarında adı Lukka olarak geçmektedir.

Ancona veya Ankona, İtalya'nin merkezi Marche bölgesinin ve ayni adli Ancona ili merkezi olan Adriyatik Denizi kıyısında 100.861 nüfuslu bir liman kentidir. Ancona, Adriyatik Denizi'nin en büyük ticaret limanıdır ve gemi yapım tersaneleri bulunur.

Yunanistan'ın ilk sakinlerine sıklıkla Pelasgi, yani "deniz halkı" denirdi. Yarımadanın bu sakinleri kuzeyden göçen işgalcilerin etkisi ile güneye kaçtılar. Birbiri ardı sıra gelen işgallerle güney kıyılarına ve Ege Adaları'na yayıldılar. MÖ 3200 civarında bölgeye yeni gelenler birlikte zamanla Yunancaya dönüşen bir Hint-Avrupa dili getirdiler.

Publius Aelius Traianus Hadrianus, 117 ile 138 yılları arasında Roma imparatoruydu. Hadrianus, Hispania Baetica'da bir İtalik yerleşim yeri olan ve İspanya'daki modern Sevilla'ya yakın olan Italica'da doğdu. Aelia gensinin kolu olan Aeli Hadriani, doğu İtalya'daki Hadria kasabasından geliyordu. Nerva-Antoninus hanedanının bir üyesiydi.

Klasik antik çağ, MÖ 8. yüzyıl ile MS 5. yüzyıl arasındaki Greko-Romen dünyası denen, Antik Yunanistan ve Antik Roma'nın iç içe geçmiş uygarlıklarını kapsayan, Akdeniz merkezli kültürel tarih dönemidir. Bu çağ, hem Yunan hem de Roma toplumlarının geliştiği ve Avrupa, Kuzey Afrika ve Batı Asya'nın büyük bölümünü etkileyen bir dönemdir.
Akmonya, Uşak'ın Banaz ilçesinin Ahat Köyü'nde bulunan bir antik yerleşim birimidir. Aynı zamanda Roma Katolik Kilisesi hiyerarşisi içerisinde Akmonya bir ünvansal piskoposluktur, yalnız Akmonya Piskoposluğu'na 1962 yılından beri herhangi bir atama yapılmamıştır.

Oenoanda veya Oinoanda, ; Likya bölgesinde, Ksantos vadisinin kuzeyinde bir antik şehirdir.

Ulusal Arkeoloji Müzesi, İtalya'nın Floransa kentinde bulunan bir arkeoloji müzesi. 1 piazza Santissima Annunziata'daki Crocetta Sarayı'nda konumlanır.

Kizikos, günümüz Erdek ilçesi yakınlarında, Marmara Denizi kıyısındaki Misya antik kentidir. Aslen Marmara Denizi'nde bir ada olduğu söylenen ve eskiden anakaraya ya yapay yollarla bağlanan klasik dönemde Arctonnesus adıyla anılan bugünkü Kapıdağ Yarımadası'nın güney kıyı tarafında bulunuyordu.

Augustus Tapınağı; Ankara'nın Altındağ ilçesinde, Hacı Bayram Camii'nin hemen bitişiğinde bulunan, tahminen MÖ 25-20 yılları arasında inşa edilmiş bir tapınaktır.

Neoklasik mimari 18. yüzyıl ortalarından itibaren İtalya ve Fransa'daki Neoklasik hareket ile birlikte oluşmuş mimarî akım. Avrupa'da önceki iki yüzyılın en yaygın akımları olan Rönesans ve Barok halihazırda antik Roma ve Yunan mimarisine yönelik bazı öğelerin tekrar canlandırılmasına önayak olmuşsa da Neoklasik mimari bu dönemlerin fazla mimari unsurlarını eleyip modern amaçlara hizmet eden ancak daha saf ve otantik bir klasik tür yaratmış ve batı dünyasında en yaygın akımlardan birine dönüşmüştür.

Klasik Arkeoloji tıpkı Hristiyan Arkeolojisi gibi, Arkeoloji'nin alt bilimdallarından biridir. Bu disiplin daha çok Antik Yunanistan ve Antik Roma kültürü ve bu kültürlerin geriye bıraktıkları ile ilgilenir.
Nonnosus I. Justinianus döneminde hizmet etmiş Bizans büyükelçisi. 530lu yıllarda Kızıldeniz bölgesine gittiği ve burada Aksum Krallığı ve Ḥimyar Krallığını ziyaret ettiği bilinir. Aksum şehrini ziyaret edişini anlattığı metin, bugün kayıp olsa da, onun eserini alıntılayan I. Fotios sayesinde kısmen günümüze ulaşabilmiştir.

Pygela ya da Phygela, Efes'in güneyinde Kuşadası Körfezi kıyısında, küçük bir antik İyonya kasabasıydı. Tarihte sağlık şehri olarak kurulan ilk yerleşim yerlerinden biri olan kentin kuruluşu Yunan mitolojisinde Miken Kralı Agamemnon'a atfedilir. Kuruluş mitinde ilk yerlilerini Troya Savaşı sonrasında Aka ordusunun bir bölümünün oluşturduğundan bahsedilir ancak arkeolojik buluntular kentteki ilk yerleşimin tarih öncesi dönemlere tarihlendiğine işaret etmektedir. Erken Tunç Çağı'ndan Orta Bizans Dönemi'ne kadar kesintisiz yerleşimin olduğu düşünülen kent, MÖ 5. yüzyılda Attika-Delos Deniz Birliği'nin üyeleri arasında yer almıştır. Bir polis olan kentte Artemis Munychia tapınağı bulunmaktaydı.
Pisidya'daki Sozopolis, Seleukos döneminde Apollonia (Ἀπολλωνία) ve Apollonias (Ἀπολλωνίας) olarak adlandırılan, eski Roma eyaleti Pisidya'da bir kasabaydı ve günümüzde Bulgaristan'da yer alan Haemimonto'daki Trakya Sozopolis'i ile karıştırılmamalıdır..