Mısır tanrıları Mısır mitolojisinde adı geçen tanrılardır.
Set ; Mısır mitolojisinde bir tanrıdır. Nut ve Geb'in oğludur.
İsis, Osiris'in, Seth ve Nephthys'in kardeşidir, Nut ve Geb'in kızları ve çocuk Horus'un annesidir. Bazı kaynaklara göre Anubis de İsis ile Osiris'in oğludur.
Musa, Yahudiliğin peygamberi.
Marduk, antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.Destana göre o aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.
"Lord/Tanrı" veya "Efendi" anlamlarına gelen Bel, bir isimden çok unvandı. Babil dinindeki çeşitli tanrılara verilirdi. Dişil şekli Belit yani "Hanım/Tanrıça, Sahibe". Dilsel olarak kuzeybatı Semitik'teki Baal ile akraba olan Bel sözcüğün bir doğu Semitik şeklidir. Bu iki sözcük eşanlamlıdır.
Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.
Tanrıça, dişi ya da dişil ilah anlamlarına gelebilir. Soyut bir ilahi varlıktır. Birçok kültürde tanrıçalardan bahsedilir. Bazen tek başına, ama çoğunlukla bir panteonun üyesi olarak tanrıça inanışı özellikle paganizmde yaygındır.
Firavun Antik Mısır'da hükümdarlara verilen isim. "Büyük Ev, Saray" anlamını taşıyan kelime daha sonraları hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. Firavunlar aynı zamanda tanrı Horus'un yeryüzündeki simgesi ve beşinci hanedandan sonra da güneş tanrısı Ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu.
Amunet, Eski Mısır'da sözü geçen demektir. Aslında dişi Amun demektir. Mısır mitolojisinde Amunet, Mısır'ın uzun panteon tarihinin farklı karakteristik özellikleri olan tanrısıdır.
Baal veya Baʽal, antik çağda Levant'ta konuşulan Kuzeybatı Sami dillerinde önceleri insanlar arasında kullanılan 'sahip', 'efendi' anlamına gelen bir unvan ve şeref ifadesiydi. Ünvan akademisyenlere göre önce güneş kültleri ve çeşitli koruyucu tanrılarla ilişkilendirilir; ancak yazıtlar, Ba'al adının özellikle fırtına ve bereket tanrısı Hadad ve onun yerel tezahürleriyle ilişkilendirildiğini gösterdi.
Astarte, batı samilerde yer alan bereket ve verimlilik tanrıçası. Astarte'nin köken ve fonksiyon olarak İştar'dan geldiği düşünülmektedir. Babil mitolojisinde Salambo olarak anılır.
Hadad, Haddad, Adad ; Kenan ve eski Mezopotamya dinlerinde fırtına ve yağmur tanrısıydı. Ebla'da MÖ 2500'de "Hadda" olarak tasdik edildi. Haddad Levant'tan Amoritler tarafından Mezopotamya'ya tanıtıldı ve burada Akad tanrısı Adad olarak tanındı. Adad ve Iškur genellikle Hurri tanrısı Teshub için kullanılan sembolün aynısı olan logogram 𒀭𒅎 dIM ile yazılır. Hadad ayrıca Pidar, Rapiu, Baal-Zephon veya genellikle basitçe Ba'al olarak da adlandırılırdı, ancak bu unvan diğer tanrılar için de kullanılıyordu. Boğa, Hadad'ın sembolik hayvanıydı. Sakallı görünüyordu, "boğa boynuzlu" bir başlık takarken sık sık bir sopa ve şimşek tutuyordu. Hadad, Yunan Zeus, Roma tanrısı Jüpiter ve Hitit fırtına tanrısı Teshub ile eşitlendi.
Antik Mısır tanrıları, Antik Mısır'da kendilerine tapınılan tanrı ve tanrıçalardır. Bu tanrılar çevresinde oluşan inançlar ve ritüeller tarihöncesi dönemde ortaya çıkmış ve Antik Mısır dininin özü hâline gelmiştir. Tanrı ve tanrıçalar doğa olaylarının ve fenomenlerinin simgesi olarak görülüyordu ve Mısırlılar doğa olaylarının ma'at'a yani ilahî düzene göre devam edebilmesi için ritüeller ve sunularla tanrı ve tanrıçaları yatıştırıyorlardı. Mısır devletinin MÖ 3100 yılı civarında kurulmasından sonra bu görevleri uygulama yetkisi, kendini tanrıların temsilcisi ilan eden ve ritüellerin yapıldığı tapınakları idare eden firavun tarafından kontrol edilmeye başlandı.
Marvel Comics'in Cermen mitolojisinden uyarladığı Thor çizgi romanında birçok yardımcı karakter bulunmaktadır. Bu karakterlerin de çoğunun Cermen mitolojisi ve diğer mitolojilerden alınmış olduğu gibi Marvel'in kendi yarattığı kurgusal karakterleri de mevcuttur. Bu karakterler başta süper kahramanlar olmak üzere dünyalı insan ve mutantlardan Elf, Troll, Dev ve Ejderha gibi sihirli yaratıklara ve uzaylılardan tanrılar ve diğer kozmik varlıklara kadar çok geniş bir yelpazede yer almaktadır. Diğer Marvel kahramanları önemli karakterlerdir. En önemli karakterler Thor'un ailesi ve halkı olan Asgard tanrılarıdır. Ayrıca, bu çizgi romanda görünen mitolojik tanrılar arasında en önemli tanrılar da onlardır. Elf Faradei, Troll Ulik, Kara Elf Malekith gibi pek çok dost ve düşmanı da bu panteonla bağlantılı sihirli yaratıklardır. İkinci en önemli tanrı grubuysa Thor'un dostu Herkül'ün de mensubu olduğu Olympos tanrılarıdır. Vişnu, Manitu, Horus ve Leir gibi diğer panteonların tanrıları da sık sık bu çizgi romanda yer almıştır. Galactus, Celestialler,Eternaller gibi kozmik varlıklar ve Skrull, Kree, Korbinite gibi uzaylı ırklar da önemli yer tutar.
Yam, Yamm ya da Yammu, Tunç ve Erken Demir Çağlarında deniz ve nehir tanrısıydı. Yam, Kenan dillerinde Yam ya da Yaw olarak yazılır ve "deniz" anlamına gelir. Ugarit ırmak ve deniz tanrısının adlarından biridir. Ayrıca "Hâkim Nahar" (Nehirlerin hakimi) olarak da isimlendirilir. El'in oğullarından biridir.
Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.
Antik Mezopotamya Ölüler Diyarı veya Yeraltı Dünyası, daha çok Sümercede Kur, Irkalla, Kukku, Arali ya da Kigal ve Akadcada Erṣetu olarak bilinir, sakinlerinin "dünyadaki yaşamın karanlık bir örneğini" sürdürdüklerine inanıldığı yerin derinliklerinde bulunan karanlık, kasvetli bir mağaradır. İçecek ya da yiyecekleri sadece kuru tozdur ve ölen kişinin aile fertleri, libasyon içmeleri için serbest bırakılır. Sümer yeraltı dünyasında, antik dünyanın diğer yaşamdan sonra hayatlarından farklı olarak ölenin kesin bir yargısı yoktur ve ölüler yaşamdaki işlerinden dolayı ne cezalandırılır ne de ödüllendirilir. Bir insanın yeraltı dünyasında var olma niteliği, onun gömülme şartlarına göre belirlenir.
Quetesh bir tanrıçadır. Geç Tunç Çağı'nda kabul edildi.
Kenan dini, antik Levant'ta yaşayan Kenanlılar tarafından en azından Erken Tunç Çağı'ndan Ortak Çağ'ın ilk yüzyıllarına kadar uygulanan eski Semitik dinler grubunu ifade eder.