İçeriğe atla

Anarko-sendikalizm

Anarko-sendikalist liderlerden Émile Janvion

Anarko-sendikalizm, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış bir düşünce ve ilkeler akımıdır.

Bazı Latin Avrupa ülkeleriyle birlikte Amerika'daki 'Dünya Sanayi İşçileri' (Industrial Workers of the World) örgütüne bağlı işçilere özgü bir akım olan anarko-sendikalizm, Anglosakson trade-union hareketine karşıydı. Anarko sendikalistler için grevler, bir halk arayışı olmaktan çok işçi sınıfını mücadeleye yönelten hareketlerdi. Amaç genel greve giderek eski düzeni yıkmak ve sendikaları toplumun temel taşı haline getirmekti. Bu yaklaşım şiddete başvurmayı meşru sayıyor ve işleri idare etmek için ihtiyaç duyulan sendikaların eğitimine özel bir önem verilmesini istiyordu. Devleti yıkmak kararı, siyasi partilerle her türlü ilişkinin yasaklanması ve merkezileşmeye kuşkuyla bakılması sonucunu doğuruyor, militanların sayısından çok değerini önemseyen seyrek bir örgüt yapısı benimseniyordu.

Bu anlayış Fransa'da Eylül 1895'te 175 sendikalının bir araya geldiği Limogez Kongresi'yle Genel İş Konfederasyonu'nun (CGT) 1906 da kabul etti. 1905 Amiens Şartnamesiyle iyice yerleşti. Bununla birlikte kısa süre sonra, sosyal yasalara duyulan hoşnutsuzluk azalacak ve örgüt güç kazanmak için çoğalma çabasına girecekti. Anarko-sendikalist düşüncenin ve eylemin en yüksek olduğu yer İspanya olmuş ve iç savaş boyunca ülkenin birçok yerinde komünler ve kooperatifler kurarak Franco faşizmine karşı savaşmışlardır.1936 sonrasi birçok anarko-sendikalist ispanyol militan Fransa'ya geçerek CNT (Ulusal Emek Konfederasyonu'nu) kurar. Bugün İspanya'da CGT ve CNT, Fransa'da CNT ve CNT-Ait Almanya'da FAU (Özgür İşçiler Sendikası), İsveç'te SAC, İrlanda'da ORGANISE, Amerika'da IWW Anarko-sendikalist mücadele vermektedirler.

Şu temel özelliklere sahiptir:

  • Şu anki çıkarlarını savunmak ve yaşam standartlarında iyileşmeler elde etmek için, dünya emekçilerinin organize edilmesi hedefi. Bunu başarmak için birlikler oluşturulması.
  • Liderlerin ve yöneticilerin olmadığı bir yapının yaratılması.
  • Toplumun radikal bir şekilde dönüştürülmesi arzusu -bu dönüşüm Toplumsal Devrim aracılığı ile olacaktır. Bu dönüştürme hedefi olmadan, anarko-sendikalizm var olamaz.

Anarko-sendikalizmin bir diğer adı da devrimci sendikacılıktır.

Diğer Sendikalardan ve Toplumsal Hareketlerden Ne Kadar Farklıdır?

Anarko-sendikalizm, toplum tarafından üretilen refaha el koyan ve ayrıcalıklarını şiddet aracılığı ile koruyan bir azınlığın komutasına veren; boyun eğmiş çoğunluğa ise sadece yaşayabileceği (fiziksel olarak sürdürmesine yetecek) kadarını veren ve azınlığın şiddetine maruz kalmasına yol açan, toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliğin nedenlerinin güce, otorite (tahakküm) ilkesine dayandığını inancına sahiptir. Bunun sonucunda, anarko-sendikalizm adaletsizliği engellemek için, otorite ilkesine, elitlerin karar-almasına ve gücün nihai temsiliyetine, yani Devlet'e karşı çıkar.

Hiyerarşik Organizasyonun ve Devlet-Kapital otoritenin ve de onun baskıcı araçlarının aksine, anarko-sendikalizm onun Anti-Organizasyonuna sahiptir. Bu ise, kararların tabanda alındığı, insanların katıldığı, liderliğin olmadığı (ya da çok kısıtlı olarak var olduğu), baskının olmadığı ve fikirlerin, görüşlerin ve teşebbüslerin özgür ve eşitçe tartışılabildiği bir süreci içermektedir. Anarko-sendikalist organizasyon Devlet-Kapital'in haiz olduğu görüngülerden mümkün olduğunca en azını barındırır. Bu nedenle, bugün var olan otoriter modelle karşılaştırıldığında, bir anti-organizasyondur.

Anarkosendikalizmin temel fikri, katılımcılarının kendileri tarafından yönetilen kitlesel örgütlenmeler—özellikle de üretim noktasındaki mücadelede kökü bulunan örgütlenmeler—geliştirerek, işçi sınıfının kendisini sömürücü sınıfın boyunduruğundan kurtarabilmesini sağlayacak kendinden eylemliliğini, kendine güvenini, birliğini ve özörgütlenmesini geliştireceğidir. Hareketin kendinden yönetimi, hareketin devrimci amacı olan üretimin işgücü tarafından yönetiminden önce gelir ve onu canlandırır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Genel Emek Konfederasyonu (Fransa)</span>

Genel Emek Konfederasyonu, 1895 yılında Fransa’da kurulan örgüt.

Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir. Reddedilen bu otoritelere patriyarki ve kapitalizm de dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu</span> Türkiyede bir işçi sendikaları konfederasyonu

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 13 Şubat 1967 tarihinde Türk-İş'ten ayrılan Maden-İş, Lastik-İş, Basın-İş ve bağımsız Gıda-İş, Türk Maden-İş (Zonguldak) sendikaları ve onların genel başkanları olan Kemal Türkler, Rıza Kuas, İbrahim Güzelce, Mehmet Alpdündar ve Kemal Nebioğlu tarafından kurulan işçi sendikaları konfederasyonudur. 12 Eylül Askeri Darbesi ile kapatılmasının ardından 19 Ocak 1992 tarihinde yeniden kurulmuştur. DİSK, bağımsız bir sınıf ve kitle örgütüdür.

Leninizm veya Lenincilik, Marksizm üzerine kurulmuş siyâsî ve iktisâdî bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Ulusal Emek Konfederasyonu</span>

Ulusal Emek Konfederasyonu anarkosendikalist ideolojik çizgide, özerk sendika konfederasyonu olarak İspanya Krallığı’nda örgütlenmiş konfederal bir birliktir. Anarşist toplumsal hareketler içinde önemli rol oynamış örgüt ayrıca ulusötesi yapıya sahip Uluslararası Emekçiler Birliği (AIT) üyesidir ve bu yüzden CNT-AIT adı ile de tanınır.

<span class="mw-page-title-main">Anselmo Lorenzo</span> İspanyol anarşist

Anselmo Lorenzo, “İspanyol anarşistlerin büyükbabası” kabul edilen ilk İspanyol anarşistlerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Enternasyonal</span> İlk küresel sosyalist örgüt

Uluslararası Emekçiler Birliği veya bilinen ismiyle Birinci Enternasyonal, işçi sınıfına ve sınıf çatışmasına dayanan, sosyalist ve komünist çizgideki siyasi partilerin ve sendikaların oluşturduğu, dünya işçileri arasındaki dayanışmayı temsil eden ilk büyük uluslararası sosyalist örgüt.

<span class="mw-page-title-main">Sivil toplum kuruluşu</span>

Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukukî ve [çevre]sel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlayan veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır.

Emek hareketleri, küresel sermayenin ekonomik sömürü ve siyasal baskılarına karşı, emekten yana olan toplumsal güçlerin geliştirdikleri örgütlü mücadeleler sürecidir. Bu toplumsal güçleri; işçiler ve onun bağlaşıkları olan kamu çalışanları, köylüler, esnaflar, işsizler, öğrenciler ve toplumun ezilen kesimleri oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Sendikalizm</span>

Sendikalizm sanayi cephesinde işçi sınıfının hareketiyle kapitalist bir toplumu açıkça dönüştürme amacını taşıyan bir düşünceler, hareketler ve eğilimler kümesidir. Sendikalistler için, işçi sendikaları hem kapitalizmle başedebilmek hem de çoğunluğun isteklerine göre toplumu yönetmek için çok kullanışlı araçlardır. Sanayi ve hükûmet sendikalist bir toplumda işçi sendika federasyonları tarafından yönetilecektir.

<span class="mw-page-title-main">Sol komünizm</span> Siyasi fikir

Komünist sol olarak da bilinen sol komünizm, Komünist Enternasyonal'in sol kanadını teşkil eden ve Komünist Enternasyonal'den 1920'lerden ayrılmış akımlardan gelen siyasi geleneğin ismidir. Komünist Enternasyonal'in dünyanın pek çok yerindeki partilerinde, oportünizme karşı, devrimci görüşleri savunan sol kanatlar gelişmiş olsa da, bu akımlar en net biçimde Almanya-Hollanda komünist solu ve İtalyan komünist solu tarafından ifade edilmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Federación Anarquista Ibérica</span>

İberya Anarşist Federasyonu, anarko-sendikalist örgüt olan CNT'nin içinden çıkan İspanyalı anarşist militanların yer aldığı örgüttür, bununla beraber CNT'nin uzlaşmacılığına ve karşı-devrimci politikalarına karşı mücadele etmiştir. İki örgüt arasındaki yakın ilişki nedeniyle genellikle CNT-FAI olarak kısaltılır.
Örgüt iç savaş başlamadan birkaç ayaklanma planlamış ancak başarısız olmuştur. İç savaş öncesinde ise FAI ile CNT problemlerini hemen hemen gidermiş ve iki örgüt tek bir örgüt gibi savaşmıştır, yakın ilişkiden dolayı CNT-FAI kısaltmasını çoğunlukla kullanmışlardır.
Ayrıca FAI "Tierra y Libertad" adında bir gazete de çıkarıyordu. Defalarca basımların durdurulmasına rağmen bir dönem 30,000 tiraj ile İspanya'nın en büyük politik gazetesi haline geldi. Savaş zamanı günlük çıkmasına rağmen savaş sonrası baskı durdu. 1977 yılında tekrar yayına başladı ancak yakın zamanda iki haftada bir basılan bir ek gazete haline geldi.
Örgütün adında yer alan "İberya" vurgusundaki asıl amaç İspanyalı ve Portekizli anarşistleri "Pan-İberia" düşüncesiyle örgütlemektir. FAI toplantılarına, Portekiz Anarşist Birliği ve Confederação Geral do Trabalho da katılmıştır. Hala aktiftir ve Enternasyonal Anarşist Federasyonunu (IAF-IFA) destekler.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), 1968 yılında kurulan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunan bir sendikadır. KTÖS, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne kayıtlıdır ve bu nedenle uluslararası platformlarda da tanınmaktadır. Dünyadaki tüm eğitim sendikalarını çatısı altında toplayan Eğitim Enternasyoneli (EI) ve Avrupa Eğitim Sendikaları Komitesi (ETUCE)’nin aktif bir üyesi olan KTÖS, üyelerinin haklarını koruma, savunma ve geliştirmenin yanı sıra Kıbrıs Türk toplumunun ilerlemesine katkıda bulunmak amacıyla hareket etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Rusya Komünist Partisi (Bolşevik) 10. Kongresi</span>

Rusya Komünist Partisi (Bolşevik) 10. Kongresi, Moskova’da 8-16 Mart 1921 tarihinde yapılmıştır. 732 bin parti üyesini temsilen 1135 delege hazır bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">1918-1919 Alman Devrimi</span> devrim

1918–1919 Alman Devrimi ya da Kasım Devrimi, I. Dünya Savaşı'nın sonunda Friedrich Ebert önderliğinde anayasal monarşiden parlamenter demokrasiye geçiş sürecidir. Savaşın Almanya’nın aleyhine gelişmesinden dolayı Alman halkının üzerinde oluşan gerilim, ülkede yeni bir rejimin kurulması gerektiği düşüncesini ön plana çıkarmıştı. Devrimin amacı monarşi rejiminin yerine demokratik bir cumhuriyet kurmaktı. Bu hedef, İmparator II. Wilhelm’in tahttan çekilmesiyle sonuçlanan, 1 hafta, 4 gün süren ilk aşamada gerçekleşti. Almanya’daki radikal solcular komünist bir rejim kurmak istediği için bu devrim, komünist devrimciler ile anti-komünistler arasındaki bir iç savaşa dönüştü; bu durum, devrimin ikinci aşamasını yarattı. İkinci aşama tam olarak 9 ay, 1 hafta sürdü ve yönetim biçimi parlamenter demokrasiye dayanan Weimar Cumhuriyeti'nin zaferiyle sonuçlandı.

Dayanışmacı sendikacılık, işçilerin şirketlere ve kurumlara karşı hükûmet veya ücretli temsilcilerinden bağımsız olarak stratejilerini kendileri belirlediği anarko-sendikalist bir emek organizasyonu modeli.

Sentez anarşizmi, sentezci anarşizm veya sentez federasyonları, katılımcıları üzerinde çeşitlilik arayan ve anarşizm ilkeleri altında farklı eğilimlerdeki anarşistlere sıfatsız katılmaya çalışan bir anarşist örgütlenme biçimidir. 1920'lerde, ana savunucuları olarak bulunan bu form, anarko-komünistler Voline ve Sébastien Faure'yi, bireyci anarşizm, anarşist komünizm ve anarko-sendikalizm olmak üzere üç ana eğilimin anarşistlerini bir araya getirdi. Anarşist Federasyonlar Enternasyonali etrafında gruplanan anarşist federasyonların arkasındaki ana ilkedir.

<span class="mw-page-title-main">Mujeres Libres</span>

Mujeres Libres, 1936'dan 1939'a kadar İspanya'da var olan anarşist bir kadın örgütüydü. Lucía Sánchez Saornil, Mercedes Comaposada ve Amparo Poch y Gascón tarafından Madrid'de küçük bir kadın grubu olarak kuruldu ve 1938 yazında hızla büyüyerek 30.000 üyeli bir ulusal federasyona dönüştü.

Yeşil sendikalizm veya Sendikal Ekoloji, çevrecilik ve sendikalizmi harmanlayan solcu bir ideolojidir. Yeşil sendikalizm, işçilerin ve sendikaların doğrudan eylemi ve yönetimi ile çevreci yasaları savunur. “Kapitalizm iyileştirilebilir“ mantığı ile hareket eden sarı sendika veya bürokrat sendikacılığın aksine hiyerarşiye karşıdır, yeni üretim-tüketim-dağıtım ilişkilerini hemen şimdi oluşturulmasını isteyen, bir bakıma anarko sendikalizme yakın bir ideolojidir. Fakat anarko sendikalizmden farklı ademi merkeziyetçilik, bölgecilik, özerklik ve federalizm içerir. Çevrecilik ve işçi hareketlerin ittifakını savunan bu düşünce, Kuzey Amerika ve Avrupa'da hareketlilik kazanmıştır. Yeşil sendikalizm söylemsel düzeyde ilk CNT yani Confédération Nationale du Travail tarafından dile getirildi.

<span class="mw-page-title-main">Rudolf Rocker</span>

Johann Rudolf Rocker Alman anarşist yazar ve aktivistti. Mainz'da Katolik zanaatkâr bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.