İçeriğe atla

Anarşizm ve sanat

Anarşizm ve sanat, birbirleriyle iş birliği içerisinde bulunmuş ve bulunmaktadır. Anarşizm özellikle 19.yüzyılda Fransız sembolizmi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.[1]

gibi yazarlar anarşizm ve sanat arasındaki ilişki üzerine yazılar yazmışlardır. 

Resimde etkileri

Ahenk günlerinde:Altın Çağ geçmişte değil, gelecekte.1893-95,yağlı boya,Paul Signac

Bir anarşist dünya...bir sürrealist dünya:ikisi aynı şey.-André Breton[1]

Anarşizm, 19.yüzyıl realizmi, empresyonizm, neo-empresyonizm, sürrealizm, kübizm, fütürizm, modernizm ve dadaizm gibi pek çok akımda etkisini gösterdi.

  • Christopher D'Arcangelo
  • Enrico Baj (Anarşist Pinelli'nin Cenazesi)
  • Beehive Collective
  • Carlo Carrà (Anarşist Galli'nin Cenazesi)
  • Carlos Cortez
  • Flavio Costantini
  • Henry Cross
  • Eric Drooker
  • Marcel Duchamp
  • Eric Troy Frantz
  • Mike Flugennock
  • Clifford Harper
  • Stewart Home
  • Ismo Jokiaho
  • Donald Judd
  • Wassily Kandinsky
  • James Koehnline
  • Carlos Latuff
  • Josh MacPhee

Grafiti

Polonya'da stencil grafiti. "Sürüye ait misin?"
Mısır'da stencil ( karton, metal malzemelerden kesilerek oluşturulmuş; karikatür, rakam, harf, resim ve baskı kalıplarının boyanması ile yüzeye çıkan görüntü) grafiti, Firavuna uyarlanmış Guy Fawkes maskesi.

Modern şehirlerde otobüslerin içlerine sivri bir aletle kazınan yazılardan sokak duvarlarına sprey boyayla çizilen resimlere kadar pek çok uygulama grafitinin kapsamına girmektedir. Kimi çevrelerce bir sanat dalı olarak kabul edilirken, bir başka bakış açısı da, grafitiyi vandalizm olarak değerlendirmekte ve suçla ilişkilendirmektedir.

II. Dünya Savaşı'nda propaganda aracı olarak kullanılan grafiti, günümüzdeki anlamıyla 1960'lı yıllarda Amerika'da, özellikle New York'ta politik eylemciler ve sokak çeteler seslerini duyurmak ve kendi çetelerinin sınırlarını belirlemek için benimsenen bir yöntem olarak ortaya çıktı. 1970'li yıllarda ortaya çıkan rap ve hip-hop kültürü, grafitinin dünyada yaygınlaşmasını sağladı.[2]

Dünya üzerindeki mevcut neoliberal politikalar ve devletlerin doğaya karşı yok edici tutumu birçok insanı olduğu gibi sanatçıları da gitgide doğaya karşı duyarlı bir hale getirmiş, “Eko graffiti” ya da “Yeşil graffiti” olarak da isimlendirilen yeni akım ilk olarak Anna Garforth isimli İngiliz graffiti sanatçısının çalışmalarında yeni bir malzeme arayışına girmesiyle ortaya çıkmıştır. Malzeme olarak yosunu seçen Garforth, zaten kısmen anarşist bir sanat olan graffitiye doğanın direnişini de eklemiştir.[3]

Sinema

Behold a Pale Horse (İntikam Ateşi) (1964)

Muri shinju: Nihon no Natsu (1967)

Erosu purasu gyakusatsu (1969)

La Patagonia rebelde (1974)

Sacco e Vanzetti (1971)

Adil yargılanmadıkları kanıtlarla ortada iken, ibret olsun diye idam edilen italyan anarşistleri Sacco ve Vanzetti'nin, pek çok esere konu olarak destanlaşan, trajik hikâyesini anlatan Giuliano Montaldo'nun yönetmenliğini yaptığı 1971, İtalyan yapımı film. Bu dava, ABD hukuk sisteminin utanç verici bir sayfası olarak da hatırlanır.

Filmin müziklerinde Joan Baez ve Ennio Morricone'nin imzası vardır.

Ο Μεγαλέξανδρος (Büyük iskender)(1980)

Bir Yunan soyguncunun bir grup Britanyalı aristokratı, köylülerin toprak sahiplerini alaşağı ettiği ve toprak ağalığı sistemi yerine komün kurdukları bir dağ köyüne götürmek üzere rehberlik edişini anlatan 1980 Yunan yapımı bir Theo Angelopoulos filmi.

Land and Freedom (Ülke ve Özgürlük) (1995)

Libertarias (1996)

Fight Club(Dövüş Kulübü) (1999)

Chuck Palahniuk tarafından yazılmış olan aynı isimli roman üzerinden çekilen 1999 yapımı kült filmdir.

  • Her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç. Bırak ne olacaksa olsun. Bırak olsun. 
  • Yuva yapma içgüdülerine tutsak düşen tek ben değildim… Hepimizde Johanneshov markalı koltuktan var, yeşil çizgili Strinne deseniyle kaplı… Hepimizde Rislampa/Har markalı aynı kâğıt lambadan var… Benimki artık bir konfeti… Çelik üstüne çinko kaplama Vild marka ayaklı saaatim. Tanrım ona sahip olmasam ölürüm… Mobilya satın alırsınız. Kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe…Sonra hayalinizdeki yatak. Sonra aradığınız tabak takımı. Sonra o güzel yuvanıza kısılıp kalırsınız. Bir zaman sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur.

Alan Moore'un yazıp David Lloyd'un çizdiği DC in yayınladığı aynı isimli çizgi romandan Wachowski kardeşlerin sinemaya uyarlayıp yapımcılığını üstlendiği film.

  • Bu maskenin altında etten daha fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var! Ve fikirler kurşun geçirmez. ” (V)
  • Toplumlar, kendi devletlerinden korkmamalı. Devletler, kendi toplumlarından korkmalı. Bina nasıl bir sembolse, onu yıkma eylemi de bir semboldür. Sembollere anlam kazandıran insanlardır. Tek başlarına semboller anlamsızdır ama yeteri kadar insanla bir binayı havaya uçurmak dünyayı değiştirebilir. (V)
Heath Ledger, Joker olarak.

Anarşist stratejiler içerisinde pasif direniş, sivil itaatsizlik olduğu gibi ‘eylem ile propaganda’nın da yer aldığını ifade etmek gerekir. Filmde Joker’in mevcut toplumsal düzenle açıkça bir derdi vardır. Batman’in düzen arzusu karşısında, Joker kaosu yüceltmektedir. Çalmak için onca zahmete girdiği bir depo dolusu parayı yakması da bu sebepten kaynaklanmaktadır. Kendi ifadesiyle “mesele para değil, bir mesaj vermektir”. Joker, "ya tam ahlaklı olun, ya da yok olun" demektedir.

The Dark Knight Rises (Kara Şövalye Yükseliyor) filminin Temmuz 2012'de ABD'deki galasında, James Holmes adında bir doktora öğrencisinin sinema salonundaki seyircilerin üzerine ateş açması sonucu 14 kişinin öldüğü trajedi, kimilerince ikinci filmin fazlaca şiddet içerdiği ve Joker karakteri üzerinden özendirildiği biçiminde yorumlanarak, yapımcı şirkete yönelik eleştirilere yol açtı.[4] [5][6]

Edebiyat

Nesir

"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız. Devrim olabilirsiniz ancak..." -MülksüzlerUrsula K. Le Guin

"Öğrencilerin anarşist olmamalarını mı bekliyorlar?" dedi. "Gençler başka ne olabilirler ki? En alttaysan, aşağıdan yukarıya örgütlenmelisin." -Mülksüzler, Ursula K. Le Guin

Şiir

  • Tony Blackplait
  • Raegan Butcher
  • Voltairine De Cleyre
  • Lawrence Ferlinghetti
  • Pietro Gori
  • Sadakichi Hartmann
  • Joe Hill
  • Philip Lamantia
  • John Henry Mackay
  • Renzo Novatore
  • Kenneth Patchen

Müzik

Müzikte anarşizm kendini özellikle anarko punk ile göstermiştir. Birçok anarko punk grubu hayvan haklarını destekler, globalleşme, savaş karşıtıdır ve bu tür faaliyetlere destek verirler. İngiliz Crass grubu bu türün en bilinen temsilcisidir. Terence McKenna, Nikolas Asimos,Tom Morello, Ian "Lemmy" Kilmister, Angela Gossow, Georges Brassens gibi müzisyenler de diğer anarşist müzisyenler arasında sayılabilir.[7][8]

Kaynakça

  1. ^ a b "Really_free_culture". 24 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2016. 
  2. ^ Grafiti
  3. ^ "Duvarlara Can Veren Yosunlar". 16 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2016. 
  4. ^ "Viewfile". 19 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2016. 
  5. ^ "Gothamin Sonu". 15 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2016. 
  6. ^ "Batman Kara Sovalye Uzerindeki Lanet Devam Ediyor 2012 07 20". 22 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2016. 
  7. ^ "Anarchism_and_the_arts". 3 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2016. 
  8. ^ "List_of_anarchist_musicians". 27 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2016. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Komünizm</span> Bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum sistemini hedefleyen ideoloji

Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ursula K. Le Guin</span> Amerikalı yazar (1929-2018)

Ursula Kroeber Le Guin, aralarında kendi yarattığı Hain ve Yerdeniz kurgusal evrenlerinde geçen bilimkurgu ve fantezi eserlerinin de bulunduğu spekülatif kurgu çalışmaları ile tanınmış Amerikalı yazardır. İlk eseri 1959 yılında yayımlanan Le Guin'in edebiyat kariyeri neredeyse altmış yıl sürmüş ve bu süre zarfında yirmi roman ve yüzden fazla kısa öykünün yanı sıra çeviri, eleştiri, şiir, tiyatro, çocuk ve genç edebiyatı ürünleri de ortaya koymuştur. Genellikle bir bilimkurgu ve fantezi yazarı olarak tanımlanan Le Guin aynı zamanda "Amerikan Edebiyatının önemli bir sesi" olarak anılmıştır. Kendisi ise daha çok bir "Amerikan romancısı" olarak bilinmeyi tercih ettiğini söylemiştir.

Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir. Reddedilen bu otoritelere patriyarki ve kapitalizm de dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Anarko-feminizm</span>

19. yüzyılda ilk kez ortaya çıkan ve isimlendirilen Anarko-feminizm veya Anarka-feminizm, anarşizm ile feminizmi bir araya getirir ve ataerkilliği hiyerarşinin ve dolayısıyla da toplumun temel problemlerinden biri olarak değerlendirir. Anarko-feministler ataerkillik ve maşizm ile savaşın sınıf çatışmalarının ve devlete yönelik anarşist mücadelenin bütünleyici bir parçası olduğuna inanırlar. Özünde, bu felsefe anarşist mücadeleyi feminist mücadelenin gerekli bir bileşeni olarak görür. Feminizmi de anarşist felsefenin gerekli bir bileşeni olarak görür. L. Susan Brown, "Anarşizm, tüm güç ilişkilerine karşı çıkan bir siyaset felsefesi olduğundan, doğası gereği feministtir" iddiasında bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Anarko-komünizm</span> Anarşizm

Anarko-komünizm, komünist anarşizm, anarşist komünizm ya da liberter komünizm; kapitalizmin ancak toplumsal bir devrimle ortadan kalkacağını ve bunun da sınıf eksenli bir mücadeleyle gerçekleşeceğini, sosyalist akımların aksine komünal hayat düzenine erişebilmek için sosyalist devrimi ve devletin proletarya tarafından ele geçirilmesini değil, doğrudan komün hayata geçilmesi gerektiğini savunan ideoloji. Marksistlerden farklı olarak devrimden sonra iktidarın devletin tekelinde toplanmasına karşı çıkar. Bunun devlet iktidarına sahip olanlar ve olmayanlar arasında ayrışmaya yol açacağını, iktidara sahip olanların yozlaşacağını ve toplumun çıkarına göre davranmak yerine iktidarlarını koruma, kuvvetlendirme yoluna gideceklerini savunur. Anarşist komünistler bunun yerine tüm kararların toplumun tamamının katılımıyla alınmasını savunur.

<span class="mw-page-title-main">Max Stirner</span> Alman filozof

Max Stirner ya da gerçek adıyla Johann Kaspar Schmidt,, Alman filozoftur. Özellikle Hegel'in toplumsal yabancılaşma ve öz bilinç kavramlarıyla ilgilenmiştir. Stirner, genellikle nihilizmin, varoluşçuluğun, psikanalitik teorinin, postmodernizmin ve bireyci anarşizmin öncülerinden biri olarak kabul edilir. Birçok bireyci filozofu düşünceleriyle etkilemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Anarko-ilkelcilik</span>

Anarko-ilkelcilik ya da anarko-primitivizm uygarlığın kökeni ve gelişimini anarşist bakış açısı ile inceleyen düşünce biçimleridir. Tarım devriminin insanlığa getirmiş olduğu yerleşik düzeni ve bu düzenin sistemli şekilde yürütülmesini sağladığını iddia eden yönetim erklerinin karşısında yer almaktadır. Tarım öncesi dünyada ekoloji ile barışık bir şekilde yaşamlarını devam ettirmiş olan avcı-toplayıcı bireyleri, toplulukları, sürüleri ve kabileleri incelemekte ve insanlığın nihai çıkışını burada görmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Grafiti</span> bir yüzeye çizilmiş, kazınmış veya püskürtülmüş yazı ve çizimler

Grafiti, çoğunlukla kamusal bir alanda yer alan bir duvar ya da yüzeye çizilmiş, kazınmış veya püskürtülmüş yazı ve çizimlerdir.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

<span class="mw-page-title-main">Anarko-naturizm</span>

Anarko-naturizm anarşizmin ve naturizmin felsefenin bir uzantısı olarak, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmıştır. Aşırı bireyci anarşizm akımının temsilcisidir.

<i>Otorite Üzerine</i>

Otorite Üzerine, Friedrich Engels'in her türlü otoriteyi reddeden Mihail Bakunin önderliğindeki anarşistlerin görüşlerini eleştirdiği ve proleter devrimin devlet karşısındaki tutumu sorununa ilişkin marksist görüşlere bir temel getiren makalesidir. Makale; dönemin enternasyonal sosyalist hareketini Bakunin etkisindeki anarşizmin etkisinden korumak amacıyla yazılmıştır.

Postanarşizm, postmodern ve postyapısalcı düşünce gelenekleri ile anarşist düşünce geleneğinin bir sentezi olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda postyapısalcı anarşizm olarak da bilinen postanarşizm, tek bir çerçeveden ilerleyen bir düşünce geleneği olmaktan ziyade, birçok postmodern düşünce akımının etkisinde kalınarak geliştirilmiş farklı anarşist yaklaşımların bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Anarşizm ve şiddet, eylemli propaganda nedeniyle popüler düşüncede birbirlerine yakın kavramlar. Anarşist düşünce şiddet sorusuna oldukça çeşitli cevaplar vermiştir. Bakunin, anarşizm “burjuvaziyi oluşturan bireylerin ölümü demek değildir, siyasi ve toplumsal varlık olarak ekonomik açıdan işçi sınıfından ayrı farklı [bağımsız] olan burjuvazinin ölümü demektir.” diyerek; Kropotkin “yüzlerce yıllık bir tarihe dayanan bir yapıyı birkaç kilo patlayıcıyla tahrip edemezsiniz.” diyerek toplumsal ilişkilerin havaya uçurulamayacağını ve anarşizmin bireye karşı olamayacağını belirtmişlerdir. Rus Devrimi tarihi, Kropotkin'in “eğer yalnızca terörle kazanılırsa gelecek devrim çok üzücü olacaktır” öngörüsünü onaylar. Emma Goldmann ise “Anarşist hareketle aşina olan hemen hemen herkesçe bilinen bir gerçektir ki; Anarşistlerin cezasını çektiği terörist eylemlerin büyük bir kısmı ya kapitalist medya tarafından uydurulmuştur veyahut –eğer doğrudan [kendileri tarafından] yapılmadıysa– polis tarafından kışkırtılmıştır.” demektedir. Tüm bunlar anarşistlerin şiddet eylemleri yapmadıkları anlamına gelmez.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de anarşizm</span>

Türkiye’de anarşizm, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından, özellikle de 1986 yılında Kara dergisinin yayınlanmaya başlamasıyla görünürlük kazanan, radikal bir sol harekettir. Öncesinde Türkiye siyaset sahnesinde anarşist hareketin bir gelenek ihtiva ettiği söylenemese de, Türkiye’de bir anarşist geleneğin oluşumuna dair “yüzyıllık gecikme”ye rağmen, Anadolu topraklarında anarşizmin tarihsel köklerine dair izlere rastlamak da mümkündür.

"Sosyal bilimkurgu" terimi psikoloji, ekonomi, politik bilimler, sosyoloji, antropoloji gibi sosyal bilimleri esas alan bilimkurgu edebiyatı türünü tanımlamak için kullanılabilir. Bu alandaki kayda değer yazarlar arasında Ursula K. Le Guin ve Philip K. Dick sayılabilir. Terim öncelikli olarak karakterler ve duygular üzerine odaklanan hikâyeleri tanımlar. SFWA Büyük Ustası Ray Bradbury bu sanatın tanınmış bir üstadıdır. Bazı yazarlar katı bilimkurgu ve sosyal bilimkurgu arasındaki sınırı bulanıklaştırmışlardır. Ütopya ve distopya hikâyeleri sosyal bilimkurgunun dallarıdır;The Handmaid's Tale, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ve Brave New World gibi hikâyeler sosyal bilimkurgu örnekleri arasındadır. Gulliver'in Seyahatleri gibi fantastik ortamlarda geçen hicivsel romanlar yaratıcı kurgulamalar olarak kabul edilebilir.

Hain Döngüsü, Hainli Döngüsü ya da Ekumen Döngüsü Ursula K. Le Guin tarafından yazılmış bazı bilimkurgu roman ve öykülerini barındıran ve kurgusal bir evrende geçen bir yazılı eserler topluluğudur. Döngü, aralarında Terra (Dünya) da dahil olmak üzere birbirine yakın yıldız sistemlerindeki gezegenlerde yaşayan insan uygarlıklarının ilk defa olarak birbirleri ile iletişime geçmeye ve diplomatik ilişkiler kurmaya çalıştığı ve insan dünyalarının en eski olan Hain gezegeninin rehberliğinde bir konfederasyon kurmaya çalıştığı alternatif tarih/gelecek tarihi üzerinde kurgulanmış bir evrende geçer. Bu alternatif tarihte, insanlık Dünya üzerinde evrimleşmemiş ve çok uzun zaman önce Hain gezegeninden gelen yıldızlararası yerleşimcilerin sayesinde gelişmiştir ve bu dönemden sonra çok uzun bir süre yıldızlararası yolculuk kesilmiştir. Antik Hain genetik mühendislik deneylerinin sonucu olarak bazı ırkların yeni genetik özellikleri vardır: Uyanık iken rüya görebilenler ya da hangi cinsiyetten olacağını bilmeden ayda bir kere aktif cinselliği olan çift eşeyli insanlar gibi. Le Guin bu farklı çevrelerde insan evriminin antropolojik ve sosyolojik sonuçlarını irdeleyebilmek için çeşitli sosyal ve çevresel ortamlar kullanır.

Kuir Anarşizm ya da anarko-queer, gey kurtuluş ve homofobi, lezbofobi, transmisojini, bifobi, transfobi, heteronormavite, ataerkillik ve ikili cinsiyet sistemi gibi hiyerarşilerin kaldırılmasının aracı olarak anarşizmi ve toplumsal devrimi savunan anarşist düşünce okuludur. Anarşist ve LGBT hareketlerin hem dışında hem içinde LGBT hakları için mücadele eden insanlara: John Henry Mackay, Adolf Brand ve Daniel Guérin dahildir. Bireyci anarşist Adolf Brand Berlin’de 1896’den 1932’ye kadar, gey sorunlarına adanmış ilk sürekli dergi olan Der Eigene’yi yayımlamıştır.

Anarşistler geleneksel olarak örgütlü dine şüpheyle yaklaşmış ya da şiddetle karşı çıkmışlardır. Yine de bazı anarşistler, devleti yüceltmenin günahkâr bir putperestlik biçimi olduğu fikri de dâhil olmak üzere, anarşizme dini açıdan yorumlar ve bakış açıları getirmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Feminist hareketler ve ideolojiler</span>

Yıllar boyunca çeşitli feminist ideoloji hareketleri gelişti. Hedefler, stratejiler ve bağlılıklar bakımından farklılık gösterirler. Sıklıkla örtüşürler ve bazı feministler kendilerini feminist düşüncenin çeşitli dallarıyla özdeşleştirirler.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan'da grafiti</span>

Azerbaycan'da grafiti, modern zamanlarda ortaya çıkan sanat alanlarından biridir. Azerbaycan'da bu sanat bireysel ve grup halinde çalışan gençler tarafından yapılmaktadır.