
Taoizm, Antik Çin'de ortaya çıkmıştır ve temeli Laozi'nın yazılı eseri Dao De Jing'e dayanan bir öğretidir. Dao öğretinin temelidir. Çincede yol, yürümek, konuşmak, yön, yöntem, akış vb. anlamlara işaret eder. Dao Öğretisi'nin kurucu üstadları Laozi, Çuangzi ve Liezi'dir. Bu üstadların yazıları kozmogoni yani kainat ve onun doğuşu, kainatın yasa ve ilkeleri, insan ve doğanın kainat ile bağı, toplumsal yönetişim ilişkilerinin asıl doğası üzerine kuruludur. Antik Çin'de ortaya çıkan astronomi, hekimlik ve birçok doğa bilimlerinin köksel savını oluşturmuştur. Bahar-Güz Devri ve takip eden Savaşan Eyaletler Devrinde Çin'de ortaya çıkmış Yüz Düşünce Okulu içinde yer alan en önemli birkaç akımdan biridir. Bu akımlar arasında Kongzi (Konfüçyüs) de yer almaktadır.

Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

Buddha, Sanskrit dilinde “uyanmak, idrak etmek, bilinçlenmek” anlamına gelen “budh” fiilinin geçmiş zaman kipidir. "Uyanmış, idrak etmiş, bilinçlenmiş” anlamına gelir.

Tibet Budizmi. Tibet, Moğolistan ve Bhutan başlıca olmak üzere Nepal, Hindistan, Çin, Rusya ve bazı Orta Asya Türklerinde takip edilen Budizm koludur. Kimi yerlerde Lamacılık olarak da adlandırılmaktadır. Tibetçe Lama den doğan bu kelime, aynı zamanda bir unvan olarak da kullanılmaktadır. Budizmin Vajrayana koluna aittir.

Sidarta Gotama, yaygın olarak Buda olarak bilinir, MÖ 6 veya 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ve Budizm'in kurucusu olduğu düşünülen din adamı. "Buda" bir lakap olup kendisine ölümünden yüzyıllar sonra atfedilmiştir. Sanskritçede "uyanmış kişi" anlamına gelen Buda, peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı sonucu Sidarta Gotama'da oluşan ruhani aydınlanmayı anlatmak için kullanılan bir ünvandır.

Nagarjuna, M.S. 2. yüzyılda yaşamış ve değilleme mantığıyla ün kazanmış olan ünlü Budist düşünür. Dünyayı anlama, yorumlama ve varlığın gizini çözme girişimlerinin zorunlu olarak sınırlarla karşılaşacağını ve eşyanın boş olduğunu öne süren Nagarjuna, yalnızca bilge kişinin, varlıkla ilgili olarak var mı yok mu sorusuna takılmadan, "ne var, ne yok" diyeceğini, her şeye tepeden bakacağını ve tartışmadan susacağını savunmuştur.
Mahāyāna, Budizm’in üç ana kolundan biridir. Kaynağı Hint yarımadasıdır. Budizm’i Hinayana ve Mahayana olarak sınıflandırır. Vajrayana ise Mahayana Budizm’inin bir uzantısıdır. MS 1. yüzyılda Orta Asya ve Çin’e geçmiş, buradan da Doğu Asya’ya yayılmıştır. Günümüze hâlen uygulanmakta olduğu yerler Hindistan, Çin, Tibet, Japonya, Kore, Vietnam ve Tayvan’dır.

Bodhisattva, Budist düşüncede kendini tüm duyarlı canlıların Budalığa ulaşmasına yardımcı olmaya adamış kişidir. Sanskrit Bodhisattva kelimesi "aydınlanma ('bodhi') ve gerçek ('sattva')" kelimelerinden oluşmuştur.

Istırap, çeşitli felsefi ve dini sistemlere konu oluşturmuş, mistisizm, ezoterizm ve spiritüalizmde önem verilen ve ruhsal gelişimi sağlayıcı, öğretici niteliğiyle ele alınan bir kavramdır. Istırap konusunun işlendiği bu alanlarda, ıstırap, elin sobaya değmesi veya kesici bir aletle yaralanması gibi fiziksel bedenle ilgili maddi acılar anlamından ziyade, manevi acılara ilişkin bir kavram olarak ele alınır.
Bhikku,, dişil Bhikkuni, Sanskrit dilinde Bhikshu, dişil Bhikshuni, Budacılıkta, dünyadan el etek çekip tefekkür yolunu seçen ve dilenci keşiş cemaatine katılan kişi. Küçük yaşta manastır yaşamına katılabilmek olanaklıysa da bhikku'luğa kabul edilebilmek için en az 21 yaşında olmak, ana babanın iznini almış bulunmak, borçlu olmamak, beden ve zihin bakımından da sağlıklı olmak gerekir.
Theravada ; kelime anlamı olarak, "Yaşlıların öğretisi" ya da "Eski öğreti") günümüze ulaşan en eski Budist okuldur. Kökeni, Buda’nın ilk mensubu olan keşişler (rahipler) topluluğuna dayanmaktadır. Mahayana (büyük taşıt) geleneğinden gelen Budistler tarafından küçük taşıt olarak da adlandırılır. Göreceli olarak daha tutucu ve genel olarak erken dönem Budizmine en yakınıdır. Yüzyıllardan beri Sri Lanka ve güneydoğu Asya'nın en yaygın dinidir. Aynı zamanda güneybatı Çin, Vietnam, Bangladeş, Malezya, Filipinler ve Endonezya'da kimi etnik gruplar tarafından izlenmektedir; Singapur ve Avustralya'da da gittikçe popülerlik kazanmaktadır. Günümüzde dünya çapında Theravada Budistlerin sayısı 100 milyonun üzerindedir. Ayrıca son yıllarda Theravada, Batı'da ve Hindistan'da da kök salmaya başlamıştır.
Mahayana sutraları geniş bir kapsamı olan, Mahayana Budistleri tarafından Buda'nın orijinal öğretisini temsil ettiği kabul edilen sutralar, yani yazılardır. "Mahayana"'dan bahseden ilk sutra, muhtemelen ilk defa 1. yüzyılda derlenen Lotus Sutra'dır.
Sangha Pali dilinde ve Sanskritçe'de ortak amaç veya vizyona sahip topluluk, dernek ya da cemiyet anlamında kullanılan bir kelimedir. Budist Keşişler Topluluğu da denir. Değişik anlamlarda Budist veya Jainist grupları tanımlamak amacıyla da kullanılmaktadır. Geleneksel olarak Sangha Budistlerde iki anlamda kullanılmaktadır: en yaygın olarak rahipler Sanghası, yani rahip ve rahibelerden oluşan topluluk anlamına gelir. Daha dar anlamda ise, Sangha, arya-sangha, "soylu Sangha" da denilen belli bir yüksek farkındalığa ulaşmış varlıkların oluşturduğu topluluk veya gerçeğin ne olduğunu arayanların oluşturduğu topluluk anlamında da kullanılmaktadır. Bu madde de öncelikle anlatılan rahipler Sanghasıdır. Budistler geleneksel olarak, aydınlanmaya giden yolda en uygun ortamı rahip yaşantısının sağladığını kabul eder. Ayrıca Sangha Buda'nın öğretilerinin korunması, çevrilmesi, ileriye taşınması ve yayılmasından sorumludur.
Dharma terimi Budizmde başlıca iki anlamda kullanılmaktadır:
- Gautama Buddha'nın kişiyi aydınlanmaya ulaştıran öğretileri
- Dünyayı oluşturan etmenler, olgular (dharmalar)
Budizm’de etyemezlik üzerine görüşler farklı okullar arasında farklı yaklaşımlar mevcuttur. Mahayana okullarının çoğu etyemezliği savunurken, Theravada geleneğinde Buda’nın, hayvanların rahiplerin yemesi amacıyla öldürülmediği sürece, rahiplerinin bazı hayvanların etlerini yemelerine izin verdiği kabul edilmiştir. Yine Therevada’ya göre, Buda rahiplerin etyemezliği benimsemelerine izin vermiş, yalnızca insan, fil, at, köpek, yılan, aslan, kaplan, leopar, ayı ve sırtlan eti yemelerini yasaklamıştır.
Budizm tarihi. Buda’nın ölümünden 3 ay sonra, öğrencileri Rajagarha’da bir araya gelerek Birinci Budist Konsey'ini düzenlemişlerdir. Buradaki amaç; Buda’nın öğretilerini (Dhamma) ve belirlediği keşiş kurallarını karşılıklı konuşup bir karara bağlamaktır. Sonraki görüşmeler ise yazılı bir kaynağa aktarılmamıştır. İkinci Konsey, Vesali’de yaklaşık 100 yıl sonra yapılmıştır. Günümüzde hala; Ruhani grubun koyduğu kurallar tartışılmaktadır. Bunun nedeni ise, Buda öğretilerinin farklı yorumlanarak değişikliğe uğratılmasıdır. İkinci Konsey esnasında ve devamında gelen toplantılarda Buda’nın asıl öğretilerinden farklı öğretiler benimsemiş 18 okul ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra, Mahasanghika olarak bilinen ve Mahayana mezhebinin benimsediği Buda öğretilerine uyarlanmış farklı bir anlayış da görülmüştür.

Padmasambhava Tibet kralı Thrisong Detsen zamanındaki Tibet Budizmi'nin kurucusu olarak kabul edilir.

Öğreti sepeti de denilen Sutta Pitaka, Buda’nın konuşmalarının ve diyaloglarının toplanmasıdır. Bazen “Üç Sepet”in önemli bir bölümü ve bütün Pali derlemelerinin yardımcısı olarak kabul görmüştür. Sutta ya da Sutra (Sanskritçede) kelime olarak “iplik” anlamına gelmektedir. Bu kavramı Budizm’in sözlü geleneğinde düşünsel anlamda “bağlayıcı çizgi”yi, diyalogların ya da konuşmaların ana temasını belirtmektedir. Diyaloglar ve konuşmalar Sutta Pitaka’da 5 farklı gruba ayrılmıştır.
- Uzun Külliyatlar (Dingha-Nikaya)
- Orta Uzunluktaki Külliyatlar (Majjhima-Nikaya)
- Sınıflandırılmış Külliyatlar (Samyutta-Nikaya)
- Eklenerek Yapılan Külliyatlar (Anguttara-Nikaya
- Küçük/Kısa Külliyatlar

Hint (Hindu) Felsefesi Hindistan'ın eski çağlarında ortaya çıkmış, içinde felsefeleri, dünya görüşlerini, öğretileri barındıran kendilerinin ise Darşana dedikleri geniş bir yelpazeyi içine alır. Milattan önce 15. yüzyılda geç vedalar döneminde oluşturulan upanişadlar ilk yazılı ve hala önemsenen kaynaklardır. Radhakrishnan'a göre dünyanın en eski felsefi yapıtlarıdır. Modern yorumcular Hint Felsefesinde iki ana gelenek olduğunu öne sürerler. Veda'da söylenenleri kaynak olarak görüp kabul eden geleneğe Astika, Veda'lara mesafe koyan geleneklere de Nastika geleneği denir. Nastika akımından olan okullar arasında Budizm, Cainizm, Ajivika, Carvaka vs. bulunur. Hint felsefesinde Veda'ları kabul eden Astika akımında altı sistem bulunur. En eskisi Samkhya'dır ve ondan ortaya çıkan Yoga'dır. Diğer dördü Nyaya, Vaiseşika, Mimamsa, Vedanta'dır. Yoga adlı eserinde inançlar üzerine çalışan felsefeci Eliade'e göre Hindu düşünce sisteminin olmazsa olmaz dört temel kavramı karma, maya, nirvana ve yoga'dır. Karma, insanı kozmosa bağlayan evrensel nedensellik yasasıdır, "eden, ettiğini bulur" diye algılanır. Maya, kozmosu doğurur ve onun geri dönüşünü de yönetir. İnsanlar cehaletle körleştiği sürece bu kozmik yanılsamayı besler. Nirvana, Karma ve Maya'nın ötesinde konumlanmış asıl hakikat, koşullanmamış, aşkın bir hal, durumdur. Yoga ise varlığa erişmenin yollarıdır.

Budist felsefe, Gotama Buda'nın ölümünden sonra Hindistan'daki çeşitli Budist okulları arasında gelişen ve daha sonra Asya'nın büyük kısmına yayılan felsefi araştırmalar ve araştırma sistemlerini ifade eder. Budist öğretilerinin yaşam, varoluş, bilgi, akıl, madde ve insan ahlakı değerlerine bakışı veya uygulanması, Budist felsefenin temel konusunu oluşturur. Buda’nın yaşamı boyunca kişisel olarak öğretilerini yazılı olarak kayıt etmemesinden dolayı, Budist felsefesi büyük oranda Budist okullarında geliştirilen Budist öğretilerinin yeniden inşası üzerine kurulmuştur. Budist felsefe’nin çalışma konusu, "Dukkha" kavramı ile başlar. Dukkha, Pali dilinde genellikle sefalet, mutsuzluk, keder, talihsizlik ve umutsuzluk anlamına gelir. Felsefe'nin amacına göre, Dukkha'dan Nirvana'ya ulaşmanın yolu dört asil hakikatte özetlenmiştir. Budizm’de Nirvana’ya ulaşmanın yolu hem felsefi akıl yürütme, hem de meditasyonu birleştirmekten geçer.