İçeriğe atla

Anamnez

Anamnez, doktorun hastaya teşhis koyma amaçlı olarak hastaya sorduğu sorular sonucu elde ettiği hastanın öyküsüdür. Hastanın mevcut ya da geçmiş hastalıkları hakkında, kendisinden ya da bir yakınından alınan bilgilerdir.

Anamnez, hastalığın teşhisinde en önemli adımlardan biridir. Hastanın yaşadığı rahatsızlık, geçmişte yaşadığı ve ailesinde görülmüş olan hastalıklarla beraber değerlendirilerek teşhisin konması için gerekli tetkikler belirlenir. Hatta bazen sadece anamnez alınıp teşhis de konulabilir.

Anamnez sırasında ilk önce hastanın kimlik bilgileri alınır. Daha sonra kendisinin dilinden rahatsızlıkları dinlenir. Daha önce geçirmiş olduğu belli başlı hastalıklar ya da ailevî bir hastalığı olup olmadığı öğrenilir. Sosyoekonomik durumu ve alışkanlıkları buna eklendiğinde hastalık için bir ön teşhis konur. Bunu fizik muayene takip eder.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dermatoloji</span> Saç, tırnak, deri ve hastalıkları ile ilgilenen tıp alanı

Dermatoloji, cilt hastalıkları ve tedavisiyle ilgilenen tıp dalı. Deri bilimi olarak da adlandırılmaktadır. Saç dökülmesi hangi nedene bağlı olursa olsun eğer bir kişi böyle bir durumdan yakınıyor ise hiç paniğe kapılmadan bir Deri Hastalıkları (Dermatoloji=Cildiye) uzmanına başvurmalıdır. Dermatolog adı verilen uzmanlar teşhisi rahatlıkla koyar ve hastaya uygun bir çözüm yolu önerirler. Bazen çözümün çok basit olabileceği unutulmamalıdır. Dermokozmetik, dermatopatoloji, trikoloji, immünodermatoloji, teledermatoloji bir dermatoloji dallarıdır.

Deliryum, bilinç bulanıklığı ile karakterize bir sendrom. Akut beyin yetmezliği, akut organik beyin sendromu, toksik psikoz gibi adlandırmaları vardır. Özellikle hastanede yatan hastalarda görülür. Yoğun bakım ünitelerinde prevalansı %80'e varabilir. Zamanında altta yatan nedenlere müdahale edilmediği takdirde ölümcül olabilir, demansa gidebilir. Başkalarında herhangi probleme yol açmayan sağlık sorunları, beyin rezervleri alınmış kişide deliryuma neden olabilir.

Elektrokardiyografi (EKG), kalp kasının ve sinirsel iletim sisteminin çalışmasını incelemek üzere kalpte meydana gelen elektriksel faaliyetin kaydedilmesi işlemidir. Bu kayıt ile elde edilen grafiğe elektrokardiyogram (EKG), kullanılan alete de elektrokardiyograf denir. Bir akım yükselteci (amplifikatör) tarafından yükseltilen gerilimler genellikle ısıya duyarlı kâğıt üzerine kaydedilir.

<span class="mw-page-title-main">Panik atak</span> aniden başlayan yoğun korku ve endişe nöbeti

Panik atak; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, uyuşma veya kötü bir şeyin olacağı hissiyle karakterize; aniden gelen yoğun korku dönemidir. Semptomların şiddeti dakikalar içinde yükselmektedir. Genellikle bir atak yaklaşık 30 dakika sürer, ancak bu süre saniyeler ila saatler arasında değişebilir. Atak sırasında kontrolünü kaybetme korkusu ve göğüs ağrısı da görülebilir. Panik ataklar kişiye fiziksel olarak herhangi bir zarar vermez.

Romatizma kelimesi, Yunanca ’’rheuma’’ kökünden gelir. Bu kelime herhangi bir vücut sıvısının akışını, kanın yürümesini ifade eder. Romatizma, kemikleri, eklemleri, eklem çevresi dokuları, hatta sinir köklerini etkileyen bütün hastalıkları adlandırmak için kullanılır. Bir başka deyişle, kaslarda ve özellikle eklemlerde kendini gösteren ağrılı hastalıkların genel adıdır.

Crohn hastalığı, kronik ve iltihabi bir bağırsak hastalığıdır. Ağızdan anüse kadar sindirim sisteminin herhangi bir bölümünde ya da aynı anda birkaç farklı bölümünde aralıklı iltihaplar ile kendini gösterir. Bulaşıcı olduğu kanıtlanamamıştır. Bir diğer kronik iltihabi bağırsak hastalığı olan ülseratif kolit ile beraber bu grubun ana öğelerini oluştururlar. Her yıl 100.000 kişiden 5-7'si bu hastalığa yakalanır. Sıklığı kuzeye gidildikçe artar. Onlu, yirmili yaşlarda ve 45 ile 65 yaşları arasında daha çok görülmektedir. Ancak her yaş grubundan insan bu hastalığa yakalanabilir. Hastalığın 3 belirgin tipi vardir. Bunlar inflamatuar crohn, fistülize crohn ve fibrostenoze crohn'dur. Ülseratif kolit ile benzer özellikler taşıması nedeniyle adı geçen hastalık ile Crohn arasında karar vermeyi güçleştiren vakalarda entermediyer bağırsak rahatsızlığı ifadesiyle adlandırılan bir ara kategori de yaygındır.

Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilir, kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilir. Bir psikotik epizod gerçek ile bağlatının kopması veya zarar görmesi ile karakterizedir denilebilir. Gençlerde daha sık görülen psikoz ağır bir zihinsel hastalığın belirtisi olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Amyotrofik lateral skleroz</span> Nöron Hastalığı

Amyotrofik lateral skleroz (ALS), aynı zamanda motor nöron hastalığı olarak da anılan, merkezî sinir sisteminde, omurilik ve beyin sapı adı verilen bölgede motor sinir hücrelerinin kaybından ileri gelen bir hastalıktır. Bu hücrelerin kaybı kaslarda güçsüzlük ve erimeye (atrofi) yol açar. Ayrıca erken ya da geç hareketin birinci nöronu da hastalanır. Zihinsel fonksiyonlar ve bellek ise bozulmaz.

House, medikal drama tarzında 16 Kasım 2004 ve 21 Mayıs 2012 tarihleri arasında 8 sezon yayınlanan Amerikan televizyon dizisi. Dizinin ana karakteri olan Dr. House kurgusal olan New Jersey'deki Princeton-Plainsboro Eğitim Hastanesi'nde teşhis ekibinin başındadır. Dizinin yapımcıları Shore, Attanasio, Attanasio'nun iş ortağı Katie Jacobs'dan oluşmakta ve film yönetmeni Bryan Singer'dır. Dizi büyük oranda Century City'de çekilmiştir. Hugh Laurie bu dizideki Dr. Gregory House rolüyle 2006 ve 2007 yılında iki kez Altın Küre ödülü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Histeri</span> psikonevrotik bozukluk

Histeri veya isteri, psişik ve motor bozukluklar, özellikle duygusal reaksiyonlarda taşkınlık, ani sinirlenme, hareket bozuklukları, geçici kişilik değişimi ve günlük hafıza kaybı gibi çeşitli sistemlere ait psikosomatik şikayetlerle belirgin psikonevrotik bozukluk. Denetim dışına çıkıp kişinin işlevselliğini aksattığında aşırı hayal gücü veya korkuları ifade eden nevrotik zihinsel bir hastalığı tanımlar. Histeri, hastalarda ani, sinirsel, nevrotik bir hastalık olarak bilinir. Histerik hasta, kendindeki ruh sağlığının bozukluğundan habersizdir.

<span class="mw-page-title-main">Fizik muayene</span> Bir tıp uzmanının bir hastanın vücudunda hastalık belirtileri olup olmadığını araştırdığı süreç

Fizik muayene, tıbbi muayene veya klinik muayenede, bir tıp doktoru hastayı tıbbi bir durumun olası tıbbi belirti ve semptomları için muayene eder. Genellikle hastanın tıbbi geçmişi hakkında bir dizi sorudan ve ardından bildirilen semptomlara dayalı bir muayeneden oluşur. Tıbbi öykü (anamnez) ve fizik muayene birlikte bir tanının belirlenmesine ve tedavi planının oluşturulmasına yardımcı olur. Bu veriler daha sonra tıbbi kayıtların bir parçası haline gelir. Fizik muayene temelde 5 işlemden oluşur.

Mast hücrelerinin organ ve dokularda hızla üremeleri ve birikmeleri durumuna mastositoz adı verilir. Görülme olasılığı az olan bir hastalıktır. Daha çok çocuklarda görülür. kalıtsal olarak da geçebilir. Hastalık başlangıç aşamasında cilt üzerinde pembemsi lekeler olarak kendini gösterir. Vücut üzerindeki lekelerin çiçek hastalığıyla karıştırılma ihtimali vardır. Bu lekelerin olduğu yerler kaşıntılıdır. Hastada kusma ve ishal gibi rahatsızlıklar görülebilir. Tedavisi yoktur. Fakat hastalığın bazı belirtilerini geçici olarak ortadan kaldıran ilaç tedavisi ve birtakım yan etki yapabilecek unsurlardan uzak durulabilir. Hastalığın teşhisi ve takibine dikkat edilmesi gerekir. Müdahale edilmemesi durumunda kan ve kemiklere kadar yayılabilen bir hastalıktır. Bu hastalık vücudun bağışıklık direncini azaltır. Hastanın tedavi sürecinde çikolata, yumurta, baharatlı gıdalar, deniz ürünleri tüketimine dikkat etmesi gerekir.

Ruh ve sinir hastalıkları hastanesi ya da akıl hastanesi, ruhsal veya akıl rahatsızlıkları olan insanların tedavisi için açılan hastanelerdir. Kimi hastaneler kısa süreli tedavi hizmeti sunarken kimileri psikiyatrik rahatsızlıkların sürekli izlenmesine olanak sağlayan araçlarla donatılmıştır. Hastaların kabulü gerekli onay alındıktan sonra gerçekleştirilmekte, kendilerine ya da çevreye zarar verme potansiyeli taşıyan vakalarda ise bu koşul aranmamaktadır.

Elektromanyetik alanlara atfedilen idiopatik çevresel intoleransı (İÇİ), varsayılana göre elektromanyetik alanlara (EMA) maruz kalındığında oluşan semptomları tanımlamak için kullanılan terimlerdir. İÇİ ve EMA için kullanılan diğer terimler arasında elektromanyetik aşırı duyarlılık, elektro aşırı duyarlılık, elektro-duyarlılık ve elektronik duyarlılık bulunmaktadır. Elektromanyetik alanların vücut üzerinde termal etkileri olmasına rağmen, elektromanyetik aşırı duyarlılıktan dolayı kendilerini mağdur olarak tanımlayan kişiler, uluslararası radyasyon güvenlik standartlarının oldukça gerisinde kalan iyonlaşmayan elektromanyetik alanlara cevap verdiklerini belirtiyor. Elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığın (EMADS) belirtileri baş ağrısı, halsizlik, stres, uyku bozukluğu, deride kızarma, karıncalanma ve yanma hissi, kas ağrısı ve buna benzer birçok sağlık sıkıntılarıdır. Neye sebep olurlarsa olsunlar, EMAD belirtileri, bundan etkilenen bir insan için gerçek ve çoğu zaman günlük hayatını etkileyebilecek düzeydedir. Ancak, EMAD belirtilerini elektromanyetik alanlara maruz kalanlarla bağdaştırmak bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Bugüne kadar yapılan provokasyon deneylerinde kendilerini elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılık mağduru olarak tanımlayan insanların elektromanyetik alana gerçekten maruz kalıp kalmadıklarını bilmedikleri anlaşıldı. Bu hastalık, tıp ve bilim insanları tarafından gerçek bir tıbbi durum olarak görülmemektedir. 2005 yılında yapılan bu hastalığın elektromanyetik alanlardan kaynaklanmadığını bilimsel kanıtlarla açıklayan düzenli bir araştırmadan beri, birçok çift kör çalışma yapıldı ve bunların her birinde elektromanyetik alanlara aşırı duyarlılığa sahibim diyen insanların elektromanyetik alanların varlığını anlayamadıkları ve bunun nosebo etkisinden kaynaklandığını bildirildi.

<span class="mw-page-title-main">Borderline kişilik bozukluğu</span> Duygusal dengesizlik kişilik bozukluğu

Borderline kişilik bozukluğu (BPD) ya da duygusal dengesizlik kişilik bozukluğu (EUPD), uzun süreli dengesiz ikili ilişkiler, bozuk bir öz farkındalık ve şiddetli duygusal tepkiler tarafından karakterize olunan bir çeşit kişilik bozukluğudur. Bu hastalıktan etkilenen bireyler, duygusal durumlarını sağlıklı veya normal seviyede tutmakta zorlanmalarından ötürü genelde kendine zarar vermek gibi tehlikeli fiillerde bulunurlar. Aynı zamanda boşluk hissi, terk edilme korkusu ve derealizasyondan muzdarip olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Rosenhan deneyi</span>

Rosenhan deneyi akıl sağlığı yerinde olmayan hastalara konulan tanıların ne kadar doğru olduğunu anlamaya yönelik psikiyatrik tanı üzerine kurulu bir deneydir. Deney, Stanford Üniversitesi Öğretim Üyesi psikolog David Rosenhan tarafından gerçekleştirilmiştir ve 1973 yılında Science adlı dergide yayımlanmıştır. Deney gerçekleştikten sonra psikoloji biliminde psikiyatrik tanının ne kadar önemli ve etkili olduğu münazaralarıyla ciddi bir şekilde değerlendirilmiştir

Kleptomani bir kişinin belirli bir neden olmaksızın gösterdiği istemsiz hırsızlık davranışıdır. Ruhbilimde dürtü kontrol bozukluğu sınıfında incelenen bu olgu, kişisel kullanım ve ekonomik kazanç gibi gereksinimlerden bağımsız biçimde ortaya çıkmaktadır. Olgu, kaygı ve yeme bozukluğuyla da ilişkilendirilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Tanı</span> Bir hastalığı veya bozukluğu tanımlama süreci

Tanı, teşhis veya diyagnoz, bir kişinin sahip olduğu belirti ve semptomlara dayanarak kişinin hastalık ya da durumunun belirlenmesini içeren tıbbi işlem. Tanı için gerekli bilgiler genellikle tıbbi bakım isteyen kişinin anamnez ve fizik muayenesinden toplanır. Tıbbi testler gibi bir veya daha fazla teşhis prosedürü de işlem sırasında kullanılabilir. Bazen ölüm sonrası tanı bir tür tıbbi tanı olarak kabul edilir. Teşhis evde, klinik ve hastanelerde yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Adolf Hitler'in psikopatografisi</span>

Adolf Hitler'in psikopatografisi Alman Führer ve Reichskanzler Adolf Hitler'in akıl hastalığından muzdarip olduğu hipotezi ile ilgilenen psikiyatrik edebiyat için bir şemsiye terimdir, ancak Hitler'e ömrü boyunca hiçbir zaman herhangi bir akıl hastalığı teşhisi konmamıştır. Hitler sıklıkla, yaşamı boyunca ve ölümünden sonra bipolar bozukluk, şizofreni ve psikopati gibi zihinsel bozukluklarla ilişkilendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karın ağrısı</span> mide ağrıları

Karın ağrısı, ciddi ve ciddi olmayan tıbbi durumlarla ilişkili olabilen bir semptomdur.