İçeriğe atla

Analog televizyon vericisi

Mersin ili Kızlardağ mevkiindeki TV verici istasyonu.
Karaman ili Karadağ mevkiindeki TV istasyonu.

Televizyon vericileri televizyon yayını yapan, yani stüdyolarda oluşturulan haber ve programların konutlardaki alıcılara ulaştırılmasını sağlayan en önemli teknik araçlardır. kablo ve uydu gibi alternatif yayın araçlarıyla karıştırmamak için TV vericileri bazen "yer vericileri" olarak da isimlendirilir.

TV vericisi olarak bazen verici cihazlarının yerleştirildiği altyapı kastedilir. Ancak bu altyapılar televizyon verici istasyonu olarak tanımlandırılmalıdır. Burada analog TV vericilerinden bahsedilecektir. Türkiye'deki televizyon yayın sistemi B/G sistemi olduğu için verilen sayısal bilgiler de B/G sistemine ilişkindir.

Verici türleri

Türkiye'de kullanılan TV vericileri 1 watt ile 20 kilowatt arasındaki güçlerde hizmet görmektedirler. Şu anda bu vericilerin tamama yakını geleneksel analog verici ise de yakın gelecekte sayısal yayın yapan yer vericileri de hizmete sokulacaktır. Halen kullanılmakta olan vericilerin,

  • Ses ve görüntünün birleştirilme tekniği,
  • Stereofoniye uygunluk ve
  • Son yükselteç katında kullanılan devre elemanın tipi

gibi hususlara bağlı olarak farklı türleri vardır.

Bunların dışında tek görevi başka bir vericiden aldığı yayını yeniden yayınlamak olan daha farklı yapıda küçük sistemler de vardır ki, bu sonunculara aktarıcı (İngilizcetransposer) denilir.

Bütün bu sayılanlar yedekli veya yedeksiz olabilirler.

Verici girişindeki sinyaller ve Modülasyon tekniği

Bir televizyon vericisinin girişinde görüntü sinyali ile bir veya (stereofonik yayın vb. için) iki ses sinyali vardır. Bu sinyaller stüdyolardan fiber kablo, radyo link ağı veya uydu yoluyla alınırlar. Maksimum giriş düzeyleri görüntü sinyali (bileşik görüntü sinyali, VF) için 75 Ω empedans üzerinden 1 volt, ses sinyali (AF) için ise 600 Ω empedans üzerinden 0 dBm dir. VF bant genişliği 5 MHz., AF bant genişliği ise 15 kHz. dir.

Giriş sinyalleri çeşitli düzeltme devrelerinden geçtikten sonra, modülatörlere uygulanırlar. Türkiye'de kullanılan B/G standardına göre, ara frekans taşıyıcıları ses için 33.4 MHz, görüntü için de 38.9 MHz dir. Ses sinyali taşıyıcıyı frekans modülasyonu tekniği (FM) ve 1 kHz. de maksimum 50 kHz lik frekans sapması yapacak şekilde modüle eder. Görüntü sinyali ise taşıyıcıyı genlik modülasyonu (AM) tekniği ile ve maksimum % 90 derinlik ile modüle eder. Görüntü için modülasyon negatiftir. (Yani görüntü sinyali genliğindeki artış taşıyıcı genliğinde düşüş anlamına gelir.)

Daha sonra görüntüye ait ara frekans sinyali artık yan bant (VSB) filtresi adını alan bir devreden geçer Bu devrenin görevi 10 MHz genişliğindeki görüntü ara frekans bandını 6.25 MHz olacak şekilde sınırlamaktır (Gerçi sınırlandırma görüntü taşıyıcısına göre asimetriktir. Ama bunun yol açtığı bozukluk alıcılardaki Nyquist filtrelerinde giderilecektir.).

Çıkış Katları

Modülatör ve artık yan bant filtresini (mikser) veya frekans konvertörü adını alan bir başka devre izler. Bu devrede taşıyıcı frekansı ara frekanstan yayın frekansına (radyo frekans,RF) dönüştürülür. B/G sisteminde yayın kanallarının frekansları yandaki tabloda gösterilmiştir. Birinci sütunda kanalların sayıları, ikinci sütunda bu kanalların radyo frekans spektrumu üzerindeki konumları ve üçüncü sütunda da görüntü taşıyıcı frekansı gösterilmiştir (Tabloda Türkiye'de kullanılmayan yayın kanalları ile kablo yayınına tahsis edilmiş kanallar gösterilmemiştir.).

Daha sonra sinyal çeşitli yükselteçlerden (amfilerden) geçerek yayına hazır hale getirilir. Yükselteçlerde genellikle devre elemanı olarak yarı iletkenler kullanılır. Bununla birlikte yüksek güçlü katlarda elektron tüpü (tetrot) veya klaystron gibi elemanlar da kullanılabilir (Türkiye'de yüksek güçlü televizyon vericilerinin bir bölümünde tetrot kullanılır. Buna karşılık klaystron uygulaması yoktur.).

Ses ve görüntü sinyalleri bazı sistemlerde modülatör çıkışında bazı sistemlerde ise yükselteç çıkışında birleştirilir. Bu ikinci durumda gerek konvertör gerekse yükselteçlerin (ses ve görüntü için) çift olması gerekir. Ayrıca, güçlendirilmiş sinyalleri birleştirmek için birleştirici (diplexer) adını alan pasif rezonans devreleri kullanılır. Buna karşılık düşük düzeyli sinyallerin modülatör çıkışında birleştirilmeleri halinde konvertör ve yükselteçlerden tasarruf edilir. Birleştiriciye de gerek yoktur. Ne var ki, bu durumda bir arada yükseltilen sinyallerin sebep olduğu intermodülasyon ürünlerini bastırmak için bastırma (notch) filtreleri kullanılır.

Antenler ve Etkin Güç kavramı

Sinyal, anten sitemine uygulanır. Televizyon vericilerinde kullanılan antenler yönlendirilmiş antenler olup, bu antenlerin kazancı genellikle 7-13 dB kadar olur. Bu sebepten her verici cihazı için iki ayrı güçten söz etmek mümkündür; verici cihaz çıkışındaki güç ve -anten kazancını da göz önüne alan- anten çıkışındaki güç. Ancak terminolojide karışıklığa yol açmamak için anten çıkış gücü, etkin yayın gücü (ERP) olarak isimlendirilir. (Mesela izotropik (eş yönlü) sanal bir antene göre 10 dB anten kazancı olan 5 kilowatt gücündeki bir verici için etkin güç 50 kilowatt olarak belirtilir.)

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Nedim Ardoğa : TV Verici Tekniğine giriş

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Genlik modülasyonu</span>

Genlik modülasyonu İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türüdür. Uluslararası literatürde AM kısaltmasıyla gösterilir. Dilimizde ise, zaman zaman GM kısaltması kullanılmaktadır. Bu modülasyon türü 1906 yılında ilk defa Kanadalı mühendis Reginald Fessenden tarafından (1866-1932) geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Modülasyon</span>

Modülasyon ya da kipleme, bir taşıyıcı sinyal ile bilgi sinyalini birleştirmekten ibaret olan ve iletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir yöntemdir. Yöntem, başlarda anten yoluyla yapılan yayınlar için öngörülmüş ise de, günümüzde kablolu, kablosuz her tür iletişimde kullanılmaktadır. Çok alçak frekanslı sinyallerin çok uzak mesafelere gönderilmesi güçtür. Bu nedenle alçak frekanslı sinyalin, yüksek frekanslı taşıyıcı bir sinyal üzerine bindirilerek uzak mesafelere taşınması sağlanabilir. Bu noktada kiplemeye başvurulur.

Stereofoni ya da kısaca stereo her türlü müzik sisteminde canlılık etkisini artırmak amacıyla çift ses iletimini sağlayan teknik düzenlemelere verilen isimdir. Bu tür sistemler stereofonik sıfatıyla tanımlanır. Stereofoni stüdyo, teyp, gramofon veya CD çalar sistemleri için söz konusu olabilir. Bütün bu sistemlerde stüdyolarda üretilen ses ya farklı yerlere yerleştirilmiş mikrofonlar ya da iki ayrı faz ile ses alan tek bir stereofonik mikrofon tarafından algılanır ve iki ayrı ses kanalı olarak işlem görür. Stereofonik mikrofon 1932 yılında İngiliz mühendis Alan Dower Blumlein (1903-1942) tarafından geliştirilmiştir.

Renk sinyali renkli televizyon yayıncılığında görüntü sinyalinin bir bileşenidir.

Stereofoni ya da kısaca stereo her türlü müzik sisteminde canlılık etkisini artırmak amacıyla çift ses iletimini sağlayan teknik düzenlemelere verilen isimdir. İletilen bu iki sese geleneksel olarak sağ (R) ve sol kanal adları verilir. Televizyon yayıncılığında stereofonik ses için Zweikanalton, MTS, Sound in syncs, NICAM gibi çeşitli sistemler vardır. Türkiye'de analog televizyon yayıncılığında Zweikanalton sitemi kullanıldığından, burada bu sistem söz konusu edilecektir.

FM radyo yayınlarında kanal bant genişliğini hesaplamak için kullanılan ampirik formül.

<span class="mw-page-title-main">Frekans modülasyonu</span> frekans modülasyonu, İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türü

Frekans modülasyonu, İletişim teknolojisinde (yayıncılıkta) kullanılan bir modülasyon türüdür. FM kısaltmasıyla gösterilir. Bu modülasyon türü 1933 yılında Amerikalı mühendis Edwin Howard Armstrong (1890-1954) tarafından geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ara frekans</span>

Ara frekans telekomünikasyonda verici ve alıcı cihazlarında kullanılan bir sinyaldir. Bu sinyalin kullanıldığı cihazlar teknolojide süperheterodin (superheterodyne) olarak tanımlanırlar.

Mikser Elektronikte, özellikle yayıncılıkta kullanılan ve sinyal frekansını değiştiren bir devredir.

Radyo frekansı yayıncılıkta bir bilgi sinyali ile modüle edilmiş olan taşıyıcı sinyal anlamına gelir. Ancak, bu isim zamanla modüle edilsin, edilmesin, yüksek frekans anlamına da kullanılmaya başlanmıştır.

Aktarıcı, radyo ve televizyon yayıncılığında bir önceki istasyondan aldığı yayını değişik bir radyo frekansla yeniden yayınlayan yardımcı vericilere verilen addır. "Aktarıcı" terimi TRT kurumunda 1970'li yıllarda Fransızca transposer kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaya başlamıştır. Buna karşılık halk arasında kullanılan yansıtıcı terimi yayıncılıkta kullanılmaz.

Enterferans ya da girişim, istatistikten genetiğe kadar çeşitli alanlarda kullanılan bir terimdir. Terimin en yaygın kullanılışı ise iletişim teknolojisindedir. İletişimde enterferans iletilmek istenen bilginin yanı sıra farklı bilgilerin de alıcıya ulaşması halidir.

Genlik modülasyonunun bir türü. Bu yöntem ile televizyon yayıncılığında aynı yayın bandını daha çok sayıda yayıncının kullanabilmesi amaçlanmıştır.

Nyquist filtresi televizyon yayıncılığında, alıcılarda kullanılan bir elektronik filtre türüdür. Filtre adını İsveçli mühendis Harry Nyquist'ten (1889-1976) almıştır

Orta Dalga, telekomünikasyonda kullanılan bir frekans bandının adıdır. Bu bant radyo yayıncılığına tahsis edilmiştir.

Modülasyon trasformatörü genlik modülasyonu yaparak çalışan radyo vericilerinde kullanılan bir modülatör tipidir.

<span class="mw-page-title-main">Radyo vericisi</span>

Radyo vericileri radyo yayını yapan, yani stüdyolarda oluşturulan haber ve programların konutlardaki alıcılara ulaştırılmasını sağlayan teknik araçlardır. Programlar kent merkezlerindeki stüdyolarda hazırlanır. Stüdyolarda sesler ses sinyaline (AF) çevrilir. Ses sinyali kablo, radyolink veya uydu yardımıyla verici istasyonlara gelir. Yayın verici istasyondan yapılır.

İstenmeyen yayın telekomünikasyonda yayıncının yaptığı bant dışı yayındır. Bu yayın iki sebepten ortaya çıkar:

1. Taşıyıcı harmonikleri
2. Bant içinde birden fazla taşıyıcısı olan yayınlarda taşıyıcılar arası çapraz modülasyon

Stereofoni ya da kısaca stereo her türlü müzik sisteminde canlılık etkisini artırmak amacıyla çift ses iletimini sağlayan teknik düzenlemelere verilen isimdir. İletilen bu iki sese geleneksel olarak sağ (R) ve sol kanal adları verilir. Televizyon yayıncılığında stereofonik ses için Zweikanalton, MTS, Sound in syncs, NICAM gibi çeşitli sistemler vardır. Türkiye'de analog televizyon yayıncılığında Zweikanalton sitemi kullanıldığından, burada bu sistem söz konusu edilecektir.