Sensör,, fiziksel bir olayı tespit etmek amacıyla bir çıkış sinyali üreten cihazdır.
Telefon, birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve düzenekler arasında bilgi alışverişini sağlayan elektrikli ses alıp verme aygıtıdır. Telefonun çalışmasında ana ilke ağızdan çıkan ses dalgalarının önce elektrik sinyallerine çevrilmesi ve bu sinyallerin çeşitli gönderme yöntemleriyle uzağa iletilmesinden sonra, bu defa da elektrik sinyallerinin yeniden kulakla duyulabilecek ses dalgalarına çevrilmesidir.
Analog veri, zamana göre değişen başka bir türden niceliği temsil edip kendisi de zaman göre değişen ve sürekli bir özellik gösteren veridir. Farklı bilimlerde de köken olarak farklı olmakla birlikte aynı işlevi gören ve birbirine karşılık gelen yapılardan her birine verilen isim olan analog kelimesi burada da aynı şekilde büyüklük değişimleri açısından başka bir sinyalin eşdeğeri olan sinyallere verilen isimdir. Böylece bir ortamdaki veri başka bir ortamda temsil edilebilir ve işlenebilir hale gelir. Örneğin analog bir ses sinyali, ses dalgalarının oluşturduğu basınç kuvvetini elektrik ortamında gerilim ile eşleştirerek temsil edilebilmesini sağlar. Analog ses sinyalinde gerilim değeri zamana göre sürekli bir değişiklik gösterir ve bu değişiklik orijinal ses sinyalindeki ses dalgalarının oluşturduğu basınç kuvvetinin değişimine paralellik gösterir. Yani diğer bir deyişle analog bir ses sinyalinde gerilim değeri orijinal ses sinyalindeki ses dalgalarının basınç kuvveti büyüklüğüne endekslenmiştir. Sayısal veya dijital veriler ise orijinal verinin değerlerinin belirli zaman aralıklarıyla örneklenmesi sonucu elde edilen sayı değerlerinin sıralanmasıyla oluşan veridir. Dolayısıyla analog veriler gibi orijinal veriyle sürekli eşleşme özelliğine sahip değildir çünkü zamanın sadece belli noktalarında örneklenerek oluşturulmuştur.
Yüksek çözünürlüklü televizyon ya da yüksek tanımlamalı televizyon geleneksel TV yayın standartlarından daha yüksek çözünürlük sağlayan bir yayın standardıdır.
Dijital uydu veya uydu televizyonu, yapay uydular vasıtasıyla verilen televizyon hizmetidir.
Synthesizer farklı türde bir müzik yaratmak ve elektriksel sinyaller üretmek için kullanılan bir müzik aletidir. Üretilen sinyaller bir enstrüman amfisi, hoparlör ya da kulaklık aracılığıyla sese dönüştürülüp duyulur hale gelir. Synthesizer ile var olan çalgı ve doğadaki sesleri yeniden üretmek mümkün olduğu gibi, tamamen özgün yeni sesler yaratmak da mümkündür.
KabloTV, Türkiye'de Kablo TV teknolojisini kullanarak yayın yapan, Türksat bünyesinde bir televizyon platformu.
Televizyon vericileri televizyon yayını yapan, yani stüdyolarda oluşturulan haber ve programların konutlardaki alıcılara ulaştırılmasını sağlayan en önemli teknik araçlardır. kablo ve uydu gibi alternatif yayın araçlarıyla karıştırmamak için TV vericileri bazen "yer vericileri" olarak da isimlendirilir.
Stereofoni ya da kısaca stereo her türlü müzik sisteminde canlılık etkisini artırmak amacıyla çift ses iletimini sağlayan teknik düzenlemelere verilen isimdir. İletilen bu iki sese geleneksel olarak sağ (R) ve sol kanal adları verilir. Televizyon yayıncılığında stereofonik ses için Zweikanalton, MTS, Sound in syncs, NICAM gibi çeşitli sistemler vardır. Türkiye'de analog televizyon yayıncılığında Zweikanalton sitemi kullanıldığından, burada bu sistem söz konusu edilecektir.
Gürültü, yaygın olarak, istenmeyen ses veya ses kirliliği anlamıyla kullanılır. Elektronik alanında gürültü; pre amplifikatör, televizyon gibi ses veya görüntünün çevrilmesini sağlayan sistemlere etki eden, iletilmek istenen bilgi sinyaline karışan parazitlerdir. Analog veya dijital sinyallerin işlenmesi veya veri işleme sırasında sinyale karışan, uygulanan işlemlerin istenmeyen ve belli anlama gelmeyen yan ürünü olarak da tanımlanabilir. Daha geniş anlamda, bir plaktan gelen cızırtı veya bir internet sayfasındaki reklam gürültü olarak nitelendirilebilir.
Kablo TV, dijital veya analog yayın yapan çok sayıda yerli ve yabancı televizyon ve radyo kanalını, fiberoptik ve koaksiyel kablo şebekeleri üzerinden yüksek görüntü ve ses kalitesinde ileten çok kanallı bir TV sistemi.
Dolby Laboratories, ses gürültü azaltma, ses kodlama ve sıkıştırma konusunda uzmanlaşmış bir Amerikan şirketidir. Dolby teknolojileri, tüketici elektroniği firmaları tarafından lisans bedeliyle kullanılmaktadır.
DVB-T.
Standart çözünürlüklü televizyon veya kısaca SDTV, yüksek çözünürlüklü televizyon ya da gelişmiş çözünürlüklü televizyon olarak kabul edilmeyen bir çözünürlük kullanan bir televizyon sistemi. İki yaygın SDTV sinyal türü Avrupa gelişimli PAL ve SECAM sistemlerden türetilen 576i ve Amerikan Ulusal Televizyon Sistemleri Komitesi (NTSC) sistemine dayanan 480i'dir.
576i, bir standart çözünürlüklü video modu. Aslen elektrik dağıtımı için şebeke frekansının 50 Hz olduğu, dünyanın birçok ülkesinde televizyon yayını için kullanılır. Renk kodlama sistemi ile yakın ilişkisi yüzünden 60 Hz temelli NTSC karşılığı 480i ile karşılaştırıldığında sıklıkla PAL veya PAL/SECAM olarak ifade edilir. Dijital uygulamalarda genellikle "576i" olarak ifade edilir; analog bağlamlarda sıklıkla "'625 lines'" olarak adlandırılır ve çerçeve oranı genellikle analog iletimde 4:3, dijital iletimde ise 16:9'dur.
Radyo yayıncılığı, sesin geniş bir kitleye ulaşması amacıyla radyo dalgalarıyla iletilmesidir. FM yayını ve AM yayını en yaygın yayınlardır. İstasyonlar, radyo yayınlarına ortak bir radyo formatı yayınlamak için bağlanabilir veya yayın sendikasyonunda kullanılabilir. Sinyaller analog ses veya sayısal ses olabilir. Televizyon yayıncılığında da radyo frekansları kullanılır, ancak video sinyalleri de bulunur.
Dijital televizyon (DTV), analog sinyalleri kullanan önceki analog televizyon teknolojisinin aksine, dijital kodlama kullanarak televizyon görsel-işitsel sinyallerinin iletilmesidir. Geliştirildiği sırada yenilikçi bir gelişme olarak kabul edildi. 1950'lerde siyah-beyaz ve renkli televizyondan bu yana televizyon teknolojisindeki ilk önemli evrimi temsil etti. Modern dijital televizyon, analog TV'den daha yüksek çözünürlüklü (HDTV) aktarılır. Analog TV'nin daha dar formatının aksine tipik olarak geniş ekran en boy oranı (genellikle 16: 9) kullanır. Kıt radyo spektrumu alanını daha ekonomik kullanır; tek bir analog kanal ile aynı bant genişliğinde yedi kanala kadar iletebilir ve analog televizyonun yapamadığı birçok yeni özellik sağlar. Analogdan dijitale geçiş 2000'li yıllarda başladı.
Dijital karasal televizyon, dijital televizyon ve karasal televizyon için bir teknolojidir. Karasal televizyon istasyonları, televizyon içeriğini radyo dalgalarıyla tüketicilerin konutlarındaki televizyonlara dijital formatta yayınlamaktadır. DTTV, önceki analog televizyona göre önemli bir teknolojik ilerlemedir. Test yayınları 2006'da başlayan DTTV'ye geçişle başladı ve şu anda birçok ülkede tamamlandı. Dijital karasal televizyonun avantajları, radyo spektrumu bant genişliğinin daha verimli kullanımı, analogdan daha fazla televizyon kanalı sağlanması, daha kaliteli görüntüler ve yayıncılar için potansiyel olarak daha düşük işletme maliyetleri idi. Farklı ülkeler, farklı dijital yayın standartları benimsemiştir; başlıca olanlar bunlar idi:
- ATSC DTV
- ATSC-M/H
- DTMB
- DVB-H
- DVB-T/DVB-T2
- ISDB-T
- DMB-T/H
- ISDB
- FLO
Dijital radyo, radyo spektrumu boyunca iletmek veya almak için dijital teknolojinin kullanılmasıdır. Radyo dalgaları ile dijital yayın, dijital yayın ve özellikle dijital ses radyo hizmetlerini içerir.
Video kaset, genellikle video ve ek olarak ses depolamak için kullanılan manyetik banttır. Saklanan bilgiler, bir analog veri veya dijital sinyal şeklinde olabilir. Videotape, hem video kaset kaydedici (VCR'ler), hem de daha yaygın olarak video kayıt cihazı (VTR'ler) ve camcorderlerde kullanılır. Şovmen Bing Crosby'nin prodüksiyon şirketi Bing Crosby Enterprises'ın (BCE), 11 Kasım 1951'de Los Angeles'ta dünyanın ilk video kaset kaydı gösterisini yaptı. Ev sineması ve ev yapımı video için büyük gelişme idi.