Mikrodenetleyici bir VLSI entegre devre çipinde küçük bir bilgisayar'dır. Mikrodenetleyici, bellek ve programlanabilir giriş/çıkış çevre birimleri ile birlikte bir veya daha fazla CPU kapsar.
Sensör,, fiziksel bir olayı tespit etmek amacıyla bir çıkış sinyali üreten cihazdır.
Elektronik devre elemanları, elektrik devresinin çalışabilmesi için kullanılan parçalara denir. Aktif ve pasif devre elemanları olarak iki gruba ayrılır.
Yük bağlaşımlı cihaz (CCD) veya CCD sensörü, bir dizi bağlantılı veya birleştirilmiş kapasitör içeren bir entegre devre'dir. Harici bir devrenin kontrolü altında, her kapasitör elektrik yükünü komşu bir kapasitöre aktarabilir. CCD sensörleri, dijital görüntülemede kullanılan önemli bir teknolojidir.
D.A.C., DAC veya D-to-A dilimize dijitalden analoğa dönüştürücü olarak çevirilebilecek özel bir tanımlamadır. Özellikle CD'nin ortaya çıkmasından itibaren, bu medyalara kaydedilen verinin dijital olması sebebi ile, verinin analoğa çevrilmesi amacı ile kullanılmaya başlanmıştır. Bir CD çaların kasasına monte edilmiş halde olabileceği gibi ayrı bir cihaz olarak da kullanılabilir. Özellikle ayrı kullanım profesyonel cihazlarda karşımıza çıkar. Buradaki amaç CD okuma mekanizmasının mekanik titreşimlerinin ve cihaz içerisindeki diğer elektronik bileşenlerin dijitalden analoğa çevirim sırasında etkileşimini minimuma indirmektir. Farklı teknolojilere sahip olsa da, CD, SACD, DVD gibi tüm dijital kayıt platformlarında mutlaka kullanılır
Elektronik, elektronları ve diğer elektrik yüklü parçacıkları yönlendiren cihazları tasarlamak, oluşturmak ve çalıştırmak için fizik prensiplerini inceleyen ve uygulayan bir bilim ve mühendislik disiplinidir. Elektronik, transistörler, diyotlar ve entegre devreler gibi aktif cihazları kullanarak elektrik akımının akışını kontrol etmek ve yükseltmek ve onu bir formdan diğerine, örneğin alternatif akımdan (AC) doğru akıma (DC) veya analog sinyallerden dijital sinyallere dönüştürmek için kullanan fizik ve elektrik mühendisliğinin bir alt alanıdır.
İşlemsel kuvvetlendirici doğru akım ile bağlanmış ve sinyal artırma gücü çok yüksek bir elektronik kuvvetlendiricidir. 1968 yılında Fairchild Semiconductor şirketi tarafından icat edilmiştir. İşlemsel kuvvetlendiriciler devrede çok yönlü uygulanabilirliğe sahiptirler. Temel devre yapısı diferansiyel kuvvetlendiricinin devre yapısı gibidir.
Voltmetre, bir elektrik devresinde iki nokta arasındaki potansiyel farkı (gerilimi) ölçmek için kullanılan ölçüm aletidir. Voltmetre, potansiyel farkı ölçülecek iki nokta arasına devreye paralel olacak şekilde bağlanmalıdır. Voltmetre devre üzerinde bir yuvarlak içine yazılan 'V' harfi ile gösterilmektedir. Birimi volttur.
Anahtarlamalı güç kaynağı olarak adlandırılan anahtarlamalı modlu güç kaynağı, elektrik gücünü verimli şekilde dönüştürmek için anahtarlama regülatörü içeren elektronik bir güç kaynağıdır. Anahtarlamalı güç kaynağı ya da İngilizce özgün adının kısaltmasıyla SMPS, 1960'lı yıllarda doğrusal güç kaynaklarının çalışma veriminin düşük olması ile kullanılmaya başlanmıştır.
Digital Audio Workstation (DAW) yani dijital ses işleme istasyonu, elektronik bir sistemde, ses kayıt ve editleme işlemlerinin yapıldığı ortama verilen isimdir. Bu işlemi ses editleme programlarında MIDI ile dijital sesi ilişkilendirip yapmak da mümkündür. Eski tip analog sistemlere göre DAW; kayıt, edit, mix, mastering gibi konular üzerinde çalışan kişilere büyük bir kolaylık ve hız sağlamaktadır. Bant kayıtlarındaki edit hataları, elektromanyetik alandan etkilenerek ortaya çıkan kayıplar gibi problemler yaşatmaz. Ses üzerinde yapılan işlemler pek çok kablo üzerinden geçerek değil virtual processor(sanal işlemci) üzerinden yapılır. Stüdyo gibi çalışma ortamlarında yerden de büyük kazanç sağlayarak pek çok hardware ekipmanları ufak bir kutuya (PC-MAC) sokar. Bu tip çalışma şekline "in the box" adı verilir. Günümüzde pek çok üst düzey ses mühendisi, mastering mühendisi, prodüktör vb. kişiler de tercihini DAW'dan yana kullanmaktadır. Başlıca programlar arasında Pro Tools, Cubase, Ableton Live, Cakewalk Sonar, Logic Pro, Adobe Audition, LMMS, Digital Performer ve Reaper sayılabilir.
Amplifikatör veya yükselteç, elektronik sinyalleri artırmak için kullanılan elektronik cihazlardır. Amplifikatörler bu işlemi bir güç sağlayacısından alıp bu çıkış sinyallerinin şeklini eşleştirerek yaparlar. Yani, bir amplifikatör güç sağlayıcısından aldığı sinyalleri düzenler.
Yongada sistem bir entegre devre türüdür. Tek başına bir bilgisayarda bulunan bütün parçaları içerebilir. Aynı zamanda analog, sayısal, karışık sinyal ve radyo iletişimi işlevlerini bünyesinde toplayabilir. Yongada sistemlere düşük güçle çalışan mobil elektronikte sıkça rastlanır. En yaygın kullanım alanı gömülü sistemlerdir. Yongada sistemlerin mikrodenetleyicilerden en büyük farkı işlem gücü ve yüksek hafızasıdır. Ayrıca yongada sistemler harici flash depolama, RAM ve çok çeşitli başka elemanlarla aynı anakart üzerinde onları yöneterek çalışabilirken mikrodenetleyicilerde bunun gibi çok parçalı bir yapı yoktur. Daha doğrusu bir gömülü sistem eğer bir mikrodenetleyici ile kurulduysa ROM, RAM gibi bileşenler mutlaka mikrodenetleyicinin içerisinde bulunurken yongada sistemde böyle bir zorunluluk yoktur. Ayrıca yongada sistemlerin gücü son kullanıcıların kullandığı Windows, Macintosh, iOS, Android vb. işletim sistemlerini çalıştırmaya yeterken mikrodenetleyiciler çok daha spesifik alanlarda ve çok kısıtlı ROM ve RAM'ler ile çalışırlar. Nihayetinde mikrodenetleyiciler örneğin bir çamaşır makinesini kontrol ederken yongada sistemler akıllı telefon, tablet ve hatta bilgisayarlara bile can verebilirler.
Enkoder, standardizasyon, hız ya da sıkıştırma amacıyla bilgileri bir biçimden veya koddan diğerine dönüştüren bir cihaz, devre, dönüştürücü, yazılım programı, algoritmadır.
Veri edinimi gerçek dünyanın fiziksel koşullarını ölçen ve elde edilen örnekleri bilgisayar tarafından manipüle edilebilen dijital sayısal sonuçlara dönüştüren sinyalleri örneklendirme sürecidir. Veri edinim sistemleri DAS VEYA DAQ ile kısaltılmıştır. Genellikle analog dalga formlarını işlemek için dijital değere dönüştürür.
Video ölçekleyici, video sinyallerini bir ekran çözünürlüğünden diğerine dönüştüren bir sistemdir; tipik olarak, ölçekleyiciler, daha düşük bir çözünürlükten daha yüksek bir çözünürlüğe, “upconversion” veya “upscaling” olarak bilinen bir işleme dönüştürmek için kullanılır. Düşük çözünürlüğe "downconversion" veya "downbacking" olarak bilinir.
Analog televizyon, video ve ses iletmek için analog sinyalleri kullanan orijinal televizyon teknolojisidir. Analog bir televizyon yayınında, parlaklık, renkler ve ses bir analog sinyalin genliği, fazı ve frekansı ile temsil edilir. 2010'ların sonlarına kadar dünya çapında kullanımda olan üç ana analog televizyon sistemi vardı: NTSC, PAL ve SECAM.
Dijital sinyal ya da ayrık sinyal, verileri ayrık değerler dizisi olarak temsil etmek için kullanılan bir sinyaldir. Herhangi bir zamanda, sınırlı sayıda değerden en fazla birini alabilir. Bu, sürekli değerleri temsil eden bir analog sinyal ile çelişir; herhangi bir zamanda, sürekli bir değerler aralığında gerçek bir sayıyı temsil eder.
μ-kanunu algoritması, öncelikle Kuzey Amerika ve Japonya'daki 8 bitlik PCM dijital telekomünikasyon sistemlerinde kullanılan bir sıkıştırma algoritmasıdır. ITU-T'nin G.711 standardında yer alan iki sıkıştırma algoritmasından biridir, zaten diğeri ise benzer A kanunudur. A-kanunu, Avrupa gibi dijital telekomünikasyon sinyallerinin E-1 devreleri üzerinde taşındığı bölgelerde kullanılmaktadır.
Karışık sinyalli entegre devre, tek yarı iletken kalıpta hem analog hem de dijital devresi olan entegre bir devre'dir.
Hall etkisi sensörü, herbiri Hall etkisi’ni kullanan manyetik alan vektörü B'nin eksenel bileşeniyle orantılı voltaj üreten bir veya daha çok Hall elemanlı sensördür.