İçeriğe atla

Analog (biyoloji)

Analog, kökenlerinin benzer olmasına gerek olmaksızın aynı görevi gören organlar.

Evrimsel gelişim aşamasında canlıların yaşadıkları ortama göre seçilimlerinin gerçekleştiği göz önüne alındığında, analog organların gelişimi için benzer yaşam alanları ya da ihtiyaçlar gerekmektedir. Analog organlara verilebilecek örnekler midyedeki ve balıklardaki solungaçlardır. Bu iki organ da sudaki oksijeni vücuda almakta görevlidir ancak ikisinin de embriyonik gelişimleri ve kökleri birbirinden farklıdır.

Analog organlar, evrim tartışmalarında uzun süre karşı görüşlere yol açmıştır. Lamarck tarafından savunulan teze göre analog organların oluşumu, canlıların ihtiyaçları olduğu için gerçekleşmiştir. Ancak ihtiyaçların moleküler evrimi tetiklemesi tezi Darwin´in Doğal Seçilim teziyle çürütülmüştür. Darwin´e göre analog organların oluşumu isteğe bağlı değil ancak doğal çeşitliliğin icinden, ortama en uygun olanların secilmesi yoluyla gerçekleşir. Midye ve balık örneklerindeki gibi, suda yaşayan canlıların çevresel etkileşimleri, bu canlılarda solungaç oluşumunu evrimsel olarak seçmiştir.

Ayrıca bakınız

  • Homolog organ

İlgili Araştırma Makaleleri

Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.

<span class="mw-page-title-main">Balık</span> solungaç taşıyan, tetrapod olmayan ve suda yaşayan omurgalı hayvan

Balıklar poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer. Mesela tatlı su balıklarından Lepistes'in yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklitgillerde ise kuluçka süresi dişinin ağzında gerçekleşir. Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar onları ağzındaki kesesinde korur. Balıklar su yaşamındaki en önemli varlıklardan bir tanesidir. Nehir, göl, akarsu, okyanus ve denizlerde bulunmaktadır.

<i>Türlerin Kökeni</i> Charles Darwinin 1859 tarihli eseri

Türlerin Kökeni, İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin'in 24 Kasım 1859'da yayımlanan kitabıdır. Orijinal adı Doğal Seçilim Yoluyla Türlerin Kökeni ya da Yaşam Mücadelesinde Avantajlı Irkların Korunumu Üzerine idi, ancak 1872'de çıkan 6. baskısında Türlerin Kökeni olarak kısaltıldı. Bilim tarihinin en önemli çalışmalarından biridir ve evrimsel biyolojinin temelini oluşturduğu kabul edilir. Çalışma, Darwin'in HMS Beagle gemisi ile 1831-1836 yılları arasında yaptığı araştırma gezisi sonrasında, özellikle Galápagos Adalarındaki gözlemlerine dayandırarak oluşturduğu biyolojik evrim kuramı üzerinedir.

<span class="mw-page-title-main">Jean-Baptiste Lamarck</span> Fransız doğa bilimci (1744 – 1829)

Jean-Baptiste Lamarck, Fransız doğa bilimci, biyolog, akademisyen ve asker. Evrim konusunda yaptığı kapsamlı çalışmalarla bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Evrimsel biyoloji</span> canlı çeşitliliğini ve gelişimini inceleyen bilim dalı

Evrimsel biyoloji; biyoloji konularını, canlıların evrimini göz önüne alarak inceleyen bilim dalıdır. Taksonomi biliminin temelinde evrimsel biyoloji yer almaktadır. Canlıları sistematik bir şekilde ayırmada, canlıların evrimsel akrabalıkları ve farklılıkları göz önüne alınır. Ayrıca birçok ekolojik ilişkinin açıklanmasında evrimsel biyoloji kullanılır. Moleküler biyolojide DNA ve RNA dizilerinin baz dizilişleri göz önüne alınarak canlıların hatta organellerin mikroorganizmalarla olan akrabalıkları incelenmekte ve bu incelemede evrimsel biyoloji temel alınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Balıkçılık</span>

Balıkçılık; denizlerde, göllerde ve akarsularda balıkların ve diğer deniz ürünlerinin çeşitli yöntemlerle avlanmasıdır. Balığın yanı sıra midye, karides, ıstakoz, pavurya, istiridye ve ahtapotun hatta balina gibi deniz memelilerinin avlanması da balıkçılık kapsamına girer. Gölet, havuz ya da denizlerdeki suni tesislerde balık ve diğer deniz hayvanlarının üretilmesi de balıkçılığın bir parçasıdır. Amatör balıkçılık, ticari balıkçılık, zanaatkar balıkçılık, rekreasyonel balıkçılık, kültür balıkçılığı gibi balıkçılık yöntemleri bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Solungaç</span>

Solungaç, su hayvanlarının solunum organı. Suda çözünmüş oksijenin kana alınmasını ve kandaki karbondioksitin atılmasını sağlayacak yapıdadır. Solunum yüzeyinin kıvrılması ve dallanması ile meydana gelirler. Solungaç solunumu, sürekli suda yaşayan omurgasız hayvanlarda, balıklar ve kurbağa larvalarında görülür. Amfiyoksüsta bağırsağın ön kısmı genişlemiş ve birçok yarıkla delinerek solungaç sepeti denilen kan damarlarıyla zengin özel bir organ halini almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

Organ, biyolojide belirli bir görevi veya görevler bütününü yapan doku grubudur. Bazı organlar kendilerini farklı yollarda yenileyebilir. Birlikte çalışan organlar sistemleri oluşturur. Organ Latince organum sözcüğünden türemiştir. Organın Türkçe eş anlamlısı olarak örgen ve kılgan sözcükleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yumuşakçalar</span>

Yumuşakçalar, ilkin ağızlılar (Protostomia) kladı, Lophotrochozoa üst şubesinden bir hayvan şubesidir. Ahtapot, kalamar gibi kafadan ayaklılar, salyangoz ve sümüklü böcek gibi karından ayaklılar, midyeler ve kitonlar bu şubedendir. Çizgili kas ilk defa bu sınıfta ortaya çımıştır. Yaklaşık 85,000 yaşayan türü bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Ernst Haeckel</span> Alman hekim, zoolog, filozof, ressam ve kâşif (1834-1919)

Ernst Heinrich Philipp August Haeckel,, Alman hekim, zoolog, filozof, ressam ve kâşif.

Asalak ya da parazit, bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı canlıya zarar verebilen organizmadır. Bu canlılardan kimileri mikroskobik boyutlardan erginlikte çok büyük boyutlara ulaşabilecek değişimlere sahip olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Vatoz</span> Rajiformes takımına özgü balıkların ortak adı

Vatoz, Rajiformes takımına özgü balıkların ortak adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yaşayan fosil</span>

Yaşayan fosil, kladistikte tür olarak benzer görünen ya da sadece fosillerde görünen ve geriye başka da yaşayan akrabalar bırakamamış canlı organizmalara tanımlamak için kullanılan gayriresmî bir tanımdır. Bu türler büyük kitlesel yok oluşlardan kurtulmuş ve canlılar sınıflandırmasında genel olarak diğer türlerden daha düşük taksonomik çeşitliliğe sahip olan canlılardır. Olası bir genetik tıkanmadan sonra birçok yeni türler oluşturabilmiş ve başarılı şekilde yayılım göstermiş olan canlı türleri "yaşayan fosil" olarak tanımlanamayacak derecede başarılı oldukları kabul edilir. Bunun yanında "yaşayan fosil" olarak tanımlanan türlerin yapı planları çoğu zaman milyonlarca yıl içinde ancak çok az değişirek günümüze kadar gelmiş oldukları kabul edilir.

Bu liste, evrim ve evrimsel biyoloji konularına dair maddeleri içerir.

Lamarkizm veya Lamark kalıtımı, Fransız doğa bilimci Jean Baptiste Lamarck (1744–1829) tarafından öne sürülen bir varsayım olup buna göre bir canlının yaşamı boyunca meydana gelen değişikliklerin döllerine aktarılarak kalıtıldığını ileri sürer.

<span class="mw-page-title-main">Yakınsak evrim</span> türlerin akraba olmamalarına rağmen birbirine benzemesi

Yakınsak evrim, birbirleriyle yakın akraba olmayan tür ve soylar arasında görülen benzer biyolojik özelliklerin oluşumunu açıklayan ve bunları tanımlayan bir terim.

<span class="mw-page-title-main">Suda solunum</span>

Suda solunum suda yaşayan hayvanların sudan oksijen elde ettikleri biyolojik süreçtir.

<span class="mw-page-title-main">Akciğerin evrimi</span>

Akciğerin evrimi, oksijence fakir sularda yaşayan kemikli balıkların akciğerlerini geliştirmesinin evrimsel sürecini açıklar. Hava soluma, sudan karaya geçiş ve tetrapodların evrimi açısındam kritik bir olaydır. Omurgalı akciğeri, ilkel kemikli balıklarda bulunan bir progenitör yapıdan kaynaklanmıştır. Metabolik olarak üretilen CO₂'e duyarlı olan ve akciğer ventilasyonunu metabolik taleple eşleştirmek için solunum kaslarını ritmik olarak aktive eden nöral substratların kökeni henüz bilinmemektedir. “Öksürük” olarak tanımlanan, in vivo ve in vitro olarak Lamprey'de meydana gelen, belirli bir periyodik merkezi olarak oluşturulan ritmin, CO₂'e karşı merkezi duyarlılık tarafından modüle edildiği bulundu. Bu, tetrapodlarda nefes almanın evrimi için kritik olan elementlerin, akciğerin evriminden önce en temel omurgalı atalarında mevcut olduğunu göstermektedir. Bilim insanları, tüm omurgalılarda nefes alma evriminin, bu kritik temel unsurlardan türetilen eksaptasyonlar yoluyla gerçekleştiğini düşünmektedir.

Kordalıların evrimi, Kambriyen dönemde erken ikincil ağızlılardan başlamış bir süreçtir. Pek çok bilim insanı, kordalıların 590 milyon yıl önce ortaya çıktığını iddia ediyor. Bu tür ilk temsilciler yumuşak gövdeliydi ve bu nedenle zayıf bir fosil kaydı bıraktı. Bilinen en eski kordalı fosillerin, yaklaşık 530 milyon yıl öncesine tarihlenir, bunlar Myllokunmingia, Haikouichthys ve Zhongjianichthys gibi, Myllokunmingiidae familyasına atanmış çenesiz balıklardır. Yunnanozoon lividum ve Haikouella gibi yaşlı hayvanların kordalı olarak kabul edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşmazlık var. Kapsamlı bir omurgalı fosil kaydı ise yaklaşık 400 milyon yıl önce (Devoniyen) başlar.