İçeriğe atla

Anıt

Gize Piramitleri, Mısır
Christo Redentor, Rio de Janeiro
Juche Kulesi. Önde bulunan heykeldeki üç kişi orak, çekiç ve yazı fırçası taşımaktadır.

Anıt ya da Abide (Osmanlıca çoğulu: Abitad), önemli bir olayın veya büyük bir kişinin gelecek kuşaklarca tarih boyunca anılması için yapılan, göze çarpacak büyüklükte, sembol niteliğinde yapı, olarak tanımlanmaktadır.

Anıtlar, genellikle heykel ya da çeşitli biçimlerdeki yapılar olabildiği gibi, ağaç da anıt olarak kabul edilmektedir. Anıtın amacı, bir kişinin, olayın ya da tarihsel bir dönemin anısını canlı tutmaktır. Tarihteki en önemi anıt örnekleri Mısır Piramitleridir. Bir tür anıt mezar olan piramitler, çok eski zamanda yaşamış ve oraya gömülmüş olan firavunların (kralların) anılarını yaşatmak amacıyla yapılmışlardır. Zafer takları da tarihteki önemli anıt örneğidir. Roma'daki büyük zafer takları Romalı generallerin, Paris'teki ünlü Zafer Takı Napolyon ordularının savaşta kazandıkları zaferlerin anısına dikilmiştir. Londra'da Whitehall'daki kenotaf da (boş lahit) en ünlü savaş anıtlarından biridir.

Dünyanın pek çok ülkesinde, meydan ve caddelerde tek bir kişinin anısına dikilmiş anıtlara rastlanır. Ankara ve Türkiye'nin öteki kentlerindeki Atatürk, ABD’nin Washington kentindeki George Washington anıtları, İngiltere’de Londra'daki Trafalgar Meydanı'nda bulunan Nelson Sütunu bu tür anıtlara örnek olarak verilebilir.

Mezarlar ve tapınaklar

Özgürlük Anıtı, New York

Anıt sözcüğü öncelikle geçmiş zamanları anımsatan bir yapıtı akla getirir. Tarih öncesi çağlara ait taş ya da toprak yapılar için de bu sözcüğün kullanıldığı olur. Genel olarak tarih öncesi taş anıtlar, mezar ya da tapınaklardır. Bu tür mezarlardan geriye, içlerine ölülerin koyulduğu taştan oda ya da bölmeler kalmıştır. Bu tür taş anıtlar megalit olarak adlandırılır. Megalit, Yunanca "büyük" anlamına gelen megalo ve "taş" anlamına gelen lithos sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşmuştur. Ölülerin gömüldüğü yer alçak ve uzun bir oda ya da galeri biçiminde olduğu için, bazı megalitlere galeri mezar denir. Galeri mezarlar yatay ve dikey biçimde yerleştirilen taş bloklardan oluşur.

Ölülerin gömüldüğü salonun dışarıya bir geçitle bağlandığı mezarlar ise, geçit mezar olarak adlandırılır. Hem geçit mezarlara, hem de galeri mezarlara birden çok kişi gömülürdü. Menhir'ler de bir tür megalit anıtlardır. Menhir sözcüğü, Breton dilinde "taş" anlamına gelen men ve "uzun" anlamına gelen hir'den türetilmiştir. Menhirler, dik olarak yerleştirilmiş büyük taş anıtlardır. Fransa'nın kuzey ve İngiltere'nin güney kesiminde menhirlere çok yaygın olarak rastlanır. Buralardaki menhirler daire, yarım daire ya da elips biçiminde dizilmiş taşlardan oluşur. İngiltere'deki Stonehenge en ünlü menhir örneğidir. Cilalı Taş Devri (Neolitik Çağ) ve Tunç Çağı başlarında (yaklaşık İÖ 2800) pek çok tapınak yapılmıştır. Ne var ki bu taş tapınaklarda hangi tanrılara tapıldığı ve dinsel törenlerin nasıl yapıldığı bilinmemektedir.

Hristiyan dünyasında kilise anıtlarının tarihi 12. yüzyıla kadar gider. Eskiden zengin kişiler taş lahitlerde kilisenin içinde gömülürlerdi. Sonraki dönemde kişilerin adları pirinç levhalara yazılmış ve bu levhalar kilisenin taş duvarına yerleştirilmiştir.

Türklerde anıt

Anıtkabir, Ankara
Çanakkale Şehitleri Abidesi, Çanakkale

Türk anıtlarının tarihi, İslam öncesi döneme kadar gider ve ilk anıt örneklerine Orta Asya'da rastlanır. Bunlardan günümüze ulaşmış olan en ünlü anıt Orhun Anıtları'dır. Eski Türklerde alp denen savaşçıların ve yiğitlerin mezarının kenarına dikilen ve balbal denen taşlar da birer anıt örneğidir.

Türkler Anadolu'ya yerleştikten sonra kümbet, türbe gibi çeşitli anıtlar yapmışlar ve mezar taşlarında süslemeye özel önem vermişlerdir. Selçuklu mezar taşlarının üzerinde insan, hayvan ve kuş figürleri yer alır. Osmanlı mezar taşları ise bitki ve geometrik figürlerle bezenmiştir. Osmanlı mezar taşlarının biçimleri gömülü olan kişinin toplumsal konumunu da yansıtır. Anadolu'da, kümbet ya da türbe olarak adlandırılan anıt mezarların en ünlüleri arasında Erzurum'da Emir Saltuk Kümbeti, Kayseri'de Döner Kümbet, Konya'da Gömeç Hatun Kümbeti, Bursa'da Yıldırım Bayezid Türbesi, İstanbul'da Kanuni Sultan Süleyman Türbesi sayılabilir.

Türk Kurtuluş Savaşı'ndan sonra anıt yapımında hızlı bir artış oldu. Hemen bütün kentlerde Atatürk'ü, Kurtuluş Savaşı'nı, halkın savaştaki kahramanlıklarını simgeleyen anıtlar dikildi. Çanakkale Zaferi ve Meçhul Asker Anıtı, Taksim Cumhuriyet Anıtı ile Atatürk'ün gömülü olduğu Anıtkabir, bunların önde gelen örnekleridir.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tümülüs</span>

Tümülüs, Latince bir sözcük olup, bir mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş tepeciklere verilen addır. Höyük ve kurgan da denilen tümülüs yapma geleneğine sahip ulusların sayısı fazla değildir. Bunlara en çok Anadolu'da, Trakya'da, Orta Asya'da, Rusya'da ve Meksika'da rastlanır.

<span class="mw-page-title-main">Hierapolis</span> Denizlide bir antik Roma kenti

Hierapolis, Pamukkale (Denizli) yakınlarında bulunan ve Frigler döneminde ana tanrıça Kibele kültünün merkezlerinden biri olarak faaliyet göstermiş bir antik kenttir. Antik coğrafyacı Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolisin bir Frigya kenti olduğunu ileri sürülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Stel</span>

Stel veya stela, dikilmiş, yüksekliği eninden uzun yekpare bir taştan oluşan bir yapıttır. Sözcük Yunanca stele yani "(dikili) duran blok"tan gelir. Ahşap olanlarına da rastlanmıştır. Stelin farklı şekillerde kullanılan farklı tipleri vardır. Örneğin özellikle Antik Yunan'da rastlanan mezar taşı mahiyetinde steller vardır. Bunlara mezar steli de denir. Amarna'da ise sınırı işaretleyen Akhenaten steli bulunur; steller sınır işaretleri olarak da kullanışmılardır. Bunların dışında askeri zaferleri anan steller de mevcuttur. Mezopotamya'da da salt anıt mahiyetinde, çoğunlukla kral buyruklarının yazılı olduğu steller bulunmuştur.

Dikilitaş veya obelisk yüksek, daire veya dört kenarlı tepeye doğru incelen taştan anıt. Genellikle belirli bir şahsı veya olayı anmak için yapılır. Antik dikilitaşlar tek bir taştan oluşurdu. Stel terimi genellikle klasik obelisk forumda olmayan diğer dikili duran farklı anıtlar için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Devlet Mezarlığı</span> Türkiyenin ulusal mezarlığı

Devlet Mezarlığı, Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ile Türk Kurtuluş Savaşı sırasında en az tümen komutanlığı yapmış ve 1988 yılında Genelkurmay Başkanlığının politik kriterlerine uyan 61 komutanın mezarlarının yer aldığı, 1988 yılında hizmete açılmış "anıt-park" niteliğindeki mezarlıktır. 12 Eylül Darbesi ile yönetime gelen Kenan Evren'in, "Anıtkabir'in mezarlık olmaması, cumhurbaşkanlarını ve Kurtuluş Savaşı'nda büyük yararlılıkları görülmüş ve Atatürk'ün yakın silah arkadaşı olan komutanları bir araya toplamak" düşüncesiyle Evren tarafından yaptırılmıştır. Ankara'da, Atatürk Orman Çiftliği arazisi içinde yer alır. 536.000 metrekarelik alanda yer alan ve 356.000 metrekaresi yeşil alan olan park, halka açıktır. Millî Savunma Bakanlığı tarafından yönetilir.

<span class="mw-page-title-main">Mezar</span> bir ölünün gömüldüğü yer

Mezar, gömüt veya kabir, ölen birinin ya da bir hayvanın gömülü olduğu yer anlamına gelir. Bazı toplumlarda ölüler yakılırken İslam, Hristiyanlık ve Musevilik gibi tek tanrılı dinlerde ölülerin mezar içinde diğer hayata geçmek için beklediğine inanılır. Tarihte büyük devlet yöneticileri için anıt mezarlar yapılmıştır. Mısır'daki piramitler ve Tac Mahal bunlardan bazılarıdır. Mezarların topluca bulunduğu alana mezarlık denir.

<span class="mw-page-title-main">Karacaahmet Mezarlığı</span> İstanbulun Üsküdar ilçesindeki bir mezarlık

Karacaahmet Mezarlığı, İstanbul'un Üsküdar ilçesinde yer alan İstanbul'un en büyük ve aynı zamanda en eski mezarlığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dolmen</span>

Dolmen, toprakta yan yana aralıklı olarak dizilmiş birkaç büyük yassı taşla bunların üstüne yatay olarak yerleştirilmiş yine büyük yassı taşlardan oluşan ve genellikle mezar olarak kullanılmış olan tarih öncesi yapılardır. Megalit kültüre ait yapılar içinde en sık karşılaşılan yapılardır ve küçük taşlar ve topraktan oluşan Tümülüsler ile kaplanmış olarak bulunurlar.

Karadeniz Ereğli Müzesi, Zonguldak ilinin Karadeniz Ereğli ilçesinde yer alan müze.

<span class="mw-page-title-main">Kızıl Meydan</span> Rusya, Moskovada yer alan meydan

Kızıl Meydan, Moskova'da yer alan meydandır. Hem Rusya, hem de eski SSCB'nin toplumsal ve siyasi tarihinde önemli bir yeri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Tankut Öktem</span> Türk heykeltıraş

Tankut Öktem, Türk heykeltıraştır.

<span class="mw-page-title-main">Lahit</span>

Lahit; özellikle Antik Çağ'da insanların ölülerini muhafaza ettikleri, genellikle yeryüzünde sergilenen ve çoğunlukla taştan oyulan, sandık şeklinde mezar. Günümüzde de hâlen özellikle bazı devlet büyüklerinin mezarlarında görülür.

<span class="mw-page-title-main">Runik taş</span>

Runik Taşlar, runik tarzı yükseltilmiş taş yazıtı ama bu terim kayalar ve kaya üzerinde yazıtlar için de kullanılır. Bu gelenek 4. yüzyılda başlamış ve 12. yüzyılda da sürmüştür. En çok İskandinavya'da bulunur, ancak Viking Çağı'nda ziyaret ettikleri yerlere de dikilmiş taşlar vardır. Genellikle ölen erkekler için dikilmiş anıtlardır. Renkleri yıpranmış ve artık belli olmamasına rağmen, genellikle dikildikleri zaman parlak renkliydiler. Kelime olarak "büyülü taş" şeklinde anlamlandırılmaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Sovyet Savaş Anıtı (Treptower Parkı)</span>

Sovyet Savaş Anıtı veya Kurtarıcı Savaşçı Heykeli, Berlin'deki Treptower Parkı'nda yer alan savaş anıtı. Sovyet mimar Yakov Belopolskiy ve Sovyet heykeltıraş Yevgeniy Vuçetiç tarafından tasarlanmış olup elinde birer kılıç ile çocuk tutan, Nazilerin sembolü olan Svastika sembolünün parçalanmış hali üzerinde yer alan bir Sovyet askerini tasvir eder. Yaklaşık 12 m uzunluğunda ve 70 ton ağırlığındaki anıtın bulunduğu meydanda ayrıca Berlin Muharebesi'nde ölen yaklaşık 7 bin Sovyet askerinin mezarları da bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Elaiussa Sebaste</span>

Elaiussa Sebaste veya Elaeousa Sebaste Mersin'e 55 km uzaklıkta, Silifke yönünde bulunan bir antik Roma şehri. Elaiussa terimi zeytin manasına gelmekte olup, şehir M. Ö. 2. yüzyılda kurulmuştur.

Basamak piramidi, normal bir piramidi andıran, ancak basamaklar halinde yükselen mimari yapılara verilen addır. Farklı kültürlerde farklı örnekleri bulunan basamak piramitlerinin genellikle tapınak yahut mezar olacak şekilde inşa edildiği görülse de, bu iki özelliğin aynı anda var olduğu örnekler de bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Anıtkabir Proje Yarışması</span> Anıtkabirin tasarımı ve özellikleri için başlatılan uluslararası proje yarışması

Anıtkabir Proje Yarışması, 1938'de ölen Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşının defnedileceği anıt mezar olan Anıtkabir'in tasarımı ve özellikleri için başlatılan uluslararası proje yarışmasıdır. 1 Mart 1941'de başlayan yarışma, 2 Mart 1942'de sona erdi. Yarışmayı, Emin Onat ile Orhan Arda'nın tasarımı kazandı.

<span class="mw-page-title-main">Şipka Geçidi</span>

Şipka Geçidi Bulgaristan'daki Balkan Dağları'ndan geçen manzaralı bir dağ geçididir. Eski Zağra eyaleti ile Gabrovo eyaleti arasındaki sınırı belirliyor. Geçiş, Gabrovo ve Kazanlık kasabalarını birbirine bağlar. Geçiş, Bulgarka Doğa Parkı'nın bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Mezar taşı</span> mezarın üzerine yerleştirilmiş genellikle taş stel veya işaretleyici

Mezar taşı, mezarlıklarda gömülen kişiye ait kimlik bilgileri, dua vb. yazıları kazınmış olarak üzerine bulunduran ve mezarın baş ucuna dikilen stel ve taştır. Türkçe deyim ve atasözleri arasında çok fazla kullanılmaz, "mezar taşı ile övünülmez" sözü halk içinde kullanılan bir sözdür. Bu söz "kişi geçmişteki atalarıyla değil ancak kendi değeri ile övünmelidir" anlamında kullanılır. Semavi dinler için mezar taşı cenaze törenlerinde gelenekseldir. Yahudilik, Hristiyanlık, Bahailik ve İslam için genel olarak kullanılır. Mezar taşı üzerine yazılan kimlik bilgileri bölgelere göre değişmektir. Genellikle isim, soyisim, ölüm tarihi, dinin sembolü, dua ve ölüm tarihi yazar. Aşağıda Türkiye'deki mezarların üzerinde genellikle kullanılan bazı dini semboller bulunmaktadır. Bununla ilgili birçok ülkelerde mezar sanatı da gelişmiştir.

Taş Ata, Eski Türk kabîlelerinde mezar taşı anlamına gelir. Orta Asya'nın göçebeleri (köçerileri) yerleşik düzenli halklardan çok farklı bir dünya görüşüne sahiptirler. Onlar ölülerini yerleşme yerlerinin dışındaki sıkışık mezarlıklara gömme anlayışını kabul etmezler. Ölenin atı, silahları, günlük hayatta kullandığı kimi eşyaları da mezara koyarlardı, soylular için en yaygın mezar türü kurganlardır. Bazı kurganlarda ölülerin yanında kadın ve hizmetçi cesetlerine de rastlanırdı. Ölen kişiyle birlikte gömülmüş, aynı anda ölmüş ya da kendilerini öldürmüş olabilirlerdi. Bu tür mezarlarda, genellikle gömüldüğü odasının üzerine taş ve topraktan bir yığma tepe yükseltilirdi. Bunun üzerinde de ölen kişiyi temsil eden, kabaca insan biçimli heykeller dikilirdi. Bu heykellere daha çok Taş Ata denilmektedir. Kimi mezarlar taş levhalardan yapılmıştır ve oda biçimlidir. Bunlara çok sayıda ceset gömülüdür. Taştan bir duvarla çevrelenmiş bu mezarların önüne de yine çok sayıda "taş baba" dikilmiştir. Ölen kişilere ait bir çeşit resimli mezar taşıdır bunlar.