Ampirik kanıt
Ampirik kanıt, bir önerme için kanıt, yani bu önermeyi destekleyen veya karşı çıkan, duyu deneyimi veya deneysel prosedür tarafından oluşturulan veya erişilebilen delildir. Ampirik kanıtlar bilimler için merkezi öneme sahiptir ve epistemoloji ve hukuk gibi diğer çeşitli alanlarda da rol oynar.
Kanıt ve ampirik kavramlarının nasıl tanımlanacağı konusunda genel bir mutabakat bulunmamaktadır. Genellikle farklı alanlar oldukça farklı kavramlarla çalışır. Epistemolojide kanıt, inançları haklı çıkaran veya belirli bir inanca sahip olmanın rasyonel olup olmadığını belirleyen şeydir. Bu ancak kanıta kişinin sahip olması halinde mümkündür; bu da çeşitli epistemologların kanıtı deneyimler veya diğer inançlar gibi özel zihinsel durumlar olarak algılamasına yol açmıştır. Bilim felsefesinde ise kanıt, bilimsel hipotezleri doğrulayan veya çürüten ve rakip teoriler arasında hakemlik yapan şey olarak anlaşılır. Bu rol için, kanıtın gözlemlenebilir fiziksel nesneler veya olaylar gibi kamuya açık ve tartışmasız olması ve özel zihinsel durumlardan farklı olması önemlidir, böylece kanıt Bilimsel konsensüsü teşvik edebilir. Ampirik terimi Yunanca ἐμπειρία empeiría'dan, yani 'deneyim'den gelmektedir. Bu bağlamda, genellikle gözlemlenemeyen veya teorik nesnelerin aksine gözlemlenebilir olanlar olarak anlaşılır. Genel olarak yardımsız algının gözlem teşkil ettiği kabul edilir, ancak mikroskoptan görülen bakteriler veya bir bulut odasında tespit edilen pozitronlar gibi yalnızca yardımlı algının erişebildiği nesnelerin ne ölçüde gözlemlenebilir olarak kabul edilmesi gerektiği tartışmalıdır.
Ampirik kanıt, a posteriori bilgi veya ampirik bilgi, yani gerekçelendirilmesi veya yanlışlanması deneyime veya deneye bağlı olan bilgi için esastır. Öte yandan, a priori bilgi ya doğuştandır ya da rasyonel sezgiyle doğrulanmıştır ve bu nedenle ampirik kanıtlara bağlı değildir. Rasyonalizm, ampirizm tarafından ya tamamen reddedilen ya da sadece kavramlarımız arasındaki ilişkilere dair bilgi şeklinde kısıtlı bir şekilde benimsenen fakat dış dünyaya ilişkin olmayan a priori bilginin varlığını bütünüyle dikkate almaktadır.
Bilimsel kanıtlar deneysel delillerle yakından ilişkilidir ancak her türlü deneysel delil bilimsel yöntemlerin belirlediği standartları karşılamamaktadır. Ampirik kanıt kaynakları bazen gözlem ve deney olarak ayrılmaktadır; aralarındaki fark sadece deneylerin manipülasyon veya müdahale içermesidir: fenomenler pasif olarak gözlemlenmek yerine aktif olarak yaratılmaktadır.
Arka plan
Kanıt kavramı epistemoloji ve bilim felsefesinde önemli bir yere sahiptir ancak bu iki alanda farklı roller oynamaktadır.[1][2] Epistemolojide kanıt, inançları gerekçelendiren bir şeydir veya belirli bir kanısal tutuma sahip olmanın akılcı olup olmadığını belirleyen şeydir.[3][4][5] Örneğin, duman kokusu alma tecrübesi bir şeyin yanmakta olduğu yönündeki inancı gerekçelendirir ya da mantıklı hale getirir. Genellikle gerekçelendirmenin işe yaraması için kanıtın inanan kişi tarafından sahiplenilmesi gerektiği kabul edilir. Bu tür bir kanıt sahipliği durumunu açıklamanın en basit yolu, kanıtın inanan kişinin sahip olduğu özel zihinsel durumlardan oluştuğunu kabul etmektir.[6][7]
Bazı filozoflar kanıtları daha da kısıtlar; örneğin yalnızca bilinçli, önermeye dayalı veya olgusal zihinsel durumlarla kısıtlamak örnek olarak gösterilebilir.[2] Kanıtı bilinçli zihinsel durumlarla sınırlandırmak, pek çok basit gündelik inancın gerekçelendirilemeyeceği gibi mantıksız bir sonuca yol açacaktır. Bu nedenle, depolanmış ancak halihazırda bilinçli olmayan inançlar da dahil olmak üzere her türlü zihinsel durumun kanıt olarak işlev görebileceği görüşü daha yaygındır.[6][7] Akıl yürütmede, örneğin açıklayıcı, olasılıklı ve tümdengelimli akıl yürütmede kanıtın oynadığı çeşitli roller, kanıtın doğası gereği önermesel olması gerektiğini, yani "inanmak" gibi önerme niteliğindeki tutum fiilleri ile "bir şeyin yanmakta olduğu" gibi bir cümle ile birlikte doğru bir şekilde ifade edildiğini göstermektedir.[1][8][9] Fakat bu, vücut ağrıları gibi önerme niteliği taşımayan duyu deneyimlerinin kanıt olarak ele alınması şeklindeki yaygın uygulamaya ters düşmektedir.[1][10] Savunucuları bazen bunu, kanıtın gerçekçi olması gerektiği, yani yalnızca doğru önermelere yönelik tutumların kanıt oluşturduğu görüşüyle birleştirir.[8] Bu görüşe göre yanıltıcı hiçbir kanıt yoktur. Dumanla ilgili koku alma deneyimi, dumanın bir yangından kaynaklanması durumunda kanıt olarak kabul edilir, ancak bir duman jeneratörü tarafından üretilmesi durumunda kanıt olarak kabul edilmez. Bu konumun, koku alma deneyimi kanıt olarak kabul edilemese bile deneğin bir yangının olduğuna inanmasının neden hala mantıklı olduğunu açıklamada sorunları vardır.[2][6]
Bilim felsefesinde kanıt, bilimsel hipotezleri doğrulayan veya çürüten ve rakip teoriler arasında hakemlik yapan şey olarak anlaşılmaktadır.[1][2][11] Örneğin Merkür'ün "anormal" yörüngesinin ölçümleri, Einstein'ın teorisini doğrulayarak Newton'un ve Einstein'ın yerçekimi teorileri karşısında tarafsız hakem rolü oynayan bir kanıt niteliğindedir. Bilimsel konsensüs için, gözlemlenebilir fiziksel nesneler veya olaylar gibi ve özel zihinsel durumlardan farklı olarak, kanıtın kamusal ve tartışmasız olması esastır.[1][2][5] Bu şekilde, rakip teorilerin savunucuları için ortak bir zemin olarak hareket edebilir. Bu rolü tehdit eden iki husus, eksik belirleme sorunu ve teoriye yatkınlıktır. Yetersiz belirleme sorunu, mevcut kanıtların genellikle her iki teoriye de eşit destek sağlaması ve bu nedenle aralarında hakemlik yapamaması gerçeğiyle alakalıdır.[12][13] Teori bağımlılığı, kanıtların halihazırda teorik varsayımlar içerdiği fikrini işaret etmektedir. Bu varsayımlar onun tarafsız bir hakem olarak hareket etmesini önleyebilir. Ayrıca, farklı bilim insanları bu varsayımları paylaşmıyorsa, ortak kanıt eksikliğine de yol açabilmektedir.[2][14] Thomas Kuhn, bilimsel paradigmalarla ilişkili olarak teori yüklülüğün bilimde merkezi bir rol oynadığı görüşünün önemli bir savunucusudur.[15][16]
Tanım
Bir şey, bir önermeyi epistemik olarak destekliyorsa veya desteklenen önermenin doğru olduğunu gösteriyorsa, o önermenin kanıtıdır . Kanıt, duyu deneyiminden oluşuyorsa veya duyu deneyimine erişebiliyorsa ampiriktir. Kanıt ve ampirik terimlerinin tam tanımı konusunda birbiriyle rekabet eden çeşitli teoriler mevcuttur. Epistemoloji, bilimler veya hukuk sistemleri gibi farklı alanlar genellikle bu terimlerle farklı kavramları ilişkilendirmektedir. Kanıt teorileri arasındaki önemli bir fark, kanıtı özel zihni durumlarla mı yoksa kamusal fiziksel nesnelerle mi özdeşleştirdikleridir. Ampirik terimiyle ilgili olarak, gözlemlenemeyen ya da sadece teorik nesnelerin aksine gözlemlenebilir ya da ampirik nesneler arasındaki çizginin nereye çekileceği konusunda bir tartışma bulunmaktadır.
Geleneksel görüşe göre kanıt, duyusal deneyim tarafından oluşturuluyorsa ya da bu deneyime erişilebiliyorsa deneyseldir. Bu, görsel veya işitsel deneyimler gibi duyu organlarının uyarılmasından kaynaklanan deneyimleri içerir,[2] ancak terim genellikle anıları ve iç gözlemi de içeren daha geniş bir anlamda kullanılır.[17] Genellikle, temel mantıksal veya matematiksel ilkeleri gerekçelendirmek için kullanılan rasyonel içgörüler veya sezgiler gibi tamamen entelektüel deneyimleri hariç tuttuğu düşünülür.[18] Ampirik ve gözlemlenebilir terimleri birbiriyle yakından ilişkilidir ve bazen eşanlamlı olarak kullanılır.[19]
Çağdaş bilim felsefesinde, neyin gözlemlenemez ya da sadece teorik nesnelere karşılık gözlemlenebilir ya da ampirik olarak kabul edilmesi gerektiği konusunda aktif bir tartışma bulunmaktadır. Kitaplar ya da evler gibi gündelik nesnelerin, yardımsız algı yoluyla erişilebilir oldukları için gözlemlenebilir oldukları yönünde genel bir konsensüs mevcuttur, ancak sadece yardımlı algı yoluyla erişilebilir olan nesneler için anlaşmazlık başlamaktadır. Buna uzak galaksileri incelemek için teleskopların,[20] bakterileri incelemek için mikroskopların ya da pozitronları incelemek için bulut odalarının kullanılması dahildir.[21] Dolayısıyla soru, uzaktaki galaksilerin, bakterilerin ya da pozitronların gözlemlenebilir nesneler olarak mı yoksa sadece teorik nesneler olarak mı görülmesi gerektiğiyle ilintilidir. Hatta bazıları, bir varlığın herhangi bir ölçüm işleminin bu varlığın bir gözlemi olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu anlamda, Güneş'in içi gözlemlenebilirdir çünkü buradan kaynaklanan nötrinolar saptanabilir.[22][23] Bu tartışmanın zorluğu, bir şeye çıplak gözle, pencereden, gözlükten, mikroskoptan vb. bakmaktan vakaların sürekliliği olmasıdır.[24][25] Bu süreklilik nedeniyle, herhangi iki bitişik durum arasına çizgi çekmek keyfi gibi görünüyor. Bu zorluklardan kaçınmanın bir yolu ampirik olanı gözlemlenebilir veya duyulabilir olanla özdeşleştirmenin bir hata olduğunu savunmaktır. Bunun yerine ampirik kanıtların, uygun ölçümlerle tespit edilebildiği sürece gözlemlenemeyen varlıkları içerebileceği öne sürülmüştür.[26] Bu yaklaşımın bir sorunu, deneyime göndermeyi içeren "ampirik" kelimesinin orijinal anlamından oldukça uzak olmasından kaynaklıdır.
İlgili kavramlar
a posteriori ve a priori bilgi
Bilgi veya bir inancın gerekçelendirilmesi, ampirik kanıtlara dayanıyorsa bu durumun a posteriori olduğunu göstermektedir. A posteriori, deneyime bağlı olanı ifade ederken, deneyimden bağımsız olanı temsil eden a priori'nin aksi bir durumdur.[18][27] Örneğin, "tüm bekarlar evli değildir" önermesi a priori olarak bilinebilir, çünkü doğruluğu yalnızca ifadede kullanılan kelimelerin anlamlarına bağlıcolan bir durumdur. Öte yandan "Bazı bekarlar mutludur" önermesi ancak a posteriori olarak bilinebilir, çünkü bu önermenin gerekçesi dünyada edinilen deneyime dayanmaktadır.[28] Immanuel Kant, a posteriori ve a priori arasındaki farkın ampirik ve ampirik olmayan bilgi arasındaki ayrımla eşdeğer olduğunu savunmuştur.[29]
Bu ayrıma ilişkin iki önemli husus "deneyim" ve "bağımlılık" kavramlarının hangi açıdan ele alınması gerektiğiyle ilgilidir. A posteriori bilginin paradigmatik gerekçelendirmesi duyusal deneyimlerden oluşmaktadır, bununla birlikte hafıza veya iç gözlem gibi diğer zihinsel fenomenler de çoğunlukla bu kapsama dahil edilmektedir.[18] Fakat rasyonel içgörüler veya temel mantıksal veya matematiksel ilkeleri gerekçelendirmek için kullanılan sezgiler gibi salt entelektüel deneyimler normalde bu kapsamın haricinde tutulmaktadır.[27][30] Bilginin deneyime bağlı olduğunun söylenebileceği farklı anlamlar vardır. Bir önermeyi bilmek için deneğin bu önermeyi akılda tutabilmesi, yani ilgili kavramlara sahip olması gerekir.[18][31] Örneğin, "eğer bir şeyin her yeri kırmızıysa her yeri yeşil değildir" önermesini dikkate almak için deneyim gereklidir, çünkü "kırmızı" ve "yeşil" terimlerinin bu şekilde edinilmesi gerekir. Ancak ampirik kanıtlarla en alakalı bağımlılık duygusu, bir inancın gerekçelendirilmesi durumuyla ilgilidir. Dolayısıyla yukarıdaki örnekte ilgili kavramları elde etmek için deneyim gerekebilir, ancak bu kavramlara sahip olunduktan sonra, önermenin doğru olduğunu bilmek için ampirik kanıt sağlayan başka bir deneyime gerek yoktur, bu nedenle bunun a priori olarak haklı olduğu kabul edilir.[18][27]
Ampirizm ve rasyonalizm
Ampirizm, tüm bilginin deneyime dayandığı veya tüm epistemik gerekçelendirmenin ampirik kanıtlardan kaynaklandığını öne süren görüştür. Bu, bazı bilgilerin ya doğuştan olması ya da yalnızca akıl ya da rasyonel düşünceyle doğrulanması nedeniyle deneyimden bağımsız olduğunu savunan rasyonalist görüşle çelişmektedir.[30][32][33][34] Önceki bölümdeki a priori bilgi ile a posteriori bilgi arasındaki ayrımla ifade edilen rasyonalizm, bu katı haliyle ampirizm tarafından reddedilen a priori bilginin var olduğunu doğrulamaktadır.[2][35] Deneyciler için bir zorluk, matematik ve mantık gibi alanlara ilişkin, örneğin 3'ün asal sayı olduğu ya da modus ponens'in geçerli bir tümdengelim biçimi olduğu gibi bilgilerin gerekçelendirilmesini açıklamaktır. Bu zorluk, bu inançları gerekçelendirebilecek iyi bir ampirik kanıt adayı bulunmamasından kaynaklanmaktadır.[30][35] Bu gibi durumlar deneycileri, örneğin totolojiler ya da kavramlarımız arasındaki ilişkiler gibi belirli a priori bilgi biçimlerine izin vermeye sevk etmiştir. Bu tavizler, deneyime getirilen kısıtlama dış dünya hakkındaki bilgi için hala geçerli olduğu sürece deneyciliğin ruhunu korumaktadır.[30] Metafizik veya etik gibi bazı alanlarda ampirizm ile rasyonalizm arasındaki seçim, yalnızca belirli bir iddianın nasıl haklı olduğu konusunda değil, aynı zamanda onun haklı olup olmadığı konusunda da fark yaratır. Bu durum en iyi metafizikte örneklendirilebilir; deneyciler şüpheci bir pozisyon alma eğiliminde olup metafizik bilginin varlığını inkâr ederken, rasyonalistler metafizik sezgilerde metafizik iddialar için gerekçe aramaktadır.[30][36][37]
Bilimsel kanıt
Bilimsel kanıt, ampirik kanıtla yakından bağlantılıdır. Carlos Santana gibi bazı teorisyenler, tüm ampirik kanıtların bilimsel kanıt teşkil etmediğini öne sürmüşlerdir. Bunun bir nedeni, bilim insanlarının kanıta uyguladıkları standartların veya kriterlerin, başka bağlamlarda geçerli olan belirli kanıtları hariç tutmasıdır.[38] Mesela, belirli bir hastalığın nasıl tedavi edileceğine dair bir arkadaştan alınan anekdot niteliğindeki kanıtlar, bu tedavinin işe yaradığına dair ampirik kanıt teşkil eder ancak bilimsel kanıt olarak değerlendirilmez.[38][39] Bazıları ise ampirik kanıtın algısal kanıt olarak geleneksel ampirist tanımının, çeşitli algısal olmayan ekipmanlardan elde edilen kanıtları kullanan bilimsel uygulamaların çoğu için çok dar olduğunu ileri sürmüştür.[40]
Bilimsel kanıtların merkezinde, buna bazı bilimsel teoriler bağlamında bilimsel yöntem izlenerek ulaşılmış olmasıdır.[41] Fakat insanlar günlük yaşamlarında bu şekilde elde edilmemiş ve bu nedenle bilimsel kanıt olarak nitelendirilemeyecek çeşitli ampirik kanıt biçimlerine bel bağlamaktadır. Bilimsel olmayan kanıtlarla ilgili bir sorun,[42] .[38]
Gözlem, deney ve bilimsel yöntem
Bilim felsefesinde bazen ampirik kanıtın iki kaynağının olduğu kabul edilir: gözlem ve deney .[43] Bu ayrımın ardındaki fikir, sadece deneylerin manipülasyonu veya müdahaleyi içerdiğidir: fenomenler pasif olarak gözlemlenmek yerine aktif olarak yaratılmaktadır.[44][45][46] Örneğin, bir bakteriye virüs DNA'sı yerleştirmek bir deney biçimiyken, gezegenlerin yörüngelerini teleskopla incelemek yalnızca gözlemdir.[47] Bu durumlarda, mutasyona uğramış DNA aktif olarak biyolog kişi tarafından üretilirken, gezegen yörüngeleri onları gözlemleyen astronomdan bağımsız olarak gerçekleşmektedir. Bilim tarihine uygulandığında, bazen antik bilimin esas olarak gözleme dayalı olduğu, deneye yapılan önemin ise sadece modern bilimde mevcut olduğu ve bilimsel devrimden sorumlu olduğu kabul edilmektedir.[44] Bu bazen modern bilimin aktif olarak "doğaya sorular yönelttiği" ifadesiyle ifade edilmektedir.[47] Bu ayrım aynı zamanda bilimlerin fizik gibi deneysel bilimler ve astronomi gibi gözlemsel bilimler olarak kategorize edilmesinin de temelini oluşturmaktadır. Paradigmatik vakalarda bu ayrım nispeten sezgisel olsa da, tüm vakalar için geçerli genel bir "müdahale" tanımı vermenin zor olduğu kanıtlanmıştır, bu yüzden bazen açıkça reddedilmektedir.[44][47]
Bir hipotezin bilim camiasında kabul görmesi için ampirik kanıtlara ihtiyaç duyulmaktadır. Normalde bu doğrulama, hipotez oluşturma, deneysel tasarım, hakem değerlendirmesi, sonuçların çoğaltılması, konferans sunumu ve dergi yayınlama gibi bilimsel yöntemlerle sağlanmaktadır. Bu, varsayımların (genellikle matematiksel olarak ifade edilir), deneysel sınırlamaların ve kontrollerin (standart deneysel aparatlar açısından ifade edilir) ve ortak bir ölçüm anlayışının titizlikle iletilmesini gerektirmektedir. Bilimsel bağlamda yarı ampirik terimi, kısmen temel aksiyomları veya öne sürülen bilimsel yasaları ve deneysel sonuçları kullanan teorik yöntemleri nitelendirmek için kullanılır. Bu tür yöntemler, tamamen tümdengelimli ve ilk ilkelere dayanan teorik ab initio yöntemlerin karşıtı durumundadır. Hem ab initio hem de yarı deneysel yöntemlerin tipik örnekleri bilgisayarlı kimyada bulunabilmektedir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ^ a b c d e DiFate, Victor. "Evidence". Internet Encyclopedia of Philosophy. 25 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2021.
- ^ a b c d e f g h Kelly, Thomas (2016). "Evidence". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 8 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2021.
- ^ Steup, Matthias; Neta, Ram (2020). "Epistemology". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 21 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2021.
- ^ Mittag, Daniel M. "Evidentialism". Internet Encyclopedia of Philosophy. 29 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2021.
- ^ a b Gage, Logan Paul (2014). "1. Introduction: Two Rival Conceptions of Evidence". Objectivity and Subjectivity in Epistemology: A Defense of the Phenomenal Conception of Evidence. Baylor University. 16 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ a b c Conee, Earl; Feldman, Richard (2008). "Evidence". Epistemology: New Essays. Oxford University Press. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ a b Piazza, Tommaso (2009). "Evidentialism and the Problem of Stored Beliefs". Philosophical Studies. 145 (2): 311-324. doi:10.1007/s11098-008-9233-1. 16 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ a b Williamson, Timothy (2002). Evidence. Oxford University Press. doi:10.1093/019925656X.001.0001. ISBN 978-0-19-159867-8. 16 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ "Philosophy of mind – Propositional attitudes". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 19 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2021.
- ^ Huemer, Michael (2019). "Sense-Data". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 11 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2021.
- ^ Crupi, Vincenzo (2021). "Confirmation". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 17 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Haziran 2021.
- ^ Stanford, Kyle (2017). "Underdetermination of Scientific Theory". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 21 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2021.
- ^ "Philosophy of science – Underdetermination". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 16 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Haziran 2021.
- ^ Andersen, Hanne; Green, Sara (2013). "Theory-Ladenness". Encyclopedia of Systems Biology (İngilizce). Springer. ss. 2165-2167. doi:10.1007/978-1-4419-9863-7_86. ISBN 978-1-4419-9863-7. 8 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Kuhn 1970
- ^ Bird 2013
- ^ "Empiricism". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 3 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2021.
- ^ a b c d e Baehr, Jason S. "A Priori and A Posteriori". Internet Encyclopedia of Philosophy. 4 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2021.
- ^ Willer, David; Webster, Murray (1970). "Theoretical Concepts and Observables". American Sociological Review. 35 (4): 748-757. doi:10.2307/2093949. ISSN 0003-1224. 25 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Churchland, Paul M. (1985). "The Ontological Status of Observables: In Praise of the Superempirical Virtues". Images of Science: Essays on Realism and Empiricism. University of Chicago Press.
- ^ van Fraassen, Bas (1980). The Scientific Image. Oxford University Press. ss. 16-17.
- ^ Schickore, Jutta (1999). "Sehen, Sichtbarkeit Und Empirische Forschung". Journal for General Philosophy of Science. 30 (2): 273-287. doi:10.1023/A:1008374032737. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Shapere, Dudley (1982). "The Concept of Observation in Science and Philosophy". Philosophy of Science. 49 (4): 485-525. doi:10.1086/289075. 28 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Malik, Saira (1 Mart 2017). "Observation Versus Experiment: An Adequate Framework for Analysing Scientific Experimentation?". Journal for General Philosophy of Science (İngilizce). 48 (1): 71-95. doi:10.1007/s10838-016-9335-y. ISSN 1572-8587.
- ^ Okasha, Samir (2016). "4. Realism and anti-realism". Philosophy of Science: Very Short Introduction. 2nd. Oxford University Press. ISBN 978-0-19-180764-0. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Boyd, Nora Mills (2018). "Evidence Enriched". Philosophy of Science. 85 (3): 403-421. doi:10.1086/697747. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ a b c Russell, Bruce (2020). "A Priori Justification and Knowledge". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 12 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2021.
- ^ Gensler, Harry J. (2012). "3.7 A priori and a posteriori". Introduction to Logic (İngilizce). Routledge. ISBN 978-1-136-99452-4.
- ^ Craig 2005
- ^ a b c d e Markie, Peter (2017). "Rationalism vs. Empiricism". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 9 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Haziran 2021.
- ^ Siebel, Mark (2005). "A Puzzle About Concept Possession". Grazer Philosophische Studien. 68 (1): 1-22. doi:10.1163/18756735-068001001. 28 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Feldman 2001
- ^ Alston, William P. (1998). "Empiricism". Routledge Encyclopedia of Philosophy (İngilizce). Taylor and Francis. doi:10.4324/9780415249126-P014-1. ISBN 978-0415250696. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Markie, Peter J. (1998). "Rationalism". Routledge Encyclopedia of Philosophy (İngilizce). Taylor and Francis. doi:10.4324/9780415249126-P041-1. ISBN 978-0415250696. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ a b Teixeira, Célia (2018). "How Not to Reject the a Priori". Kriterion: Journal of Philosophy. 59 (140): 365-384. doi:10.1590/0100-512x2018n14002ct.
- ^ Friedman, Michael (2007). "The Aufbau and the rejection of metaphysics". The Cambridge Companion to Carnap. Cambridge University Press. ss. 129-152. ISBN 978-0-521-84015-6. 30 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Chakravartty, Anjan (2004). "Stance Relativism: Empiricism Versus Metaphysics". Studies in History and Philosophy of Science Part A. 35 (1): 173-184. doi:10.1016/j.shpsa.2003.12.002. 29 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ a b c Santana, Carlos (2018). "Why Not All Evidence is Scientific Evidence". Episteme. 15 (2): 209-227. doi:10.1017/epi.2017.3. 27 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Browning, Heather (2017). "Anecdotes Can Be Evidence Too". Animal Sentience. 2 (16): 13. doi:10.51291/2377-7478.1246. 29 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ Bogen, James (2016). "Empiricism and After". The Oxford Handbook of Philosophy of Science. Oxford Handbooks in Philosophy. Oxford; New York: Oxford University Press. ss. 779-795. doi:10.1093/oxfordhb/9780199368815.013.12. ISBN 978-0199368815. OCLC 933596096.
- ^ Bunge, Mario (1998) [1967]. Philosophy of Science: Volume 1, From Problem to Theory. Science and Technology Studies. New Brunswick, NJ: Transaction Publishers. s. 21. ISBN 9780765804136. OCLC 37156799.
... empirical information is not weighed in a theoretical vacuum: every piece of evidence must be judged in the light of the theory employed in the design and implementation of the technique used to gather that information. Just as no factual theory stands by itself, so no datum constitutes an evidence for or against a theory unless it is gathered and interpreted with the help of some scientific theory.
- ^ Tversky, Amos; Kahneman, Daniel (27 Eylül 1974). "Judgment under Uncertainty: Heuristics and Biases". Science (İngilizce). 185 (4157): 1124-1131. doi:10.1126/science.185.4157.1124. ISSN 0036-8075. PMID 17835457. 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2022.
- ^ Pickett 2011
- ^ a b c Malik, Saira (2017). "Observation Versus Experiment: An Adequate Framework for Analysing Scientific Experimentation?". Journal for General Philosophy of Science. 48 (1): 71-95. doi:10.1007/s10838-016-9335-y. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ González, Wenceslao J. (2010). "1. Recent approaches on Observation and Experimentation". New Methodological Perspectives on Observation and Experimentation in Science (İngilizce). Netbiblo. ISBN 978-84-9745-530-5.
- ^ Boyd, Nora Mills; Bogen, James (2021). "Theory and Observation in Science". The Stanford Encyclopedia of Philosophy. Metaphysics Research Lab, Stanford University. 14 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- ^ a b c Okasha, S. (2011). "Experiment, Observation and the Confirmation of Laws". Analysis. 71 (2): 222-232. doi:10.1093/analys/anr014. 24 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021.
- Bird, Alexander (2013). "Thomas Kuhn". Zalta, Edward N. (Ed.). Stanford Encyclopedia of Philosophy. Erişim tarihi: 25 Ocak 2012.
- Craig, Edward (2005). "a posteriori". The Shorter Routledge Encyclopedia of Philosophy. Routledge. ISBN 978-0415324953.
- Feldman, Richard (2001) [1999]. "Evidence". Audi, Robert (Ed.). The Cambridge Dictionary of Philosophy. 2nd. Cambridge, UK: Cambridge University Press. ss. 293-294. ISBN 978-0521637220.
- Kuhn, Thomas S. (1970) [1962]. The Structure of Scientific Revolutions. 2nd. Chicago: University of Chicago Press. ISBN 978-0226458045.
- Pickett, Joseph P., (Ed.) (2011). The American Heritage Dictionary of the English Language. 5th. Houghton Mifflin. ISBN 978-0-547-04101-8.