İçeriğe atla

Amasya Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi

Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi
Açılış1308-1309, 2011 (müze olarak)
KonumAmasya, Türkiye
TürTıp müzesi
Resmî siteResmî site

Amasya Sabuncuoğlu Tıp Ve Cerrahi Tarihi Müzesi; Amasya ilinde yer alan ve eski bir bimarhanede yer alan müzedir.

Kuruluşu

Mekan tarihsel açıdan Anadolu'da müzikle tedavi yapılan ilk hastane olarak bilinmektedir. 2011 yılından itibaren yapı, müzeye dönüştürülerek Sabuncuoğlu Şerefettin Tıp ve Cerrahi Tarih Müzesi adını almıştır. Müze Amasya Belediyesi tarafından işletilmektedir. Özellike Osmanlı döneminde hekimlik yapan Sabuncuoğlu Şerefeddin'in kullandığı tıp aletleri ve teknikler gerek fotoğraflar gerekse canlandırmalarla sergilenmektedir.[1]

Darüşşifa iç görünüm

Bimarhane

Bimar kelime anlamı itibari ile “hasta” demektir. Bimarhane ya da darüşşifa denilen binalar, Selçuklu ve Osmanlı döneminde hastaları iyileştirme amacıyla inşa edilmiş yapılardır. Medrese plan şemasında inşa edilmiş olan Darüşşifanın giriş kapısı üzerinde, kapı nişini üç yönde tek satır halinde dolanan Arapça kitabesinden, yapıyı 1308 yılında, İlhanlı hükümdarı Sultan Olcaytu Mehmed Han, karısı İlduz Hatun ile Amasya'ya geldiklerinde, kölesi olan Anber Bin Abdullah ile Anadolu Emiri Ahmed Bey'e inşa ettirdiği öğrenilmektedir. Ancak mimarı hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Darüşşifanın günümüze ulaşmamış vakfiyesinin 1312 ‘de düzenlendiği de bilinmektedir.

Bahçeden görünüm

Dikdörtgen bir avlu etrafında, uzun eksene paralel iki revak sırası ve bu revakların gerisinde çeşitli mekanlar yer almış, giriş eyvanı ile karşısındaki ana eyvanla da yapı, avlulu iki eyvanlı bir şemaya sahip olmuştur. Ana eyvan sivri bir kemerle avluya açılmıştır. Üstü ise çatı-tonoz sistemiyle örtülmüştür. Ana eyvanın doğu duvarında iki yanı tuğla örgü söveli yüksek bir dikdörtgen pencere bulunur. Eyvanın iki yanında yer alan köşe mekânlarına, revaklara açılan yay kemerli birer kapı ile girilir. Enine dikdörtgen olan bu köşe mekânlarının üstü birer beşik tonozla örtülmüştür. Avlunun iki tarafındaki revaklar ise zar, mukarnaslı ve profilli olarak çeşitlilik gösteren başlıklara sahip sütunlara dayanan muntazam kesme taştan sivri kemerlerle meydana getirilmiştir. Üzeri düz taş bloklarla geçilerek örtülmüş revakların gerisinde yer alan uzun salonlar halindeki mekânlar yay kemerli üçer kapı ile revaklara açılır. Bu salonlar tuğladan sivri kemerlerin desteklediği uzun beşik tonozla kapatılmıştır. Bu kemerler beden duvarları içine yerleştirilmiş bingi taşlarına oturmakta ve mekânlar da mazgal pencerelerle dışa açılmaktadır.[2]

Revakların altına doğrudan doğruya bir kemerle bağlanan iki taraftaki beşik tonoz örtülü eyvanımsı mekânlar, adeta avlunun iki tarafında bulunan mekânlara geçiş imkânı veren koridorlar halindedir. Batıdaki köşe mekânlarının giriş kapıları, doğudakilerden farklı olarak duvar örgü dokusuyla meydana getirilmiş olup sivri kemerlidir. Taç kapı tarafındaki köşe mekânlarının önemli bir özelliği de, büyük birer pencereyle batı cephesine açılmış olmalarıdır. Bunlar yan cephelere ise birer mazgal pencereyle açılırlar. Abidevi bir eyvan görünüşündeki taç kapı mekânı, sivri kemerli, beşik tonoz örtülüdür. İki yanda yay kemerli birer niş burayı hacim olarak daha etkili kılar. Taç kapı açıklığı ise kırık yay kemerli ve iki yanı profilli bir şekilde inşa edilmiş bir nişle cepheye bağlanmıştır.

Darüşşifa (Bimarhane)'dan bir çizim

İçerik

Sadece Amasya Bimarhanesi'ne mahsus bir özellik olarak kapı kilit taşında diz çökmüş vaziyette insan kabartması mevcuttur. Anadolu'da müzikle tedavi yapılan ilk hastane olarak bilinmektedir. Müzede, Fatih Sultan Mehmet döneminin önemli hekimlerinden ve 14 yıl boyunca başhekimlik yapmış Sabuncuoğlu Şerefeddin'in kendi yazmış olduğu ve ilk Türkçe cerrahi eser olan Cerrahiyyetü-l Haniye kitabındaki çizimlerden yola çıkarak yaptırılan 10 ayrı branştaki tıp ve cerrahi aletlerinin sergilendiği ve tedavi yöntemlerinin gösterildiği Sabuncuoğlu Salonu, cerrahi operasyon ve tedavilerin yapıldığı Sabuncuoğlu Kliniği ve o dönemki hastalara uygulanan müzikoterapide kullanılan musikinin temel aletlerini ve tedavide uygulanan Türk Musikisi makamları hakkında detaylı bilgi edinebileceğiniz Müzik Tedavi Salonu bulunmaktadır.[3]

Yapının desenleri

Kaynakça

  1. ^ "Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp Ve Cerrahi Müzesi - Amasya". 13 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ekim 2021. 
  2. ^ "Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi". 20 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ekim 2021. 
  3. ^ "Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi". 7 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İskenderpaşa Camii (Beykoz)</span>

İskender Paşa Camii, İstanbul'un Beykoz ilçesinde yer alan bir külliyedir. Kanlıca İskelesi'nin önündeki küçük meydanda bulunmaktadır. I. Süleyman (Kanuni) ve II. Selim dönemlerinin devletin ileri gelenlerinden "Mağusa Fatihi" olarak tanınan Gazi İskender Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kanlıca Camii olarak da bilinir. İskender Paşa'nın 967/ 1559 tarihli vakfiyesi ile belirtilen bu mescidi, Mimar Sinan'ın tezkirelerinde "Kanlıca'da merhum İskender Paşa" ve "Camii İskender Paşa der Kanlıca" şeklinde kayıtlıdır. Caminin harim kapısı üzerindeki kitabede görülen 967/ 1559-60 tarihi külliyenin tamamlanma tarihi olarak kabul edilebilir. Yapıların tasarımı Mimar Sinan'a aittir.

<span class="mw-page-title-main">Sultan Han (Aksaray)</span> Kervansaray

Sultan Han, Aksaray'da kendi adıyla anılan Sultanhanı ilçesindedir. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılan eser 1229 yılında tamamlanmıştır. Mimarı Şamlı Muhammed bin Havlan'dır. 4800 m² alana yayılan alanı ile Anadolu'daki en büyük Selçuklu kervansarayıdır. Klasik Selçuklu kervansaray şemasının örneklerindendir.

<span class="mw-page-title-main">Şişli Camii</span> İstanbul, Türkiyede bir cami

Şişli Camii, İstanbul, Türkiye'de, Şişli ilçesinde bulunan bir camidir. Halâskârgazi Caddesi ile Abide-i Hürriyet Caddesi'nin kesişmesiyle oluşan bir adacıkta konumlanır.

<span class="mw-page-title-main">Zengîler</span>

Zengîler, 12. ve 13. yüzyıllarda Mezopotamya ve Suriye'de hüküm sürmüş Türk devletidir. İlk hükümdarı İmâdüddin Zengî'dir.

<span class="mw-page-title-main">İnce Minareli Medrese</span>

İnce Minareli Medrese, Konya ili, Selçuklu İlçesi'nde, Alaaddin Tepesi'nin batısındadır. Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus devrinde Vezir Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından, hadis ilmi öğretilmek üzere 663 H.(1264 M.) yılında inşa ettirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sabuncuoğlu Şerefeddin</span> Türk hekim ve cerrah

Sabuncuoğlu Şerefeddin Osmanlı döneminde tıp alanında önemli eserler vermiş Türk hekim ve cerrah. İlk Türkçe cerrahi eserin sahibidir.

<span class="mw-page-title-main">Şifaiye Medresesi</span>

Şifaiye Medresesi, 1217 yılında Anadolu Selçuklu Devleti sultanı I. İzzeddin Keykavus tarafından Sivas'ta darüşşifa olarak yaptırılan; Osmanlı devrinde medrese olarak kullanılan yapı.

<span class="mw-page-title-main">Kürkçü Hanı</span>

Kürkçü Hanı, İstanbul'un Mahmutpaşa semtinde yer alan han. Fatih bölgesinin Eminönü semtinde bulunan 15. Yüzyıl han yapılarından bir tanesidir. Dayahatun Mahallesi’ndeki Mahmut Paşa Yokuşu’nda bulunan Çakmakçılar ve Çarkçılar sokaklarının arasındaki bölgede 129 numarada yer almaktadır. İki adet girişi bulunur. Çarkçılar sokağı tarafındaki lokasyonu dolayısıyla Büyük Yeni Han ile komşudur. Ticaret hanıdır. Vezir Mahmut Paşa tarafından mimar Atik Sinan'a yaptırılmıştır

<span class="mw-page-title-main">Çifte Minareli Medrese (Erzurum)</span> Erzurum, Türkiyede bir medrese

Çifte Minareli Medrese, Türkiye'de Erzurum İlinde bulunmaktadır. Selçuklular dönemine aittir. Bu tarihî eser günümüze kadar varlığını koruyabilmiş ve bulunduğu şehrin sembolü haline gelmiştir. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilir.

<span class="mw-page-title-main">Hasan Paşa Hanı</span> Diyarbakırda bir han

Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır'da Ulu Camii'nin doğu girişinin karşısında, Gazi Caddesi'nin üzerinde yer alan tarihî han. Hanın iki kitabesinden öğrenildiğine göre, Diyarbakır'ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üçüncü vali olan Sokollu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında yaptırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dündar Bey Medresesi</span> Selçuklu mimari mirası

Dündar Bey Medresesi Isparta ilinin Eğirdir ilçesinde yer alan tarihi bir medresedir. Medrese Eğirdir'in merkezindedir.

Kuşdili Köşkü, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir köşktür. Üzerindeki yazıttan 1904 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır fakat kimin yaptırdığına dair bilgi bulunamamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hüsrev Paşa Camii</span> Sur, Diyarbakırda cami

Hüsrev Paşa Camii, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir camidir. Aynı ada sahip mahallede yer almaktadır. Divane Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi, 1655'te geldiği Diyarbakır'ın eserlerini anlatırken Hüsrev Paşa Camii'nin Mardin Kapısı yakınında kalabalık cemaate sahip "şirin" bir ibadet yeri olduğunu belirtmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Vahap Ağa Hamamı</span> Diyarbakırda yer alan bir hamam

Vahap Ağa Hamamı, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir hamamdır.

Zinciriye Medresesi, Türkiye'nin Aksaray şehrinde bulunan bir medresedir.

<span class="mw-page-title-main">Sahib Ata Külliyesi</span>

Sahip Ata Külliyesi, Konya Karatay ilçesinde bulunan bir külliyedir.

Kulaksız Hamamı, İstanbul'un Beyoğlu ilçesindeki bir hamamdır.

<span class="mw-page-title-main">Hatuniye Medresesi (Karaman)</span>

Hatuniye Medresesi, Karaman'daki bir medresedir. Günümüzde Karaman Müzesi'nin bünyesinde ziyarete açık durumda olan yapıda sergi, toplantı, şiir ve müzik dinletileri gibi etkinlikler de gerçekleştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Eğdemir Hamamı</span>

Eğdemir Hamamı, Eydemir Hamamı ya da Elvan Bey Hamamı, Kütahya'daki bir hamamdır.

<span class="mw-page-title-main">Sasa Bey Hamamı</span>

Sasa Bey Hamamı ya da Şehir Hamamı, Akhisar'daki bir hamamdır. Sasa Bey tarafından 15. yüzyılda yaptırılan hamamın erkekler ve kadınlar bölümü vardı. Günümüzde kadınlar bölümü kısmen yıkılmış olup kullanılmazken erkekler bölümü faaldir.