İçeriğe atla

Altun Yaruk

Altun Yaruk, ("التون altun" "altın."[1] ve "يرقلق yarukluk" "nur, ışık"[2] anlamındadır.) veya tam adıyla Altun önglüg yaruk yaltrıklıg kopda kötrülmiş nom iligi (Tr:Altın renkli, parlak ışıklı, en üstün sutra hükümdarı), Mahayana Budizmine ait bir sutra kitabıdır. Özgün eser Sanskritçe yazılmış ve VIII. yüzyılda Çinceye, X. yüzyılda da Beşbalıklı Uygur bilgini Singku Seli Tutung tarafından Uygurcaya çevrilmiştir.[3][4]

İçeriği

Eser, 10 kitap içerisinde 31 bölüme ayrılmıştır. Her bir bölümde Buda'ya bir soru yöneltilir. Buda da kendisine sorulan soruya bir öykü ile karşılık verir. Böylece kıssadan hisse yoluyla soru cevaplanmış olur.[5] Örneğin Altun Yaruk'un 10. kitabındaki Aç Bars öyküsünde Buda'ya yöneltilen bir soru üzerine üç prens ile aç bir kaplan arasında yaşananlar aktarılır. Yaralı kaplanın kendisini ve yavrularını besleyemeyişi sonucu kendi yavrularından birisini yemek üzere iken küçük prens kendini kaplana yem eder. Burada işlenen fikir, Mahayana Budizmi'nin temel fikirlerinden birisi olan, önce canlıları sonra kendini kurtarmaktır.[6]

Nüshaları

Eser ilk kez 1910'da Malov tarafından Kansu eyaletinin Winshugu bölgesinde bulunmuştur. Bu keşifte elde edilen 397 yaprak,Yugurların 1687'de özgün esere sadık kalarak tahta baskı tekniğiyle bastıkları bir eserdir. Günümüzde Saint Petersburg Bilimler Akademisi'nde saklanmaktadır.[3]

F. Bergman, 1927 ilâ 1935 arasında yaptığı geziler sırasında ikinci bir yazma bulunmuştur ve bu kopya da günümüzde Stockholm Halk Müzesi'nde saklanmaktadır.[3]

Alman bilim insanlarının XX. yy. başında yaptıkları gezilerden getirilen eserler kataloglandığında bunların arasında Altun Yaruk'un 70'ten fazla yazmasını içeren 841 yaprak olduğu kaydedilmiştir.[7]

Örnek metin

Özgün metin[5]Türkiye Türkçesi[5]
(1) bilgülük biligin <alkuka bilsikmiş> tıdmalı çahşap(u)dlıda arıg süzük küzetü küyü tutgalı seviglig taplaglıg serimlig kılıklıg y(i)ti katıglanmaklıg ülgüsüz sansız ür kiç üdlertin berü alku dyan sakınçlar işintin ködügintin T'….. içinte ……. ilinçülede[çi]“Bilinecek bilgiyi <herkesçe tanınmış> yasak ahlaka sahip (insan)dan arı berrak (bir şekilde) gözetip koruyacak, sevimli, kanaatkar, dayanıklı karakterli yedi zahmetli uzun zamandan beri bütün düşüncelere gömülme işinden ….. içinde ….. eğlenecek.”
biz yme atı kötrülmiş t(e)ngrim bo nom erdinig kingürü yadgu üçün ürüg uzatı bo nom bitigig okıdaçı tutdaçı yalanguklarıg iyin [tapç]ada küyü küzetü tutup [olur]mış orunlarınta [asıg tus]u kılu birgey biz“Biz yine adı yüceltilmiş tanrım, bu öğreti mücevherini açıkça yaymak için bu öğreti kitabını daima okuyacak, uygulayacak insanları gönüllü olarak zarardan koruyup gözetip, oturdukları yerlerinde (onlara) fayda sağlayıvereceğiz.”

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Dîvânu Lugâti't-Türk Veri Tabanı". Dîvânu Lugâti't-Türk Veri Tabanı. Türk Dil Kurumu. 21 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ "Dîvânu Lugâti't-Türk Veri Tabanı". Dîvânu Lugâti't-Türk Veri Tabanı. Türk Dil Kurumu. 20 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ a b c Karahan, Akartürk (2013). ""Altun Yaruk" İle İlgili Türkiye'deki Çalışmalara Bir Bakış" (PDF). Dil Araştırmaları, 12. ss. 277-287. 18 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Eylül 2022. 
  4. ^ Tekin, Şinasi (1965). "Uygur Bilgini Sin͡gḳu Seli Tutun͡g'un Bilinmeyen Yeni Bir Çevirisi Üzerine". Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten. 13 (29). Türk Dil Kurumu. ss. 29-33. 7 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2022. 
  5. ^ a b c Ersan, Raziye (2015). Altun Yaruk Bağlamında Eski Uygurcada Fiil Birleşmeleri (PDF) (Yüksek Lisans). Ankara: Hacettepe Üniversitesi. 14 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 7 Eylül 2022. 
  6. ^ Zemire, Ahmet (2009). Eski Uygurca Altun Yaruk Sudur'dan Aç Bars öyküsü (metin-çeviri-açıklamalar-sözlük) (Yüksek Lisans). İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi. 18 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2022. 
  7. ^ Uçar, Erdem (20 Aralık 2017). "BERLİN BİLİMLER AKADEMİSİNDEKİ METİN PARÇALARI". Uluslararası Türk Lehçe Araştırmaları Dergisi (TÜRKLAD). 1 (2): 151-165. doi:10.30563/turklad.349712. 18 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Eylül 2022. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Budizm</span> Bir din ve hayat felsefesi

Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

Türk kültürü kökeni Orta Asya'nın kültürel birikimine dayanan bir kültürdür. Selçuklu döneminden itibaren Doğu Akdeniz ve İslam kültürleri ile etkileşim halinde olup Modern Türkiye'ye kadar gelişti.

<span class="mw-page-title-main">Kâşgarlı Mahmud</span> 11. Yüzyılda yaşamış sözlükbilimci

Mahmûd bin Hüseyîn bin Muhammed el-Kâşgarî veya bilinen adıyla Kâşgarlı Mahmud (1008-1102), Türk dilleriyle ilgili çalışmalarıyla tanınmış 11. yüzyıl leksikografı. Kâşgar'ın 45 km güneybatısındaki Opal kasabasında dünyaya geldi. Bazı kaynaklara göre ise Isık Göl yakınındaki Bars Kul'da doğmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Dîvânu Lugâti't-Türk</span> Kâşgarlı Mahmudun yazdığı Türkçe-Arapça sözlük

Kitâbu Dîvânu Lugâti't-Türk Orta Türkçe döneminde Kâşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür.

<span class="mw-page-title-main">Uygurca</span> Uygur Türkçesi

Uygurca veya Yeni Uygurca, Uygurlar tarafından konuşulan, Türk dillerinin Uygur grubunda yer alan bir dil.

<span class="mw-page-title-main">Zen</span> aydınlanmacı bir yaşam felsefesi

Zen, kökeni Hindistan'daki Dhyana (ध्यान) okuluna kadar uzanan bir Mahāyāna Budist okulunun Japoncadaki ismidir. Hindistan'dan Çin'e geçen okul, burada Ch'an (禪) olarak ismini duyurmuştur. Tang Hanedanlığı döneminde Çin'de belli başlı Budist okullar arasına giren Ch'an, Çin'den Kore, Vietnam ve Japonya'ya yayılmıştır. 20. yüzyılda Batı'da tanınmaya başlanan bu okul, İngilizce ve diğer Batı dillerine Zen ya da Zen Budizm ismiyle girmiştir.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

Theravada ; kelime anlamı olarak, "Yaşlıların öğretisi" ya da "Eski öğreti") günümüze ulaşan en eski Budist okuldur. Kökeni, Buda’nın ilk mensubu olan keşişler (rahipler) topluluğuna dayanmaktadır. Mahayana (büyük taşıt) geleneğinden gelen Budistler tarafından küçük taşıt olarak da adlandırılır. Göreceli olarak daha tutucu ve genel olarak erken dönem Budizmine en yakınıdır. Yüzyıllardan beri Sri Lanka ve güneydoğu Asya'nın en yaygın dinidir. Aynı zamanda güneybatı Çin, Vietnam, Bangladeş, Malezya, Filipinler ve Endonezya'da kimi etnik gruplar tarafından izlenmektedir; Singapur ve Avustralya'da da gittikçe popülerlik kazanmaktadır. Günümüzde dünya çapında Theravada Budistlerin sayısı 100 milyonun üzerindedir. Ayrıca son yıllarda Theravada, Batı'da ve Hindistan'da da kök salmaya başlamıştır.

Mahayana sutraları geniş bir kapsamı olan, Mahayana Budistleri tarafından Buda'nın orijinal öğretisini temsil ettiği kabul edilen sutralar, yani yazılardır. "Mahayana"'dan bahseden ilk sutra, muhtemelen ilk defa 1. yüzyılda derlenen Lotus Sutra'dır.

<span class="mw-page-title-main">Uçturfan İlçesi</span> Çinin Sincan Uygur Özerk Bölgesinde bir ilçe

Uçturfan İlçesi, Çin'de Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin kuzeyinde, Kırgızistan'a komşu, Aksu iline bağlı bir ilçedir.

<span class="mw-page-title-main">Beşbalık</span> Doğu Türkistanda bulunan antik şehir.

Beşbalık,, Çin'de Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin kuzeydoğusunda, Sanci Hui Özerk İli'inde Jimisar İlçesi içinde tarihî bir kalıntı şehirdir.

<span class="mw-page-title-main">Opal, Sincan</span> Çinin Sincan Uygur Özerk Bölgesinde bulunan bir köy.

Opal,, Çin'de Kaşgar'ın 50 km güneybatısında Çin'den Pakistan'a giden eski İpek Yolu güzergahında Karakurum Karayolu üzerinde Kaşgar Kuna Şehir İlçesi, 'ne bağlı bir vaha köyüdür. Bazı araştırmacılara göre, Divânu Lügati't-Türk'te;

Eski Uygur alfabesi, Eski Uygur Türkçesi döneminin yazımı için kullanılmış olan alfabedir. Uygur topluluğunun ticarete, şehir hayatına ve yerleşik düzene olan temayülleri, onları Orta Asya'nın tüccar kavmi Soğutlara yakınlaştırmıştır. Kısa zaman sonra Soğut alfabesini öğrenip bu alfabeden Uygur yazısını geliştirmişlerdir. Böylece Uygur ağzı, Uygur alfabesi vasıtasıyla klasik bir yazı dili hâline gelmiş; Orta Asya’daki diğer Türk topluluklarının ortak dili de bu ağız özelliklerinin yaygınlaştığı dil olmuştur. Bazı akademik yayınlarda bu alfabe Uygur alfabesi olarak da belirtilir. Çağdaş dönem Uygur Türkçesi için Arap asıllı alfabenin varlığı sebebiyle, ayrım için bu tarihî alfabeye “eski” ibaresi eklenir.

Toşkan Nehri, Tanrı Dağları'nda Çin ile Kırgızistan sınır bölgesinde bir nehir.

<span class="mw-page-title-main">Özçent</span>

Özçent veya Özçend, Türk Dili'nin en eski ve değerli sözlüklerinden Divânu Lügati't-Türk'te;

Singku Seli Tutung, 10. yüzyılın birinci yarısında yaşadığı tahmin edilen Beşbalıklı ünlü Uygur bilgini ve edebiyatçısıdır. James Hamilton, Uygur yazım sistemine dayanarak, çeşitli kanıtlarla çevirmenin adını Şingko Şeli Tutung şeklinde okur. Ana adı Šiñko olan çevirmenin, Šäli Tutuñ kendisine verilen iki unvandır.

Budizm’de etyemezlik üzerine görüşler farklı okullar arasında farklı yaklaşımlar mevcuttur. Mahayana okullarının çoğu etyemezliği savunurken, Theravada geleneğinde Buda’nın, hayvanların rahiplerin yemesi amacıyla öldürülmediği sürece, rahiplerinin bazı hayvanların etlerini yemelerine izin verdiği kabul edilmiştir. Yine Therevada’ya göre, Buda rahiplerin etyemezliği benimsemelerine izin vermiş, yalnızca insan, fil, at, köpek, yılan, aslan, kaplan, leopar, ayı ve sırtlan eti yemelerini yasaklamıştır.

İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ya da Destan dönemi Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki dönemlerde oluşturdukları edebiyata verilen isimdir. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı M.Ö 4000'li yıllardan başlayarak Türklerin İslamiyeti kabul ettiği XI. yüzyıla kadar sürmektedir. Bu dönem edebiyatı genellikle sözlü ürünlerden oluşmuştur ve yazılı ürünler yok denecek kadar azdır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında M.S VI. yüzyıla kadar olan dönem sözlü edebiyat dönemi olarak adlandırılırken, ilk yazılı eserlerin verilmeye başlamasından sonra yazılı edebiyat dönemi başlamıştır. Eski Türklere ait olan en eski yazılı belgeler ise Orhun Yazıtları'dır Bu yazıtlar Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Genel olarak Orhun Yazıtları'ndan önceki dönem sözlü edebiyat, sonrası ise yazılı edebiyat olarak nitelendirilmiştir.

Sergey Yefimoviç Malov, Rus dil bilimci, Doğu bilimci, Türkolog, SSCB Bilimler Akademisi muhabir üyesi. Türk dilleri uzmanı.