İçeriğe atla

Altun Tamgan Tarkan Yazıtı

Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, ön yüzü.

Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, İhe Ashete Yazıtı ya da Höl Asgat Yazıtı, 1891 yılının ağustos ayında Rus bilim insanı N. P. Levin tarafından bulunmuştur. Yazıt Nikolay Yadrintsev, Vasili Radlof, Hüseyin Namık Orkun vb. birçok bilim insanı tarafından incelenmiş ve estampajları çıkarılmıştır. Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, Moğolistan'n Bulgan aymagının Mogod sumunda, Tülee Uul Dağı'nın batısında kalan Asgatan Höndiy bölgesindeki Asgat Vadisi'nde bulunmaktadır. Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, Koşo Saydam Gölü'nde bulunan Orhun Yazıtları'nn yaklaşık olarak 53 km kuzeydoğusunda bulunmaktadır.

Yazıt

Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, dörder taş duvar olan iki lahitten oluşmaktadır. Birinci taş lahdin üç duvarı ayaktadır. Bir duvarı ise yıkılmıştır. Resimlerle süslü olan cephe kenarında bulunan satırların ortasında bir kuş resmi bulunmaktadır. Altun Tamgan Tarkan Yazıtı'nın önünde bir rölyef bulunmaktadır. Rölyefte uzun başlıkları olan ve ellerinde kadeh tutan üç erkek heykeli bulunmaktadır. Sağ üst köşede bir kuş ve onun altında Orhun Yazıtları'nda da görülen dağ keçisi damgası bulunmaktadır.

Yazıttaki Metinler

Metinler birinci duvarın ve yıkılmış duvarın üzerinde bulunmaktadır. Birinci taşın ön yüzünde bir rölyef ile iki kısa metin vardır. Bu metinlerden birincisi taşın sağ üst köşesinden sola doğru yatay ve aşağıya doğru dikey olarak yazılmıştır. İkinci metin ise taşın sol kenarının ortalarında yer alır ve aşağıdan yukarıya doğru yazılmıştır. Taşın arka yüzünde bulunan metin ise daha uzundur. Bu metnin ilk satırı S biçiminde yazılmıştır. Diğer iki satır da bu ilk satırın içine yazılmıştır. Dördüncü ve son satır ise ilk satırın altına yazılmıştır. Üzerinde metin bulunan yıkık duvardaki metinler ise günümüzde neredeyse okunamayacak duruma gelmiştir.[1]

Yazıttaki Metinlerin Konusu

Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, bir Göktürk beyi olan Altun Tamgan Tarkan adına dikilmiştir. Yazıtın birçok yeri silindiği için metinlerin içeriği tam olarak kestirilememektedir. Ancak yine de yazıttaki ifadelerden o dönemde yaşamış insanların Altun Tamgan Tarkan'ın ölümüne büyük üzüntü duydukları anlaşılmaktadır.

Yazıtın Dikiliş Tarihi

Altun Tamgan Tarkan Yazıtı, İkinci Göktürk Kağanlığı döneminde dikilmiştir. 724 yılında dikildiği düşünülmektedir. Japon bilim insanı Ôsava Takaşi ise yazıtın 729 yılında yazıldığını öne sürmüştür.[2]

Yazıtın Yazarı

Japon bilim insanı Ôsava Takaşi, Altun Tamgan Tarkan Yazıtı'nın Apa Yeğen İrkin tarafından yazıldığını öne sürmüştür.[3]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Dobrovits, M. (2007). On the Burial Complex of Ikhe Askhete: The Funeral Amongst The Old Turks. 46. Uluslararası Sürekli Altayistik Konferansı bildirileri: 22-27 Haziran 2003 = Proceedings of the 46th meetings of the Permanent International Altaistic Conference PIAC: June 22-27, 2003; Altay dünyasında gündelik hayat. Ankara: Türk Dil Kurumu Yay. 147-156.
  2. ^ Ronà Tas, Andràs (1999). Hungarians and Europe in the Early Middle Ages. Budapest-New York: Central European University Press.
  3. ^ Ôsava Takashi (2010). [Revisiting Khöl-Asgat Inscription in Mongolia from the Second Turkic Qaghanate]. Studies on the Inner Asian Languages 25: 1-73.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Orhun Yazıtları</span> 8. yüzyıla tarihlenen Göktürk yazıtları

Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Eski Türkçe (𐰆𐰺𐰴𐰣∶𐰖𐰔𐱃𐰞𐰺𐰃) olan, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile II. Köktürk Kağanlığı döneminde Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Birçok kişi ilk Türkçe yapıt olarak bilse de ilk Türkçe yapıt Çoyr Yazıtıdır. Orhun yazıtları Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişimiyle ilgili bilgiler verdiği gibi Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, kültürel ögeleri, komşuları ile soydaşlarıyla olan ilişkileri ve sosyal yaşantısıyla ilgili önemli bilgiler içermektedir.

Tūnyokuk, Göktürk Kağanlığının yabgusudur. "Aşina" ailesinin akrabalarından Göktürk "Aşide" ailesindendir. Göktürkler ve diğer Türk göçebe imparatorluklarının kurucusu ve yönetenleri, Aşina sülalesindendir.

Elegeş Yazıtları ya da Elegest Yazıtı, MS 650'li yıllarda dikilmiş ve Elegest Irmağı vadisinde bulunmuş olan bir Göktürk yazıtıdır. Orhun Yazıtları’ndan yaklaşık 100-150 yıl önce yazılmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Eski Türk yazısı</span> Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı düzeni

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin</span> İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nı yöneten devlet başkanı

Kül Tigin veya Köl Tigin, d. 684 - ö. 27 Şubat 731), İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nı ağabeyi Bilge Kağan ile birlikte yöneten devlet başkanıdır. Kül Tigin, devletin askerî kanadını yönetiyordu.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin Yazıtı</span> 8. yy.da yazılmış Göktürk Yazıtlarının bir bölüm

Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.

<span class="mw-page-title-main">Bilge Kağan Yazıtı</span> 8. yy.da yazılmış Göktürk Yazıtlarının bir bölüm

Bilge Kağan Yazıtı veya Bilge Kağan Kitabesi, Türk dilinin en eski yazıtlarındandır. Orhun Yazıtları olarak bilinen yazıtlardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Tonyukuk Yazıtı</span> 8. yy’da yazılmış Göktürk Yazıtları’nın bir parçası

Tonyukuk Yazıtları ya da uluslararası literatürdeki adıyla bulunduğu yere nisbetleBain Tsokto Yazıtları, Orhun Irmağı vadisinde 8. yüzyılda yazılıp dikilmiş olan Göktürk Yazıtlarından birisidir. Moğolistan'ın başkenti Ulan Bator'un ilçesi Nalayh'ta Bayan Tsokto adlı yerde bulunmuştur.

GökTürkçe, Göktürk Türkçesi, Köktürk Türkçesi veya KökTürkçe, Türkçenin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Çoyr Yazıtı</span> 7. yüzyılda oluşturulmuş ilk Türk yazıtı

Çoyr Yazıtı, Çöyr Yazıtı ya da Çoyren Bengi Taşı, İkinci Göktürk Kağanlığı dönemi, 7. yüzyılda 6 dizelik bir bengi taş olarak dikilmiş şimdiye dek bulunan en eski Türk yazıtıdır. Moğolistan’ın Dornogovı aymağı (köy) Çöyr demiryolu istasyonundan 15 km kuzeydoğu yönünde, Urga-Kalgan yolunun doğusunda, Sansar-Ula dağının güney eteklerindeki kurgan yerinde 1928’den önce Jamtsarano Tseeveen ve Sendsüren tarafından bulunmuştur. 682-691 yılları arasına ait olduğu düşünülür. Kimi görüşlere göre Çoyr yazıtı, Türkler'e ait en eski metinler olarak kabul edilen Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarından daha eski olup; Türkçenin tarihlendirilen en eski yazıtıdır.

<span class="mw-page-title-main">Bugut Yazıtı</span>

Bugut Yazıtı, Arhangay Aymag'daki Bayn Tsagaan Gol civarında yer alan Bugut Dağı'nın 10 km doğusunda, Birinci Türk Kağanlığı zamanından kalma bir anıt mezar külliyesinde bulunan iki dilli bir yazıt.

Ongin Yazıtı veya Ongi Yazıtı, 1891 yılında Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuştur. Yazıt, Vasili Radlof tarafından 1895 ve 1896'da üç estampaja dayanarak yayınlanmıştır. Moğolistan'daki Ongin Irmağı yakınlarında bulunduğu için bu adla anılan yazıt, bu ırmağın bir kolu olan Taramel'in yanında, Koşo Saydam Gölü'nün 160 km güneyindedir. Manitu Dağı dolaylarında bulunmakta bulunan bu yazıt Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir Türk beyi adına dikilmiştir. Yazıtta İlteriş Kağan ile Kapgan Kağan'ın adları geçmektedir. Yazıt, 8. yüzyılda dikilmiştir. Yazıt, Vasili Radlof ve Vilhelm Thomsen tarafından incelenmiştir. Yazıt üzerinde en çok ses getiren çalışma ise 1957 yılında Gerard Clauson yapmıştır. Türkiye'de ilk kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayınlanan yazıt, günümüzde Moğolistan'da Övörhangay Aymag'ın merkezinde Arvaiheer'deki müzede bulunmaktadır.

Bilge İşbara Tamgan Tarkan ya da Taçam Bey, İkinci Göktürk Kağanlığı döneminde yaşamış olan bir Göktürk devlet adamıdır.

Altun Tamgan Tarkan, (?-724) İkinci Göktürk Kağanlığı döneminde yaşamış bir Göktürk beyidir. Altun Tamgan Tarkan'ın yaşamı ile ilgili bilgiler yok denecek kadar azdır. Kendisi ile ilgili bilgilere ölümünün ardından kendi adına dikilen Altun Tamgan Tarkan Yazıtı'ndan ulaşılabilmektedir. Altun Tamgan Tarkan, bir Göktürk beyidir. Altun Tamgan Tarkan'ın Torgul ve Yelgek adlı iki oğlu bulunmaktadır. Nüfuzlu ve itibarlı bir bey olarak yaşayan Altun Tamgan Tarkan 724 yılında öldü. Ardından kendi adına Altun Tamgan Tarkan Yazıtı dikildi. Bu yazıtı Apa Yeğen İrkin yazdı. Az kavminden bir kişi de Altun Tamgan Tarkan'ın mezarını resimlerle süsledi.

Bömbögör Yazıtı, Moğolistan'da Bayanhöngör aymağı, Bömbögör somunun kuzeybatısındaki Şiveni Herem bölgesinde bulunan bir Göktürk yazıtıdır. Mezar kompleksi bir tümsek, bir dikili taş ve taş çitlerden oluşur. Yazıt, Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü'nde görevli bilim insanlarının Govi-Altay ve Bayanhöngör aymağında yaptığı keşif gezileri sonucunda bulunmuştur. Yazıt metninin fotoğrafı ve taslak kopyası, bulunmasının hemen ardından yayımlanmıştır. Yazıt metnini ilk kez Moğol bilim insanı Ts. Battulga, ikinci kez de Japon bilim insanı S. Kosetu, üçüncü ve son kez de Türk bilim insanı Hatice Şirin yayınlamıştır.

Yorçı Yazıtı ya da Çagan Obuga Yazıtı, 1998 yılında, Çin sınırları içerisinde bulunan İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde Baotou Şehri'ne bağlı Darhan Moominggan yerleşim alanı Çagan Obuga Köyü, Holbugatu Hosigu mevkiinde bir çoban tarafından bulunmuş bir Göktürk yazıtıdır. Yazıtın bulunduğu bölgede yapılan araştırma ve incelemeler, buranın İkinci Göktürk Kağanlığı'nın önemli idari merkezlerinden biri olduğunu göstermektedir. İkinci Göktürk Kağanlığı dönemine ait kağanlık sarayı kalıntıları, kurganlar, anıt mezarlar, heykeller ve Yorçı Yazıtı'nın üzerindeki damga ve tasvirler de bu görüşü desteklemektedir. Yazıt üzerinde ilk incelemeler 2004 yılında Baotou'daki yerel tarih araştırmacıları tarafından yapılmıştır.

Karı Çor Tigin Yazıtı ya da Xi'an Yazıtı, 2010 yılında Zhang Du Yuan'lı bir köylü tarafından bulunmuş bir yazıttır. Bu köylü, bulduğu yazıtı Xi'an'daki bir pazarda satmaya çalışırken son anda Tang West Market Museum yetkilileri yazıtı fark etmiş ve yazıtı satın alarak müze envanterine kaydetmişlerdir. Karı Çor Tigin Yazıtı, Çin'in Shaanxi Eyaleti'nin merkezi; Çin'in tarihi başkentlerinden Xi'an'da bulunmuştur. Karı Çor Tigin Yazıtı ve Karı Çor Tigin'in mezarına ait işlemeli taş, pek çok Çince yazıt ve arkeolojik envanterle birlikte Çin'in ilk özel müzesi olma özelliği taşıyan Tang West Market Museum'da sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hüis Tolgoy Yazıtı</span>

Hüis Tolgoy Yazıtı, 1975 yılında D. Navaan tarafından Moğolistan'ın Bulgan bölgesinde bulunan tek dilli ve iki taş parçadan oluşan bir yazıttır. Yazıtın keşfi Türkiye'de Nejat Diyarbekirli tarafından yazıtın içeriği ve dili hakkında bilgi vermeden iki fotoğrafla duyurulmuştur. N. Bazilhan 2005 yılındaki çalışmasında yazıt hakkında bilgi vermiştir. Yazıt üzerinde Moğol-Japon araştırma ekibinin yaptığı çalışmalar 2009'da Ōsawa Takashi, Suzuki Kōsetsu ve R. Munkhtulga tarafından yayımlanmıştır. Türk Kağanlığı zamanından kalma yazıt, ön-Moğol diliyle yazılmış olup Bugut Yazıtı'nın Brahmi yüzündeki Moğolca kısımla birlikte şu anda Moğol diliyle yazıldığı bilinen en eski metinlerdir. Moğol dilinin en eski belgesi olarak bilinen Yisünge Anıtı'ndan 650 yıl kadar daha eskidir. Yazıttaki 11 satırlık metin Brahmi alfabesinin bir çeşidi olan Türkistan Brahmi harfleriyle dikey olarak yazılmış olup kelimeleri ayıran yatay işaretlerle sağdan sola devam etmektedir. Yazıtın dili; Alexander Vovin, Étienne de la Vaissière, Dieter Maue ve Mehmet Ölmez'den oluşan ekibin, yazıtın 3D teknoloji kullanılarak taranması, fotoğraflanması amacıyla 18 Ağustos 2014'ten 28 Ağustos 2014'e kadar düzenledikleri ortak sefere kadar bilinmiyordu. Yazıt dilinin belirli morfolojik özellikleri sebebiyle Hint-Avrupa veya Türk dilinden ziyade ön-Moğol dili olduğu varsayılıyordu. Sanskrit ve Brahmi dillerinde uzman olan Dieter Maue Brahmi harfli yazıtı deşifre ederek yazıttaki dilin Ruanruanların dili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Birinci taşa göre daha harap durumda olan ikinci taştaki yazılar ise henüz çözülememiştir. Sonradan yazıtı analiz eden Alexander Vovin Hüis Tolgoy yazıtının dilinin Güney Kitan dilinden ziyade arkaik Moğolcaya benzediğini belirtmiştir. Mehmet Ölmez ortak seferin ayrıntıları üzerinde duran bir makale yayınlarken Étienne de la Vaissière ise yazıta tarihçi perspektifinden yaklaşmış ve yazıtın 7. yüzyılın ortalarında Tiele (Tegreg) topluluklarını idare eden Uygur lideri Pusa adına yazıldığını öne sürmüştür. Yazıt deşifre edilinceye kadar Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü'nün deposunda tutulurken dilinin ön-Moğol dili olduğunun anlaşılması üzerine Moğolistan'ın bağımsızlık günü kutlamaları arifesinde Moğolistan devlet adamlarının, milletvekillerinin ve bilim insanlarının katılımının eşliğinde yazıtın anıt eser olarak açılışı gerçekleştirilmiştir.

Kutlug Kağan Yazıtı, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu İlteriş Kağan’a ait olduğu düşünülen yazıttır. 2019'da Arhangay'daki Nomgon Ovası'nda çalışmalarına başlayan Türk Akademisi ile Moğolistan Arkeoloji Enstitüsünden bilim insanları, Temmuz 2022'de başlayan çalışmalarında m.s. 700. yıla ait yaklaşık 250 metrekarelik bir kurganda yapılan kazıda keşfettikleri külliyede ağustos ayında iki yüzü Göktürkçe ve bir yüzü Soğdca yazılmış bir taş bulmuştur. Yazıtın İkinci Göktürk Kağanlığı'nı yeniden canlandıran Kül Tigin ve Bilge Kağan'ın babası İlteriş Kağan adına dikildiği sonucuna varılmıştır. İlk araştırmalarda yazıtın üzerinde "Tanrı", "Türk", "Kutlug", "tümen" gibi bir dizi kelime tespit edilmiştir. "Türk" adının ilk kez geçtiği Göktürk döneminin en eski yazılı anıtı olarak kabul edilmektedir.