Kolera, Vibrio cholerae isimli bakteri türünün bazı suşlarının neden olduğu bulaşıcı bir ince bağırsak hastalığıdır. Hiç belirti göstermeyebileceği gibi hafif ya da ağır seyredebilir. Klasik belirtisi birkaç gün süren büyük miktarlarda sulu ishaldir. Kusma ve kas krampları da eşlik edebilir. İshalin şiddetine bağlı olarak saatler içinde dehidratasyon ve elektrolit dengesizliği oluşabilir. Bu durum gözlerin içe çökmesi, ciltte soğukluk ve elastikliğin azalması ile el ve ayak derisinde buruşmaya yol açar. Dehidratasyon deri renginin maviye dönmesine sebep olabilir. Belirtiler bakterinin vücuda alınmasından iki saat ile beş gün sonrasında başlar.
Futbol, 1896 ve 1932 yılları dışında tüm Yaz Olimpiyat Oyunları programlarına alınmıştır. 1996'dan beri kadınlar da katılmaktadır.
İzmit katliamı 24 Haziran 1921 tarihinde meydana geldi ve İngiliz gazeteci Arnold Joseph Toynbee'nin tahminine göre 300'den fazla sivil Türk o gün öldürüldü. Toynbee olaydan kısa bir süre sonra şehri ziyaret etti ve olayları belgeledi. Olaylar Türk-Yunan Savaşı (1919-1922) sırasında Yunan kuvvetleri şehirden çekilirken meydana geldi ve şehir yağmalandı ve bir bölümü yandı. 29 Haziran 1921 günü İngiliz parlamentosu Yunan çekilmesini ve olası zulümleri tartıştı.
Salgın, bulaşıcı bir hastalığın belirli bir popülasyondaki çok sayıda insana kısa sürede yayılmasıdır. Örneğin meningokok enfeksiyonlarında ardışık iki hafta boyunca 100,000 insanda 15 ve üzeri vaka görülmesi bir salgın olarak kabul edilir.
Antoninus vebası, ayrıca bilinen diğer adıyla Galen'in vebası, MS 165-180 yılları arasında yaşandığı tahmin edilen, Yakın Doğu'daki seferlerden Roma İmparatorluğu'na dönen askerler tarafından getirilmiş salgın bir hastalıktır. Akademisyenler bunun çiçek hastalığı ya da kızamık olduğundan şüphelenmiştir, ancak gerçek sebebi belirsizliğini korumaktadır. Salgın, Roma imparatoru Lucius Verus'un hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Verus, Marcus Aurelius Antoninus'un kral naibiydi. Bu ölüm, aile isimleri olan Antoninus'un salgınla ilişkili hale gelmesine sebep oldu. Salgın 9 yıl sonra yeniden ortaya çıktı, Romalı bir tarihçi olan Dio Cassius'a göre (155–235), salgın Roma'da günde 2000 kişinin ölmesine sebep olmuştur, bu sayı salgından etkilenenlerin çeyreği kadardı, bu hastalığa %25 öldürme oranı vermektedir. Hastalıktan dolayı ölen kişi sayısının 5 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir, ve hastalık bazı bölgelerde nüfusun üçte biri kadarını öldürdü ve Roma ordusunu harap etti.
İlk kolera salgını, aynı zamanda ilk Asya kolera salgını veya Asya kolerası olarak bilinen, Kalküta çevresinde oluşmuş ve Güneydoğu Asya, Ortadoğu, Doğu Afrika ve Akdeniz kıyılarına kadar yayılmış bir salgın hastalıktır. Kolera daha önce birçok kez Hindistan'a yayılmışken, bu salgın daha da ilerledi; sona ermeden önce Çin ve Akdeniz'e kadar ulaştı. Bu salgının sonucunda Avrupa'nın baskısıyla bölgeye gönderilen Britanyalı askerler de dahil olmak üzere yüz binlerce kişi öldü. Salgın, 19. ve 20. yüzyıllar süresince hem Asya hem Avrupa'da yayılan birkaç kolera pandemisinin ilkiydi. Salgın, benzeri görülmemiş bir şekilde çok sayıda bölgeye yayılmış ve Asya'daki hemen hemen her ülkeyi etkilemiştir.
Yemen'de kolera salgını, Ekim 2016'da başlamıştır. 2020 itibarıyla devam etmektedir. 2019'un sonundaki tabloya göre 2,236,570 vaka bildirilmiştir ve 3,886 insan -yarısından fazlası çocuk- ölmüştür. Suudi Arabistan'ın ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin başını çektiği koalisyonun Yemen'e askeri müdahalesi sonrası salgın daha da ölümcül hâle gelmiştir. Bu askerî müdahalede zaman zaman hastaneler ve altyapı hedef alınmıştır. 2016 yılında oluşan ekonomik kriz ve siyasi baskının getirileri olarak sağlık çalışanlarının birçoğunun maaşı ödenememiştir. Bunun sonucunda birçok sağlıkçı ülkeyi terk etmiştir. Dünya Sağlık Örgütü yöneticilerine göre bu salgın, Yemen'e yapılan askerî müdahalenin sonucudur. Yine aynı yöneticilere göre abluka sonucu çocuklar yeterli kadar beslenememiş, salgına karşı da korumasız kalmıştır. Bu süreç içerisinde 30.000'den fazla sağlıkçıya tam 10 ay herhangi bir ücret ödenememiştir.
Türk Kurtuluş Savaşı boyunca, hem Anadolu Hareketi hem de İtilaf Devletleri sorumluluğunda, Türk, Rum ve Ermeni sivillere yönelik birçok katliam gerçekleşti. Katliamlar boyunca tecavüz, işkence ve soygun yaygın olarak yaşandı.
1977-1979 Rus gribi, Sovyetler Birliği tarafından ilk kez 1977'de bildirilen ve 1979'a kadar süren bir grip salgınıydı. Salgın Kuzey Çin'de Mayıs 1977'de başladı.Sovyetler Birliği'nden daha önce başladı. Salgın 25 yaş altında daha etkili oldu. Dünya çapında yaklaşık 700 bin ölümle sonuçlandı. 1946'dan 1957'ye kadar dünya çapında dolaşan bir virüs suşuna çok benzeyen bir H1N1 grip suşundan 1977-1979 Rus gribinin genetik analizi ve bazı olağandışı özellikleri, birçok araştırmacıyı virüsün bir laboratuvar kazası yoluyla halka yayıldığı veya canlılarda aşı denemesi sonucunda kazara yayıldığı yönünde spekülasyonlara neden oldu.
1961–1975 kolera pandemisi (yedinci kolera pandemisi olarak da bilinir) yedinci büyük kolera salgını ve esas olarak 1961 ile 1975 yılları arasında meydana gelmiş ancak etkisi günümüze kadar devam etmiş salgındır. El Tor adlı türe dayanan bu salgın, 1961'de Endonezya'da başladı ve 1963'te Bangladeş'e daha sonra 1964'te Hindistan'a, ardından 1966'da Sovyetler Birliği'ne sıçradı. Temmuz 1970'te Odessa'da bir salgın oldu ve 1972'de Bakü'de salgın raporları ortaya çıkmış ancak Sovyetler Birliği bu bilgiyi saklamıştır. 1973 yılında Kuzey Afrika'dan İtalya'ya ulaştı. Japonya ve Güney Pasifik'te, 1970'lerin sonlarında birkaç salgın görüldü. 1971'de dünya çapında bildirilen vaka sayısı 155.000 idi. 1991 yılında 570.000'e ulaştı. Hastalığın yayılmasına modern ulaşım ve toplu göçler yardımcı oldu. Ancak ölüm oranları hükûmetler modern tedavi edici ve önleyici tedbirler almaya başladıkça belirgin bir şekilde düştü. %50 olan olağan ölüm oranı, 1980'lerde %10'a ve 1990'larda %3'ün altına düştü.
1812-1819 Osmanlı veba salgını, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki son büyük veba salgınlarından biridir. Bu salgın en az 300.000 kişinin hayatına mal olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nda 16. ve 19. yüzyıllar arasında veba salgınları sık sık meydana gelmiştir.
İkinci Veba salgını, 1348'de Avrupa'ya ulaşan ve sonraki dört yıl içinde Avrasya nüfusunun yarısını öldüren Kara Veba ile başlayan büyük bir veba salgınları dizisidir. Veba çoğu yerde yok olmasına rağmen, endemik hale geldi ve düzenli olarak tekrarladı. 17. yüzyılın sonlarında bir dizi büyük salgın meydana geldi ve hastalık 18. yüzyılın sonlarına veya 19. yüzyılın başlarına kadar bazı yerlerde tekrarladı. Bundan sonra, bakterinin yeni bir türü, 19. yüzyılın ortalarında Asya'da başlayan üçüncü veba salgınına yol açtı.
Üçüncü veba salgını, Çing hanedanlığının Xianfeng İmparatorunun beşinci yılında 1855'te Çin'in Yunnan kentinde başlayan büyük bir bubonik veba salgınıydı. Bubonik (hıyarcıklı) vebanın bu bölümü, tüm yerleşik kıtalara yayıldı ve nihayetinde Hindistan ve Çin'de 12 milyondan fazla ölüme yol açtı. Ölümlerin en az 10 milyonu yalnızca Hindistan'da meydana geldi. Bu salgın tarihin en ölümcül salgınlarından biri olarak kayıtlara geçti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi dünya çapındaki kayıpların yılda 200'e düştüğü 1960 yılına kadar aktif olarak kabul edildi. Veba ölümleri o zamandan beri her yıl daha düşük bir seviyede devam etmektedir.
İkinci kolera salgını (1826-1837), ayrıca Asya kolera salgını olarak da bilinir, Hindistan'dan Batı Asya üzerinden Avrupa, Büyük Britanya ve Amerika'ya, ayrıca doğuya Çin ve Japonya'ya ulaşan bir kolera salgınıdır. Kolera, 19. yüzyılda diğer tüm salgın hastalıklardan daha hızlı bir şekilde daha fazla ölüme neden olmuştur. Tıp topluluğu o zamanlar kolera'nın yalnızca bir insan hastalığı olduğuna, zaman içinde birçok seyahat aracıyla yayıldığına ve sıcak dışkı bulaşmış nehir suları ve kontamine yiyecekler yoluyla bulaştığına inanıyordu. İkinci salgın sırasında bilim camiasının, kolera nedenleri hakkındaki inançlarında değişiklik görülmüştür.
Üçüncü kolera salgını (1846–1860), UCLA'daki araştırmacıların 1837 gibi erken bir tarihte başlamış olabileceğine ve 1863'e kadar sürmüş olabileceğine inandıkları, on dokuzuncu yüzyılda Hindistan'da ortaya çıkan ve sınırlarının çok ötesine ulaşan üçüncü büyük kolera salgınıdır. Bu salgın, 19. yüzyıl salgınları arasında en yüksek ölüm oranına sahip olarak kabul edilir.
Dördüncü kolera salgını 19. yüzyılda Bengal bölgesinin Ganj Deltası'nda başladı ve Müslüman hacılarla birlikte Mekke'ye yayıldı. İlk yılında salgın 90.000 hacının 30.000'ini etkiledi. Salgın daha sonra Orta Doğu'ya yayıldı ve sonrasında liman şehirlerinden ve iç su yollarından gelen yolcular aracılığıyla Rusya, Avrupa, Afrika ve Kuzey Amerika'ya taşındı.
Beşinci kolera salgını (1881–1896) 19. yüzyıldaki beşinci büyük uluslararası kolera salgınıdır. Asya ve Afrika'ya yayılmış ve Fransa, Almanya, Rusya ve Güney Amerika'nın bazı bölgelerine ulaşmıştır. 1893 ve 1894 yılları arasında Rusya'da 200.000 ve 1887 ile 1889 arasında Japonya'da 90.000 can almıştır. Almanya'nın Hamburg kentindeki 1892 salgını, Avrupa'nın en büyük salgınıydı; o şehirde yaklaşık 8.600 kişi öldü. Birçok bölge sakini, salgının öldürücü etkisinden şehir yönetimini sorumlu tutsa da, uygulamalar büyük ölçüde değişmeden devam etti. Bu, yüzyılın son ciddi Avrupa kolera salgınıydı.
John Snow İngiliz doktor ve anestezi ve tıbbi hijyenin geliştirilmesinde liderdir. Modern epidemiyolojinin kurucularından biri olarak kabul edilir, bunun kısmen sebebi 1854'te Londra'nın Soho kolera salgınının kaynağını bulma konusundaki çalışmalarında bir su pompasının tutamağını kaldırarak hastalığı kısıtlamasıdır. Snow'un bulguları, diğer şehirlerde benzer değişikliklere ve dünya çapında genel halk sağlığında önemli bir iyileşmeye yol açan Londra'nın su ve atık sistemlerindeki temel değişikliklerin yanı sıra anestezinin benimsenmesine ilham vermiştir.
Hindistan Dominyonu, resmi olarak Hindistan Birliği, 15 Ağustos 1947 ile 26 Ocak 1950 arasında var olan Britanya Uluslar Topluluğu'nda bağımsız bir egemenlikti Bağımsızlığına kadar Hindistan, Birleşik Krallık tarafından gayri resmi bir imparatorluk olarak yönetildi. Britanya Raj'ı ve bazen Britanya Hint İmparatorluğu olarak da adlandırılan imparatorluk, doğrudan İngiliz hükûmeti tarafından yönetilen ve toplu olarak Britanya Hindistanı olarak adlandırılan bölgelerden ve bir üstün sistem altında Hint yöneticiler tarafından yönetilen prensdevletler olarak adlandırılan bölgelerden oluşuyordu. Hindistan Dominyonu, bugün Pakistan ve Bangladeş olan İngiliz Hindistan bölgelerini kapsayan bağımsız bir Pakistan Dominyonu da resmileştiren Hindistan Bağımsızlık Yasası 1947'nin kabul edilmesiyle resmileştirildi. Hindistan Dominyonu, genel tabirle "Hindistan" olarak kaldı, ancak coğrafi olarak küçüldü. Yasa uyarınca, İngiliz hükûmeti eski topraklarını yönetme konusundaki tüm sorumluluğundan vazgeçti. Hükûmet ayrıca, prens devletlerin yöneticileriyle olan anlaşma haklarını iptal etti ve onlara Hindistan veya Pakistan ile siyasi bir birliğe katılmalarını tavsiye etti. Buna göre, İngiliz hükümdarının kraliyet unvanı olan "Hindistan İmparatoru" terk edildi.
1854 Broad Street kolera salgını, 1854 yılında İngiltere'nin Londra şehrinin Soho semtindeki Broad Street bölgesinde meydana gelen şiddetli bir salgındır. Üçüncü kolera pandemisi (1852-1860) sırasında gerçekleşen bu salgın, kısa sürede yüzlerce insanın ölümüne yol açmıştır. Salgının kaynağı, John Snow adlı bir doktorun araştırmaları sonucunda Broad Street'teki bir su pompası olarak belirlenmiştir.