İçeriğe atla

Altın orta (felsefe)

"Ne fazla" - "Ne az", Juan de Valdés Leal tarafından 1672 yılında Hospital de la Caridad de Sevilla için resmedilen bir vanitas olan Finis Gloriae Mundi'de günahları ve erdemleri tartan teraziler bu şekilde etiketlenmiştir.[1]

Altın orta, altın orta yol veya itidal; biri aşırılık, diğeri eksiklik olan iki uç arasında arzu edilen ve uygun olan orta yoldur. Aristoteles, altın ortanın erdem ve doğru eylem için rehberlik ettiğini belirtmiştir.[2]

Yunan düşüncesinde altın orta, en azından Platon'un Philebus'unda tartışılan Delfi düsturu "hiçbir şeyde aşırılık yoktur" kadar erken bir zamanda ortaya çıkmıştır.

Aristoteles, Nikomakhos'a Etik'in ikinci kitabında altın ortayı analiz etmiş; karakter erdemlerinin araç olarak tanımlanabileceğini söylemiştir. Aristoteles, etiğinde bunu şöyle tarif eder:

Erdem, seçim ile ilgili bir karakter hâlidir. Nedene atıf yaparken tanımlanan orta yolda kendini gösterir. İfrat (taşkınlık) ile tefrit (ciddiye almamak, eksik olmak) gibi iki aşırılığın tam ortası itidaldir (aşırı olmama, dengeli, ölçülü). Aynı şekilde, aşırılıklar arzu ve eylemler arasında neyin doğru olduğu hususunda ya fazla kaçar ya da eksik kalır ancak erdem neyin orta yol olduğunu hem bulur hem de tercih eder.[2]

Altın orta daha sonra Aristotelesçi erdem etiğinde vurgulanmıştır.[3]

Örneğin, Aristotelesçi görüşe göre cesaret bir erdemdir, ancak aşırıya kaçıldığında pervasızlık (delice atılganlık), eksikliğinde ise korkaklık olarak ortaya çıkar.

Tarihçe

Batı felsefesi

Girit

Bu fikrin kültürdeki en eski temsili muhtemelen Daedalus ve İkarus'un mitolojik Girit hikâyesidir. Zamanının ünlü bir sanatçısı olan Daedalus, Kral Minos'un pençelerinden kaçabilmek amacıyla kendisi ve oğlu için tüylü kanatlar yapmıştır. Daedalus çok sevdiği oğlunu, deniz serpintisi ile güneşin sıcağı arasında "orta rotadan uçması" konusunda uyarır. İkarus babasına kulak asmaz; güneş kanatlarındaki balmumunu eritene kadar uçar. Orta rotayı dikkate almadığı için denize düşer ve boğulur.[4]

Delphi

Bir başka erken dönem detaylandırma ise Delphi'deki tapınağın ön tarafına oyulmuş Dorik deyişidir: "Hiçbir şey aşırı değildir" ("Μηδὲν ἄγαν").

Kleobulos

Kleobulos'a şu özdeyiş atfedilir: Μέτρον ἄριστον ("Ilımlılık en iyisidir")[5]

Sokrates

Sokrates bir insanın "ortalamayı nasıl seçeceğini ve her iki taraftaki aşırı uçlardan mümkün olduğunca nasıl kaçınacağını bilmesi gerektiğini öğretir.[6]

Sokrates eğitimde, ya sadece jimnastiğe ya da sadece müziğe adanmışlığın etkisinin düşünülmesini ister. Ya "sertlik ve vahşilik gibi bir huy üretir, (ya da) yumuşaklık ve efeminelik".[] Her iki niteliğe de sahip olmanın uyum, yani güzellik ve iyilik ürettiğine inanıyordu.[]

Platon

Orantının güzellik ve iyilikle ilişkisi Platon'un diyalogları boyunca, özellikle Devlet ve Philebus adlı eserlerinde vurgulanır. Şöyle yazar (Phlb. 64d-65a):

Bir şekilde orantı niteliğine sahip olmayan her tür karışım, zorunlu olarak bileşenlerini ve en önemlisi kendisini bozacaktır. Çünkü böyle bir durumda gerçekten karışım diye bir şey olmaz, sadece içinde bulunan her şeyin mahvolmasına neden olan bağlantısız bir karışım olur.: Çok doğru.
Ama şimdi iyinin gücünün, güzelin doğasıyla bir ittifaka sığındığını fark ediyoruz. Çünkü ölçü ve orantı, güzellik ve erdemin her alanında kendini gösterir. : İnkâr edilemez.
Ama karışımımızda hakikatin de onlarla birlikte eğimli olduğunu söylemiştik? : Elbette.
O halde, iyiyi 'tek' bir formda yakalayamıyorsak, onu üçünün birleşiminde ele almamız gerekecektir: güzellik, orantı ve hakikat. Bunların haklı olarak bir birlik olarak ele alınması ve karışımda olanlardan sorumlu tutulması gerektiğini onaylayalım, çünkü karışımı kendi içinde iyi yapan şey iyiliktir. : ...

Yasalar adlı eserinde Platon bu ilkeyi ideal devletteki hükûmet seçimine uygular: "Bu şekilde yapılan seçim, monarşi ile demokrasi arasında bir orta yol bulacaktır..."

Aristoteles

Eudemian Ethics adlı eserinde Aristoteles erdemler üzerine yazmıştır. Aristoteles'in erdem etiği teorisi, bir kişinin eylemlerini etiklerinin bir yansıması olarak görmeyen, daha ziyade etiklerinin arkasındaki neden olarak bir kişinin karakterine bakan bir teoridir. Onun değişmez cümlesi "... ile ... arasındaki orta durumdur". Aristoteles'in ruh psikolojisi ve erdemleri aşırı uçlar arasındaki altın ortalamaya dayanır. "Politika" adlı eserinde Sparta yönetimini, anayasanın orantısız unsurlarını eleştirir; örneğin, erkekleri eğitirken kadınları eğitmiyorlardı ve savaş için eğitirken barış için eğitmiyorlardı. Bu uyumsuzluk, eserinde ayrıntılı olarak ele aldığı zorluklara yol açmıştır. Ayrıca Nikomakhos'a Etik'in ikinci kitabındaki "karakter erdemlerinin araçlar olarak tanımlanabileceği" tartışması altın ortalama ve genel olarak Aristoteles etiğini içermektedir.[7] >

Her entelektüel erdem, zihnin hakikate ulaştığı, olanı onayladığı veya olmayanı reddettiği zihinsel bir beceri veya alışkanlıktır.[7] Aristoteles, Nikomakhos'a Etik adlı eserinde yaklaşık 11 ahlaki erdemden bahseder:

EYLEM VEYA DUYGU ALANIAşırıANLAMI: AHLAK FAZİLETİEKSİKLİK
Korku ve güven acelecilik Cesaret korkunun karşında[7]Korkaklık
Zevk ve acı Şehvet düşkünlüğü/kendi zevkine düşkünlük Ölçülü zevk ve acı karşısında[7]Duyarsızlık
Almak ve harcamak (minör) Savurganlık Özgürlük zenginlik ve mal varlığıyla[7]Cömertlik/kötülük
Alma ve harcama (majör) Kabalık/tatsızlık İhtişam büyük zenginlik ve mal varlığıyla[7]Küçüklük/cimrilik
Onur ve onursuzluk (majör) Gösteriş Alicenaplık (cömertlik) büyük onurla[7]Korkaklık
Onur ve onursuzluk (minör) Hırs/boş gösteriş Uygun hırs normal ödüllerle[7]Hırssızlık/aşırı tevazu
Öfke Öfkeli olma Sabırlılık/iyi huy[7]Ruh eksikliği/tek yönlülük
Kendini ifade etme Övünme Doğruluk kendini ifade etme ile[7]Abartılı/sahte alçakgönüllülük
Sohbet Soytarılık Zeka konuşmada[7]Kabalık
Sosyal davranış itaatkarlık Sosyal davranışta dostluk[7]İnatçılık
Utanç Utangaçlık Alçakgönüllülük utanç veya utanmazlık karşısında[7]Utanmazlık
Öfke Kıskançlık Haklı öfke yaralanma karşısında[7]Kötü niyetli zevk/kindarlık
Entelektüel erdemler
  1. Akıl, temel gerçekleri (tanımlar, apaçık ilkeler gibi) kavrayan[7]
  2. Bilim, çıkarımsal akıl yürütme becerisi (kanıtlar, kıyaslar, burhanlar gibi)[7]
  3. Teorik bilgelik, değişmeyen gerçekler hakkında iyi akıl yürütmek için temel gerçekleri geçerli, gerekli çıkarımlarla birleştirir.[7]

Aristoteles ayrıca birkaç başka özellikten de bahseder:

  • Sağduyu - yargıda bulunmak, "sempatik anlayış"[7]
  • Anlayış - başkalarının ne dediğini anlamak, emir vermemek
  • Pratik bilgelik - ne yapılacağı bilgisi, değişen gerçeklerin bilgisi, emirler verir[7]
  • Sanat, zanaatkarlık[7]

Ancak Aristoteles'in listesi tek liste değildir. Alasdair MacIntyre'ın After Virtue adlı eserinde gözlemlediği üzere, Homeros, Yeni Ahit yazarları, Thomas Aquinas ve Benjamin Franklin gibi çok çeşitli düşünürler de listeler önermiştir.[8]

Doğu felsefesi

Gautama Buddha (MÖ 6. yüzyıl) dini çilecilik ile dünyevi zevk düşkünlüğünün uç noktaları arasında bir yol olan Orta Yol'u öğretmiştir.

Konfüçyüs The Analects adlı eserinde,[9] Eski Çin'in Savaşan Devletler Çağı (yaklaşık MÖ 479 - MÖ 221) boyunca yazılmış olan bu eserde, aşırılığın eksikliğe benzer olduğu öğretilmiştir. Ortalamada yaşamanın bir yolu da Zhongyong Yolu'dur.

Zhuangzi, Tao'nun en ünlü yorum kitabıdır (MÖ 369-286).[10]

Şair Tiruvalluvar (MÖ 2. yüzyıl ve MS 8. yüzyıl; tarih tartışmalıdır) Tamilakam bölgesinin Sangam dönemi'ne ait Tirukkural adlı eserinde orta devletin hakkaniyeti korumak olduğunu yazar. Bu ilkeyi vurgular ve hakkaniyeti korumanın iki yolunun tarafsız olmak ve aşırılıktan kaçınmak olduğunu öne sürer. Şair ve bilgin Parimelalagar Tirukkural'ın tarihsel yorumcusudur.

Yahudilik

Mişneh Torah'da Rambam, altın orta yöntemini ilk bilginlere (Chazal) ve Abraham'a atfeder. Aslında benzer bir kavram Rabbânî literatür, Tosefta ve Yerushalmi'de bile mevcuttur. Yitzhak Arama İncil'de bile referanslar bulur.

Vaiz 7:15-16 örneğinde, vaiz dinleyicilerine "çok fazla doğru olmayın" ve "çok fazla kötü olmayın" diye öğüt verir. Adam Clarke "çok fazla doğru" ifadesini çok fazla "kemer sıkma ve sıkı çalışma" anlamına alır,[11] ve şu sonuca varır: "Tüm bu gözlemlere, oruç tutmaya, dua etmeye, kendini inkar etmeye vb. gerek yok, işleri aşırıya götürüyorsunuz. Neden tekil ve kesin olarak tanınmak isteyesiniz ki?"[12] Dolayısıyla, altın orta ideali Aristoteles'ten altı yüz yıl kadar önce var olmuş olabilir. Ancak Albert Barnes gibi bazı akademisyenler Vaiz 7:16-17'yi biraz farklı yorumlamaktadır.[13]

Hıristiyanlık

Orta Çağ Katolik düşünürü, filozof ve teolog olan Aquinalı Thonas "Summa Theologiae, Prima Secundæ Partis, Soru 64" adlı eserinde, Hristiyan ahlakının ortalama ile tutarlı olduğunu savunmuştur: "... Kötülük, kurallarına ya da ölçülerine uymamaktan ibarettir. Bu da ya ölçüyü aşmaları ya da ölçünün altında kalmalarıyla gerçekleşebilir ... Bu nedenle ahlaki erdemin ortalamayı gözeteceği açıktır."[]

İslam

İslam dini birçok durumda altın ortayı teşvik eder. Kur'an'da finans alanında bir örnek olarak, bir kişinin muhtaç duruma düşmemek için tüm kazancını harcamaması ve rahat bir yaşam sürmek için cimri olmaması gerektiği belirtilir. Muhammed'in bir sözü vardır "خير الأمور أوسطها" yani en iyi seçim orta yol/altın ortalamadır. Kur'an-ı Kerim'de (Bakara Suresi, 143. ayet) "Biz sizi dengeli, mutedil bir ümmet kıldık" denilmektedir.[14]

Kur'an-ı Kerim iki grup insanı örnek göstererek bunlardan birini Bakara Suresi 96. ayette aşırı açgözlü (dünya malının peşinde koşan),[15] diğerini ise Hadid Suresi 27. ayette manastırcılığın (dinde aşırı gayretkeşlik) mucitleri olarak adlandırır.[16] İslam, takipçilerine bu iki aşırılık yolundan da uzak durmalarını ve hem dünyayı kovalarken hem de dini uygularken itidali benimsemelerini öğütler.

Kur'an, Müslüman toplumun (ümmetin) 'orta bir ümmet' / 'adil bir ümmet' / adil bir şekilde dengelenmiş bir ümmet / ılımlı bir ümmet / orta bir ümmet (ummeten wasaTan) olduğunu 2-143. ayetinde vurgular: aşırılık ve özensizlik arasında bir orta.

Hinduizm

Birçok Hindu metninde orta yol vurgulanmaktadır. Örneğin Gita'nın 6:16 ayetinde savaşçı Arjuna'ya Krishna tarafından "Yoga, çok yiyen veya çok az yiyen, çok uyuyan veya yeterince uyumayan biri için değildir" denmektedir.

Rajo guna (aşırı), satva guna (dengeli) ve tamas (aktif olmayan) maddenin 3 özelliğidir. Tüm yiyecekler, eşyalar, duygular, düşünceler ve daha birçok eylem bu üç özellik altında sınıflandırılır.

Modernite

Jacques Maritain, Felsefeye Giriş (1930) kitabı boyunca,[17] Aristotelesçi-Thomist felsefeyi diğer filozofların ve sistemlerin eksiklikleri ve aşırılıkları arasına yerleştirmek için altın orta fikrini kullanır.

Alıntılar

  • "Birçok şeyde ortadakiler en iyisine sahiptir/Benimki orta bir mevki olsun."

–Phocylides

  • "Coleridge güzelliği tanımlamaya çalıştığında, her zaman derin bir düşünceye geri dönüyordu; güzellik, dedi, çeşitlilik içinde birliktir! Bilim, doğanın vahşi çeşitliliği içinde; ya da daha doğrusu, deneyimlerimizin çeşitliliği içinde – birliği keşfetme arayışından başka bir şey değildir. Şiir, resim sanat ve Coleridge'in deyişiyle çeşitlilik içinde birlik arayışıdır."

Jacob Bronowski

  • "...düşünmesi güzel bir uyum olmasaydı, bilim takip etmeye değmezdi."

Poincare

  • "Eğer bir insan, doğasının bu aşırılıklardan birine eğilimli ya da eğilimli olduğunu görürse... geri dönmeli ve kendini geliştirerek iyi insanların yolunda yürümelidir ki bu da doğru yoldur. Doğru yol, "İnsanlığın ortak eğilimlerinin her bir grubundaki ortalama; yani kendi sınıfındaki iki uçtan eşit derecede uzak olan, birine diğerine olduğundan daha yakın olmayan fıtrat."

–Maimonides

  • "İsraf ile cimrilik arasında ölçülülük yoluyla, iki uç arasındaki mesafeyi korumak amacıyla denge kurulması lazımdır."

–Gazali

Kaynakça

  1. ^ "Ficha en Artehistoria". 13 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2023. 
  2. ^ a b Crofton, Ian (2023). Tuğçe İnceoğlu (Ed.). Dakikalar İçinde – Büyük Fikirler. M. Murtaza Özeren tarafından çevrildi. İstanbul: Kronik Kitap. s. 107. ISBN 978-625-8431-55-1. 
  3. ^ Aristoteles, Nicomachean Ethics II.1
  4. ^ Weeks, Marcus. "Etik ve Altın Oran". Dakikalar İçinde Felsefe. M. Murtaza Özeren tarafından çevrildi. Kronik Kitap. s. 90-91. ISBN 978-625-8431-21-6. 
  5. ^ "Diogenes Laertius, Lives of Eminent Philosophers, BOOK I, Chapter 6 CLEOBULUS (c 600 B.C.)". 18 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2020. 
  6. ^ Platon, Devlet 10.619a
  7. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t Aristoteles. Rodoslu Andronikos (Ed.). Nikomakhos'a Etik. 
  8. ^ MacIntyre, Alasdair (1981). After Virtue. Chapter 14: University of Notre Dame Press. ISBN 0-268-00594-X. 
  9. ^ Konfüçyüs (2006). The Analects. Filiquarian Publishing, LLC. ISBN 978-1-59986-974-2. []
  10. ^ Watts, Alan Huan, Al Chungliang (1975). Tao: The Watercourse Way. Pantheon Books. ISBN 0-394-73311-8. 
  11. ^ Clarke, Adam. "Adam Clarke's Commentary on the Bible". J. Emory and B Waugh. 18 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2018. austerity and hard study 
  12. ^ Clarke, Adam. "Adam Clarke's Commentary on the Bible". J. Emory and B Waugh. 18 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2018. Bütün bu gözetleme, oruç tutma, dua etme, kendini inkar etme vb. şeylere gerek yok, işleri aşırıya götürüyorsunuz. Neden tekil ve kesin olarak tanınmak isteyesiniz ki? 
  13. ^ Barnes, Albert. "Albert Barnes' Notes on the Whole Bible". Estes and Lauriate; John Murray; Blackie & Son; Funk & Wagnalls. 18 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mayıs 2018. 
  14. ^ "Bakara Suresi - 143 . Ayet Tefsiri". 18 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2024. 
  15. ^ "Bakara Suresi 96. Ayet Tefsiri". Diyanet İşleri Başkanlığı. 18 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2024. 
  16. ^ "Hadîd Suresi 26-27. Ayet Tefsiri". Diyanet İşleri BaşKanlığı. 7 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2024. 
  17. ^ Jacques Maritain (2005) [1st ed. 1930]. Introduction to Philosophy. Continuum. ISBN 0-8264-7717-8. 

Bibliyografya

  • The Greek Way, Edith Hamilton, W. W. Norton & Co., NY, 1993.
  • Sailing the Wine-Dark Sea, Why the Greeks Matter, Thomas Cahill, Nan A. Talese an imprint of Doubleday, NY, 2003.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sokrates</span> Antik Yunan filozofu

Sokrates, Antik Yunan filozofudur. Heykeltıraş Sophroniskos'un ve Ebe Fenarete'nin oğludur. Yunan felsefesinin kurucularındandır.

Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Aristoteles</span> Antik Yunan filozofu (MÖ 384–322)

Aristoteles veya kısaca Aristo, Antik Yunanistan'da klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan Yunan filozof, polimat ve bilgedir.

<span class="mw-page-title-main">Platon</span> Antik Yunan filozofu

Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.

<span class="mw-page-title-main">Embriyoloji</span> Doğum öncesi biyolojiyi inceleyen biyoloji dalı

Embriyoloji, zigot oluşumunu, büyümesini ve gelişimini inceleyen bilim dalı. Gelişim biyolojisinin bir alt dalıdır.

Cihat, İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Sabancı Merkez Camii</span> Adanada inşa edilen mimarı Necip Dinç olan cami.

Sabancı Merkez Camii, Adana'nın Reşatbey semtinde, Merkez Park'ın güneyinde ve Seyhan Nehri'nin batı kıyısında 1998 yılında hizmete açılmış cami.

Mâtüridîlik, Matüridî'nin kurduğu, Hanefî Mezhebi'nin kurucusu İmam-ı A'zam'ın düşüncesini tâkip eden, akla önemli bir yer veren İslam dini itikad mezhebidir. Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Aquinas</span> İtalyan filozof ve teolog (1225–1274)

Thomas Aquinas veya diğer adıyla Aquinolu Thomas, bilgi felsefesi, metafizik, siyaset ve ruhun ölümsüzlüğü konularındaki yorumlarıyla skolastik düşünceye önemli katkılar sağlamış Dominikan rahip. 1322'de Aziz ilân edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Boethius</span> 6. yüzyılın başlarında yaşamış Romalı matematikçi ve filozof

Anicius Manlius Severinus Boethius veya kısaca Boethius, Romalı senatör, konsül, magister officiorum, tarihçi ve filozoftur. 6. yüzyılın ilk dönemlerinde yaşamıştır. Büyük Teoderik'in hizmeti altına girmiş ve daha sonra Teoderik tarafından; kendisine yönelik bir komplonun içinde olduğu gerekçesiyle zindana atılmış ve 524'te idam edilmiştir.

Sofistler, MÖ 5. yüzyılda para karşılığında felsefe öğreten gezgin felsefecilerdir. Özellikle Atina’da çağın önde gelen bilgeleri var olan değerleri (kritias) eleştirmişlerdir. Göreceli ve kuşkucu düşüncenin köklerini atmışlar ve geliştirici olmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Skolastik felsefe</span>

Skolastik felsefe/düşünce, Latince kökenli schola (okul) kelimesinden türetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesi demektir. Bu anlam önemlidir, zira skolastik felsefe, Orta Çağ düşüncesinde doğrunun zaten mevcut olduğu düşüncesine ve felsefenin okullarda okutularak öğretilmesine dayanan bir yaklaşım sergiler. Bu felsefenin temeli teolojidir, ona dayanır ve onu desteklemeye çalışır.

Usûl-i fıkıh veya fıkıh usûlü, fıkıh yani İslâm hukukunun iki dalından biridir. Fıkhın diğer dalı “fürû” olarak tanımlanır. Salt “fıkıh” denildiğinde ise kastedilen şey de fürû’dur. Fıkhın diğer dalı olan “usûl” ise usûl-ü'l-fıkh veya fıkıh usûlü olarak anılır. “Nazarî Hukuk” olarak tanımlayabileceğimiz fıkıh usûlüne bir ilim olduğunu vurgulayarak ilmu usûli'l-fıkh dendiği gibi sadece ilmu'l-usûl dendiği de olur.

<span class="mw-page-title-main">Doğa felsefesi</span> doğa ve fiziksel evrenin modern bilimin gelişmesinden önce baskın olan eski felsefi çalışması

Doğa felsefesi fiziğin, yani doğanın ve fiziksel evrenin felsefi çalışmasıdır. Modern bilimin gelişmesinden önce baskın bir alandı.

<i>The Good Place</i>

The Good Place, NBC'de yayınlanan ABD fantastik komedi televizyon dizisi.

<i>Hayvanların Tarihi Üzerine</i>

Hayvanların Tarihi Üzerine, Ton peri ta zoia historion, "Hayvanlar Üzerine Sorular"; Latince: Historia Animālium "Hayvanların Tarihi"), M.Ö. 4. yüzyılda antik Yunan filozofu Aristoteles'in Batı bilim ve felsefesinin temel metinlerinden biri olup, biyoloji konusundaki en önemli metinlerinden biridir. Atina'daki Platon Akademisi'nde okundu.

Rodoslu Eudemus, MÖ. 350, Rodos - 290 yılları arasında yaşamış, ilk bilim tarihçisi olduğu iddia edilen Yunan filozofudur. Aristoteles'in en önemli öğrencilerinden biriydi, öğretmeninin çalışmalarını düzenledi ve daha kolay erişilebilir hale getirdi. Eudemus'un yeğeni Pasicles de Aristoteles'in eserlerini düzenlemekten sorumluydu.

Kilikyalı Simplikios veya Latinceleştirilmiş şekliyle Simplicio, Öklid ve Aristoteles de dahil olmak üzere diğer filozofların ve matematikçilerin çalışmaları üzerine yorumlar yazan bir Yunan matematikçi. Ammonius Hermiae ve Damaskios'un bir öğrencisi ve Yeni Platoncuların sonuncusuydu. Eserleri, Simplikios'un çalışmaları olmadığı takdirde kaybolacak olan eski filozoflar hakkında birçok bilgiyi korumuş ve günümüze ulaşmasını sağlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ksenokrates</span> MÖ 4. yüzyıl Yunan filozofu, matematikçi ve bilgin

Kalkedonlu Ksenokrates, Yunan filozof, matematikçi ve MÖ 339/8'den 314/3'e kadar Platonik Akademinin lideri (bilgin) Öğretileri, genellikle matematiksel öğelerle daha yakından tanımlamaya çalıştığı Platon'un öğretilerini takip etti. Ayrıca otuz üçler konseyinin hevesli bir öğrencisiydi. Üç varoluş biçimini ayırt etti: Duyarlı, anlaşılır ve ikisinin birleşiminden oluşan üçüncüsü, sırasıyla duyu, akıl ve görüşe karşılık geliyordu. Birliği ve dualiteyi evreni yöneten tanrılar ve ruhu kendi kendine hareket eden bir sayı olarak görüyordu. Tanrı her şeyi kuşatır ve ilahi ile ölümlü arasında, ruhun koşullarından oluşan iki şeytani güç vardır. O, matematiksel nesnelerin ve Platonik Fikirlerin, onları ayıran Platon'un aksine aynı olduğunu savundu. Ahlakta, erdemin mutluluk ürettiğini, ancak harici malların ona hizmet edebileceğini ve amacını gerçekleştirmesini sağlayabileceğini öğretti.

Summum bonum, Romalı filozof Cicero tarafından antik Yunan felsefesindeki İyilik Fikrine karşılık gelen "en yüksek iyilik" anlamına gelen Latince bir ifadedir. Summum bonum genellikle kendi içinde bir amaç olarak düşünülür ve aynı zamanda zamanın filozofları tarafından İyi olarak nitelendirilen birçok başka arayışı içerir.