İçeriğe atla

Altın Çiçeğin Gizi

Altın Çiçeğin Gizi
太乙金華宗旨
Tai Yi Jin Hua Zong Zhi
Kapak resmi
ÜlkeÇin
DilÇince
KonuMeditasyon

Altın Çiçeğin Gizi, Budacı ve Taocu mistik yöntemlere dair bir el kitabıdır. "Işığı Çevreye Yayma" uygulaması hakkında bilgi verilen kitap Çin'de yüzyıllar boyunca uygulanan zihinsel özgürlüğün doğal yollarını açıklamaktadır.

İlk çevirisi 1929'da Richard Wilhelm tarafından Almancaya yapılmış, C.G.Jung da kitabı yorumlamıştır. 1931'de Cary, F. Baynes Wilhelm'in çevirisini İngilizceye çevirmiştir. Kitabın orijinal nüshasından İngilizceye çevirisi 1991 yılında Thomas Cleary tarafından yapılmıştır. Cleary, Wilhelm tarafından yapılan çeviri ve Jung'un yorumlarını eleştirmiştir.

İçindekiler

  • Göksel Zihin
  • İlksel Ruh ve Bilinçli Ruh
  • Işığı Çevreye Yaymak ve Merkezde Tutmak
  • Işığı Çevreye Yaymak ve Nefesi Düzenlemek
  • Işığı Çevreye Yayma Hataları
  • Işığı Çevreye Yaymanın Doğrulanan Deneyimleri
  • Işığı Çevreye Yaymanın Yaşayan Yöntemi
  • Özgünlüğün Gizi
  • Yüz Günde Temelin Kurulması
  • Özün Işığı ve Bilincin Işığı
  • Su ve Ateş'in Birleşmesi
  • Döngü
  • Dünyayı Esinleme Şarkısı
  • Altın Çiçek Öğretisinin Gizine Ulaşmada Sorular ve Yanıtlar

Kitaptan Alıntılar

  • Doğallığa Yol denir. Yol'un adı ve biçimi yoktur; sadece özdür o, sadece ilksel ruhtur.
  • Kadim çağlardan beri, ruhsal ölümsüzlüğü anlayan herkes öğretisini söze dökerek kuşaktan kuşağa aktardı.
  • Taishang mucizeyle Donghua'ya göründü ve Yol elden ele Yan'a ve sonra tam görkemine kavuşacağı kuzeyin ve güneyin Tam Gerçeklik okullarına geçirildi.
  • Bu hareket çok izleyeni olması nedeniyle gelişti, zihinsel iletinin kötüleşmesi nedeniyle de geriledi. İyice karmaşık hal alıp yozlaştığı günümüze kadar bu şekilde sürdü.
  • İlk olarak toplumda günlük işler için sağlam bir zemin oluştur. Ancak ondan sonra gerçekliği değerlendirip özü anlayabilirsin.
  • Göğün en yüksek katının güzelliği de, en yüksek yerlerin ihtişamı da yürektedir: yürek, tam olarak açık ve farkında ruhun toplandığı yerdir. Konfüçyüsçüler buna açık merkez, Budacılar farkındalığın temeli, Taocular ataların dünyası, sarı saray, gizemli geçit, ilksel açıklık derler.
  • Evren açısından insanlar mayıs sineği gibidir; ancak Yol açısından da evren geçici bir yansımadır. Sadece esas ruhun gerçek özü ilksel düzenlemeyi aşar ve onun üstüne çıkar.
  • Canlılık ve enerji evrenle birlikte çürüyüp dağılır, ama esas ruh hala oradadır; sonsuzluk budur. Evren her şeyi ondan üretir. Öğrenciler sadece esas ruhlarını koruyarak üstün bir şekilde yin ve yang'ın dışında yaşayabilirler. Onlar üç krallıkta bulunmazlar. Bu ancak özü görmekle mümkündür. Esas yüz denen şey de budur.
  • Erişmenin dinginlikte mümkün olduğunu, fakat harekette yitirildiğini varsayıyor, hareketin yitirilmesinin nedenini dinginlikle hiçliğe ulaşmak olduğunu anlamıyorsun. Dinginlikle hiçliğe ulaştığında da, hareketle bunu yitirdiğinde de henüz Yol'a varmış olmazsın. Ancak zihnin varlığını koruduğun özerklik kazanırsın. Ancak özerklik kazandığın zaman olayları yönlendirebilirsin.

Kitap

  • Altın Çiçeğin Gizi, Çeviri ve Yorumlar Thomas Cleary, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul, 2000.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Taoizm</span> Çin kökenli dini veya felsefi gelenek

Taoizm, Antik Çin'de ortaya çıkmıştır ve temeli Laozi'nın yazılı eseri Dao De Jing'e dayanan bir öğretidir. Dao öğretinin temelidir. Çincede yol, yürümek, konuşmak, yön, yöntem, akış vb. anlamlara işaret eder. Dao Öğretisi'nin kurucu üstadları Laozi, Çuangzi ve Liezi'dir. Bu üstadların yazıları kozmogoni yani kainat ve onun doğuşu, kainatın yasa ve ilkeleri, insan ve doğanın kainat ile bağı, toplumsal yönetişim ilişkilerinin asıl doğası üzerine kuruludur. Antik Çin'de ortaya çıkan astronomi, hekimlik ve birçok doğa bilimlerinin köksel savını oluşturmuştur. Bahar-Güz Devri ve takip eden Savaşan Eyaletler Devrinde Çin'de ortaya çıkmış Yüz Düşünce Okulu içinde yer alan en önemli birkaç akımdan biridir. Bu akımlar arasında Kongzi (Konfüçyüs) de yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sigmund Freud</span> Psikanaliz biliminin kurucusu olan nörolog

Sigmund Freud veya doğum adı ile Sigismund Schlomo Freud, psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi nörolog. Psikanaliz, hasta ile psikanalist arasında gerçekleşen diyalog yoluyla psikopatolojik vakaları tedavi etmekte kullanılan klinik yöntemidir. Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurlarla olan bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışır. Freud'a göre, bilinç dışına itimler yaşantıların kendileri değil, anıları üzerinde gerçekleşirler. Ancak söz konusu istekler gerçeğe dönüştürüldüğünde, daha doğrusu doyurulduğunda karşılaşılacak üzüntü ve pişmanlık duygusundan kaçınılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Budizm</span> Bir din ve hayat felsefesi

Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

Misyonerlik, dar anlamıyla herhangi bir dini öğretiyi yabancı ülkelerde yaymakla yükümlü din görevlilerini tanımlamada kullanılır. Daha geniş anlamıyla ise başkalarını belirli bir öğretiye, özellikle dini bir öğretiye ikna etmeye çalışan, onları bu öğretiye çekme amacını üstlenen kişileri tanımlamada kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Teslis</span> Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlüsün­den oluşan Tanrı inancını ifâde eden kavram

Teslis, Kutsal Üçleme ya da Üçlü Birlik, tek olan Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta kendisini bildirdiği her biri eşit yücelikte, özünde tek, ezeli ve ebedi olan üç benliğini konu edinen ve Hristiyan kiliselerinin çoğunluğu tarafından inanılan ana akım Hristiyan dininin merkezindeki inanç esasıdır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh üç farklı benlik (hipostaz) olarak aynı özü paylaşmaktadırlar (Homoousia). Tek öz Tanrı'nın birliğini üç benlik ise Tanrı'nın kimliğini anlatmaktadır ve benliklerin hem birbirinden farklılıklarını hem de özde çözülmez birliklerini ifade eder. Böylece tüm yaratım ve lütuf süreci Tanrı'nın üç ilahi benliğinin ortak eylemi olarak görülür. Her benlik, Üçlü Birlik'te kendilerine özgü nitelikleri tezahür ettirir ve böylece her şeyin "Baba'dan çıkıp gelmiş" "Oğul aracılığıyla" ve "Kutsal Ruh'un gücüyle" gerçekleştiğini kanıtlar.

<span class="mw-page-title-main">Tibet Budizmi</span> Budizmin Vajrayana kolundan Budist inanış

Tibet Budizmi. Tibet, Moğolistan ve Bhutan başlıca olmak üzere Nepal, Hindistan, Çin, Rusya ve bazı Orta Asya Türklerinde takip edilen Budizm koludur. Kimi yerlerde Lamacılık olarak da adlandırılmaktadır. Tibetçe Lama den doğan bu kelime, aynı zamanda bir unvan olarak da kullanılmaktadır. Budizmin Vajrayana koluna aittir.

İçrekçilik, batınilik ya da ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstat tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir. Çoğunlukla ezoterik (içrek) yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair şeklinde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Georg Wilhelm Friedrich Hegel</span> Alman filozof

Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Alman filozof.

<span class="mw-page-title-main">İhvân-ı Safâ</span> Hurufiler ya da ansiklopedistler

İhvan-ı Safâ, Basra'da 10. yüzyılda ortaya çıkan bir felsefe çığırının taraftarlarına verilen bir addır. Bir nevî felsefe ansiklopedisi mahiyetindeki risalelerini Almancaya çeviren Dietrici[kim?], bunların adlarının "Hâlis Kardeşler" anlamına geldiğini söylüyor.

Upanişad, Hinduizm'in felsefi ve daha çok mistik yapıdaki kutsal kitaplarıdır, Şruti kategorisinde yer alırlar. Anlamı "yanıbaşına oturmak"tır. Bu metinler geçmişte Hindu rişilerinin ("peygamberlerin") öğrencilerine öğrettiği gizli bilgilerdi, Vedalar'ın sonu (Vedanta) ve tamamlayıcısı olarak görülürler.

<span class="mw-page-title-main">Heraklitos</span> Yunan filozof

Efesli Heraklitos, döneminde Pers toprakları içinde bulunan Efes'te yaşamış Pre-socratik Yunan filozof. Platon ve Aristoteles'in eserleri de dahil olmak üzere Batı felsefesini geniş ölçüde etkilemiştir. Herakleitos’un yaşadığı şehir daha sonra ilk Yunan filozofların yaşadığı Miletos’a yakındır fakat mahut Miletoslu düşünürlerden herhangi biriyle tanıştığına ve hayatı boyunca seyahat edip etmediğine dair bir bilgi yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Jean-Paul Sartre</span> Fransız filozof (1905-1980)

Jean-Paul Charles Aymard Sartre, Fransız yazar ve düşünür. Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle de yer etmiş; bunların yanında varoluşçu Marksizm şekillendirmesi ve siyasetteki etkinlikleriyle 20. yüzyıl'a damgasını vuran düşünürlerden biri olmuştur. Sartre, bir anlatıcı, denemeci, romancı, filozof ve eylemci olarak yalnızca Fransız aydınlarının temsilcisi olmakla kalmamış, özgün bir entelektüel tanımlamasının da temsilcisi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Miletli Anaksimenes</span> Antik Yunan Sokrates öncesi düşünürü

Anaksimenes, doğa filozofu ve geleneksel olarak Batı dünyasının ilk filozofları kabul edilen Miletos'lu üç düşünürün sonuncusudur. Helenistik döneme ulaşabilen yazılarından günümüze kalanlar, yalnızca sonraki yazarların kendi çalışmalarına aldıkları bazı bölümlerdir. Bu nedenle Anaksimenes'in düşüncelerine ilişkin yorumlar çoğunlukla birbirleriyle çelişir.

<span class="mw-page-title-main">Teozofi</span>

Teozofi, "tanrı" ve "bilgi" sözcükleri birleştirilerek türetilmiştir. Günümüzde teozofi denildiğinde, öncelikle, kaynağını esas olarak Hint mistisizminin insan ile evren ve Tanrı arasındaki ilişkileri açıklayan felsefî denebilecek Hint teozofisinden almış olmakla birlikte Batı teozofisi akla gelir. Batı teozofisi bir yandan okült gelenek, diğer yandan Doğu gelenekleri üzerine kurulmuş, ezoterik bilgilerden yararlanan felsefî bir sistemdir.

Karma, Sanskrit dilinde “yapmak, eylemek, bir fiilde bulunmak” anlamındaki “kri” sözcüğünden türetilmiştir. Karma sözcüğü farklı sözcüklerle birlikte kullanılarak; karma yasası, karmik plan ve karmik telafi gibi farklı anlamlara gelen terimlerin oluşturulmasında kullanılmıştır. Hinduizm, Budizm, Jainizm, Taoizm, Sihizm ve teozofide kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Hermetizm</span>

Hermetizm, Antik Mısır'da yaşamış bilge Hermes Trismegistus'un iddia edilen öğretilerine dayanan felsefi ve dini bir sistemdir.

Anglikanizm, İngiltere'nin resmî kilisesi olan İngiltere Kilisesi'ne has ilke, doktrin ve kurumlar. İngiltere Kralı VIII. Henry'nin kurduğu bir Hristiyan mezhebidir. İngiliz Reformu, Katoliklik ve Protestanlık arasında bir orta yol olarak görüldüğü için Latince Via Media olarak adlandırılmıştır.

Dzogchen “büyük mükemmelliğin” yanında Atiyoga ya da Mahasandhi olarak da adlandırılır ve Tibet Budizmi'ne ait Nyingma-Okulunun geleneksel öğretilerini tanımlar. Tibet Bön'ünde ise Buda öğretilerinin özü olarak aktarılır. Bu öğretilerin aktarımı açıkça ve ılımlı bir şekilde Sakya, Kagyü ve Gelug okullarında gerçekleşir. Tibet'teki aynı isimli Dzogchen Manastırı Nyingma'nın altı ana merkezinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Stoacı fizik</span>

Stoacı fizik evrende işlemekte olan doğal süreçleri açıklamak üzere antik Yunan ve Roma Stoacı filozofları tarafından geliştirilmiş olan doğa felsefesidir. Stoacılar’a göre, evren, tek bir panteist tanrıdır, fakat aynı zamanda maddenin esasıdır. Evrenin en ilkel varlığı, var olan her şeyin temeli olan ilahi “öz”dür (pneuma). Kuvvetin maddeden ayrılması ilahi ateşi (aether) üretir, tüm maddenin temeli olan ateş elementlere ayrılır ve evrenin ilahi varoluş nedenine (logos) göre işleyen "pneuma"nın neden olduğu gerilimler tarafından şekillendirilir. Bu süreçler; sonsuz bir döngü (palingenesis) içerisinde evrenin oluş, gelişim ve nihai olarak yok oluşundan sorumludurlar. İnsan ruhu, evreni ortaya çıkaran coşkun ilahi ateşten (aether) bir yayılımdır ve insan duyuları ruhun yönetici parçası olan insan zihninin özüyle etkileşim halindeki nesnelerden ilahi öz (pneuma) akışının aktarımıdır. Stoacılar, aynı zamanda diğer tanrıların ve ilahi öznelerin varlıklarını da kabul etmişlerdir.

Saklı Sözler, Bahai inancının kurucusu olan Mirza Hüseyin Ali tarafından Bağdat civarında yazılan bir kitaptır. Saklı Sözler'in 1858 yılında Dicle Nehri kıyılarında nazil olduğuna inanılır. Yetmiş biri Arapça, seksen ikisi Farsça olan bu eser, Bahaullah'ın deyişiyle belli ruhani hakikatlerin özünü alarak kısa ayetler şeklinde yazılmıştır. Bu derleme bir öğüt kitabı ve bazı dini konuları açıklayıcı niteliktedir. Emrinin başlangıcında bu derleme 'Hz. Fatıma'nın Saklı Kitabı' olarak biliniyordu. Saklı Sözler eseri Türkçeye Mecdi İnan tarafından Arapça ve Farsça asıllarından tercüme edilmiştir.