
Hazarlar, İdil (Volga) Nehri kıyıları ve Kırım yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk halkıdır. Yahudi, Bizans ve Arap kaynaklarına göre, Hazar ülkesinde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun Uygur, Hazar, Ön Bulgar, Sabir ve Peçenek gibi Türk boyları olduğu bilinmektedir. Hazarların büyük bir bölümü 8. yüzyılda Museviliği benimsemiştir.

Ön Bulgarlar veya Protobulgarlar, asıl kitlesini Ogur kitlelerinin oluşturduğu, 7. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyi ile daha sonra İdil Nehri ve Tuna nehri bölgelerinde de yaşamış, Türkçe konuşan, yarı göçebe Türk kökenli bir halk. Sabir, Uz, Hazar v.b diğer Türk kökenli halklardan kalıntıları da içlerinde barındırmakla birlikte, bazı Fin-Ugor boylarının da Ön Bulgarların içinde yer aldığı bilinmektedir. Ayrıca aralarında Sarmat ve Alan kökenli kitlelerin de var olduğu düşünülmekte. İdil Tatarları ve Çuvaşlar, Ön Bulgarların ya da İdil Ön Bulgarlarınının soyundan gelen torunlarıdır.

Ak Hun İmparatorluğu, dördüncü yüzyılın başlarında Isığ Gölü çevresinde Avarlar'a bağlı yaşarlarken bu yüzyılın ikinci yarısında Maveraünnehir'e ve Toharistan'a yayılmış Türk devleti. Hükümdarlık 5. yüzyılda Heftal denilen aileye geçtiğinden Eftalitler olarak da bilinirler.

Mete, Mao-tun (Çince: 冒頓單于 pinyin: Mòdú Chānyú;, MÖ 209 - MÖ 174 arasında hüküm sürmüş Asya Hun İmparatorluğu hükümdarı olan Türk-Hun hükümdardır. Oğuz Kağan Destanı'ndaki Oğuz Kağan ile aynı kişi olduğu düşünülmektedir. Babası Teoman'dır. Kendisi Baideng Muharebesi sırasında Han Hanedanlığı'nı yenmiş ve vergiye bağlamıştır. Yüeçi ve Tunguz milletlerini de yenerek devletini Hazar Denizi'nden Mançurya'ya kadar uzatmıştır.
Yabgu, eski Türk devletlerinde hükümdar anlamında kullanılan unvan. Unvan daha çok Oğuz Türkleri tarafından kullanılmıştır. Oğuzlar kurdukları ilk devlete de Oğuz Yabguluğu adını vermişlerdir.

Albanya ya da Albania, bugünkü Azerbaycan ile Dağıstan'ın güneyini kapsayan eski bir krallık. Albanya Yunanca ve Latince "dağlık toprak" anlamına gelir, ülkenin yerli adı ise bilinmemektedir. MÖ 3. ve 4. yüzyıllarında kurulmuştur. 705'te ise Araplar tarafından yıkılmıştır. Başkenti önce Kebele, sonra Berde şehri oldu. Krallığın resmi dili ise Albanca'ydı.

Kıpçak dilleri, Ukrayna'dan Çin'e kadar uzanan Orta Asya ve Doğu Avrupa'nın çoğunda yaklaşık 28 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dil ailesinin bir alt koludur. Bu grupta en çok konuşulan dillerden bazıları Kazakça, Kırgızca ve Tatarcadır.

Macarlar, ağırlıklı olarak Macaristan'da, ayrıca azınlık topluluklar halinde Orta Avrupa'da yaşayan ve Fin-Ugor dil ailesine bağlı Macarcayı konuşan halk.

Birinci Bulgar İmparatorluğu, Ön Bulgarların 681'de bugünkü Balkan bölgesinde Asparuh komutasında kurdukları devlettir. Devlet bugünkü Bulgaristan, Arnavutluk, Bosna, Hırvatistan, Yunanistan, Macaristan, Kosova, Kuzey Makedonya, Moldova, Karadağ, Romanya, Sırbistan, Slovakya, Türkiye ve Ukrayna topraklarını içine alan yaklaşık Türkiye kadar bir toprak büyüklüğü olan (750.000 km²) topraklarda kurulmuştur.

Sabirler, Sabarlar ya da Suvarlar, 5-7. yüzyıl civarında Kafkasya'nın kuzeyinde, Karadeniz'in doğu kıyılarında, Kuban bölgesinde yaşayan ve muhtemelen Batı Sibirya'dan gelen Türk kökenli göçebe insanlardı. Savaşta yetenekliydiler, kuşatma makineleri kullandılar, büyük bir orduları vardı ve tekne yapımcılarıydılar. Sabirler, 400'lerin sonlarında / 500'lerin başında Transkafkasya'ya akınlara öncülük etti, Bizans-Sasani Savaşları sırasında her iki tarafta da asker ve paralı asker olarak hizmet ettiler. Bizanslılarla olan ittifakları, daha sonraki Hazar-Bizans ittifakının temelini attı.

Hazar Kağanlığı ya da kısaca Hazarlar, 7. ve 11. yüzyıllar arasında; Hazar Denizi'nin çevresinde; Van Gölü'nden, Karadeniz kıyılarından, Kiev'e; Aral Gölü'nden, Macaristan'a kadar olan geniş topraklarda hüküm sürmüş, Doğu Avrupa'da yerleşik bir Türk devletidir. Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir. Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir. Hudūd al-'Ālam adlı esere göre, Hazar kağanları Ansa' sülalesindendir ve Orta Asya'dan gelmişlerdir. Hazarların bir süre Büyük Hun Devleti'ne bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır. 586'dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, "Türkler" olarak geçmektedir.

Kırımçaklar, Türk dili konuşan ve Kırım'da yaşayan Rabbânî Yahudilerdir. Kırım Karayları ile birlikte yaşamışlardır.

Onüçüncü Kabile, Macar tarihçi Arthur Koestler'in (1905-1983) Türk tarihini de ilgilendiren bir kuramı ve bu kuramı tanıttığı kitabının adıdır.

Krasnoyarsk Krayı, Rusya'nın Sibirya Federal Bölgesi'nde bulunan kray. Krayın idarî merkezi Krasnoyarsk'tır. Yüzölçümü 2.366.797 km²'dir. Yakutistan ve Batı Avustralya'dan sonra dünyanın en büyük üçüncü idari-bölgesel birimidir.

Hazar Yazışmaları, 950'ler veya 960'larda, Córdoba halifesi III. Abdurrahman'ın dışişlerinden sorumlu sekreteri Hasday bin Şaprut ile Hazar kağanı Yosef arasında gerçekleşen mektuplaşmalardır. Hazarlar tarafından yazılıp da günümüze kadar gelen az sayıdaki belgelerden biri olup Hazar tarihi hakkında bilgi sunan ender kaynaklardandır. Bu mektuplaşmalardan hem Hazarların din değiştirmesiyle ve gelecek nesillerde yarattığı getirisi ile ilgili hem de güçlü bir ordusu olup diğer devletlerden vergi toplamasına rağmen bir nesil içinde 969'da devletin çöküşüyle ilgili bilgi toplamak mümkündür.
Tarkan, Türklerde ve Moğollarda demirci, demir ustası ve aynı zamanda devlet görevlisi veya savaşçı/asker demektir. İslamiyet öncesi Türk devletlerinde generallere verilen ad. Tarhan, Targan, Dargan, Darkan olarak da söylenir. Tarkanların, toplumda saygın bir konumu vardır. Hatta zaman zaman Türk ve Moğol devletlerinde tarkanlar vergi dışı tutulmuşlardır. O kadar ki, tarkanlık yüksek bir unvandır. Sezgin Burak tarafından oluşturulmuş Tarkan adlı bir Hun savaşçısının çizgi öyküleri 1967 yılında yayınlanmaya başlamış ve özgün bir karakter haline gelmiş, daha sonra da filmleri çevrilmiştir. Bu öyküler pek çok kültürel unsuru bünyesinde barındırmıştır. Örneğin kahramanın yanında dolaşan bir kurdu vardır ve onun ayrılmaz bir arkadaşıdır.Bir kurt tarafından büyütülür. Ailesini katleden Alan Kralı Kostok'tan intikam alır. Atilla Han’ın fedaisi ve ona hizmet bir savaşçı olarak görünür. Gülmeyen yüzü, hedefinden şaşmayan kişiliği, cesurluğu, iyi silah kullanması öykülerde hep öne çıkar. Avrupa mitolojisindeki motiflerden zaman zaman yararlanılır. Örneğin dünya egemenliğini simgeleyen Marsın Kılıcını arar. Vikingler ile savaşır. Çinliler Tarkan’ın peşinden Avrupanın içlerine kadar gelir onu takip ederler. Roma askerleri dövüşür. Kendisinin Hun Türkü olduğunu ara sıra vurgular. 1969 yılında ilk Tarkan filmi Mars'ın Kılıcı, daha sonra Gümüş Eyer, Viking Kanı, Altın Madalyon ve Güçlü Kahraman maceraları sinemaya aktarılmıştır.
İşad, eski Türklerdeki yüksek rütbeli komutanları tanımlamak için kullanılan terimdir. Bu kavram ayrıca Araplar tarafından Hazar Türklerinin komutanlarını tanımlamak için Kağan Beg biçiminde kullanılmıştır. Bu unvana en çok, eski Türk yazıtlarında ve Bugut Yazıtı'nda rastlanmaktadır. Unvanın Türklerdeki bilinen ilk kullanıcısı Göktürklerin kurucusu Bumin Kağan'ın babası Bilge Şad'dır.
İlteber, Türk Kağanlığı ve Hazar Kağanlığı'nın siyasi hiyerarşisinde kendisine vergi toplama ve bunun belirli bir miktarını Türk kağanına ödeme görevi bulunan boy başkanlarına verilen addır. Bu terime ilk kez, 680'de Kuzey Kafkasya Hunları'nda rastlanmaktadır. Hristiyan kaynaklarında, Albanya'da hüküm süren Hun derebeyinin adı Alp Ilteber olarak geçmektedir.

Türk göçleri, Türk boylarının ve Türk dillerinin 6. ve 11. yüzyıllar arasında Avrasya'daki yayılma sürecini ifade etmektedir.
Menaşe ben Hizkiya, Hazar Yazışmalarında adı geçen, Türk Hazar hükümdarıydı. Muhtemelen MS dokuzuncu yüzyılın ortalarından sonlarına kadar hüküm sürdü. Obadiah oğlu Hizkiya'nın oğluydu. Onun saltanatı hakkında çok az şey bilinmektedir. Adının geçtiği tek belgenin tarihsel gerçekliği ve doğruluğu sorgulanmaktadır. Diğer Bulan hanedanı hükümdarlarında olduğu gibi, onun da Kağan mı yoksa Kağan Beyi mi olduğu belirsizdir, ancak ikincisi daha olasıdır.