İçeriğe atla

Alman Sonbaharı

Alman Sonbaharı

Kaçırılan Lufthansa 181
Tarih30 Temmuz-18 Ekim 1977
Bölge
SebepRAF liderlerinin serbest bıraklıma isteği
SonuçRAF liderlerinin ölümü
Taraflar
RAF
FHKC
Batı Almanya
Somali
Komutanlar ve liderler
Brigitte Mohnhaupt
Christian Klar
Zahar Akash
Helmut Schmidt
Hans Jorgen Wisniewski
Ulrich Wegener
Siad Barre


Alman Sonbaharı, 30 Haziran 1977 yılından başlayarak Batı Almanya'yı derinden sarsan olaylar dizisidir. Olayı başlatanlarda Kızıl Ordu Fraksiyonu'dur. Olaylar dizisi 30 Haziran 1977'de, Dresdner Bank müdürü Jürgen Ponto, başarısız kaçırma girişimi ile başlamıştır. Daha sonra Jürgen Ponto Oberurse'deki evinin önünde vurularak öldürüldü. Kaçırma olayına karışan RAF'çılar Brigitte Mohnhaupt, Christian Klarve Ponto'nun vaftiz kızı Susanne Albrecht'ti.

Mahkûmiyet kararını izleyen günlerde eski SS subayı ve Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin eski üyesi olan ve Alman İşveren Cemiyeti'nin başkanı ve Batı Almanya'nın en güçlü sanayicilerinden olan Hanns Martin Schleyer kaçırıldı. 5 Eylül 1977'de şoförü sokağın ortasında karşısına çıkan bebek arabası yüzünden durmak zorunda kaldı. Arkalarındaki polis eskortu, zamanında duramadığı için Schleyer'in arabasına arkadan çarptı. Maskeli beş saldırgan, üç polisi ve şoförü öldürdü ve Schleyer'i rehin aldı.

Daha sonra federal hükûmete, Staamheim'dakiler dahil on bir militanın salıverilmesini talep eden bir mektup gönderildi. Bonn şehrinde, Helmut Schmidt'in başkanlığında bir kriz komitesi oluşturuldu. Komite anlaşma yapmak yerine Schleyer'in yerini tespit etmesi için polise zaman kazandırmak amacıyla oyalama taktiğine başvurdu. Aynı zamanda, hapishanedekilere iletişim yasağı konularak yalnızca hükûmet memurlarının ve hapishane papazlarının ziyaretine izin verildi.

Almanya Federal Polis Bürosu zamanının en büyük insan avını başlattı ve devlet krizi bir aydan fazla sürdü. Kriz 13 Ekim 1977'de Palma de Mallorca'dan Frankfurt'a giden Lufthansa uçağı kaçırılınca doruğa ulaştı. Dört Arap'tan oluşan grup uçağın kontrolünü ele geçirdi. Sonradan Züheyir Yusuf Akaçe olduğu anlaşılan önderleri kendisini uçaktakilere Kaptan Mahmut olarak tanıttı. Uçak yakıt almak için Roma'ya indiğinde Akaçe, Schleyer'i kaçıranlar gibi kimi taleplerde bulundu: Türkiye'de tutulan Filistinlilerin serbest bırakılması ve kendilerine 15 milyon dolar ödenmesi.

Bonn kriz bürosu taleplere karşılık vermemeye karar verdi. Uçak Larnaka üzerinden önce Dubai ardından Aden'e uçtu. 16 Ekim'de kaptan pilot Jürgen Schumann, işbirliğine yanaşmadığı gerekçesiyle bir devrim mahkemesinde yargılanarak öldürüldü. Uçak 2. kaptan pilot Jürgen Vietor tarafından tekrar havalandı ve Somali - Mogadişu'ya uçtu.

Federal yüksek mahkemesinin başında olan ve Bonn'dan gizlice ayrılan Hans-Jürgen Wischnewski tarafından yürütülen riskli bir operasyon hazırlandı. 18 Ekim'de Avrupa saatiyle gece yarısını beş geçe uçak Alman federal polisinin elit timi olan GSG 9 güçlerinin sekiz dakikalık baskınına uğradı. Dört uçak korsanı vuruldu, üçü olay yerinde öldü. Yolculardan ciddi şekilde yaralanan olmadı ve Wischnewski Schmidt'e ve Bonn'daki kriz ekibine telefonla operasyonun başarıyla tamamlandığını bildirdi.

Yarım saat sonra, Alman radyosu Stammheim'daki tutukluların da dinlediği kurtarma operasyonu haberlerini verdi. Gecenin ilerleyen saatlerinde Baader başının arkasından vurulmuş, Ensslin de asılmış olarak hücrelerinde bulundu; Raspe ertesi gün öldü. Yaralanan Irmgard Möller hayatta kaldı ve 1994 yılında salıverildi. Ve yine yaptığı bir söyleşide şunları demiştir :

Ulrike ölü bulunduğunda tarih Mayıs 1976'ydı. Eylül 1977'de ben de Stammheim'daydım. Daha önce Hamburg'da kalmış, 1977 başında Stammheim'a getirilmiştim. Çünkü davam başlayacaktı. Açlık grevimiz sayesinde gruplar halinde kalma hakkını elde etmiştik. Ben de bu gruba kondum. O sırada Ulrike ölmüştü. Daha sonra grup sayısının sekize çıkması için yeni bir açlık grevine başladık. Bu olmadı, ama her gün birbirimizle görüşebilme hakkını kazandık. 2 Eylül 1977 günü RAF, İşverenler Sendikası Schleyer'i kaçırdı. Çok ünlü ve nefret edilen biriydi. II. Dünya Savaşı'nda Çekoslovakya'yı işgal eden kuvvetlerin içinde komutan Heidrich'in asistanıydı. Eski bir Nazi'ydi yani. Almanya'da yürütülen mücadele sırasında da sendikalara karşı tavrıyla işçilerin haklarının ellerinden alınması için çalışmıştı. RAF onu 11 tutsakla değiş tokuş yapmak amacıyla kaçırmıştı. Bu olay üzerine, bir arada kalırken hepimiz ayrı ayrı hücrelere konduk ve görüşmemiz yasaklandı. Öncesinde ortak eşyalarımız, yemeğimiz ve kitaplarımız vardı, her şeyimiz ortaktı. Bu haklar elimizden alındı ve hücreyle ilgili bir yasa çıktı. Dışarıyla da ilişkimiz kesilecekti, yani ne avukat ne gazete olacaktı. Hepimiz 7. kattaydık, ama ne birbirimizle ne dışarısıyla ilişkimiz vardı. Ingrid Schubert de 7. kata kondu ve dört kişi olduk. RAF'la görüşmeler haftalarca sürdü. Alman hükümeti sürekli olarak Schleyer'in yaşadığına dair deliller istiyordu. RAF her seferinde buna cevap verdi ve Schleyer'in ölmediğini gösterdi. Haftalarca hiçbir şey olmadı. Alman hükümeti ve polisi bu süre içinde komandoları bulmaya ve Schleyer'i kurtarmaya çalışıyordu. Bu sürece bir son vermek için Filistinli bir grup Lufthansa uçağını kaçırdı. Yani elimizde baskı aracı olarak Schleyer ve Lufthansa uçağı vardı. Uçak bazı havaalanlarına uğradıktan sonra Somali'ye indi. Somali Başkanı Etiyopya'yla savaş halinde olduğu için Alman hükümetine kendini sattı. Alman özel timleri uçağa girdi, yolcuları dışarı çıkardı ve Filistinli grubun üyelerini öldürdü. Aynı gece Stammheim'a girerek Gudrun, Andreas ve Jan'ı öldürdüler. Ben de ağır yaralandım. Göğsüme birçok bıçak darbesi almıştım. Bilincimi kaybetmiştim ve günler sonra hastanede kendime geldim. Diğerlerinin öldüğünü orada öğrendim. Ağır yaralanmıştım, zor nefes alıyordum. Ölmememin nedeni de bıçağın kaburgalarıma takılmış olmasıydı. Bıçak biraz daha derine gitseydi ben de ölecektim. Gazetelerde hemen ertesi günü tutukluların intihar ettiği haberi çıktı. Neden olarak da morallerinin bozulmuş olması gösterildi. Bugün bile söyledikleri bu. "İntihar ettiler, çünkü hiçbiri mantıklı ve normal değildi," dediler. Tabii bu doğru değildi.

Resmi soruşturmalar bunun planlanmış bir intihar dizisi olduğunu açıkladı ama iddiayı kabul etmeyen teoriler de öne sürüldü. Örneğin Baader'in özellikle birinci kuşak RAF üyeleri için yapılmış yüksek güvenlikli bir hapishaneye silah sokmayı nasıl başardığı tartışıldı. Solak olan Baader kayıtlara göre kendini sağ eliyle vurmuştu ancak ense kökünden giren kurşun alnını delerek dışarı çıkmıştı ki silahı böyle tutarak kendini vurmanın görece zor bir hareket olduğu iddia edilmektedir. Üstelik bazı kaynaklara göre Baader'in hücresinde ikinci bir kurşun deliği daha bulunması olayı şüpheli hale getiren etkenlerden biridir.[1] Ayrıca kalbinin üzerinde dört bıçak yarasıyla bulunan Möller'in kendine bunu yapması imkânsız değilse bile çok zordu. Stammheim'dan sağ olarak kurtulan tek mahkûm olan Möller, hapishanede gerçekleşenlerin bir intihar değil, süikast olduğunu iddia etti.

Resmi olmayan bazı araştırmalar, toplu intiharı açıklamasını reddeder, mahkûmların öldürüldüğünü savunur. Stammheim Modeli yüksek güvenlikli hapishanelerde ziyaret alanına girmeden evvel tüm avukatların ceplerini boşaltmaları ve ceketlerini doğrulama için görevliye vermeleri gerekmekteydi. Elle ve metal dedektörüyle aranıyorlardı. Mahkûmlar ziyaretten önce ve sonra çırılçıplak soyuluyor kontrolden sonra da kendilerine yeni bir kıyafet veriliyordu.[2] Dahası, hücresinde asılı bulunan Ulrike Meinhof'un cesedi üzerinde İngiliz doktorların yaptığı inceleme, onun öldürüldükten sonra asıldığını söylüyordu. Yapılan otopside Meinhof'un cinsel organında sperm bulunduğu rapor edilmişti.[3]

Buna karşılık diğer bağımsız araştırmalar tutuklu avukatlarının yüksek güvenliğe rağmen içeriye silah ve ekipman sokabildiklerini, bunların hücrelerde kolayca saklanabildiğini ve mahkûmların toplu halde intiharının en olası açıklama olduğunu belirtmiştir.[4]

2002 yılında cesedi ailesine teslim edilirken, Meinhof'un kafatasından beyninin alındığı ortaya çıktı. Bunun ortaya çıkmasının ardından beyin ailesine geri verildi.[5]

Hücresinde ölü bulunanlardan biri olan Gudrun Ensslin avukatına şöyle yazmıştı:

Eğer benden geriye hiç mektup kalmadıysa ve ölü bulunduysam; süikaste uğramışımdır[6]

19 Ekim 1977'de Schleyer'i kaçıranlar, rehinenin idam edildiğini açıkladılar. 1977 sonbaharındaki olaylar II. Dünya Savaşından bu yana Almanya'nın yaşadığı en büyük illegal, politik vakalardı ve bu nedenle Alman Sonbaharı (Der Deutsche Herbst) olarak adlandırıldı. Heinrich Breloer'in 1997 yılında yayımlanan Ölüm Oyunu adlı iki bölümlük belgeseli Alman Sonbaharını anlatır.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2015. 
  2. ^ Koşan, Ümit. Sessiz Ölüm, Tabutluklar, Beyin Yıkama ve Tecrit Hücreleri. Belge Yayınları.
  3. ^ La Mort d’Ulrike Meinhof: Rapport de la Commission international d’enquête, Librairie François Maspero, Paris, 1979, s. 25
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Şubat 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2015. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Şubat 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Eylül 2015. 
  6. ^ Libération (Özel sayı), Paris, 1978

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

18 Ekim, Miladi takvime göre yılın 291. günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 74 gün vardır.

<span class="mw-page-title-main">Rudolf Hess</span> Alman politikacı

Walter Richard Rudolf Hess, Nazi Almanyası'nın önde gelen isimlerindendi. Aralık 1933'ten itibaren SS-Ehrenführer olarak Obergruppenführer formasını giyme hakkına sahipti. Adolf Hitler'in Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisindeki vekiliydi.

<span class="mw-page-title-main">Köln</span> Almanyanın dördüncü, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin en büyük şehri

Köln, eski adıyla Kolonya, Almanya'nın dördüncü, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin en büyük şehri, ayrıca 4 385 082 nüfuslu Köln İdari Merkezi'nin yani Regierungsbezirk Köln 'ün merkezidir.

<span class="mw-page-title-main">Kızıl Ordu Fraksiyonu</span> aşırı solcu örgüt

Kızıl Ordu Fraksiyonu, Baader-Meinhof Grubu ya da Alman basınında Baader-Meinhof Çetesi olarak da bilinen radikal sol görüşlü bir örgüttür.

<span class="mw-page-title-main">Hermann Göring</span> Alman siyasetçi, Reichstag Başkanı ve savaş suçlusu

Hermann Wilhelm Göring, Nasyonal Sosyalist Partinin ileri gelenlerinden Alman siyasetçi, Nazi Almanyası'nın hava kuvvetleri komutanı ve hüküm giymiş savaş suçlusudur. 1933'ten 1945'e kadar Almanya'yı yöneten Nazi Partisi'nin en güçlü isimlerinden biriydi.

<span class="mw-page-title-main">Ulrike Meinhof</span>

Ulrike Marie Meinhof, Alman radikal sol kanadın militanı ve gazeteci.

<span class="mw-page-title-main">Lincoln Burrows</span> kurgusal karakter

Lincoln Burrows, Prison Break dizisinde Dominic Purcell'in canlandırdığı karakterdir. Genç Lincoln'nü Max Kirsch ve Hunter Jablonski canlandırmıştır. Lincoln'nün kardeşi Michael Scofield onu idam cezasından kurtarmak için bilerek hapse girer.

<i>Esaretin Bedeli</i> 1994 yapımı Amerikan dram filmi

Esaretin Bedeli, Frank Darabont'un senaryosunu yazdığı ve yönettiği, başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman'ın yer aldığı 1994 yapımı Amerikan dram filmidir.

<span class="mw-page-title-main">Münih Katliamı</span>

Münih Katliamı, Münih'te düzenlenen 1972 Yaz Olimpiyatları sırasında, Kara Eylül örgütüne bağlı silahlı militanlar tarafından yapılmış saldırı. İsrail Olimpiyat takımının on bir üyesi rehin alındığı olay, rehineler ve bir polisin ölümü ile sonuçlanmıştır.

Bernd Andreas Baader, Almanya'daki Kızıl Ordu Fraksiyonu'nun ileri gelen yöneticilerinden ve Baader-Meinhof grubunun bilinen iki isminden biridir. 1972 yılında tutuklandı ve 1977 yılında hücresinde ensesinden vurulmuş olarak bulundu.

<span class="mw-page-title-main">Pierre Laval</span> Fransız siyasetçi (1883 – 1945)

Pierre Laval, Fransız politikacı. Üçüncü Cumhuriyet döneminde, 27 Ocak 1931'den 20 Şubat 1932'ye ve ikinci kez 7 Haziran 1935'ten 24 Ocak 1936'ya kadar Fransa Başbakanı olarak görev yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Gudrun Ensslin</span>

Gudrun Ensslin, Kızıl Ordu Fraksiyonu'nun kurucularından biri.

Yusuf Kenan Kalav, Türk-Alman dizi, sinema oyuncusu ve iş insanı.

<i>Asabiyim Ben</i>

Asabiyim Ben, yönetmenliğini Damián Szifron'un üstlendiği, kara komedi türündeki 2014 yapımı Arjantin-İspanyol filmi. Antolojik bir film olan Asabiyim Ben, şiddet ve intikam temalı, konu bakımından birbiriyle bağlantısız altı farklı kısa filmden oluşmaktadır. Ansambl oyuncu kadrosuna sahip filmin başlıca rollerinde Ricardo Darín, Oscar Martínez, Leonardo Sbaraglia, Érica Rivas, Rita Cortese, Julieta Zylberberg ve Darío Grandinetti yer alır. 87. Akademi Ödülleri'nde Yabancı Dilde En İyi Film dalında Akademi Ödülü adayı gösterilmiştir.

Brigitte Mohnhaupt, Alman gazeteci, marksist felsefeci. İsmi 1971 yılında Batı Almanya'nın en bilinen marksist örgütü olan Kızıl Ordu Fraksiyonu içinde birçok eylem ile anılmıştır.

<i>Paramparça</i> (film, 2017) Fatih Akının 2017 yapımı Alman drama filmi

Paramparça, yönetmenliğini Fatih Akın'ın yaptığı 2017 yapımı Alman drama filmi.

<span class="mw-page-title-main">Otto Schily</span> Alman politikacı

Otto Georg Schily 1998-2005 yılları arasında Şansölye Gerhard Schröder'in kabinesinde Almanya İçişleri Bakanı olarak görev yaptı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) üyesidir.

<i>Bir Terör Filmi</i> 2008 yapımı Alman drama filmi

Bir terör filmi - Der Baader Meinhof Uli Edel yönetmenliğinde Stefan Aust'un aynı isimli romanına dayanarak çekilen 2008 çıkışlı bir filmdir. Filmde aşırı solcu örgüt Kızıl Ordu Fransiyonu'nun (RAF) 1967 -1977 yılları arasındaki aktiviteleri aktarılmaktadır.

Eurowings GmbH, merkezi Düsseldorf'ta bulunan bir Alman düşük maliyetli taşıyıcı ve Lufthansa Group'un tamamına sahip olduğu bir yan kuruluştur. 1996 yılında kurulan şirket, yurtiçi ve Avrupa destinasyonlarından oluşan bir ağa hizmet veriyor ve daha önce bazı uzun mesafeli rotaları işletiyor ve Almanya ve Avusturya'nın yanı sıra Palma de Mallorca ve Priştine'deki çeşitli havaalanlarında üsleri sürdürüyor.

Gölgeler Ordusu Jean-Pierre Melville tarafından yazılıp yönetilen; Lino Ventura, Simone Signoret, Paul Meurisse ve Jean-Pierre Cassel'in oynadığı 1969 İkinci Dünya Savaşı konulu gerilim ve dram filmidir. Fransız-İtalyan ortak yapımı olan film, Joseph Kessel'in 1943 tarihli aynı adlı kitabının bir film uyarlamasıdır. Kessel'in Fransız Direnişi üyesi olarak deneyimlerini diğer Direniş üyelerinin kurgusal versiyonlarıyla birleştirilmiştir.