İçeriğe atla

Allianoi

Allianoi
Allianoi'nin simgesi haline gelmiş olan Nymphe heykeli
Allianoi antik yerleşim (Sağlık merkezi)
KonumTürkiye İzmir, Bergama
BölgeMisya
Koordinatlar39°14′0″K 27°18′18″D / 39.23333°K 27.30500°D / 39.23333; 27.30500
TürIlıca yerleşim
Tarihçe
KuruluşM.S.2.yüzyıl
Sit ayrıntıları
Buluntu(lar)Ilıca-havuzlu salon, kilise, geçiş yapısı, doğu peristilli yapı, latrin, kült yapısı, çeşme, ınsulalar, batı köprüsü, şapeller, fırınlar, nekropol, doğu köprüsü, tıp aletleri
DurumHarabe

Sağlık Tanrısı Asklepios‟a adanmıș bu

kült merkezi,
Allianoi'den bir başka nymphe heykeli

Allianoi İzmiri, Bergama ilçesi sınırları içinde, Bergama-İvrindi kara yolunun 18. km.'sinde, Bergama'nın kuzeydoğusunda, Yortanlı Barajı gölet alanının tam ortasında, Paşa Ilıcası Mevkii'nde yer alan bir Misya antik kenttir.

Konumu ve çevresel özellikleri

Sağlık Tanrısı Asklepios'a adanmıș bu kült merkezi, güneyde Bağ Tepe ile Abdal Tepe, kuzeyde ise Çamlık Tepe olmak üzere vadinin tam ortasına kurulmuștur. Kült merkezinin ortasından geçen İlya Çayı belli mevsimlerde tarih boyunca sel tașkınlarına sebep olmuștur.[1] Bu alanın tercih edilmesinin nedeni, hala 47 0 C olan sıcak su kaynağı ve boğazda olması nedeniyle olumlu klimatik koșullara sahiptir. Merkez, sıcak su kaynağının tam üstüne, 300 m. doğu-batı uzanımlı, 200 m. genișliğinde bir alana yayıldığı tespit edilmiștir. Allianoi'u ikiye ayıran İlya Çay'nın üzerinde doğu ve batı ucunda biri halen kullanımda, diğeri sadece rampa ve bir ayağı günümüze kalan simetrik iki köprü inșa edilmiștir. Sıcak su kaynağı, dere yatağının hem güney hem de kuzeyindeki yapıların içinde halen mevcuttur.[1]

Araştırma ve Kazılar

1998 yılından bu yana da Paşa Ilıcası merkez olmak üzere baraj gölet alanı içinde kalan alanda kurtarma kazıları devam etmektedir. Baraj Gövdesi ve çevre ile bağlantısını sağlayacak yol yapım çalışmaları devam etmektedir. Proje aynen uygulandığı takdirde, baraja su toplanmaya başlandığı gün Allianoi tamamen su altında kalacaktır. Yağış rejimi ve bitki örtüsü ile bağlantılı olarak yaklaşık 40-60 yıl arasında ömrü olduğu düşünülen barajın gölet alanında bu süre zarfında alüvyon birikecek. Ve Allianoi yaklaşık 12– 15 m.’lik alüvyon dolgu altında kalacaktır.[2]

Antik yazarlardan P.Aelius Aristides’in Hieroi Logoi adlı eserinde (III.1 ) Allianoi anılmaktadır. Bu antik kaynak haricinde henüz, antik yazarlarda veya epigrafik buluntularda, Allianoi hakkında başka bilgiye ulaşılamamıştır. Allianoi, “Sağlık Tanrısı Asklepion’un yurdu” olarak bilinmektedir.

İlginç bir özelliği, antik çağ kaynaklarında sadece bir kez, M.S. 2. yüzyıl Batı Anadolu yazarı Aelius Aristides’in "Hieroi Logoi" (Kutsal Anlatılar) adlı eski çağ tıbbının en önemli kaynaklarından biri olan eserinde (III.1) anılmış olmasıdır. Bu kaynak haricinde antik yazarlarda veya epigrafik buluntularda henüz bahsine rastlanmamıştır.

Prehistorik Dönem

Allianoi'nin batısındaki orman arazisinde yapılan kazı çalışmaları sırasında, Erken Tunç Çağı II'ye ait bir adet Yortan kabı ele geçmiştir. Çakmak Tepe eteklerinde ise çok sayıda çakmak taşı eser saptanmıştır. Bunun haricinde dolgu toprak içerisinden iki adet taş balta ele geçmiştir. Tüm bunlara dayanılarak Allianoi ve yakın çevresinde prehistorik bir yerleşim olduğu düşünülmektedir.

Helenistik Dönem

Bu dönemde sıcak su kaynağını değerlendiren küçük bir termal merkezi olduğu sanılmaktadır. Helenistik Çağ'a ait sadece birkaç arkeolojik ve nümismatik eser ele geçmiş olmasına rağmen Allianoi merkez yerleşiminde Helenistik mimariye rastlanılmamıştır.

Roma Dönemi

Allianoi'de, Roma İmparatorluk Dönemi'nde (M.S. 2. yüzyıl) kült merkezinde, Anadolu'nun pek çok merkezinde ve Pergamon'daki Asklepieionda olduğu gibi büyük bir bayındırlık faaliyeti yaşanmıştır. Kült merkezinde mevcut binaların büyük bir kısmı bu döneme aittir. Ilıcanın yanı sıra, köprüler, caddeler, sokaklar, insulalar, geçiş yapısı, propylon ve nympheum bu dönemde planlanır.

Bizans Dönemi

Allianoi'da yoğun yerleşimin görüldüğü dönemdir. Ancak Pergamon'da olduğu gibi sosyo-ekonomik açıdan son derece zayıf bir dönem yaşanmıştır. Kült merkezinde yaşamaya başlayan Bizanslılar, Roma Çağı'na ait heykeltıraşlık eserlerini ve mimarlık kalıntılarını tahrip edip, devşirme malzeme olarak kullanmaya başlamışlardır. Roma Çağı'na ait, stoaların ve ana caddelerin tabanları kullanılmak suretiyle, yeni basit mekanlar yapılmıştır. Allianoi'un en önemli yapısı olan ılıcanın ve nympheumlar da ihtiyaçlara uygun küçük değişiklikler yapılarak kullanılmaya devam etmiştir. Bazilikal planda büyük bir kilise inşa edilmiştir. Yerleşmenin içinde ve yakın çevresinde de şapeller yapılmış, ayrıca bu dönemde metal, seramik ve cam atölyelerini kurulmuştur.

Osmanlı Dönemi

Osmanlı döneminde Paşa Ilıcası, Aydın Salnameleri'nde zikredilmektedir. Ancak yoğun bir şekilde kullanılmamıştır. Çünkü kazılar sırasında Osmanlı dönemine ait birkaç sikkenin dışında iz yoktur. 20. yüzyıl başlarında bölge kaymakamı Kemal Bey tarafından Ilıca ele alınmış ve büyük havuzun bulunduğu yerin kısmen yeniden kullanıma açılmasını sağlamıştır. Ilıcanın batısındaki Roma köprüsünün, Osmanlı döneminden 1979 yılına kadar Bergama-İvrindi arasında kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Günümüz

20. yüzyılın başında kısmen temizlenmiş ancak sonra yeniden gelen sel nedeniyle, ılıcanın bulunduğu kısmın 1950'li yıllara kadar atıl durumda kaldığı anlaşılmaktadır. 1992 yılında, Bölge Karayolları Müdürlüğü tarafından hâlen mevcut Roma Köprüsü, kurul kararı olmaksızın yapılan bir ihale ile kısmen deforme edilerek yeni bir köprü inşa edilmiştir. Aynı yıl ılıcanın restorasyonu İzmir Valiliği tarafından İzmir İl Özel İdaresi aracılığı ile ihaleye verilmiştir. Bir yıl süren restorasyon işlemleri sırasında yine kurul kararı olmaksızın ılıcanın içi deforme edilerek üzerine modern bir bina yapılmıştır. Bu tarihten itibaren işletmeye verilmiştir, Şubat 1998'de yaşanan ağır bir sel taşkını ile tesis yeniden kullanılamaz duruma getirmiştir. Çayın güneyinde ise özel şahıslara ait olan arazide tarım yapılmıştır. Bu onarımlarda ilave edilen modern binaların büyük bir bölümü 2003 yılı çalışmaları sırasında kaldırılmış ve antik ılıca mekanları ortaya çıkarılmaya başlanmıştır.

Yortanlı Barajı gövdesinin çalışmaları bitmiş, çevre ile bağlantısını sağlayacak yol yapım çalışmaları devam etmektedir. Proje aynen uygulandığı takdirde, baraja su toplanmaya başlandığı gün Allianoi tamamen su altında kalacaktır. Yağış rejimi ve bitki örtüsü ile bağlantılı olarak yaklaşık 40-60 yıl arasında ömrü olduğu düşünülen barajın gölet alanında bu süre zarfında alüvyon birikecek. Ve Allianoi yaklaşık 12– 15 m.'lik alüvyon dolgu altında kalacaktır.

Bu arada Allianoi sitinde Trakya Üniversitesi Yrd.Doç.Dr. Ahmet Yaraş'ın yönetiminde 1998-1999'da Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün, 2000-2004 döneminde ise Philip Morris'in katkıları ve ayrıca Yortanlı Kurtarma Derneği bünyesinde örgütlenmiş gönüllülerin özverileriyle kurtarma kazıları gerçekleştirilmiştir. 1998-1999 kazı çalışmaları sonucunda, kazılan alanın Allianoi olduğu öğrenildikten sonra, Bergama Müze Müdürlüğü'nün başvurusu üzerinde, İzmir I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu 29.03.2001 gün ve 9229 sayılı kararla, Allianoi'yi I. Derecede Arkeolojik Sit Alanı ilan edilince gerçek anlamda kurtarma kazısına dönüşmüştür. Bu arada özellikle Philip Morris'in katkılarıyla sitin kamuoyuna tanıtılmasında önemli çabalar gösterilmiştir.

2000 yılı kazı çalışmaları sırasında sade bir şekilde restore edilen bir sektörün tarla toprak seviyesini aşan ve Bergama-İvrindi yolundan geçerken de görülebilen bir mimari öğe haline dönüştürülmesi sağlandı. 2003 yılı kazı sezonunda biri Güney Ilıca ile dere sınırını belirleyen Roma duvarının mevcut kısmının sağlamlaştırılarak, yükseltilmesiyle (dolgu çöküntüsünü önlemek amacıyla), diğeri Kuzey Ilıca batısındaki mekanları sel taşkınlarından korumak amacı ile iki sağlam koruma duvar projesi gerçekleştirildi. Bu duvarlar sayesinde sit İlya Çayı'nın taşkınlarından kısmen korunmuş oldu. İşin ilginci, bu projeyi 100 yıl önce Kaymakam Kemal'in de düşünmüş olması, Alman Kazı heyetinde görevli Mimar W. Dörpfeld'den yardım istemesiydi. Ancak Ilıca turizme kazandırılamamıştı. Günümüz kazılarında Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün kazılarından biri olan Pergamon Kazısı’ndan bazen araç gereç yardımı da alındı. ahşap bir seyir platformu oluşturuldu. Düzenleme ve yol parkuru mümkün olduğunca en görsel alanlardan geçirildi. Yeşillendirme çalışmaları yapıldı. Bergama Müzesi'ne en ünlüleri sitin simgesi haline gelmiş Nymphe heykeli olan toplam 10000 eser reslim edildi. Allianoi merkez yerleşimi haricinde 1998 yılından beri süren kazılarda tüm gölet alanı içerisinde araştırmalara devam edilmektedir. Bu araştırmalar sırasında 2 km. kuzeydoğuda Helenistik Döneme tarihlenen bir çiftlik yerleşiminin ve Pergamon su hattına ait olan kemerin devamı keşfedilmiştir. Yine gölet alanı içerisinde kalacak, 311 numaralı parselde yapılan çalışmalarda bir Bizans nekropolü ve nekropol şapeli ele geçmiştir.[3]

Yortanlı Barajı ile Allianoi arasındaki açmazı çözmek için başbakanlık tarafından bir komisyon oluşturulması istendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün çağrısıyla toplanan akademik komisyon, 05-06.07.2005 tarihinde Allianoi’ye gelerek inceleme ve istişarelerde bulundu. 18.07.2005 tarihinde raporunu tamamlayarak bakanlığa sundu. Komisyonun sonuç kısmında, "Heyetimiz yerinde ve Kurul işlem dosyasında yaptığı inceleme ve değerlendirmelerin sonucunda, Allianoi olarak adlandırılan tescilli arkeolojik sit alanının, kültür tarihimize katkıları nedeniyle korunmasının tartışmasız olduğu; ancak bu amaçla sunulmuş olan koruma önerilerinin alanın korunması konusuna gerçekçi bir çözüm getirmediği görüşündedir. On binlerce yıllık bir süreçten geçerek bize ulaşan bir kültür varlığını yok etme hakkına sahip olmadığımız gibi, bunları gelecek nesillere aktarma yükümlülüğümüzün olduğu da kesinlikle unutulmamalıdır. Bu nedenle anlık çözümler aramak yerine, alanın bütüncül ve kalıcı olarak korunması ve sergilenmesi için daha fazla zaman kaybetmeden harekete geçilmesi, bu konuda ulusal ve uluslararası sorumluluğumuzun bir gereğidir." denilmektedir.

Allianoi, kültür, sağlık ve kongre turizmine kazandırılabilecek kadar görsel zenginliğe sahiptir. Allianoi'nin henüz yeteri kadar tanıtımı yapılmadığı halde, Bergama'ya gelen turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Gerekli yasal düzenlemelerden sonra kazı ekibi tarafından kısmen başlatılan basit çevre peyzajı tamamlandığında, Türkiye ve Bergama yeni bir ören yeri kazanacaktır.

Uzun vadede, Bergama'ya gelen turistin 1/10'i Allianoi'ye getirtilmiş olsa -ki normal bir turizm mevsiminde yaklaşık 600.000 turist Bergama'yı ziyaret etmektedir- Bergama'da konaklayan turist sayısında dolayısıyla ilçenin turizm gelirlerinde ciddi bir artış olacaktır. Böylelikle 45 °C olan sıcak suyu ile korunmuş ören yeri ve Adatepe’de kongre turizmine dönük bir tesisle ilçe ve Türkiye için eşsiz bir merkez kazandırılmış olacaktır.

Avrupa’da Badenweiler ve Baden Baden gibi birçok örneği bulunan ılıca merkezlerinde, sadece bir iki metresi korunmuş birkaç duvar olması yeterli görülürken Allianoi’de tamamı üst yapısına kadar korunmuş 9000m2’i aşan bir alana yayılan bir ılıca mevcuttur. Türkiye’de de bu bölgeye yakın, İzmir Balçova Ilıcası ve Balıkesir’deki ılıcalar gibi çok daha basit yapıdaki tesislerin doluluk oranı, yıl boyunca sürmektedir. Ve bunlar ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır.

Önerilen alternatif projede set yapıldığı takdirde doğu ve batı da ana kayaya kadar inilerek geçirimsiz tabakaya beton enjekte edilecek. Perde duvarları ile kuşaklama yöntemiyle Allianoi’nin su altında kalması önlenecektir. Ilıcanın kuzeyinden bir tünel aracılığı ile baraj gölet alanına su verilmesi sağlanabilecektir. Eğer bu proje uygulanabilirse, ılıcanın kuzeyindeki tepeye kongre amaçlı bir turistik tesis yapılmak suretiyle, kültür, sağlık ve kongre amaçlı tesis ile olağanüstü bir kompleks elde edilebilir.

Buluntular

Tıp aletleri

İğne, Grekçe βελόνη (belone), βελονίς (belonis) veya ῥαφίς (raphis) ve Latince acus olarak adlandırılmıştır. Sıklıkla altın, gümüş, bronz ve demir gibi metalden ve fildişinden yapılan iğneler,çoğunlukla da dar gelirli halkın kullanımı için kemikten yapılmıştır. Bu çalışmada ince uzun gövde üzerinde belli bir genişleme gösteren figürlü veya figürsüzler “topuzlu”, sadece gövdeden oluşanları“düz”, dikiş amaçlılar “gözlü” iğneler olarak adlandırılmıştır ve bızlar da bu başlık altında incelenmiştir.[4]

Topuzlu İğneler (All. İ.Tip I)

Topuzlu İğne, baş (topuz) 5 ve altındaki uca doğru sivrilen gövdeden oluşmaktadır. Çoğu örnekte, topuz gövde geçişinde boyun, aşağıya doğru kalınlaşarak omuz kısmını oluşturmakta ve omuzdan itibaren tekrar incelerek sivri uçla sona ermektedir. Latince acus crinalis olarak adlandırılan topuzlu iğnelerin, Antik Çağ'da hem elbise tutturmada hem de saç/topuz tokası olarak kullanıldığını arkeolojik veriler göstermektedir. Aulus Cornelius Celsus gibi antik kaynaklar, bandaj tutturmak için iğneleri tavsiye etseler de, kullanılan iğnenin malzemesi belirtilmemiştir. Allianoi kemik iğnelerinden ve buluntu yerlerinden yola çıkılarak kemik iğnelerin cerrahi dikişte kullanımına yönelik bir teklif de yapılmıştır. Allianoi'da 443 adet topuzlu iğne tespit edilmiştir. Bunlardan 273 adedi topuz tiplerine göre tipolojileri (All. İ.Tip Ia, Ib, Ic, Id, Ie, If, Ig, Ih, Iı ve Ij) yapılmıştır.[1]

All. İ.Tip Ia Grubu Topuzlu İğneler

All. İ.Tip Ia grubundaki 141 adet buluntunun 90 âdeti All. İ.Tip Ia içerisinde, geriye kalanlar topuz tiplerine göre altıya ayrılarak All. İ.Tip a1, a2, a3, a4, a5 ve a6 başlıkları altında incelenmiştir. All. İ.Tip Ia içerisindeki 90 örnekte, küresel topuz altında kalınlaşan gövde omuz sonrasında incelerek sivri uçla bitmektedir. Topuz çapları değişiklik gösterse de çoğunluk 0,4 cm‟dir. Bu tip, Allianoi‟daki en sık rastlanan topuzlu iğne grubunu oluşturmaktadır. Benzerleri Laodikeia Nekropolü M.S. 1.-4. yüzyıllar arasına, özellikle M.S. 3.-4. yüzyıla, Parion M.S. 3.-4. yüzyıl ve 5.-6. Yüzyıl, Perge M.S. 1.-2. yüzyıl ortası, Ephesos Yamaç Ev 2 M.S. 2.- 4. yüzyıl, Yukarı Moesia Bölgesi (Sırbistan)-M.S. 2.-4. yüzyıl, Korinthos (Yunanistan)-M.S. 3.-4. yüzyıl, Alexandria (Mısır)-(M.S. Geç 4. yüzyıl, Roma Palatin Tepesi'nin doğusu (İtalya)-M.S. 4.-5. yüzyıl ve Thessaloniki'de (Yunanistan)-M.S. 4.- 5. yüzyıl görülmüştür.[1]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d GÜN, Gültekin (2011). DİRENEN TARİH (2)-Bir Belgeselcinin Gözünden Türkiye’deki Antik Bölgeler ve Kentleri – MİSYA (Mysia) (PDF). Türk Bilimi. ss. 58,59,62,65. 
  2. ^ A. Yaraş, "Bergama'da İkinci Antik Sağlık Merkezi : Allianoi", Yapı Aylık Kültür, Sanat ve Mimarlık Dergisi, 217 / Aralık
  3. ^ Nalbantoğlu 1998: Nalbantoğlu, E., “Bergama Müzesi 1996 Yortanlı Kurtarma Kazısı”, Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu VIII, 1998
  4. ^ Asal 2002: Asal, R., “Sağlık ile ilgili Adak Eşyaları”, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Geçmişten Günümüze Tıp Sergisi, İstanbul 2002
  • A. Yaraş, "Allianoi", Dergi TÜRSAB, Ağustos 2004, >245, s.22-28
  • A. Yaraş, "Bergama'da İkinci Antik Sağlık Merkezi : Allianoi", Yapı Aylık Kültür, Sanat ve Mimarlık Dergisi, 217 / Aralık, s. 35-38.
  • A. Yaraş "1998 Yortanlı Barajı Kurtarma Kazısı", Bergama Belleten 9, s. 44-50.
  • A. Yaraş, "Su İçinde Gelen Sağlık, Su İçinde Yok Olan Kültür! ; Allianoi", Toplumsal Tarih, Sayı 85, Ocak, s. 26-29.
  • A. Yaraş, "Tanrıçanın Hüznü Allianoi", Atlas 97,Nisan, s.48-66.
  • A. Yaraş, "Yortanlı (Bergama) Baraj Havzası’ndaki Tarihsel Miras", Zeugma Yalnız Değil Türkiye'de Barajlar ve Kültürel Miras, Aralık, s. 109-115.
  • A. Yaraş, "1998-1999 Bergama Yortanlı Barajı Kurtarma Kazısı" 11. Müze Çalışmaları ve Kurtarma Kazıları Sempozyumu (24-26 Nisan 2000 Denizli), Ankara, s.105-118.
  • A. Yaraş, "2000 Yılı Allianoi Kurtarma Kazısı", XXIII. Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyum Sonuçları, Ankara, (25-30 Mayıs 2001 Ankara), I. Cilt, s.463-478.
  • A. Yaraş, "Allianoi " Arkeoatlas sayı 1, s.148-149.
  • A. Yaraş, "İzmir’de Yeni Bir Ören Yeri ; Allianoi", İzmir Kent Kültürü Dergisi, Şubat, sayı 5, s.165-170.
  • A.Yaraş "Allianoi Geç Antik Çağ Seramik Fırınları", 3. Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu, (16-30 Haziran 2003 Eskişehir), s. 404-410.
  • A. Yaraş, "2002 Yılı Allianoi Kurtarma Kazısı", XXIV. Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyum Sonuçları, (27-30 Mayıs 2001 Ankara), s. 373-384.Ankara.
  • A.Yaraş, "Allianoi 2003 Kazıları", XXV Uluslararası Kazı Sonuçları Toplantısı, (26-31 Mayıs 2002 Ankara), Baskıda.
  • MÜLLER, H., "Allianoi. Zur Identifizierung eines antiken Kurbades im Hinterland von Pergamon ", IstMitt 54, 2004; 215-225.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bergama</span> İzmirin ilçesi

Bergama, Türkiye'nin İzmir ilinin bir ilçesidir. Yüz ölçümü olarak İzmir'in en büyük ilçesidir. İlçenin güneyinde Aliağa, doğusunda Kınık ve Manisa ilinin Yunusemre ve Soma ilçeleri, kuzeyinde Balıkesir ilinin İvrindi, Burhaniye ve Ayvalık ilçeleri, batısında Dikili, güneybatısında ise Ege Denizi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Pergamon</span> Günümüzdeki İzmir, Bergama ilçe merkezinin yerinde kurulmuş, UNESCO dünya mirası listesinde yer alan antik kent. (Pergamon)

Pergamon, günümüzde İzmir iline bağlı Bergama ilçesinin merkezinin yerinde kurulu antik kentin adıdır. Pergamon, eski çağlarda Misya bölgesinin önemli merkezlerinden biriydi. MÖ 282-133 arasında da Pergamon Krallığı'nın başkentiydi. Pergamon adı, bir söylence kahramanı olan Pergamos'tan gelir. Pergamos'un, Teuthrania kralını öldürdükten sonra kenti ele geçirdiği ve kendi adını verdiği sanılır. Başka bir söylenceye göre de Teuthrania Kralı Grynos savaşta Pergamos'tan yardım istemiş, zaferden sonra iki kent kurdurarak birine onun onuruna Pergamon, ötekine de Gryneion adını vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Dikili</span> İzmirin ilçesi

Dikili, Türkiye'nin İzmir ilinin bir ilçesidir. İlçenin doğusunda Bergama ilçesi, kuzeyinde Balıkesir ili, batısında ve güneyinde Ege Denizi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sagalassos</span> Burdur yakınlarında antik kent

Sagalassos, Antalya'ya 110, Isparta'ya 41 km uzaklıkta, Burdur'un Ağlasun ilçesinin 7 km kuzeydoğusunda yer alan antik bir kenttir.

Yortanlı Barajı İzmir'in Bergama ilçesi merkezinin 18 km. kuzeydoğusunda Yortanlı Deresi üzerinde yer alır. Yapımı tamamlanmış olmakla birlikte, baraj su toplama alanı içinde yer alan Allianoi antik kalıntılarının kurtarılabilmesi için süren polemikler nedeniyle devreye girmemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hadrianopolis (Paflagonya)</span> Türkiyede bir antik kent

Hadrianopolis Karabük'ün Eskipazar ilçesinde bulunan henüz yeryüzüne çıkarılmamış bir antik kenttir. Antik kent Roma döneminde 4. yüzyılda kurulmuştur. Ankara-Karabük yolu üzerinde bulunan Eskipazar merkezine 3 km uzaklıkta bulunan Hacı Ahmetler Köyü'ndeki asfalt yol ile ulaşım sağlanmaktadır. Günümüzde antik kentin bir bölümünün üzeri kapatılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Harput Kalesi</span>

Harput Kalesi, Urartular tarafından dikdörtgen bir plan üzerine kurularak yapılmış olan mimari yapıdır. Şu anki Elazığ il sınırları içerisindeki tarihi Harput mahallesinde bulunmaktadır. Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Rivayete göre yapımında kullanılan harca su yerine süt eklenmiştir bu nedenle "Süt Kalesi" olarak da adlandırılır. Yine bir rivayete göre, Süt Kalesi harcında su yerine süt kullanılma sebebi dönemde yaşanan su kıtlığı olduğu söylenir.

<span class="mw-page-title-main">Aigai</span>

Aigai, Manisa ilinin Yunusemre ilçesinde Köseler Köyü'nün 2 km güneyindeki Yunt Dağlarının tepelerinden birisi olan Gün Dağı'nın zirvesinde kurulmuş olan, kısmen ayaktaki harabelerden ibaret bir antik kenttir. Nemrut Kale adıyla da bilinir. Tüm Aiolis bölgesinin en sağlam kalmış kentidir. Denizden 365 metre yüksekliktedir ve çevresi, yüksekliği 1500 metreyi bulan surlarla çevrilidir.

<span class="mw-page-title-main">Smirni</span> İzmirde bulunan antik şehir

Smirni, İzmir sınırları içinde iki farklı konumda yer alan tarihî kentler. Körfezin kuzeydoğusunda yer alan ve yüzölçümü yaklaşık yüz dönüm olan bir adacık üzerinde kurulmuştu.

<span class="mw-page-title-main">Gryneion</span>

Gryneion, Gryneia, Türkiye'nin İzmir ilinin Aliağa ilçesi sınırları içinde bulunan Yenişakran beldesi yakınlarındaki bir antik kenttir. Çandarlı Körfezi kenarındadır. 12 büyük Aiol kentinden biri sayılır. Kentin, denize bir dil gibi uzanan yarımadası üzerinde tanrı Apollon'un tapınağı vardı. Gryneion önemli bir kehanet merkeziydi.

<span class="mw-page-title-main">Gambrion</span> İzmirde antik kent

Gambrion - Gambreio - Gambrium - Cambre İzmir ili Kınık İlçesi sınırları içindeki Poyracık yerleşiminin yaslandığı Hisarlık Tepesi'nin üstünde kurulmuş bir antik kenttir. Adından, MÖ 399 yılında yöreye ilişkin bilgiler veren Ksenofon'un Onbinlerin Dönüşü adlı eserinde söz edilir. O günlerde Gambrion'un yönetici Pergamon tepesine yerleşmiş Hellas'ın oğlu Gorgion'dur. Gambrion'da basılmış elektron paralar üzerinde on iki ışını bulunan bir yıldız vardır.

<span class="mw-page-title-main">Kyme</span> İzmir, Aliağa yakınlarında bulunan bir antik kent

Kyme,, Antik Çağ'da Aiolis denilen bölgedeki Aiol kentlerinden biridir. Günümüzde Türkiye'nin İzmir ili Aliağa ilçesi yakınlarında yer almakta olup kıyısında bulunduğu küçük körfez, Nemrut Körfezi olarak adlandırılmaktadır. Ünlü antik çağ coğrafyacısı Strabon yerleşimi; Larissa (Aiolis)'dan 70 stadia, Myrina (Mysia)'dan 40 stadia uzaklıkta tarif etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tripolis ad Meaendrum</span>

Tripolis veya Tripolis ad Maeandrum, Denizli il merkezinin 40 km. kuzeyinde, Buldan ilçesine bağlı Yenicekent kasabasının doğusunda yer alan bir antik şehirdir.

<span class="mw-page-title-main">Ayasuluk Tepesi</span>

Ayasuluk Tepesi, İzmir il merkezinin güney-güneydoğusunda, Selçuk ilçesinde yer alan bir höyüktür. Bölgedeki geniş araştırmalar öncesinde Efes antik kentinin MÖ 1050 yıllarında Yunanistan'dan gelen göçmenler tarafından kurulduğu düşünülmekteydi. Ancak özellikle Ayasuluk Tepesi'nde ve Çukuriçi Höyüğü'nde yapılan kazılar, yakın civarda günümüzden 8 bin yıl öncesinden itibaren Neolitik yerleşmeler olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yine aynı kazılar, Efes'in Erken Tunç Çağı'nda kurulduğu ve Ayasuluk Tepesi'nin daha da eskiye dayanan ilk Efes yerleşmelerinden biri olduğunu ortaya koymuştur. Diğer yandan Hitit Dönemi'nde Batı Anadolu'da İmparatorluk'a bağlı Arzava - Mira Krallıklarının başkenti olan Apasas'ın da Ayasuluk Tepesi olduğu kesinleşmiş gibidir. Helenistik ve Roma Dönemleri'nde Efes'te gelişen kentin Bizans Dönemi'nde yeniden Ayasuluk Tepesi'ne geldiği, 1330 yılında Türkler tarafından alındığı ve Aydınoğulları Beyliği'nin başkentliğini yaptığı bilinmektedir. Yerleşim 16. yüzyıldan itibaren daralmaya başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ankara Roma Tiyatrosu</span> Ankaradaki Antik Roma yapısı

Ankara Roma Tiyatrosu, Türkiye'nin başkenti Ankara'da Altındağ ilçesine bağlı Ulus semtinde Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alan Antik Roma Tiyatrosudur. Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte MS 2. yüzyıla tarihlendirilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Blaundos</span>

Blaundos, Makedon Krallığı döneminde kurulan antik şehir. Günümüzde Uşak ilinin yaklaşık 40 km güneyinde Sülümenli köyü sınırı içerisinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Tralleis</span>

Tralleis antik kenti Aydın ilinin kuzeyinde, Kestane Dağı'nın (Mesogis) güney yamacındaki geniş ve yüksek plato üzerinde konumlanır. Antik metinlerde Menderes Nehri veya Mesogis Dağı'nın sınır kabul edilmesi kentin bazen Karia, bazen de Lidya Bölgesi içinde gösterilmesine neden olmuştur. Strabon, Magnesia'dan gelerek Tralleis'e ulaşan antik yolun solunda Mesogis Dağı'nın, sağında ise Maiandros Irmağı Ovası'nın bulunduğunu ve kentin etrafı korunmuş yaşayan halkın Anadolu'daki diğer kentler kadar zengin bir halk tarafından iskan edildiğini ve kentte yaşayan bazı kişilerin başka eyaletlerde önemli mevkilere geldiğini söyler.

<span class="mw-page-title-main">Juliopolis Nekropolü</span>

Juliopolis Nekropolü; Ankara'nın Nallıhan ilçesinde bulunan bir nekropoldür. Juliopolis Antik Kenti'nin bir parçası olan alan ilk olarak 1999 yılında keşfedilmiş ve milattan sonra 1. yüzyıla tarihlenmiştir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi bünyesinde gerçekleştirilen çok sayıda kazıda üzerinde "Bithynia’nın kayıp kenti Juliopolis" yazan bronz sikkeler ele geçirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda nekropolün Helenistik dönemde oluşturulduğu, Roma döneminde yoğun biçimde kullanıldığı ve Bizans döneminde de hizmet vermeye devam ettiği tespit edilmiştir.

Kahin Tepe, Türkiye'nin Kastamonu ilinin Araç ilçesi sınırları içindeki Başköy yakınlarında yer alan 1. derece arkeolojik sit alanıdır. Yapılan tespitler ve buluntulara göre Kahin Tepe, en erken MÖ. 12.000-7.000 arasına tarihlenen Akeramik Neolitik Çağ ve III. II. binyıl arası Orta-Erken Tunç Çağı'nda yerleşim gördüğü düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Pigela</span> Anadoluda bir antik kent

Pygela ya da Phygela, Efes'in güneyinde Kuşadası Körfezi kıyısında, küçük bir antik İyonya kasabasıydı. Tarihte sağlık şehri olarak kurulan ilk yerleşim yerlerinden biri olan kentin kuruluşu Yunan mitolojisinde Miken Kralı Agamemnon'a atfedilir. Kuruluş mitinde ilk yerlilerini Troya Savaşı sonrasında Aka ordusunun bir bölümünün oluşturduğundan bahsedilir ancak arkeolojik buluntular kentteki ilk yerleşimin tarih öncesi dönemlere tarihlendiğine işaret etmektedir. Erken Tunç Çağı'ndan Orta Bizans Dönemi'ne kadar kesintisiz yerleşimin olduğu düşünülen kent, MÖ 5. yüzyılda Attika-Delos Deniz Birliği'nin üyeleri arasında yer almıştır. Bir polis olan kentte Artemis Munychia tapınağı bulunmaktaydı.