Vampir, günbatımı ile şafak arasında dirilerek mezarından çıktığına, insanlara saldırıp kanlarını emdiğine inanılan mitolojik bir varlıktır.
Femme fatale, cazibesiyle sevgililerini tuzağa düşüren ve genellikle onları tehlikeye atan, ölümcül tuzaklara sürükleyen, gizemli, güzel ve baştan çıkarıcı bir kadın tiplemesidir. Edebiyat ve sanatın bir arketipidir. Kurbanını büyüleme, baştan çıkarma ve hipnotize etme yeteneği, en eski hikâyelerde doğaüstü olarak görülüyordu; bu nedenle, femme fatale bugün hala genellikle bir büyücü, baştan çıkarıcı, cadıya benzer bir güce sahip, erkekler üzerinde güç sahibi olarak tanımlanmaktadır. Femme fatale'ler tipik olarak kötüdür ya da en azından ahlaki açıdan belirsizdir ve her zaman bir gizem ve tedirginlik duygusuyla ilişkilendirilir.
Lilit ; Yahudi mitolojisinde cin. Lilitler Talmud'da yalnızca sukkubi iken, sonraki efsaneler adı benzersiz bir karaktere uygular. Hakkında Tanah'taki Yeşaya 34:14'te söz edilir. Önce bir Mezopotamyalı cin, Orta Çağ'da Sirach Alfabesi'nin (Midraş) etkisi altında "Adem'in ilk karısı" oldu. Modern medyada genellikle Lucifer'in karısı olarak tasvir edilir.
Tengricilik veya Tengrizm, Avrasya stepleri'nde ortaya çıkan, şamanizm ve animizme dayanan dinî bir inançtır. Türk ve Moğol toplumlarının inandığı dinlerden biridir. Tengri'ye tapınmanın yanında Animizm ve Totemlik bu inancın ana kısımlarını oluşturmaktadır.
Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.
Yer-Su, Türk ve Altay mitolojisinde bir doğa katmanı. Aynı zamanda eski Türk İnancı Tengricilik'te bir ruh kategorisidir. Yar-Sub veya Yar-Suv olarak da söylenir. Karşıtı Gök-Kal'dır.
Gulyabani veya Gul-i beyabani orijinal söyleyişiyle de karşımıza çıkan bu hayalî varlık, gezginlere ve yolculara uğrayıp onları mahveden canavardır. Daha sonraları Anadolu kültüründe ahubabayla beraber anılmaya başlamış ve insan yediği düşünülen kocaman, uzun sakallı ve asalı bir dev olarak betimlenmiştir.
Karakura ; acıklı, kötücül bir ruhun adı. Bazı inanışlara göre yeni doğum yapmış lohusa kadınları korkutan ve ciğerlerini alıp götürdüğüne inanılan ruh, hayali yaratık. İnsanlara korkulu kâbusları ve karabasanları gönderen odur. Adıyla çocuklar korkutulur.
Şahmeran ya da Şahmaran, Türk-İran-Irak-Kürt ve Anadolu mitolojilerinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki Maran adı verilen doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık.
Abası Yakut mitolojisinde, kötülükleri simgelediklerine inanılan ve korunmak için kendilerine kurbanlar sunulan, kötü ruhlara verilen ad.
Demirkıynak; Bigadiç dağlarında yaşayan, her kılığa girebilen, korkunç sesler çıkararak insanların delirmelerine sebep olan, çok pis kokulu kötücül bir yaratıktır. "Demirtırnak" da denir. Sudan çok korkar. O göründüğü anda akarsu veya göle giren insanlara bir zarar veremeyeceğine inanılır.
Hıbılık, Türkiye'nin bazı yörelerinde yaşayan insanlara göre, görünüş olarak Alkarısı şeklinde olan kötücül bir varlık. Gıbılık da denir. Ancak "Hıbılık"ın Alkarısı'ndan bazı farkları vardır. Alkarısı sadece yeni doğum yapmış kadınları rahatsız eder. Oysa hıbılık kadın-erkek hiç kimseye rahat vermez. Hıbılık genellikle yalnız kadın görünüşündedir ancak erkek görünüşlüsü de vardır. O, yanına gittiği kişinin göğsüne çöker ve nefesi kesilip ölene kadar boğazını sıkar.
Tuğrul (تغرل), Divânu Lügati't-Türk'te Togrıl olarak tanımlanan, Dumrul adı ile de bilinen, gündüz yırtıcı kuşları (Falconiformes) takımında yer alan atmacagiller (Accipitridae) familyasından bir kuş, çakırdoğan. Macar ve Türk mitolojisinde önemli bir yere sahiptir. Toğrul veya Doğrul olarak da söylenir.
Al Ana, Türk, Altay, Tatar, Yakut ve Moğol mitolojilerinde Kötülük Tanrıçasıdır. Hal Ana olarak da bilinir. Kızıl renkli giysileri olan, kızıl saçlı bir kadındır. Kötücül ruhlar olan Albıslar kendisine bağlıdır. Çirkin, saçları dağınık, gözleri kanlı, uzun tırnaklı, uzun boylu, çok kuvvetli olarak tanımlanır. Deveyle güreşebilecek kadar uzun olduğu söylenir. Bazen Albıs ile özdeş olarak düşünülür fakat aslında tüm Albısların başı ve yöneticisidir. Türk halk anlayışında de Al Ana karşılığında Al Ata şeklinde eril bir varlık bulunmaz. Fakat Moğollaradaki Gal Han kökensel benzerlik itibarıyla Ala Ana'nın yansıması olarak düşünülebilir.
Albastı - Türk ve Altay mitolojilerinde bir çeşit kötü ruh ve onun neden olduğu ruh çarpması. Albıs’ın neden olduğu ruh hastalığı.
Albıs - Türk ve Altay halk inancında ve kültüründe Cadı anlamına gelir. Albız, Albas, Alpas ve Moğolcada Almas, Anadoluda "Alkarısı" olarak da bilinir. Albastı’ya neden olan kızıl renkli kötü varlık.
Bastı - Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde kabus cini. Bastırık da denilir. İnsanların kâbus görmesi, halsizleşmesi, korkuyla uyanması, sonrasında nefesinin kesilmesi bu kötücül ruh ile bağlantılı görülür. Anadolu Türkçesinde "Bastırık" doğrudan doğruya kâbus demektir. Aynı zamanda hapishane veya hücre anlamlarına da gelir. Değişik şekillere girebilir. Kedi kılığına bürünmeyi çok sever. Kazakçada kâbus "Bastırılu" demektir. Bastıyla ilgili aşağıdaki varlık adları dikkate değerdir.
- Albastı: "Aleybanı, Alyabani." Uzun boylu, beyaz tenli ve çıplak olarak tasvir edilen şeytani dişi varlık. Albıs ile özdeştir.
- Kulbastı: "Kuleybanı, Gulyabani." Gündüzleri mezarda uyuyup geceleri kalktığına inanılır. Tüylü, çok büyük ve pis kokulu olarak betimlenir.
- Karabastı: Kâbus, kötü rüya. Kâbus cini olarak da bilinir. Geceleri insanların göğüslerine çökerek soluklarını keser.
- Sarıbastı: Sara hastalığı. Sarı giysili bir kadın şeklindedir.
Değirmen İyesi - Türk ve Tatar mitolojilerinde değirmenin koruyucu ruhu. Deyirmen İyesi de denir. Değişik Türk dillerinde Tegermen (Tiyirmen) İyesi olarak da bilinir.
Yula – Türk ve Altay halk inancında ve şamanizminde Rüya Ruhu. Yola veya Çula (Çola) da denir. İnsan ruhunun hareketli kısmıdır. Hayalgücü anlamına da gelir.
Kovuç – Türk, Yakut, Kırgız ve Altay şamanizminde Şeytan çıkarma, Cin kovma, Şeytan kovalama (egzorsizm) anlamlarına gelen bir sözcüktür.