Ehl-i beyt, "ev halkı" anlamına gelen ve İslam peygamberi Muhammed'in ev ahalisini tanımlamak için kullanılan İslâmî terim.

On İki İmam, İslam'ın Şia mezheplerinden biri olan İmâmiyye-i İsnâaşeriyye İsnâaşeriyye itikadındaki imam silsilesine verilen addır. Sünnilik'te de On İki İmam'a saygı gösterilir. Ehl-i Beyt'ten Ali ile başlayan On İki İmam, Muhammed'in torunlarından Hüseyin bin Ali'nin soyundan devam eder.

Hasan bin Ali bin Ebu Talib, Ali bin Ebu Talib ve Fatıma’nın büyük oğulları ve İslam peygamberi Muhammed'in ilk torunudur. Şiâ çoğunlukla onu on iki imamlarının ikincisi kabul eder, çok küçük bir fırkaya göre ise ikinci imam Hüseyin bin Ali'dir. Bununla birlikte hem Sünni, hem de Şiî ve Alevî İslam anlayışında çok önemli bir yeri vardır; onun, peygamberin Ehli beyt'inden olduğu konusunda herkes hemfikirdir. Babası ile 37 yıl, dedesi ile ise 8 yıl birlikte bulunmuştur. Soyundan gelenlere Şerif denilir.
Şiilik veya Şia, Muhammed'den sonra devlet yönetiminin Ali'ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğu fikrini savunan; Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından imam olarak seçildiklerine dair inanışların ortak adıdır. İslam dünyası içerisinde Müslüman nüfusun yüzde 10-15'lik kısmını oluşturur. Siyasi saiklerle ortaya çıkan bu ayrılık, zaman içinde fıkhi ve itikadi bir alt yapı kazanarak mezhepleşmiştir.
Zeyd bin Ali, Zeydiyye mezhebinin kurucusu, Tabiin'den fıkıh alimidir. İmam Hüseyin’in torunu ve İmâm-ı Zeynelâbidîn’in oğludur. Tam adı, Zeyd bin Zeynelâbidîn Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebû Tâlib’dir. Künyesi, Ebu’l-Hüseyin olup, kendisine Hâşimî ve Kureyşî nisbetleri de verilmiştir.

İsmâilîlik, adını İsmâil b. Ca'fer es-Sâdık'tan alan Şii mezhebi.
Keysanîlik (Dörtçüler), Şiîlik'te Mehdî kavramını ortaya atarak ilk defa İmam unvanını kullanan; Ali bin Ebu Talib'den sonra sırası ile Hasan bin Ali, Hüseyin bin Ali ve dördüncü İmâm olarak da Ali bin Hüseyin (Zeyn el-Âb-ı Dîn)’in yerine Ali bin Ebu Talib’in Bânû Hânife Kâbilesi mensûbu Havlet bint Câ'fer’den olan oğlu Muhammed bin Hânifîyye'nin imâmlık ve Mehdiliğini kabullenen; temelleri "El-Muhtâr bin Ebû ‘Ubeyd'ûl-Lâh el-Sâkafî el-Thâifî" tarafından atılan ve daha sonra da kendi içlerinden Abbâsî Hâlifeliği’ni çıkaran ghulât (köktendinci) mezhep.

Hasan el-Askerî ;, İsnâaşeriyye Şiî İslam'ın on birinci İmamıdır. Ali'nin onuncu torunlarından İmam Ali el-Hâdî'nın oğludur.

Zeynelâbidîn, Ali bin Hüseyin veya Ali el-Asgar, İslam peygamberi Muhammed'in torunu olan Hüseyin'in oğullarından biridir. Annesi ise İran'ın fethinden sonra Müslüman olup, Hüseyin ile evlenen son Sasani İmparatoru III. Yezdigirt'in kızı olan Sasani-Pers prensesi Şehri Bânû Gazele'dir. İsnâaşeriyye’nin dördüncü ve İsmâiliyye’nin üçüncü imamı kabul edilir, tâbiîndendir.
Muhammed el-Bakır, On İki İmâmlar'ın beşincisidir. Dördüncü imam ve Hüseyin'in oğlu olan Ali bin Hüseyin'in (Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn) oğludur. Ayrıca annesi de ikinci imam Hasan bin Ali'in kızı olan Fatıma bint Hasan el-Mûctebâ'dır. İmâmet i'tikadına göre hem anne hem de baba tarafından İslâm dininin son peygamberi Muhammed'le akrabalık ilişkisi bulunan ilk imâmdır. Bir İslâm âlîmi olan "Muhammed el-Bakır" diğer bütün Ehl-i Beyt mensûbu imâmları gibi Sünnîlerce de sevilen ve sayılan büyük bir İslam önderidir.

Ali er-Rıza,, tam ismi Ali bin Musa ibn-i Cafer, İslâm Peygamberi Muhammed'in yedinci göbekten torunudur. Şiîliğin İsnâaşerîyye mezhebinde ve onun kolları olan Câferîlik ile Alevîlik'te "Sekizinci İmâm" olarak yer alan "Ali er-Rıza" Mûsâ el-Kâzım'nın oğludur.

On Dört Masum, Şii İslam'a göre doğal olarak günahtan beri olan on dört kişiyi niteler. Bunlar, İslam Peygamberi Muhammed, kızı Fatıma ve On İki İmâmlar'dır.

Mehdî el-Muntazar veya Muhammed el-Mehdi, Şiiliğin tüm kollarını ifade eden İmamiye'nin resmî itikadına göre on ikinci imam. Hâlen gaybet halinde olduğuna, ileride gelerek dünyada adaleti sağlayacağına inanılır. Hasan el-Askerî'nin oğludur, İslam peygamberi gibi adı Muhammed, künyesi ise Ebu'l-Kasım'dır. Mehdî el-Muntazar 15 Şaban 255 hk. Samarra'da doğdu. Hasan Askeri oğlunun dünyaya gelişini gizlemiş ve kendi yaşamı boyunca onu güvendiği az sayıda yakınlarına göstermiş. Mehdi beş yaşında iken, babasının ölümünden sonra, h. 260 yılında imamet makamına erdi. Bu tarihten beri Küçük Gaybet'i bitene kadar dört kişi aracılığıyla, naip diye bilinen elçiler, insanlarla iletişim kurmaktaydı. Bu gizleniş 328/940 yılına kadar sürmüştür. Bu tarihte son naibin ölmüş ve büyük Gaybet başlamıştır. Bu süreye Gaybet-i Suğra dönemi denilir. Gaybet-i Suğra'nın tamamladıktan sonra büyük Gaybet başlamıştır. Büyük Gaybet şimdiye kadar devam eder ve tıpkı hadislerin bildirdiğine göre Mehdî el-Muntazar'ın zuhur tarihi ve Büyük Gaybetinin süreci hiçbir şekilde belli değildir.
Muhammed bin Abdullah el-Mehdî veya Muhammed en-Nefsüzzekiyye, Abbasiler'e karşı Medine'de başlatılan isyanın lideridir.

Muhammed el-Cevâd veya Muhammed el-Takî, Şiîliğin bir fırkası olan İsnâaşeriyye’nin dokuzuncu imamıdır.

Muhtar es-Sekafî, Ali'nin oğullarından olan Muhammed bin Hanefiyye'nin imam olması gerektiğini benimseyen Muhtariyye hizibinin kurucusu.

El-Ebva, Suudi Arabistan'ın Mekke Bölgesi'nde bulunan bir köydür. Köy Kızıldeniz kıyısı ve Rebiğ şehri yakınlarında yer almaktadır.
Bu sayfada, İslam dininin peygamberi Muhammed'in amcasının oğlu ve damadı ileriki dönemde İslam Devleti'nin dördüncü halifesi Ali bin Ebu Talib (599-661)'in soy ağacı yer almaktadır.

Yemen imamları ve daha sonra Yemen kralları, Yemen'de Zeydi Şii İslam'ının kutsanmış dini ve siyasi liderleridir. Tarihçi İbn Haldun imamlardan başa gelmelerini sağlayan kabileden, Banu Rassi veya Rassiler, telaffuza göre Banu Ressî veya Ressîler olarak bahseder. Orijinal Arap kaynaklarında Rassi terimi pek kullanılmaz. El-Mansur el-Kasım bin Muhammed'in kurduğu Rassidilerin alt kolu olan Kasımîler olarak da bilinir. 897'den itibaren Yemen'in bazı bölgelerinde dini ve siyasi yönetimini ellerinde tuttular. Bazen yönetim gücü imamlara değil, Memlûklerin, Osmanlıların valilerine aitti. İmamların; dini ilimler konusunda bilgili olması, savaşlarda Yemen'in reisi olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. İmamlık iddiasında bulunanlar İslam'a çağrıda bulunurlardı. Bazen aynı anda iki imam olabiliyordu fakat bu durum çok nadirdir. Birçok İmami'nin aksine, Zeydiler İmamlarına ilahi veya insanüstü nitelikler atfetmezler. Zeydîler’in, kendine özgü bir sosyokültürel yapısı olan Yemen bölgesine intikal edip devlet kurmalarından itibaren günümüze kadar devam eden varlığı, siyasî bakımdan dönem dönem muğlak ve istikrarsız bir seyir izleyerek kesintilere uğramıştır.