İçeriğe atla

Ali Rıza Demircan

Ali Rıza Demircan (d. 1945, Kasımpaşa, İstanbul) Türk ilahiyatçı ve yazardır.

Ali Rıza Demircan
Doğum1945
Kasımpaşa
Meslekİlahiyatçılık ve yazarlık

Hayatı

1945 yılında Kasımpaşa, İstanbul'da doğdu. Ancak Rize ilinin Sütlüce köyünden Faik-Hamdiye Demircan'dan doğma Ali Rıza Demircan, mahkeme kararıyla 1947 doğumlu olarak Rize nüfusuna yazıldı.[1] İlk eğitimini Kur'an okuyarak aldı. İlkokulu dışarıdan bitirdi. 13 yaşında Kur'an hafızı oldu. 13-18 yaşları arasında özel olarak Arapça, tefsir ve hadis eğitimi gördü. İstanbul İmam Hatip Lisesi'ni 1969 yılında dışarıdan bitirdi. Daha sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. İhtisasını 1976-1978 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim merkezinde tamamladı. 12 yıl Süleymaniye Camii'nde vaizlik görevinde bulundu.

Araştırmacı yazar olarak pek çok kitap yazan Ali Rıza Demircan, "İslâm’a Göre Cinsel Hayat" adlı eseri ile İslâm yazarlarının daha önce pek kitap yazmadığı bir konuyu ele aldı. Pek çok dergide ve gazetede yazılar yazdı, televizyon programları yaptı.

Dokuz çocuğu ve 11 torunu vardır. Eski Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın babasıdır. Defalarca Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanmıştır.

Görüşleri

Ali Rıza Demircan'dan Ehl-i Sünnet'le çelişen görüşleri olduğu iddiası mevcuttur.[2] Sayılan farklılıklar arasında cariyelerle cinsî ilişkinin sadece İslâm Peygamberi'ne izin verildiğini, böyle hareket eden diğerlerin zinakâr olduğu görüşünü ileri sürüyor. Bir başka nokta da yine Ehli-i Sünnet'e göre Aşere-i Mübeşşere'den olan ve onun görüşüne göre birkaç âyetin geldiğine inanılan[2][3] ve itâatin istendiği[2][4] ikinci halife Ömer'in görüşlerinin delil olmadığı ifadesidir.[2]

Basılı eserleri

  • Süleymaniye Minberinden İslâm Nizamı (üç cild)
  • İslâmî Kimliğimizi Korumak (İslâm'da Batıla Benzemenin Hükmü)
  • Allah'ın Resûlü'nden Hayat Dersleri (Allah'ın Resûlü'nden Hayat Düstûrları)
  • İslâm'a Göre Cinsel Hayat (iki cilt)
  • Gayemiz İslâm'dır
  • Yorumları ve Duâlarıyla Hac ve Umre
  • Allâh'ın Resûlü'nün Dilinden Hac ve Umrenin Fazîletleri
  • Kadın, Aile ve Sevgi Üzerine Söyleşiler
  • Vedâ Haccı
  • Hac, Yüceliğe Çağrıdır
  • Cuma Mesajları (iki cilt) 12. Kutsal Yolcu'ya Bilgiler/Uyarılar
  • Cariyeler ve Sömürülen Cinsellikleri

Kaynakça

  1. ^ "Biyografisi resmi site". 7 Haziran 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2009. 
  2. ^ a b c d Mesut Ertanç. "ÂYETLERİ İNKÂR EDİYOR". Vahdet Gazetesi. 23 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2016. 
  3. ^ “Benden sonra Peygamber gelecek olsa Ömer olurdu” hadisi
  4. ^ Tirmîzî hadisinde “Benden sonra sahabemden iki kişiye uyun, biri Ebû Bekir, biri Ömer’dir”

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hadis</span> İslam peygamberi Muhammede isnat edilen sözler ve fiiller

Hadis, Muhammed'e atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir. Ancak bunlar kaynak olma bakımından Muhammed'in fiil ve sözleri ile aynı seviyede değildirler ve hadis ilmi içerisinde farklı şekilde isimlendirilirler.

Ru'yetullah, İslam dini terimi. Allah'ın âhirette gözlerle görülmesini tanımlar. Kelâm ilmindeki tartışma konularından birisidir.

Vehhabîlik ya da Vahhabizm, İslam'a bağlı Sünni-Hanbelî mezhebinin bir altkolu olan ve 18'inci asırda Muhammed bin Abdülvehhâb tarafından başlatılmış fikir akımıdır. Muhammed bin Abdülvehhâb kendi düşüncelerini Kur'an ve Hadislerde olmayan her şeyin reddi, esas İslam'a dönüş olarak tanımlar. Abdülvehhâb'ın etkilendiği İbn Teymiyye ve Ahmed bin Hanbel gibi İslam alimlerinin düşüncelerinin ve şirk olarak görülen şeylere karşı duruşlarının etkisi Vehhabîlik akımında baskındır. Vahhabi(zm) terimi Abdülvehhâb'ın şahsı tarafından kullanılmadı, hatta bazı taraftarları "Selefî" terimini kullanmayı tercih ederek "Vahhabi" kullanımını reddederler. Bunun bir sebebi ise Muhammed bin Abdülvehhâb'ın yeni bir İslam yorumu getirmediği ve esas İslam'ı, Ahmed bin Hanbel'i takip ederek tekrar canlandırdığı düşüncesidir. Vehhabîlik tanımlamasını nadir olarak benimseyen Vehhabîler olsa da, sıklıkla bu mezhepte olmayanlar tarafından onları tanımlama amacıyla kullanılır.

Mürşit, tasavvufta tabi olunan kâmil insan örneği. İslam tasavvuf ekollerinin hemen hemen tamamında müritlerini ya da intisaplılarını) terbiye eden Kur'an ve Sünneti Seniyyeye ait ölçüleri hayata geçirerek bu ölçüleri nefsinde bizzat yaşayan ve bağlılarını Dinin esasları, Dini hayat, Tevhit, Marifetullah, konusunda terbiye ederek onları fenafillaha eriştirmek için önderlik eden öğretmen

<span class="mw-page-title-main">Hac (İslam)</span>

Hac, Müslümanlar için kutsal olan Mekke çevresinde Kâbe ve diğer kutsal yerlerin ziyaret edilmesi ve ilgili dinî gerekliliklerin yerine getirildiği ibadettir.

Cuma namazı, İslâm dininde cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın beş şartı</span> İslam dininin beş ana ögesi

İslam'ın beş şartı, İslâm Dini'nin Ehl-i Sünnet ve Ca'feriyye mezheplerine göre büyük önem arz eden beş ibadeti. Bu şartlar sırasıyla: Şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir. Şehâdet etmek dışındaki şartlar itîkâdî yani dininin inanç esaslarına dâir olmayıp, âmeli yani davranışsal, ibâdetsel şartlardır. Çoğu İslam âlimi dini inanç esaslarına dâir kurallar benimsendiğinde kişinin Müslüman kabul edileceğini, davranışsal ve ibâdetsel yönlerin en azından inanan olmak açısından bağlayıcı olmadığını öne sürmüşlerdir. Bazı İslam âlimleri ise imanın yani inancın ancak davranış ve ibadetlerle tamam olacağını bu nedenle şehadet getirip Müslüman olduğunu iddia eden kişinin ibadetlerini yerine getirmemesi halinde Müslüman kabul edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Fatıma</span> İslam peygamberi Muhammedin küçük kızı

Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

Eş'ârîyye veya Eş'ârîlik, İslâm içinde bir teoloji ekolü ve Sünnî itikadi mezheplerinden birisidir. Kurucusu Ebü'l Hasan Eş'arî'dir. Sünnî Müslümanlar arasında Mâtûrîdîlik ve Selefîlik gibi yaygındır. Aklı Mu'tezile kadar önemsememekle birlikte, Selefîyye kadar da küçük çapta ele almaz.

İtikâdî mezhepler veya Akide mezhepleri ya da İnanç mezhepleri, İnançla ilgili konular İslam'da başlangıçta bir fıkıh dalı kabul edilen kelâm, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Fıkıh, amelî meseleler üzerinde, kelâm ise itîkâdî meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Müslümanlar, İslâm Peygamberi Muhammed döneminde akıllarındaki soruları hemen ona sorabiliyorlardı. Ancak peygamberin ölümünden sonra sorularına cevap bulamayınca zamanın büyük İslam alimleri Kur'an'ı akıl ile yorumlamaya koyuldular. Böylelikle de i'tikadi mezhepler oluşmuş oldu. Bu mezhepler farklı coğrafyalara yayıldı ve oralarda benimsendi.

Büyük günah işleyenin durumu, İslam ilimlerinden biri olan kelâmın tartışmalı ve önemli konularından biridir. Kısacası büyük günah işlemiş bir kişinin dini anlamda durumu, yeri ve ahiretteki durumunu konu alır. Farklı itikadi mezhepler bu konuda farklı görüşlere sahiptir.

İslâm'da iman, İslam dininin esaslarına inanmaktır. İslam'a göre kişinin kurtuluşa erebilmesi için iman etmesi şarttır. İnanç konusunda ise, farklı mezheplerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

Umre, Müslümanların Kâbe'yi hac mevsimi dışında ziyaret etmelerine denir. Umre ziyaret demektir. Fıkhî tanımı, hac gibi bir zamana bağlı olmadan ihrama girerek Kâbe'yi tavaf, sa'y etmek, tıraş olmaktır.

İlk Müslümanlar, İslam'ı ilk kabul eden sahabelerdir.

İctihad, İslam hukukçusunun sosyal hayatta şeriatın birincil kaynaklarında yer almayan sorunları çözmek amacıyla fıkıh usûlü prensiplerini kullanarak hükme varmak için zihinsel çaba harcamasına verilen Arapça terim.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin</span> Alinin oğlu, Şianın 3. imamı, sahabe

Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, İslâm peygamberi Muhammed'in torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali bin Ebu Talib'in oğludur. Annesi, Muhammed'in kızı Fatıma Zehra’dır. On İki İmâmlar'ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevî saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emevîler tarafından öldürülmüştür. Soyundan gelenler Hüseynî ya da Seyyid olarak tanımlanır.

Velâyet ya da Evliyâlık, İslâm'da Allah'a dost veya Allah için dost olan kimselerin dindeki konumunu tanımlamak için kullanılan dini terim.

<span class="mw-page-title-main">Gadîr-i Hum</span> Muhammedin 632 yılında damadı Ali lehine bir beyan içeren vaazı.

Gadîr-i Hum İslam peygamberi Muhammed'in 16 Mart 632 tarihinde vereceği vaaz için Müslümanların toplanmış olduğu tarihsel etkinliktir. Şiilerin ve Arap Alevilerinin inancına göre İslam peygamberi bu vaazinde, Ali bin Ebu Talib'i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir. Bu günün hicri yıldönümü Şiiler ve Arap Alevileri tarafından her yıl Gadir-i Hum Bayramı olarak kutlanır.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Öztürk (ilahiyatçı)</span> Türk ilahiyatçı ve akademisyen

Mustafa Öztürk, tefsir ve Kur'an araştırmaları alanında çalışmalar yapmış, çeşitli ilmî eserler vermiş Türk ilahiyatçı ve akademisyen. Öztürk, Kur'an başta olmak üzere İslam'a ilişkin her şeyin tarihsel bağlamlarına göre yorumlanması gerektiğini savunan tarihselci anlayışıyla tanınır.