İçeriğe atla

Algısal yük teorisi

Algısal yük teorisi, dikkat ile ilgili psikolojik bir teoridir. Nilli Lavie tarafından doksanların ortalarında erken/geç seçim tartışmasına potansiyel bir çözüm olarak sunulmuştur.[1][2]

Bu tartışma "kokteyl partisi etkisi" ile ilişkilidir: bir kokteyl partisindeki insanlar dinledikleri konuşmayı nasıl seçer ve diğerlerini görmezden gelir? Lavie'nin teorisinden önce önerilen dikkat modelleri, hedef bilginin seçiminin gerçekleştiği bilgi işleme akışındaki noktaya dair önerilerinde farklıydı ve bu, seçimin "erken" mi yoksa "geç" mi olduğu konusunda hararetli[3] bir tartışma oluşmasına sebep oldu. Ayrıca dikkat dağıtıcı uyaranların ne ölçüde işlendiğine dair tartışmalar da vardı.

Tarihçe

Dikkat üzerine modern çalışma, Colin Cherry “kokteyl parti problemini” 1953’te dile getirdiğinde başladı: Bir kokteyl partide insanlar dinledikleri konuşmayı seçip geri kalanları nasıl görmezden gelirler?[4] Cherry, bir dizi kulaklık aracılığıyla, katılımcıların farklı kulaklarla iki kelime akışı dinleyeceği ve akışlardan birine odaklanacakları bir deney gerçekleştirdi; daha sonrasında onlara diğer akışın içeriği hakkında sorulacaktı. Bu deneyler deneklerin odaklanmadıkları akışta verilen bilgilerin çok azını aldıklarını gösterdi.[4]

Donald Broadbent, bu tür bir deneyin sonuçlarını, insanların sınırlı kapasiteye sahip bilgileri işlediğini ve bu nedenle bilginin alınmasından kısa bir süre sonra duyusal bir filtre tarafından seçilmesi gerektiğini öne süren filtre modelini geliştirmek için kullandı. Filtrede doğrudan bakılmayan tüm bilgiler bozulacaktır.[5]  Buna karşılık, Deutsch ve Deutsch, ilgisiz uyaranların bu filtrelemesinin,[6] bu işlemlemenin geç aşamalarında meydana geldiğini ileri sürdüler: Tüm bilgiler duyusal düzeyde işlenir, fakat mesajın gözetimsiz kulaktaki anlamsal içeriği bilince erişim sağlayamaz.

Algısal yük teorisi önermesi

Lavie, erken ve geç seçmenin sunulan uyarıcıya bağlı olarak meydana geldiğini tartışarak erken/geç seçme tartışmasını çözümlemeye çalışmıştır.[1][2] Çeldirici uyarıcı başta olmak üzere, fiziksel uyarıcının karmaşasına değinerek algısal yük kavramını öne sürmüştür. Örneğin, dairelerle çevrili bir kare düşük algısal yüklü bir olay iken, birçok farklı şekille çevrili bir kare daha yüksek algısal yüke sahiptir.

Önemli varsayımlar

Algısal yük teorisi üç temel varsayımda bulunur:

  • Dikkat içeren kaynakların sınırlı kapasitede olması;
  • Görevle ilgili uyarıcıların görevle ilgili olmayan uyarıcılardan önce işlenmesi;
  • Dikkat içeren tüm kaynaklar kullanılmalıdır

Bu nedenle, görevle ilgili uyarıcılar dikkat içeren tüm kaynakları kullanırsa, görevle ilgili uyarıcıların (çeldiriciler) hiçbiri işlemlenemeyecektir. Yüksek-yüklü görevlerde hedefin dikkat içeren kaynakları düşük-yüklü görevlerden daha hızlı tükenir. Hedef, bu nedenle, daha erken seçilecektir ve çeldiriciler daha çabuk filtrelenecektir. Düşük-yüklü bir görevde, çeldiricilerin daha fazlası işlemlenecektir, çünkü dikkat içeren kaynaklar tüketilmemiştir ve filtreleme adımı daha sonra meydana gelecektir. Düşük-yüklü bir halde çeldiriciler algılanacaktır ve bu bozucu bir etkiye neden olacaktır.[7][8][9][10]

Bu modelde, seçme, işlemlemenin hem erken aşamalarında (yüksek-yüklü hal), hem de geç aşamalarında (düşük-yüklü hal) meydana gelir.

Eleştiri

Dikkat dağıtıcı belirginlik

Lavie’nin sonuçlarını açıklamak için sunulmuş bir alternatif teori de dikkat dağıtıcı belirginlik’tir.[11] Bu teori genel yüklenimdense dikkat dağıtıcının dikkat çekmesinin ya da göze çarpmasının dikkat dağılmasına sebep olmasındaki temel faktör olduğunu savunur.

Dikkat yoğunlaştırma

Lavie’nin sonuçları için ikinci alternatif bir açıklama dikkat yoğunlaştırmadır ve yüksek yüklü ile düşük yüklü koşullar arasındaki belirgin farklılığın genel yüklenimdense katılımcının dikkat alanındaki sınırlanma derecesi dolayısıyla olduğunu öne sürer.[12][13][14] Dikkat yoğunlaştırma teorisi katılımcıların kendi dikkat odakları içindeki dikkat dağıtıcı/çeldiricileri işleyebildiklerini öne sürer. Bir kişi düşük dikkat odağına sahip olmaya sevk edilmişse ve dikkat dağıtıcı odağın dışında kalıyorsa dikkat dağıtıcıların minimal işlenmesi ve çatışma görülür.[15] Çeldiriciler içeren daha kapsamlı bir dikkat kontrolü daha yüksek seviyelerde çıkarımlara neden olur.

Konum vs. Verimlilik

Lavie’nin doktora süpervizörü ve orijinal[1] makalenin yazarı olan Yehoshua Tsal, Hanna Benoni ile 2013 yılında algısal yük teorisi üzerine eleştirel bir inceleme yayınladı.[16] İncelemede, algısal yük teorisinin erken seçime karşı geç seçim tartışmasına hibrit bir çözüm olarak sunulmasının yanlış yorumlandığı, bunun yerine teorinin erken seçme modeli olduğu savunulmaktadır: anlamsal işlemlemede dikkat gerekli olduğu için seçim gerçekleşir. Yüksek yüklü ile düşük yüklü koşullar arasındaki fark yüksek yüklü koşullarda verimli, fakat düşük yüklü koşullarda verimsiz olmasının bir sonucudur.

Benoni ve Tsal, algısal yük teorisinin, hibrit bir dikkat modeli önerdiği için değil, odaklanılması gereken noktayı seçici dikkatin odağından daha önemli olan seçici dikkatin etkinliğinin sorusuna kaydırdığı için tanınmayı hak ettiğini savunuyorlar.

Ayrıca, Benoni ve Tsal algısal yükün doğasının hiçbir zaman eksiksiz biçimde tanımlanmadığını, bu da yükü karakterize etmede ve yükteki farklılıkların sonuçlarını çözümlemekte döngüselliğe yol açtığını iddia ediyor.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c Lavie, Nilli; Tsal, Yehoshua (1994). "Perceptual load as a major determinant of the locus of selection in visual attention" (PDF). Perception and Psychophysics. 56 (2): 183–197. doi:10.3758/bf03213897. PMID 7971119. Retrieved 2 June 2017.
  2. ^ a b Lavie, Nilli (1995). "Perceptual load as a necessary condition for selective attention" (PDF). Journal of Experimental Psychology: Human Perception and Performance. 21 (3): 451–468. CiteSeerX 10.1.1.468.2521. doi:10.1037/0096-1523.21.3.451. Archived from the original (PDF) on 2018-02-09. Retrieved 2 June 2017.
  3. ^ Theeuwes, Jan; Kramer, Arthur F.; Belopolsky, Artem V. (2004). "Attentional set interacts with perceptual load in visual search". Psychonomic Bulletin & Review. 11 (4): 697–702. doi:10.3758/BF03196622. ISSN 1069-9384. PMID 15581120.
  4. ^ a b Goldstein, E. Bruce (2008). Cognitive psychology : connecting mind, research, and everyday experience (2nd ed.). Australia: Thomson Wadsworth. pp. 14. ISBN 9780495095576. OCLC 183623510.
  5. ^ Broadbent, Donald. E (1958). Perception and Communication. New York: Oxford University Press.
  6. ^ Deutsch, J. A.; Deutsch, D (Jan 1963). "Attention: some theoretical considerations". Psychological Review. 70 (1): 80–90. doi:10.1037/h0039515. PMID 14027390.
  7. ^ Cartwright-finch, Ula; Lavie, Nilli (2007). "The role of perceptual load in inattentional blindness". Cognition. 102 (3): 321–340. doi:10.1016/j.cognition.2006.01.002. PMID 16480973.
  8. ^ Lavie, Nilli; Hirst, A; de Fockhert, J. W; Viding, E (2004). "Load theory of selective attention and cognitive control". Journal of Experimental Psychology. 133 (3): 339–354. doi:10.1037/0096-3445.133.3.339. PMID 15355143.
  9. ^ Lavie, Nilli (Feb 2005). "Distracted and confused?: Selective attention under load". Trends in Cognitive Sciences. 9 (2): 75–82. CiteSeerX 10.1.1.393.1015. doi:10.1016/j.tics.2004.12.004. PMID 15668100.
  10. ^ Rees, G; Frith, CD; Lavie, Nilli (Nov 1997). "Modulating irrelevant motion perception by varying attentional load in an unrelated task". Science. 278 (5343): 1616–1619. doi:10.1126/science.278.5343.1616. PMID 9374459.
  11. ^ Eltiti, Stacy; Wallace, Denise; Fox, Elaine (2005). "Selective target processing: Perceptual load or distractor salience?". Perception and Psychophysics. 67 (5): 876–885. doi:10.3758/bf03193540. PMID 16334059.
  12. ^ Murray, Janice E; Jones, Craig (2010). "Attention to local form information can prevent access to semantic information". The Quarterly Journal of Experimental Psychology. 55 (2): 609–625. doi:10.1080/02724980143000370. PMID 12047062.
  13. ^ Chen, Zhe; Cave, Kyle R (June 2013). "Perceptual load vs. dilution: the roles of attentional focus, stimulus category, and target predictability". Frontiers in Psychology. 4: 327. doi:10.3389/fpsyg.2013.00327. PMC 3675768. PMID 23761777.
  14. ^ Chen, Zhe; Cave, Kyle R (2016). "Identifying Visual Targets Amongst Interfering Distractors: Sorting Out the Roles of Perceptual Load, Dilution, and Attentional Zoom" (PDF). Attention, Perception, & Psychophysics. 78 (7): 1822–38. doi:10.3758/s13414-016-1149-9. PMID 27250363.
  15. ^ Eriksen, Charles W; St James, J. D. (1986). "Visual attention within and around the field of focal attention: A zoom lens model". Perception and Psychophysics. 40 (4): 225–40. doi:10.3758/BF03211502. PMID 3786090.
  16. ^ Benoni, H; Tsal, Y (2013). "Conceptual and methodological concerns in the theory of perceptual load". Frontiers in Psychology. 4: 522. doi:10.3389/fpsyg.2013.00522. PMC 3741554. PMID 23964262.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dikkat</span>

Dikkat, düşünceyi belli bir şey üstünde yoğunlaştırabilme gücü. Nesnel olarak, bütün duyumsal ya da belleğe yerleştirilmiş bilgilerden, daha sonra kullanmak için bir bölümünü seçmeyi gerektirir. Bir toplantıda konuşan çeşitli kişiler arasında yalnızca birini dinlerken bir resme bakarken şekilleri dikkate almaksızın yalnızca renklere yoğunlaşırken, kalabalıkta bir tanıdığı ararken ya da akıl bir problemi çözmeyi yoğunlaştırılırken, farklı verimlilik derecelerinde farklı dikkatler söz konusudur. Bireyin seçmek zorunda kalması algılamanın, düşünmenin ya da birçok şeyin aynı anda yapmanın bir sınırı olduğunu gösterir.Dikkat, bir bilginin belli öznel veya nesnel olarak dikkate alınan yönünü seçerek ona odaklanan, diğer bir taraftan o bilginin algılanabilen diğer yönlerini göz ardı eden davranışsal ve bilişsel süreçtir. Dikkat, sınırlı işlenen kaynakların paylaştırılmasıdır.

Psikofizik nicelik bakımından, fiziksel uyaranın ve etkilediği algı ve hislerin arasındaki ilişkiyi inceler. Psikofizik, "uyarıcı ile algının arasındaki ilişkinin bilimsel çalışmasıdır ya da tam olarak "anlayış sürecinin, öznenin deneyimlerinin veya davranışlarının değişken özelliklerinin bir veya birden fazla fiziksel boyutların uyarıcılığındaki analizidir." diye tanımlanmıştır." Psikofizik, ruhi olanla fiziki olan arasındaki münasebetleri, deneysiz olarak inceler. Psikofiziğe göre, beden ve zihin iki farklı ama birbiri ile etkileşim içinde olan; birbirini değiştiren/dönüştüren, bir yapıda hareket etmektedir.

İşitsel seçici dikkat ya da seçici duyma, sinir sistemimizin bir parçası olan işitme sistemimizi ilgilendiren bir tür seçici algıdır. Seçici duyma insanların dikkatlerini belirli bir kaynaktan gelen sese veya konuşulan kelimelere odaklaması eylemidir. Çevremizden gelen pek çok gürültü ve sesin İşitme sistemitarafından duyulmasına rağmen, bunların sadece belirli bir kısmı beynimiz tarafından işlenir. Çoğu zaman, işitsel algı insanların duymakta en çok ilgilendikleri uyarıcılara yönelir. Krans, Isbell, Giuliano ve Neville tarafından 2013 yılında yayınlanan makaleye göre, seçici işitsel algı aynı zamanda gelen iki uyarıcıdan birini alındılarken diğerini göz ardı etme yeteneği olarak tanımlanabilir. Buna örnek olarak gürültülü bir sınıf ortamında, öğretmenine odaklanıp sınıf arkadaşlarından gelen sesleri göz ardı eden bir öğrenciyi verebiliriz. Bu bir "dar boğaz" örneğidir. Bu demektir ki aynı zamanda gelen verinin tamamı beynimiz tarafından işlenemez ancak duyusal verinin bir kısmı bu dar boğazı geçip işlenebilir. Fakat seçici duyma fizyolojik bir hastalık olarak algılanmamalıdır. Fizyolojik bir hastalık olmaktan öte, insanların çevreden gelen gürültü ve sesleri bloke etme yetenekleridir. Yıllardır, işitsel dikkatin seçiciliği üzerine yapılan araştırmalar artarak devam etmektedir.

İstem dışı körlük, dikkatsiz körlük veya algısal körlük, hiçbir şekilde görme bozukluğu ya da görme kusuru ile ilişkilendirilmeyen psikolojik bir dikkat eksikliği. İstem dışı körlük bir bireyin normal bir görüşte beklenmedik uyarıcıyı (stimuli) fark edemediği olay olarak da tanımlanabilir. Biri için tüm uyarıcılara dikkat etmek imkânsız olduğunda sonuç olarak istem dışı körlük anlamına gelen oldukça belirgin ve beklenmedik nesneleri görememe durumu oluşur. Terim, Arien Mack ve Irvin Rock tarafından 1992’de bulunmuştur ve içeriğinde olayın buluşunu ve onu tanımlamak için yöntemleri anlatan 1998’de MIT Press tarafından yayımlanan kitaplarının adı olmuştur. İstem dışı körlük üzerine yapılan çalışma, olayın bilişsel bozukluktan bağımsız olarak her bireyde ortaya çıkabileceğini belirtmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Değişim körlüğü</span>

Değişim körlüğü, görsel uyaranın bir değişiklik tanıtıldığında ve gözlemci bunu fark etmediğinde oluşan şaşırtıcı bir algısal fenomendir. Örneğin, gözlemciler genellikle bir görüntüde oluşan, kapatılıp tekrar açılan büyük farklılıkları fark etmede başarısız olurlar. İnsanların değişiklikleri belirlemedeki zayıf yetenekleri, temel sınırlamaları yansıtmak için öne sürülmüştür. Değişim körlüğü çok araştırılan bir konu haline gelmiş, görgü tanığı ifadelerinde ve araba kullanırken dikkat dağılması gibi alanlarda önemli pratik sonuçları olabileceği iddia edilmiştir.

McGurk etkisi, işitme ve görme duyuları arasındaki etkileşimin konuşma algısı üzerindeki etkisini gösteren algısal bir olgudur. Buna göre, bir sesin işitsel bileşeni ile başka bir sesin görsel bileşeninin eşleşmesi, farklı üçüncü bir sesin algılanmasına neden olur. Konuşan kişiden gelen görsel bilgi, sesin duyuluş biçimini etkiler. Bu durum, dublaj yapılmış filmlere alışkın insanlar üzerinde çok etkili değildir. Çünkü dublaj oyuncuların dudak hareketlerini, yani görsel bilgiyi, önemsiz sayarak izleyicinin işitsel bilgiye odaklanmasını sağlar. Eğer kişi düşük ses kaliteli işitsel bir bilgiyle, yüksek görüntü kaliteli görsel bir bilgiye aynı anda maruz kalırsa McGurk etkisi yaşamaya daha yatkındır. Ayrıca görsel ve işitsel bilgiyi sentezleme kabiliyeti de kişilerin McGurk etkisi yaşayıp yaşamayacağı konusunda belirleyicidir. Duyusal sentez beceresi yüksek olan kişilerde bu etkinin görülme ihtimali oldukça yüksektir. Bunların dışında insanlar beyin hasarı ve birtakım rahatsızlıkları da içine alan birçok faktöre bağlı olarak bu etkiyi farklı şekillerde tecrübe ederler.

Dikotik (ikili) dinleme, seçici dikkati ve işitme(duyma) sistemi içinde beyin fonksiyonunun lateralizasyonunu araştırmak için yaygın olarak kullanılan psikolojik bir testtir. Dikotik (ikili) dinleme testi bilişsel psikoloji ve sinirbilim alanlarında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Birleştirme yanılsaması</span>

Birleştirme yanılsamaları, katılımcıların iki nesnenin özelliklerini tek bir nesnede birleştirdikleri psikolojik etkilerdir. Görsel birleştirme yanılsamaları, işitsel birleştirme yanılsamaları ve görsel ve dokunsal uyaranların kombinasyonları tarafından üretilen birleştirme yanılsamaları vardır. Görsel birleştirme yanılsamalarının, fiksasyona ve bir nesneye odaklanmak için ayrılan süreye bağlı olan görsel uzamsal dikkat eksikliği nedeniyle meydana geldiği düşünülmektedir. Bir nesneyi yorumlarken kısa bir süre içinde, görsel alandaki şekiller ve renkler gibi farklı bir alanın farklı yönlerinin karıştırılması zaman zaman çarpık olabilir ve bu da görsel birleştirme yanılsamalarıyla sonuçlanır. Örneğin, Anne Treisman ve Schmidt tarafından tasarlanan bir çalışmada, katılımcıların sayı ve şekillerin farklı renklerde görsel bir sunumunu izlemeleri gerekiyordu. Bazı şekiller diğerlerinden daha büyüktü ancak tüm şekiller ve sayılar eşit aralıklarla yerleştirilip sadece 200 ms boyunca gösterildi. Katılımcılardan şekilleri hatırlamaları istendiğinde, küçük yeşil bir daire yerine küçük yeşil bir üçgen gibi cevaplar verildi. Nesneler arasındaki boşluk daha küçükse, birleştirme yanılsamaları daha sık meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Dikkat kontrolü</span>

Dikkat kontrolü, bir bireyin neye dikkat edeceğini ve neyi göz ardı edeceğini seçtiği kapasitesidir. İç kaynaklı dikkat veya yönetici dikkat olarak da bilinir. Daha genel bir tabirle, dikkat kontrolü, bir bireyin konsantre olma becerisi olarak tarif edilebilir. Öncelikli olarak ön singulat korteksi de içeren frontal alanlar tarafından aracılık edilen dikkat kontrolünün, çalışma belleği gibi diğer yönetici işlevler ile yakından ilgili olduğu düşünülmektedir.

Hazırlama etkisi, bir uyarana maruz kalmanın, bilinçli bir rehberlik ya da niyet olmaksızın bir sonraki uyarana tepkiyi etkilediği bir olgu. Örneğin, HEMŞİRE kelimesi DOKTOR sözcüğünü takip ederek EKMEK sözcüğünü takip etmekten daha çabuk tanınır. Hazırlama, algısal, çağrışımsal, tekrarlayıcı, pozitif, negatif, duyuşsal, anlamsal veya kavramsal olabilir. Bununla birlikte, araştırma henüz hazırlama etkilerinin süresini kesin olarak belirlememiştir, ancak başlangıcı neredeyse anlık olabilir.

Broadbent'in filtre modeli, dikkatle ilgili bir erken seçme teorisi.

<span class="mw-page-title-main">Sıkıntı</span>

Yaygın kullanımda sıkıntı, bir bireyin özellikle hiçbir şey yapmadan durduğu, çevresiyle ilgilenmediği veya bir gün veya dönemin donuk veya sıkıcı olduğunu hissettiği, duygusal ve bazen de psikolojik bir durumdur.

<span class="mw-page-title-main">Kokteyl partisi etkisi</span>

Kokteyl partisi etkisi; beynin, kişinin işitsel dikkatini belirli bir uyarıcıya odaklayıp, diğer bir dizi uyaranı filtreleyerek dışarıda bırakma becerisini ifade eden kavramdır. Tıpkı gürültülü bir partiye katılan bir kişinin ortam gürültüsünü yok sayarak tek bir sohbete odaklanabilmesi gibi. Dinleyiciler, hem farklı uyaranları farklı akışlara ayırma hem de daha sonra hangi akışların kendileri için en uygun olduğuna karar verme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, kişinin duyusal belleğinin kişi farkında olmadan tüm uyaranları ayrıştırdığı ve ayrı bilgi parçalarını dikkat çekmelerine göre sınıflandırdığı öne sürülmüştür. Bu etki çoğu insanın tek bir sesi izleyip, diğerlerini görmezden gelmelerine izin veren mekanizmadır. Bir başka ifadeyle, dikkat yöneltilmeyen uyaranda geçen önemli kelimelerin hemen tespit edilebilmesine, örneğin birinin bir gürültü içinde kendi adı geçtiği zaman bunu fark etmesine, dair fenomenini tanımlar.

Modaliteler arası dikkat, dikkatin farklı duyulara dağıtılması anlamına gelir. Dikkat, duyusal uyaranları seçici olarak vurgulamanın ve görmezden gelmenin bilişsel sürecidir. Modaliteler arası dikkate göre, dikkat çoğu zaman aynı anda birden fazla duyusal modalite vasıtasıyla gerçekleşir. Bu modaliteler, görsel, işitsel, uzamsal ve dokunsal gibi farklı duyusal alanlardan gelen bilgileri işler. Bunların her biri belirli bir tür duyusal bilgiyi işlemek için tasarlanmış olsa da, aralarında önemli bir örtüşme vardır. Bu durum araştırmacıların dikkatini modaliteye özel mi yoksa paylaşılan "modaliteler arası" kaynakların sonucu mu olduğunu sorgulamasına sebep olmuştur. Modaliteler arası dikkat, dikkat işleme sürecini hem geliştirebilen hem de sınırlandırabilen modaliteler arasındaki örtüşme olarak kabul edilir. Modaliteler arası dikkatin verilen en yaygın örneği, Kokteyl Partisi Etkisi olarak bilinen bir kişinin daha az önemli olan diğer uyaranlar yerine önemli tek bir uyarana odaklanabilmesi ve onunla ilgilenebilmesi durumudur. Bu fenomen, diğer uyaranlar göz ardı edilirken bir uyaran için daha derin işlem seviyelerinin oluşmasına izin verir.

<span class="mw-page-title-main">Anne Treisman</span> İngiliz psikolog (1935 – 2018)

Anne Marie Treisman, bilişsel psikoloji alanında uzmanlaşmış bir psikolog.

İkonik hafıza, görsel alanla ilgili görsel duyusal bellek kaydı ve hızla bozulan görsel bilgi deposudur. Görsel kısa süreli bellek (VSTM) ve uzun süreli bellek (LTM) içeren görsel bellek sisteminin bir bileşenidir. İkonik bellek, çok kısa, kategori öncesi, yüksek kapasiteli bellek deposu olarak tanımlanır. Çok kısa bir süre için tüm görsel algımızın tutarlı bir temsilini sağlayarak görsel kısa süreli belleğe katkıda bulunur. İkonik hafıza, sakkadlar sırasında değişim körlüğü ve deneyimin sürekliliği gibi fenomenleri açıklamaya yardımcı olur. İkonik hafıza artık tek bir varlık olarak düşünülmemekte bunun yerine en az iki ayırt edici bileşenden oluşmaktadır. Sperling'in kısmi rapor paradigmasının yanı sıra modern teknikleri içeren klasik deneyler bu duysal hafıza deposunun doğası hakkında fikir vermeye devam etmektedir.

Bilişsel psikolojide, bilişsel yük, birim zamanda çalışma belleği kaynaklarının ne derecede kullanıldığını ifade eder. Üç tür bilişsel yük bulunur. Asıl bilişsel yük, öğrenenin bir konuyu öğrenirkenki çalışma belleği kullanımı ifade eder. Konu dışı bilişsel yük, bilgi veya görevlerin öğrenene sunulma şeklinin ve öğrenenin bunlarla etkileşimlerini ifade eder. Son olarak etkili bilişsel yük, kalıcı bir bilgi deposu yaratmak için yapılan çalışmayı ifade eder.

Çoklu Mağaza veya Modal Model olarak da bilinen Atkinson-Shiffrin Modeli, 1968 yılında psikolog Richard Atkinson ve Richard Shiffrin tarafından önerilen bir bellek modelidir. Modele göre insan hafızasının üç ayrı bileşeni vardır:

  1. Duyusal Kayıt adı verilen duyusal bilgilerin belleğe girdiği bileşen
  2. Hem duyusal kayıttan hem de uzun vadeli bellekten girdi alan ve tutan Kısa Süreli Depo
  3. Kısa süreli depoda tekrarlayarak, prova yaparak hatırlanan, bilgilerin süresiz olarak tutulduğu Uzun Süreli Depo

Tekrarlı ön-hazırlama etkisi, uyaranlar tekrar tekrar sunulduğunda davranışsal bir tepkideki gelişmelere gönderme yapar. Gelişmeler, doğruluk veya tepki süresi açısından ölçülebilir ve tekrarlanan uyaranlar önceki uyaranlarla aynı veya benzer olduğunda ortaya çıkabilir. Bu gelişmelerin kümülatif olduğu gösterilmiştir, bu nedenle tekrar sayısı arttıkça yanıtlar en fazla yedi tekrara kadar sürekli olarak daha hızlı olur. Bu gelişmeler, tekrarlanan maddeler yön, boyut ve konum açısından biraz değiştirildiğinde de bulunur. Etkinin boyutu, maddenin sunulduğu sürenin uzunluğu ve tekrarlanan maddelerin ilk ve sonraki sunumları arasındaki sürenin uzunluğuyla da ayarlanır.

Hedwig von Restorff en çok kendi adını taşıyan izolasyon etkisinin keşfiyle bilinir.