Liberalizm, bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe veya dünya görüşüdür. Bireysel özgürlük ve bireysel haklar düşüncesiyle yola çıkan liberalizm, daha sonraki yıllarda farklı türlere bölündü ve bireylerin eşitlik ilkesinin de önemini vurgulamaya başladı. Klasik liberalizm bireysel özgürlüklerin rolünü vurgularken, sosyal liberalizm özgürlüğe vurgu yaptığı kadar; bireylerin eşitlik hakkı ilkesinin önemine vurgu yapar ve özgürlük ile eşitlik arasında denge kurmayı amaçlar. Liberal görüşü savunanlar geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.

Max Weber, Alman düşünür, sosyolog ve ekonomi politik uzmanı. Modern antipozitivistik toplumbilimi incelemesinin öncüsü olduğu düşünülür. Sosyolojiyi yöntem bilimsel olgunluğa eriştirmiştir.

Kemalizm, 1935'ten 1937'ye kadar Kamâlizm veya Atatürk'ün ölümü sonrası yaygınlaşan bir diğer adıyla Atatürkçülük; Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk İlkeleri'ni esas alan kurucu ideolojisidir. Kemalizm, Mustafa Kemal Atatürk tarafından uygulandığı şekliyle laikliğe ve Batı demokrasisine dayanan ulusal ve üniter bir cumhuriyet rejiminin kurulması, ekonomik kalkınma ve sanayileşme, yüksek öğrenime ve bilimsel faaliyetlere devlet desteği, spora ve sanata teşvik, ücretsiz ve zorunlu eğitim gibi kapsamlı siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve dinî reformları içermektedir. Reformların amacı Atatürk'ün ifadesiyle "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak", çağdaş bir hayat tarzını benimsemektir.

Ludwig Heinrich Edler von Mises Avusturyalı-Amerikalı Avusturya Okulu ekonomisti, tarihçi, mantıkçı ve sosyolog. Mises, klasik liberalizmin toplumsal katkıları ve tüketicilerin gücü üzerine kapsamlı yazılar yazdı ve dersler verdi. En çok komünizm ve kapitalizmi karşılaştıran praksiyoloji çalışmalarıyla tanınır.
Bedia Akarsu, Türk filozof ve akademisyendir.

Erich Fromm, Yahudi kökenli Almanya doğumlu Amerikalı ünlü bir psikanalist, sosyolog ve filozoftur. Ruh bilimine Marksist-sosyalist ve insancıl yaklaşımın en önemli temsilcilerindendir. Frankfurt Okulu ve okulun genel yaklaşım biçimi olan eleştirel teori için yaptığı katkılar ile de tanınmaktadır.
Sosyal liberalizm, bireysel özgürlük ve sosyal adalet arasında denge kurmayı amaçlayan politik bir ideolojidir. Klasik liberalizm gibi bireyci ekonomiyi, sivil ve siyasi hak ile özgürlüklerin genişlemesi bakımıyla uyuşur ancak bunlara ek olarak hükûmetin meşru rolünün yoksulluk, sağlık ve eğitim gibi ekonomik ve sosyal konuları olduğunu da içeren sosyal piyasayı temel alır. Sosyal liberalizmde toplumun iyiliği bireyin özgürlüğü ile uyumlu görülür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sosyal liberal fikirler dünyanın birçok ülkesinde benimsenmiştir. Sosyal liberal düşünceler ile partiler merkez veya merkez sol olarak kabul edilir. Bununla birlikte, ülkelere göre farklı isimlendirmeler sosyal liberalizmi tarif etmektedir. Birleşik Krallık'ta yeni liberalizm, ABD'de modern liberalizm, Almanya'da sol liberalizm ve İspanyolca konuşulan ülkelerde ilerici liberalizm olarak adlandırılır.

Heidelberg Ruprecht Karl Üniversitesi, ya da kısa adıyla Heidelberg Üniversitesi, 1386'da Heidelberg'de kurulmuş, Almanya'nın en eski üniversitesi olmasının yanında; en ünlü ve prestijli üniversitelerinden biridir. Üniversitenin tarihi 14. yüzyıla kadar uzanır. 16. yüzyılda hümanizmin merkezi haline gelmiştir. 19. yüzyıl sonrasında bağımsız düşünürlerin, demokratik düşüncenin ve ileri seviye bilimsel araştırmaların merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde Amerikan üniversitelerinde yüksek lisans eğitimi veren okullarına rol modeli olmuştur.
Neoliberalizm veya neo-liberalizm, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gerileme yaşayan serbest piyasa kapitalizmiyle ilişkilendirilen 19. yüzyıl fikirlerinin 20. yüzyılın sonlarında yeniden ortaya çıkması için kullanılan bir terimdir. Muhafazakar ve liberteryen örgütlerin, siyasi partilerin ve düşünce kuruluşlarının yükselişinde önemli bir faktör olan neoliberalizm, genellikle ekonomik liberalleşme politikalarıyla ilişkilendirilir. Bu politikalar arasında özelleştirme, düzenlemelerin kaldırılması, küreselleşme, serbest ticaret, para politikası, kemer sıkma politikaları ve devlet harcamalarının azaltılması gibi unsurlar yer alır. Bu politikalarla ekonomi ve toplumda özel sektörün rolünün artırılması amaçlanır. Neoliberal proje aynı zamanda kurumların tasarlanmasına odaklanmakta ve bir siyasi boyutu bulunmaktadır. Neoliberalizmin düşünce ve pratikte belirleyici özellikleri, büyük ölçüde akademik tartışmanın konusu olmuştur.

Karl Waldemar Ziegler, Alman kimyager. Polimerler üzerindeki geliştirici araştırmalarından ötürü, Giulio Natta ile birlikte, 1963 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Nobel Komitesi, Ziegler'i "organometalik bileşikler üzerindeki çalışmaları yeni polimerleşme tepkimelerini ortaya çıkardı ve çok kullanışlı yeni endüstriyel süreçlere zemin hazırladı" şeklinde değerlendirmişti.

Viktor Meyer ; Organik ve inorganik kimyaya katkılarıyla tanınan Alman kimyacı.

Andreas Yeoryu Papandreu, Yunan iktisatçı ve siyasetçi. 1981-1989 ve 1993-1996 arasında başbakanlık yaptı.
Ekonomik liberalizm, piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekler. Ekonomik liberaller, serbest ticareti ve açık rekabeti engellediği için piyasaya yapılan hükümet müdahalesine ve korumacılığa karşı çıkma eğilimindedir, ancak mülkiyet haklarını korumak ve piyasa başarısızlıklarını çözmek için yapılan hükûmet müdahalesini destekler. Ekonomik liberalizm, Büyük Buhran ve Keynesyenizm'in yükselişine kadar genel olarak klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmıştır.
Merkez sol, siyasette sol ve merkez arasındaki görüşler bütünüdür. Fırsat eşitliği yoluyla toplumsal adaletin sağlanabileceği düşüncesini savunmaktadır. Merkez sol siyaset, toplumun varsıl ve yoksul kesimleri arasındaki gelir farkını en aza indirmeyi amaç edinmiştir. Siyaseten ve toplumsal olarak radikal kararlar alınabilir. Bunun yanında reformist tutumlar ile de ekonomik ve sosyal politikalar sağlanabilir. Çoğulculuk taraftarı bir görüştür, toplumun sosyal hak ve çıkarları el üstünde tutulur.

Viktor Mihály Orbán, Macar siyasetçi ve 2010 yılından beri Macaristan Başbakanı. Aynı zamanda 2003 yılından beri Fidesz partisinin genel başkanıdır.
Klasik liberalizm, serbest piyasayı ve laissez-faire ekonomisini; sınırlı devleti, ekonomik özgürlüğü ve siyasi özgürlüğü vurgulayan, hukukun üstünlüğünün güvenceye aldığı sivil özgürlükleri savunan; liberalizmin bir dalı, felsefi ve politik ideolojidir. Klasik liberalizm, 19. yüzyılın başlarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'da kentleşmeye ve Sanayi Devrimi'ne bir yanıt olarak önceki yüzyılın fikirleri üzerine inşa edilmiştir.
Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

Karl Mannheim, 20. yüzyılın ilk yarısında çalışmalarını yürütmüş Macar-Alman sosyolog ve düşünür. Bilgi sosyolojisinin kurucularından biri olduğu kadar klasik sosyolojide de kilit bir figürdür. Mannheim en çok, kısmî ve toplam ideolojileri birbirinden ayırdığı, belirli sosyal gruplara özgü kapsamlı dünya görüşlerini ve ayrıca mevcut sosyal düzenlemeler için modası geçmiş destek sağlayan ideolojileri temsil ettiği Ideology and Utopia (1929-1936) adlı kitabıyla tanınır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda liberalizm modernleşme çabalarıyla birlikte Avrupa'daki liberal düşünce dünyasının gelişimini takip eden dönemlerde ortaya çıktı. Sakızlı Ohannes Paşa, Mehmet Cavit Bey ve Prens Sabahattin gibi isimler bu konuda öne çıkan ilk kişiler oldu. Ohannes Paşa'nın sosyalizm karşıtlığı ve devletçi politikaları reddi ile iktisadi ve rekabetçi özgürlüğü savunması onu öne çıkan ilk Osmanlı liberalleri arasına soktu. Mehmed Cavid Bey Ulum-u İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası ekseninde liberal düşüncede ilk kıvılcımları ortaya koyarken Prens Sabahattin ise 1902 Jöntürk Kongresi ekseninde Türkiye'de merkez sağ ve merkez sol ayrımında merkez sağı temsil eder hale geldi. Ahmed Rıza Bey grubundaki Auguste Comte fikri onda le Play temelli karşıtlığı etkili kıldı, adem-i merkeziyetçi bir yapıya büründü. Bu kongre erken cumhuriyet dönemini etkiledi: Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) liberal anlayışla 13 Ağustos 1930'da Ali Fethi Okyar’la Atatürk'ün isteği üzerine kurdurulurken bunu 1950'de Adnan Menderes ile iktidara gelen Demokrat Parti takip etti. Parti milli egemenliğe dayanan muhafazakâr bir eğilime girene kadar liberal görünümdeydi.
Sosyal demokrasi, sosyalizmin demokratik şekilde iktidara gelmesini ve ülkenin devrimle değil liberal demokrasiyle sosyalist olmasını savunmakta olan, Kautsky'nin temelini attığı revizyonist bir görüştür. Ferdinand Lassalle'nin devlet sosyalizmi fikirlerinden etkilenen demokratik bir sosyalist ideolojidir.