İçeriğe atla

Alevî ocakları

Alevî ocakları, Alevî-Bektâşî ibadetinde imam makamında oturan dedelerin soyunu ifade eder. Dede­lik kurumu yapısı gereği soy güden, soya tâbî olan bir kurumdur. Buna göre bir de­de öldüğünde yerine oğlu geçmektedir. Bu olgu Alevî geleneğinde ocak şeklinde adlandırılır.[1]

Yapılanma

Alevî ocaklarının tamamı (Balkanlar, İran, Türkiye) birbirine bağlıdır ve ocaklar arasında hiyerarşik bir yapı mevcuttur. Bu hiyerarşik yapıların en tepesinde Hacı Bektaş-ı Velî bulunmaktadır. Her ocağın soyundan gelen dedeler vardır. Hiyerarşik olarak bir üst sırada yer alan ocaktaki dedeler, alt ocaktaki dedelerin pîridir ve iki üst sırada bulunan ocaktaki dedeler ise onların mürşididir. Bu hiyerarşik yapı "El ele, el Hakk'a" anlayışının parçasıdır.[2]

Türkiye'de araştırmaların yetersizliği sebebiyle hiyerarşisi oluşturulmayan dede ocakları mevcuttur.[3] Hiyerarşik bir örnek olarak en çok bilinen örnek Şücaeddin Velî ocağıdır.[3][4]

Dede Ocakları'na hiyerarşik bir örnek

Kaynakça

  1. ^ Ocak. 14 Eylül 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Cem Vakfı. Erişim Tarihi: 2014-12-15
  2. ^ Dede Ahmet Kuzukıran İle Söyleşi. 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Gazi Üniversitesi, Doç.Dr. İbrahim Arslanoğlu. Erişim Tarihi: 2014-12-15
  3. ^ a b Mehmet Ersal (2012). Şücaeddin Veli Ocağı: Balkan Aleviliğindeki Yeri, Rolü Ve Önemi. 15 Aralık 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi. Erişim Tarihi: 2014-12-15
  4. ^ Çubuk Yöresi Alevi Ocakları Ve Kurucuları. 15 Aralık 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Doç. Dr. İbrahim Arslanoğlu. Erişim Tarihi: 2014-12-15

İlgili Araştırma Makaleleri

Alevilik, Ali ve On İki İmam'ın öğretilerini öğretmiş olduğu varsayılan Hacı Bektaş-ı Veli'nin mistik Alevi İslami öğretilerini takip eden yerel bir İslami gelenektir. Alevi öğretileri dede adı verilen din adamları tarafından aktarılır. İslam'ın altı iman esası kabul edilir, ancak yorumlamada diğer mezheplerle farklılıklar bulundurur. Alevi öğretileri, yerel bir Türk dünya görüşüyle harmanlandı ve İslam'ın heterodoks bir yorumuna yol açtı. Geçmişin aksine günümüz Alevilerinin bir kısmı kendini Müslüman olarak tanımlandırmamaktadır. Hak-Muhammed-Ali teslis inancına bağlıdırlar.

<span class="mw-page-title-main">Bektaşîlik</span> Sufi/tasavvufî tarikat

Bektâşîlik, adını 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaştırılması sürecinde etkin faaliyet gösteren ve Hoca Ahmed Yesevî'nin öğretilerinin Anadolu'daki uygulayıcısı konumunda olan Hacı Bektaş-ı Veli'den alan, daha sonra ise 14. ilâ 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'da yaygınlaşan Hurûfilik akımının etkisiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hulul anlayışlarının da bünyesine katılmasıyla 16. yüzyılın başlarında Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılan, On İki İmam esasına yönelik sufi/tasavvufî tarikat.

<span class="mw-page-title-main">Sarı Saltuk</span> Türk ermiş

Sarı Saltuk Baba Balkanların Osmanlılar tarafından fethedilmesinden önce başlıca Balkanlarda ve civârındaki bölgelerde seyahat ederek insanlara İslâm'ı tebliğ eden Alevî-Bektâşî şeyhi ve Türkmen bir Derviştir.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Bayrâm-ı Velî</span> Türk mutasavvıf ve şair

Hacı Bayrâm-ı Velî, Türk mutasavvıf ve şair. Safevî tarikatı büyüklerinden Hoca Alâ ad-Dîn Ali Erdebilî'nin öğrencilerinden olan Şeyh Hamid-i Veli'nin öğrencisi ve Bayramiyye tarikatının kurucusudur. Türbesi, Ankara'da Hacı Bayram Câmii'nin bitişiğinde bulunmaktadır.

Balım Sultan, Alevî-Bektaşiliği sağlam bir sistemle hem Türkmen hem de Alevî ve ocaklarıyla kurumlaştırmasıyla bilinen Horasan kökenli Seyyid Alevî-Bektâşî bir Türkmen ve Tasavvuf âlimi olup, Alevî Pîri ve Horasanlı Türkmen Şeyhi Hacı Bektâş Velî'den sonraki ikinci Pîri'dir. Anadoluya Türk-İslam'ı yaymaya görevlendirilen Hacı Bektâş Velî ile birlikte kendisiyle Anadoluya gelen 90.000 Alevî Türkmen Horasan Erenlerin soyuna mensup olup, önemli bir kişiliği vardır. Alevî-Bektâşî Türkmenlerinin günümüz Türkiye'de en çok yoğun olarak Çorum, Tokat, Amasya, Nevşehir (Hacıbektaş) ve Türkiye'nin birçok yöreleri ve illerindeki gibi, Türkmen aşireti ve Balım Sultan'ın Alevî ocaklarından sorumlu olduğu gibi, Alevî-Bektâşî Müslümanların, Hacı Bektaş Velî'den sonra ikinci Pîr, yani Şia-î Batınîyye (Tasavvufî) âlimi bir Rehber, Pîr, Mürşid ve Önder olarak kabul edilir.

Dedebabalık kurumu, Hacı Bektaş-ı Veli’nin görevini vekâleten üstlenen makamdır. Dedebabalar, Hacı Bektaş-ı Veli’nin vekilleridirler.

Gülbank, gülbenk, gulvang, gulbang ya da gulweng Farsça gül + ses anlamına gelen bang'tan "gül sesi" anlamındadır. Abdülbaki Gölpınarlı ayrıca bülbül sesi biçiminde Türkçeleştirilmiştir. Terim olarak ise Mevlevilik, Bektaşilik, Halvetilik, Kadirilik, Rufailik gibi tarikatlarda hep bir ağızdan yüksek sesle söylenen alkış, dua içerikli sözlü edebiyat ürünü anlamı taşır. En eski örnekleri Mir’âtü’l-Mekâsıd fî Def’i’l-Mefâsid'de kayıtlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Yesevî</span> Türk mutasavvıf ve şair

Ahmed Yesevî ya da Ata Yesevî (Kazakistan Türkçesi: Қожа Ахмед Яссауи; Özbekistan Türkçesi: Xoja Ahmad Yassaviy; 1093, Sayram - 1166, Türkistan, kendi gibi Türk asıllı olan Arslan Baba'nın talebesidir. "Pîr-i Türkistan" lakabıyla bilinen bir mutasavvıf ve şairdir.

<span class="mw-page-title-main">Kaygusuz Abdal</span>

Kaygusuz Abdal asıl adı "Gaybi" olan Alevî-Bektaşî halk ozanı ve Türkmen şairi.

<span class="mw-page-title-main">Ahî Evran</span> Alevî Türkmen pîr ve şeyhi

Ahî Evran, Pîr Ahî Evrân Velî veya tam adıyla Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî 13. yüzyılda yaşamış Ahilik teşkilatının kurucularından ve debbağların piri.

<span class="mw-page-title-main">Tekke</span> tarikattan olanların barındıkları, Tanrı’ya tapındıkları, dinsel törenler yaptıkları yer, dergâh.

Tekke, tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh gibi yapılardır. Osmanlı İmparatorluğu'nda tekke anlamında günümüz Türkiye'deki Müslüman Türkmen Alevî-Bektâşîlerin Cem Evi, yani Mescid'in yanı sıra dergâh, âsitane sözcükleri olarak kullanılmıştır. Bazı tarikatlarda hankâh ve âsitane yalnızca merkez tekkeye denir.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Bektaş-ı Veli</span> Anadolu ermişi

Hacı Bektâş Velî ; mistik, seyyid, mutasavvıf, âlim ve İslam filozofu. Alevi-Bektâşiliğin fikir ve isim öncülerindendir. Kendisinin yolunu takip edenlere Bektâşi adı verilir.

Dede, Alevilikte Ehl-i Beyt soyundan geldiğine inanılan şerif ve seyyidlere, içtimai ve dinî liderlere, yani önderlere verilen addır.

İmâmet ya da İmâmîlik İslam'ın bir kolu olan Şiiliğin temel ilkelerinden birisidir. Sünnilik imâmeti imanın esaslarından biri olarak saymaz.

Velâyet-nâme-i Hacı Bektâş-ı Velî, Vilâyet-name-i Hacı Bektaş-ı Velî veya Manâkib-ı Hacı Bektâş-ı Velî 15. yüzyılda yazılmış, Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayatı hakkında menkıbe türü bir eserdir.

Âşık Veli,, halk ozanı.

<span class="mw-page-title-main">Harabati Baba Tekkesi</span>

Harabati Baba Tekkesi veya Sersem Ali Baba Dergâhı, MS 1538 yılında inşa edilmiş, günümüzde Makedonya'nın Kalkandelen şehrinde bulunan Osmanlı-Türk dini eserlerinden biridir.

Alevîler'in dinî i'tikadı Siyâseten İslâmiyet’in “İmamiye-i İsnâ‘aşer’îyye / Onikicilik” fıkhî mezhebinden olan Alevîler, i’tikaden Horasan Melametîliği’nden köken alan Hoca Ahmed Yesevî’in kurduğu “Sünnîliğin Tasavvufî–Yesev’îyye Tarikâtı” ile Fâtımîler Halifeliği devrinde Orta Asya ve Türkistan’da çok önemli fa’aliyetlerde bulunan Muin’ed-Dîn Nâsır-ı Hüsrev’in kurucusu olduğu Pamir Alevîliği’nin de altyapısını oluşturan “Şiîliğin Bâtınî–İsmâilîyye” fıkhî mezhebinin şiddetli etkisi altında gelişimini tamamlayarak ortaya çıkan “Tasavvufî-Bâtın’îyye” i’tikadî mezhebi mensûplarıdır. Alevîlik içerisinde Kızılbaş, Dazalak, Kalender’îyye, Bedr’îyye, Bektâş’îyye, Câm’îyye, Şems’îyye, Edhem’îyye gibi farklı birçok bâtınî tarîkat (yol) yer almaktadır. 13. asırda Babâîlik’ten ve 14. asrın sonlarından itibaren de yoğun olarak Hurûfîlik’ten etkilenen Anadolu kaynaklı Bektaşilik Tarikatı bunların içlerinde en meşhur olanıdır. 14. ve 15. asırlarda “Fadl’Allah Ester-Âbâdî” tarafından Şiîlikten ayrılarak zuhur eden “Hurûfîlik” mezhebinin tesirleri altında kendisini yeniden yapılandırmış olan Bektâşîlik, Alevîliğin içinde yer aldığı varsayılan bir tarîkat (yol) olması itibarıyla Anadolu Alevîliği’nin tamamını tanımlamamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi</span> Nevşehirde kurulu devlet üniversitesi

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi 5662 Sayılı "Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda ve Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"la kurulan ve 28 Mayıs 2007 tarihinde Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylanan, 17 yeni üniversiteden biridir. Ana yerleşke Nevşehir ilinde bulunmaktadır. Ürgüp, Avanos, Gülşehir, Hacıbektaş, Acıgöl ve Kozaklı ilçelerinde de fakülte ve meslek yüksekokulları bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi</span>

Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi, Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde yer alan ve 1964'ten beri müze olarak kullanılan bir yapı.