İçeriğe atla

Aldırmazlık

Aldırmazlık veya umursamazlık, bir duruma karşı önemsememe tavrı almaktır. Aldırmazlık, kişinin kendini konuyu çözümleyebilecek seviyede olmaması sebebiyle geri çekmesi ya da kızgınlık duyduğu için görmezden gelmesi durumuyla ortaya çıkar. Durumun kendisiyle alakalı olmaması durumunda da konuya önemli gözüyle bakmayacaktır. Kişi henüz konuya duyarsızlaşmamış fakat tavırları umursamazcadır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fobi</span> Bir nesne veya durumun sürekli ve aşırı korkusu ile tanımlanan anksiyete bozukluğu

Fobi, korku ya da yılgı, bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali. Fobi kelimesi, Yunanca Phobos kelimesinden gelir. Phobos, Yunan mitolojisinde korku tanrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Meteoroloji</span> atmosfer ile ilgili disiplinlerarası bilimsel çalışma

Meteoroloji veya hava bilgisi, atmosferde meydana gelen hava olaylarının oluşumunu, gelişimini ve değişimini nedenleri ile inceleyen ve bu hava olaylarının canlılar ve dünya açısından doğuracağı sonuçları araştıran bir bilim dalı. Türkçeye, Fransızca météorologie sözcüğünden geçmiştir. Ayrıca meteoroloji bilimi, Dünya'daki atmosferin her türlü fiziksel, dinamik ve kimyasal durumuyla ve yeryüzüne yakın atmosfer ile etkileşimleriyle ilgilenmektedir.

Pan-pan, telsiz dilinde aciliyet (urgency) anlamına gelen, bir teknede, gemide, uçakta veya başka bir araçta bulunan birinin acil bir durum olduğunu beyan etmek için kullandığı uluslararası standart acil durum sinyalidir lakin kimsenin hayatı veya geminin kendisi için acil bir tehlike oluşturmadığında kullanılır. Mayday şeklindeki tehlike (distress) sinyalinin bir alt kademesindeki çağrıdır ve farkı Mayday, hayati veya aracın kendisinin sürekliliği için bir tehlike olduğu anlamına gelir.

Mutezile, İslam dininde bir itikadi mezhep. Mutezile, sözcük olarak "ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler" anlamına gelir. Büyük günâh işleyen kimsenin iman ile küfür arası bir aşamada olduğunu söyleyerek Ehl-i Sünnet âlimlerinden Hasan-ı Basrî'nin dersini terk eden Vâsıl bin Atâ ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu adla anılır. Mutezile ise kendini "ehlü'l-adl ve'ttevhîd" diye adlandırır. Mutezile mezhebinden olan kişiye Mutezili denir. Özellikle kader ve kaza konularındaki yorumları ve inançları nedeniyle İslam dinindeki diğer mezheplerden ayrılmışlardır; ama yine de İslam dininin çoğunluğunu oluşturan mezheplerden, Ehl-i Sünnet, Mutezile'yi İslam dışı saymamaktadır. Akılcı bir mezhep olan Mutezile, mantık kurallarıyla çelişir gördüğü âyet ve hadisleri Ehl-i Sünnet'ten farklı biçimde yorumlamış ve bu yorumlarında akla öncelik vermiştir. Sonuç olarak Mutezile mezhebi, gerek akla çok değer vermesi ve özellikle de Abbâsîler döneminde felsefe ile girdiği yakın ilişkiler dolayısıyla barındırdığı felsefi metot ve görüşleri nedeniyle fazlasıyla eleştirilmiştir. Özellikle de nass ile aklın çeliştiğini düşündükleri noktalarda sıklıkla nassı akla uygun gelecek biçimde yorumlamaları diğer mezheplerde büyük tepki uyandırmıştır. Modern zamanlardaki bazı araştırmacı ve İslam tarihçileri de Mutezile mezhebini akla verdiği önem ve yöntemleri bakımından, çeşitli konularda rasyonalist olarak tanımlar. Mutezile mezhebinin kendi içinde barındırdığı beş ana öğesi vardır, bu öğelerin ilki olan ve İslam dininin de ilk öğesi olan tevhidin bu beş ana öğenin temeli olduğunu öne sürerler. Bazı cemaat ve mezhepler bu düşünceye karşı çıkmıştır.

Zorunluluk. Başka türlü olamayan, olumsal olmayan ya da olmaması olanaklı olmayan durum; olduğundan başka türlü olamayacak olma durumunu dillendiren, olduğundan başka türlü olmanın mantıksal bakımdan olanaksızlığını dile getiren felsefi ulam. Öte yandan, mantık diliyle söylendiğinde, bir önerme yanlışlanamıyor ise zorunlu demektir. Bu tür önermeler yanlışlığı düşünülemez, değillemesi de çelişik olan, bu nedenle de doğrulukları zorunlu olan önermelerdir. Şeylerin gerçekte olmadığı ama olabileceği birçok olanaklı durum tasarlanabilir. Eğer bir önerme tasarlanan olanaklı durumların hepsi için doğru ise o önermeye bütün olanaklı dünyalarda doğru ya da zorunlu önerme denir.

Temsili demokrasi, sınırları belirli bir alan içinde bulunan bireylerin, kendi iradeleriyle seçtikleri bir temsilci veya temsil grubunun aracılığıyla siyasi fikirlerini ve görüşlerini belirtmesi durumu.

<span class="mw-page-title-main">İntihar</span> kişinin kendi ölümüne neden olan kasıtlı eylemi

İntihar veya öz kıyım, bir bireyin, neticesinin ölüm olacağının bilincinde olarak, kendisinin ölümüne yol açacak bir eylem yapmasıdır. Risk faktörleri arasında; majör depresif bozukluk, akıl hastalıkları, bipolar bozukluk, şizofreni, kişilik bozuklukları gibi akıl hastalıkları, alkolizm ve madde bağımlılığı bulunmaktadır. Bireyin kendisine yönelik bir saldırganlık hâli olan intihar davranışı, birçok şiddet davranışının aksine her yaştan kişiyi etkilemekte olup, bireyin bilerek ve isteyerek kendi hayatına son vermesi olarak da tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sertleşme</span> Penisin büyüyüp sertleştiği ve sıkılaştığı cinsel ve fizyolojik bir kavram

Sertleşme veya ereksiyon, penisin büyüdüğü ve sıkılaştığı fizyolojik bir kavramdır. Sertleşme, genelde cinsel uyarılma veya cinsel olarak cezbedilme kaynaklı; psikolojik, nöral, vasküler ve endokral faktörlerin kompleks etkileşimlerin bir sonucudur. Kadınlarda benzer uyarılma, klitoral ereksiyon'dur.

Sebepsiz zenginleşme veya haksız zenginleşme, bir kimsenin mal varlığında haklı bir nedene dayanmaksızın, başkasının zararına meydana gelen zenginleşmedir. Geçerli bir hukuksal neden bulunmadan, hukuksal bir neden gerçekleşmeden ya da hukuksal neden sona erdikten sonra bir işlem yapılması ve borç olmayan bir edimin ödenmesi gibi durumlarda ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Utanç (duygu)</span> değersizlik veya aşağılanma duygularıyla ilişkili bilinçli bir duygu

Utanç, içinde bulunulan durumdan kurtulmak isteme durumudur. Bir insan herhangi bir olaya karşı iç açıcı olmayan duygular besliyorsa bu kişi böyle bir durum karşısında utanç duygusu yaşayabilir. Utanç, çoğu zaman benzer durumlara karşı gösterilebilir. Fakat bu, kişinin genetik yapısı ya da çevresel koşullarla değişmeler yaratabilir. Utanç duygusunu yaşama eylemine ise "utanma" adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Yalnızlık</span>

Yalnızlık veya yalnız kalma, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme duygusudur. Yalnızlık, arkadaş eksikliğinden veya başkalarıyla birlikte olma arzusundan daha da öteye giden bir duygudur. Yalnızlık çeken insan kendisini toplumdan kopmuş hissedebilir. Başka insanlarla anlamlı bir iletişime girmekte zorluk çeker. Yalnızlık çeken bir insan içindeki boşluk veya kopukluk hisleriyle doludur. Ayrıca yalnızlığın farklı türleri vardır. Örneğin bir kişi kalabalık içinde de yalnız hissedebilir. Yalnızlık, sadece etrafında kimsenin olmaması değildir.

<span class="mw-page-title-main">Engellilik</span> bozukluklar, aktivite kısıtlamaları ve katılım kısıtlamaları

Engelli, yaralanma ya da fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlık nedeniyle bazı hareketleri, duyuları veya işlevleri kısıtlanan kişidir. Engeller doğuştan gelebilir veya sonradan geçirilen hastalıklar sonucu ortaya çıkabilir. Dünya Sağlık Örgütü'nün İşlevsellik, Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması'na göre engelli olma hâli için yeti yitimi terimi kullanılır. Engelliler; vücudun duyusal, işlevsel, zihinsel ve ruhsal farklılıkları öne sürülerek; toplumsal veya yönetimsel tutum ve tercihler sonucu, yaşamın birçok alanında kısıtlama ve engellerle karşılaşabilirler. Birçok toplumlarda en yaygın ayrımcılık türlerinden biridir.

Amenore Kadınlarda ilk âdet kanaması ortalama olarak 12 yaşında görülür. Menstrüasyon döneminde uterus kendini yenileyerek vajinadan dışarı atar. 2 ile 5 gün boyunca bu işlem devam ederek kendi iç yüzeyini gebelik için hazırlar. Eğer gebelik olmaz ise tekrar menstrüasyon dönemine girerek döngüye devam eder. Bu durum doğurganlık süresi boyunca tekrar eder ve menopoz ile birlikte uterusun hazırlığı da sona ererek menstrüasyon kesilir. Bu kanamaların hiç olmaması ya da kesilmesi durumuna denir.

<span class="mw-page-title-main">Telif hakkı ihlali</span> Telif hakkı bulunan çalışmanın hukuka aykırı şekilde kullanılması

Telif hakkı ihlali, genellikle; telif hakkı eseri oluşturan kişi, atadığı bir yayıncı veya temsilci gibi birisine ait olan çalışmaların, telif hakkı sahibinin özel haklarını ihlal ederek ve izni olmadan kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması ya da izin gerektirecek şekilde görüntülenmesi, bazı çalışmalarda kullanılarak türetilmesi sonucu oluşan hak ihlalidir.

Budist takvimi, Ay ve Güneş takvimlerini kullanan ve özellikle Hindiçin ülkeleri Kamboçya, Laos, Myanmar ve Tayland ile Sri Lanka'da dini/resmî amaçlarla kullanılan takvim. Bu takvimler ortak bir geçmişe sahip olsalar da, aralarında ayların adlandırılması, döngüler gibi çeşitli konularda farklılıklar vardır. 

Hukuki yorum, bir hukuk meselesine uygulanacak olan hukuk kuralının belirlenmesi sürecinin önemli parçalarından biridir. Bazı hukuk kuralları, uygulanabileceği işlemler açısından yeterince açık olmayabilir. Bu nedenle söz konusu kuralın bulunduğu metnin incelenmesi ve anlamının belirlenmesi gerekebilir. İşte bu amaçla yapılan anlamlandırma faaliyetlerine hukuki yorum adı verilir.

Naip, ülkenin başında bulunan hükümdarın henüz yönetecek yaşa gelmemiş olması, yetersiz olması veya tahta geçecek kişinin olmaması durumunda yasal olarak hükmetme hakkına sahip kişi veya kişilerin adına ülkeyi idare eden kişiye denir. Devletin bir naip tarafından idare edilmesine naiplik adı verilir. Eğer naip ülkenin yasal yöneticisi ile aynı hanedanı veya soyu paylaşıyor ve bu sebeple naiplik makamına getirilmiş ise naip prens olarak adlandırılır.

Fırsat eşitliği, kişilerin hayata eş imkanlarla başlaması ve mevcut fırsatlara herkesin eşit derecede sahip olması gerektiğini belirten, Amerikan ve Fransız devrimlerinin de temel yapısı olan eşitlik türü.

Evliliğe zorlama, bir evliliğin taraflarından en az birisinin baskı, tehdit, şiddet sonucu karşı çıkma olanağı olmaksızın evlenmeye veya bir evliliği sürdürmeye zorlanmasıdır.

Organ veya doku ticareti, pek çok ülkenin kanunları ve uluslararası hukuk çerçevesinde tanımlanmış bir suçtur. Para kazanmak amacıyla organlarını satan insanlar, bu satışa aracılık edenler ve bu organı satın alanların tamamı bu suç kapsamında birer suçludur.