İçeriğe atla

Alacak hakları ve serbestlik hakları

Alacak hakkı, hak sahibi lehine başkasına sorumluluk, görev ya da borç yükleyen haktır. Buna karşın serbestlik hakkı; başkalarına herhangi bir yükümlülük getirmeyen, hak sahibine özgürlük ya da müsaade sağlayan haktır. Bu iki tür hak arasındaki ayrım Amerikalı hukukçu Wesley Newcomb Hohfeld'in Yargısal Muhakemedeki Bazı Temel Hukuk Kavramları (Some Fundamental Legal Conceptions as Applied in Judicial Reasoning) başlıklı makalesine dayanmaktadır.[1]

Serbestlik hakkı ve alacak hakkı kavramı birbirine tamamen zıttır. Serbestlik hakkı kişiye, yapmak istediği şey üzerinde bir başkasının alacak hakkının bulunmadığı hallerde imkân tanır. Eğer bir kişi bir başkasına karşı alacak hakkına sahipse diğer kişinin serbestliği sınırlanmıştır. Bunun sebebi hak ve yükümlülüklerin deontik konseptinin De Morgan yasasına bağlı olmasıdır: Bir kişi yapmamakla yükümlü oldukları dışında her şeyi yapabilir ve yapmamasına izin verilenler dışında her şeyi yapmakla yükümlüdür.

Kaynakça

  1. ^ O’Rourke, Allen Thomas (2009). "Refuge from a Jurisprudence of Doubt: Hohfeldian Analysis of Constitutional Law" [Hukuk Biliminde Kuşkudan Kurtulmak: Anayasa Hukukunun Hohfeld Usulü Analizi]. Hukuk Kuramı. 2 (3). s. 47. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Özel hukuk, toplumun birbiriyle eşit haklara sahip üyeleri arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk alanıdır. Medeni hukuk, ticaret hukuku, devletler özel hukuku ve borçlar hukukunu kapsar. Türkiye'de bu alanı düzenleyen başlıca yasalar Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'dur.

<span class="mw-page-title-main">İnsan hakları</span> İnsanlığın evrensel değerleri

İnsan hakları, tüm insanların sadece insan olmakla sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denir. İnsan hakları; ırk, ulus, etnik köken, dış görünüş, din, dil,ense ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta herkes eşittir. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.

<span class="mw-page-title-main">Dava</span>

Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli ve feri olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif edilir. Tek başına dava sözcüğü, sıklıkla hukuk davalarını işaret eder.

<span class="mw-page-title-main">Avukat</span>

Avukat, hukuk fakültesi mezunu, avukatlık stajı yapmış, avukatlık mesleğini serbest veya bir kuruma bağlı olarak icra eden kişidir. Avukatın eş anlamlıları aklavcı ve vekil sözcükleridir. Eski kullanımda muhami denirdi. Avukatların faaliyette bulunması için baroya kaydolmaları zorunludur. Genellikle çalıştıkları şehirde bulunan baroya kayıtlı olarak faaliyet gösterirler. Avukat, uyuşmazlıkların doğumundan başlayarak, mahkeme aşaması ve hakkın teslimine kadar olan süreçte kişileri temsil eder. Avukat sadece iş ve dava takibi yapmaz, aynı zamanda hukuki konularda hukuk danışmanı, zabıt kâtibi, hakemlik, arabuluculuk, mübaşir, arzuhâlci, halk noteri görevlerini de yerine getirebilir.

Duruşma, yargılamalarda iddia ve savunma makamlarının delillere dayanarak tartıştıkları sürece denir. Ayrıca taraflar arasında doğan uyuşmazlıklar gene mahkemelerdeki duruşmalarda karara bağlanır.

Borçlar hukuku, bir özel hukuk dalıdır ve eşitler arasında meydana gelen ve borç ilişkisi adı verilen hukuki ilişkilerin incelendiği bir disiplindir. Borçlar Kanunu özel hukukta borçlar hukukuna kaynaklık eder ve borçlar hukuku alanına giren borç ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Borç ilişkisi kavramı, özel hukuk açısından tanımlandığında, alacaklı ve borçlu adı verilen iki taraf arasında meydana gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir davranış biçiminde (edimde) bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan bu davranış biçiminin yerine getirilmesini isteyebileceği hukuki bir bağdır.

<span class="mw-page-title-main">Borç</span> geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey

Borç, geniş anlamda, bir borç ilişkisini, dar anlamda ise borçlu tarafın ödemekle yükümlü olduğu parasal değeri ya da yerine getirme taahhüdünde olduğu edimi ifade eder. Hukuki alanda kullanılışı, geniş anlamıdır. Borç ilişkisi, borçlu ve alacaklı olmak üzere iki taraf arasında bir edimin yerine getirilmesine dayanan hukuki bağdır. Edim, borçlu açısından bakıldığında borç, alacaklı açısından bakıldığında ise alacaktır. İki farklı kelime aynı davranışın iki farklı açıdan bakılması ile oluşturulmuş adlandırmalardır. Edim fiili, yapma, yapmama veyâ verme olarak üç şekilde tezâhür edebilir.

<span class="mw-page-title-main">Hugo Grotius</span>

Hugo Grotius, doğal hukuk öğretisiyle ün kazanmış olan Hollandalı düşünür. Hukuk alanında, Descartes bilgi felsefesiyle modern düşünce açısından ne kadar önemliyse, o kadar önemli olan Grotius, Descartes'ın bilgi alanında gerçekleştirdiği şeyi, hukuk alanında yapmıştır. Başka bir deyişle, nasıl ki modern felsefenin kurucusu olan Descartes, kuşku yoluyla bilgiyi teolojik-skolastik tasalluttan kurtararak özneden yola çıktıysa, aynı şekilde Grotius da hukuku, Tanrı iradesi karşısında bağımsız ve nesnel bir kurum olarak öne sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Delil</span>

Delil hukuki işlemlerde bir şeyi teyit etmeye yönelik kullanılan ipuçlarıdır. Bu ipuçları, karara varılırken hangi ispatların dikkate alınması veya hangilerinin dikkate alınmaması gerektiğini belirler. Deliller belgesel delil, maddi delil, dijital delil, aklayıcı delil, suçlayıcı delil, uydurma delil türlerinde olabilir.

Deniz ticareti hukuku, deniz üzerinde yürütülen ticari ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. 29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda deniz ticaretini konu alan bazı başlıklar şunlardır:

Zimmî, İslam devletinin egemenliğini kabul eden gayrimüslim kişilerdir.

<span class="mw-page-title-main">Hak</span> Kişinin hukuken korunan ve kendisine bu korumadan yararlanma yetkisi veren menfaat

Hak, kişilerin hukuk düzenince korunan menfaatleridir. Kişilerin lehlerine olan bir durumun kanunlar tarafından korunması, bu korumaya uymayan kişilere karşı ise kanuni girişimlerde bulunulması gibi yetkiler verir. Esasen Arapçada hukuk kelimesinin tekil hâli olan bu kelime, zamanla kişilerin hukuken korunan menfaatlerini tanımlamak için kullanılırken, hakların oluşturduğu düzene ise hukuk adı verilmiştir.

Mülkiyet hakkı, kapitalist ekonomik kurallarının hakim olduğu bölge, sistem veya devletlerde; taşınır (menkul) ya da taşınmaz (gayrimenkul) bir eşya üzerinde hak sahibine kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarruf (abusus) yetkisi veren, hukuk düzeninin sınırları içinde kullanılabilen, mutlak ve ayni bir haktır. Mülkiyet hakkına sahip kişi (malik) mülkiyetinde olan nesneyi kullanma, başkalarına devretme, tahrip etme, nesnenin ürünlerinden yararlanma yetkisine sahiptir. Bu hak mutlak nitelikte olduğundan herkese karşı ileri sürülebilir.

Aynî hak, kişilerin eşya üzerinde doğrudan doğruya hakimiyetini sağlayan ve bu nedenle herkese karşı ileri sürülebilen haklardandır. Özellikle de eşya hukukunda, hak sahibinin, söz konusu eşya üzerindeki tasarruf yetkisini tespit etme bakımından, hakkın sınırının tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu hakkın aynî hak olması hâlinde farklı, olmaması hâlinde farklı hükümler uygulanabilecektir.

<span class="mw-page-title-main">Kuzey Kore'de insan hakları</span>

Kuzey Kore'de insan hakları, durumunu değerlendirmek ülkenin dışa kapalı doğası nedeniyle zordur. Hükûmet yabancıların ülkeye girişini sınırlandırmıştır. Buna rağmen Kuzey Kore her yıl, bin beş yüz kadarı batılı ülkelerden olmak üzere üç yüz bin turist tarafından ziyaret edilmektedir. Turistlerin büyük çoğunluğu Kŭmgangsan dağlarında bulunur ve çok küçük bir bölümü Pyongyang'ı ziyaret eder. Stratejik açıdan önemli olan DPRK otoritelerinin resmi bildirilerine göre yabancılara sadece ülkenin belli bölgeleri için izin verilir. Ayrıca refakatçinin izni olmadan fotoğraf ya da video çekimi de yasaktır. ABD Dış İşleri Bakanlığı'na göre ülke 1996'dan beri uluslararası insan hakları organizasyonlarının girişine izin vermemektedir.

Tazminat, hukuka aykırı bir eylem sonucunda meydana gelen maddi veya manevi zarara karşılık olarak ödenen bedel, zarar ödencesidir. Tazminat zararların giderilmesini amacıyla sorumlu tarafından zarar görene ödenen veya mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen parasal veya bir değer veya edimdir. Mahkemelerce kişilik haklarının uğradığı zararları gidermek için manevi tazminat, hukuka aykırı eylem nedeniyle mal varlığında yaşanan eksilmeleri karşılamak üzere maddi tazminat veya bir hukuka aykırı eylemin yarattığı düşünülen tüm zararın ödetilmesi amacıyla cezalandırıcı tazminat ödenmesine karar verilebilir.

Ceza muhakemesi veya ceza yargılaması, ceza hukukunda iddia, savunma ve yargılama sürecidir. Amaç ise maddi gerçeğe ulaşılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Haklar Bildirisi</span>

Haklar Bildirisi, ABD Anayasası'nın 15 Aralık 1791'de tek bir bölüm olarak kabul edilen ilk 10 ek maddesidir. Haklar Bildirisi'nin esin kaynakları Magna Carta, İngiliz Haklar Bildirgesi ve kolonilerin krala ve parlamentoya karşı yürüttüğü mücadele ile Amerikan halkı arasında gitgide yaygınlaşan eşitlik düşüncesidir. Haklar Bildirisi, Bu maddelerle birey haklarına ilişkin güvenceleri ve federal yönetim ile eyalet yönetimlerine getirilen sınırlamaları pekiştirmiştir. James Madison tarafından 1789'da Amerika Birleşik Devletleri'nin Birinci Kongresi'ne bir dizi makale olarak sunuldu ve eyaletlerin dörtte üçü tarafından onaylandıktan sonra 15 Aralık 1791'de yürürlüğe girdi.

Adlî kontrol, ceza yargılamasında şüpheli veya sanığın tutuklanarak cezaevine konması yerine, yurt dışına çıkma yasağı gibi belirli tedbirlerle adlî kontrol altına alınarak serbest bırakılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Roma vatandaşlığı</span> Antik Romada vatandaşlık

Antik Roma'da vatandaşlık özgür bireylerin yasalar, mülkiyet ve yönetim ile ilgili olarak elde ettiği ayrıcalıklı siyasi ve hukuki bir statüdür.