İçeriğe atla

Alaş Han

Alaş Han (Kazakça: Алаша хан veya Алаш хан)- Kazak mitolojisinde söylencesel hakan. Alaşa Han da denilir. Alaş boyunun kurucusu ve Kazakların atası olarak kabul edilir. Diğer Türk boylarınca da büyük saygı gösterilir. İslamiyet öncesi Türklerin savaşırken Alaş! Alaş! diye bağırdıkları bilinmektedir. Alaş Han'ın oğlunun adı Kazak Han'dır. Türbesi (Alaşa Han Kümbeti) Kazaklarda kutsal bir ziyaret olarak kabul edilir.[1]

Alaş Han hakkında birçok rivayet vardır. Bunlardan en çok bilineni, yüzlerce yıl evvel otuz iki kabileye hakim olan Arıstan Han ile ilgilidir. Bu han savaşta esir düşmüş güzel bir kıza aşık olur ve evlenir. Ondan vücudu alaca renkli bir çocuğu olduğu için bunu kötü bir durum olarak algılar. Oğlunu Sirderya nehrine bırakır ve çocuğu olmayan bir balıkçı bulup evlat edinir. Bedeninin alaca olmasından dolayı ona "Alaş" (ya da Alaşa) adını verirler.[2] Bu çocuk çok kahraman ve cesur olur, ünü çok kısa bir zamanda her yere yayılır. Bunu duyan Arıstan Han, oğlu Alaş'a üç yüz adam verir. Bu üç yüz kişiyle dolaşan Alaş, çevresindeki halkları emri altına alarak güçlenir ve Kazaklar onun soyundan türer. Alaş kagan (Alaş han) — Türkistan halkının hafızasında “Altı Alaş”ı (altı büyük Türk topluluğunu) oluşturan tayfaların atası olarak bilinir.[3] Kazak soyağacında Alaş hanın Deşti Kıpçak (Kuman Bozkırı) ve Türkistan halkının atası olduğu görülür.[4] Alaş hanın adı Kazak Türklerinin kökü olarak beyan edildiği en eski kaynaklarda rastlanır. Ayrıca bazı eski kaynaklarda “Alaş” etnoniminin menşei bu Alaş han adıyla bağlantılıdır. Onun adı 9. asırda “Korkut Ata” (Dede Korkut) destanında geçmektedir. Alaş han — bahadır, büyük bey, Türk ulusunun lideri. Alaş han — göçmen Türkleri birleştirip, geniş Alaş (Kazak) memleketini kuran ulu lider olarak bilinir. Ebulgazi Şeceresinde Alaş hanın ecdadı Kök han (Gök han) olduğu, nesillerinden birinin adı Kara han, onun torunu — Türkler arasında en kalabalık Türk topluluğu olan Oğuzların atası — Oğuz Han olarak adlandırıldığ belirtilmektedir. Raşidüdin ve Ebulgazi Alaş hanın yaşadığı yer olarak — Deşti Kıpçak'ın merkezi olarak gösterilir. Bu tarihi kaynaklar halk ağzındaki Alaş han karargahının Ulutağ dolayı olduğu sonucuna ulaşılımaktadır. Ulutağ'daki Alaş han karargahı manasında “Alaş han ordası” adlandırılan büyük korunaklı sarayın kalıntısı (Jañgabıl akarsuyu boyunda) ve Karakeñgir akarsuyunun yakasındaki “Alaşa han kümbeti” adlandırılmış 10-11 asırlarda kurulan imari yapı günümüze kadar kalmıştır.[5][6]

Etimoloji

(Al) kökünden türemiştir. Alan (ülkeler ele geçiren) demektir. Kazakçada ulus (millet, kavim) demektir ve Kazaklarda Altı Alaş bulunur. Alaş kelimesinin gerçek anlamı Eski Türkçe bir kelime olup — bir soydan gelen kardeşler, soydaşlar[7] demektir.

Kaynakça

  • Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Qazaqtıñ etnografiyalık kategoriyalar, ugımdar men atavlarının dastürli jüynesi. Ansiklopedi. - Almatı: DPS, 2011. - ISBN 978-601-7026-17-2
  • Aybın. Ansiklopedi. / Baş redaktör. B.Ö.Jakıp. - Almatı: «Kazak ansiklopedisi», 2011. - 880 bet. ISBN 9965-893-73-Х

Dipnotlar

  1. ^ Қарағанды. Қарағанды облысы: Энциклопедия. - Алматы: Атамұра, 2006. (Kazakça)
  2. ^ "Kazak Kültürü, Jardenbek TAFİYA". 22 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2012. 
  3. ^ Qazaqtıñ etnografiyalık kategoriyalar, ugımdar men atavlarınıñ jüyesi. Ansiklopedi. - Almatı: DPS, 2011. - ISBN 978-601-7026-17-2
  4. ^ Aybın. Ansiklopedisi. / Baş redaktör. B.Ö. Jakıp. - Almatı: «Kazak Ansiklopedisi», 2011. - 880 sayfa.ISBN 9965-893-73-Х
  5. ^ Karagandı. Karagandı oblısı: Ansiklopedisi. - Almatı: Atamura, 2006. ІSBN 9965-34-515-5
  6. ^ "Kazak Ansiklopedisi"
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 23 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ocak 2014. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Cengiz Han</span> Moğol İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı (1162–1227)

Cengiz Han,, Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk Kağanı olan Moğol komutan ve hükümdardır. Hükümdarlığı döneminde gerçekleştirdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen Cengiz Han, dünya tarihinin en büyük askerî liderlerinden birisi olarak kabul edilmektedir. 13. yüzyılın başında Orta Asya'daki tüm göçebe bozkır kavimlerini birleştirip, bir ulus hâline getirerek Moğol siyasi kimliği çatısı altında toplamıştır. Cengiz Han, hükümdarlığı döneminde 1206-1227 arasında, Kuzey Çin'deki Batı Xia ve Jin Hanedanı; Türkistan'daki Kara Hıtay, Maveraünnehir; Harezm, Horasan ve İran'daki Harezmşahlar, Kafkasya'daki Gürcüler, Deşt-i Kıpçak'taki Rus Knezlikleri, Kıpçaklar ile İdil Bulgarları üzerine seferler yaptı. Bunların sonucunda Pasifik Okyanusu'ndan Hazar Denizi'ne ve Karadeniz'in kuzeyine kadar uzanan bir imparatorluk kurdu.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Kemal Atatürk</span> Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı

Mustafa Kemal Atatürk, Türk mareşal, devlet adamı, yazar, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Türkiye'yi laik, sanayileşen bir ulusa dönüştüren kapsamlı ilerici reformlar üstlenmiştir. İdeolojik olarak sekülarist ve milliyetçi politikaları ve sosyo-politik teorileri Kemalizm olarak tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kumuklar</span> Türk etnik grubu

Kumuklar, veya Kumuk Türkleri, Dağıstan, Çeçenya ve Kuzey Osetya'nın yerlisi bir Türk halkıdır Kuzey Kafkasya'daki Türkler arasında en kalabalık olanlardır. 1930'lara kadar Kuzey Kafkasya halkları arasında Kumukça lingua franca olarak kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kazakistan</span> Doğu Avrupa ve Orta Asyada yer alan egemen devlet

Kazakistan, resmî adıyla Kazakistan Cumhuriyeti, topraklarının büyük bölümü Orta Asya'da, küçük bir bölümü Doğu Avrupa'da yer alan bir ülkedir. Kazakistan, günümüzdeki yedi bağımsız Türk devletinden biri olup Türk Devletleri Teşkilatı ve TÜRKSOY'un üyesidir. 2.724.900 km² yüzölçümü ile dünyanın en büyük dokuzuncu ülkesidir. Müslüman çoğunluklu ülkelerin ve Türk devletlerinin yüzölçümü bakımından en büyüğü, doğal kaynaklar bakımından da en zenginidir. Kazakistan Türk tarihinin önemli devletlerinden olan Saka, Hun, Göktürk, Kıpçak, Karahanlı, Altın Ordu gibi devletlerin merkez üssü; Kıpçak, Oğuz, Karluk gibi Türk boylarının beşiği olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Bizans İmparatorluğu</span> Geç Antik Çağ ve Orta Çağ boyunca Roma İmparatorluğunun devamı şeklinde var olmuş devlet (395–1453)

Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu ya da kısaca Bizans, Geç Antik Çağ ve Orta Çağ boyunca Roma İmparatorluğu'nun devamı şeklinde var olan ve başkenti Konstantinopolis olan ülke. 5. yüzyılda Batı Roma İmparatorluğu'nun dağılışı ve çöküşü sürecinden sonra ayakta kalan imparatorluk, 1453'te Osmanlı'ya yenik düşünceye kadar yaklaşık bin yıl boyunca var olmaya devam etmiştir. Var olduğu sürenin başı ve ortalarını kapsayan çoğunda, Avrupa'da ekonomik, kültürel ve askerî bakımdan en güçlü ülkeydi. "Bizans İmparatorluğu" ve "Doğu Roma İmparatorluğu" terimleri ülkenin yıkılışından sonraki tarihçiler tarafından yaratılmış olup imparatorluk vatandaşları kendi ülkelerine Roma İmparatorluğu, veya Romania ; kendilerineyse "Romalılar" demekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Türk tarihi</span> Türk topluluklarının ortak tarihi

Türk tarihi, günümüzdeki Türk halklarının ve yabancı halkların arasında Türk dilini konuşmuş olan Türk topluluklarının ortak tarihidir. Göktürklerden önce var olmuş Türk dili konuşan topluluklar bazı tarihçiler tarafından, Türk tâbiri yerine Ön Türk tabiri ile anılırdı.

<span class="mw-page-title-main">Kazaklar</span> Orta Asyada yaşayan bir halkı

Kazaklar, Kazakistan'da yaşayan Türk halkı. Kazaklar, 15. yüzyılda Türk ve Moğol kökenli Orta Çağ kabilelerinin birleşmesinden ortaya çıktı. Dilleri Kazakçadır.

<span class="mw-page-title-main">Tuvaca</span> Rusyada bir Türk dili

Tuvaca, Tuva Türkçesi, Tuva dili, Rusya'ya bağlı özerk Tuva Cumhuriyetinde Tuvalar tarafından konuşulan Sayan dilleri grubundan çağdaş Türk yazı dillerinden biridir. Tuva Cumhuriyeti'ndeki 250.000 civarındaki Tuva nüfusunun yanı sıra, kuzey-batı Moğolistan'da 27.000 kişi ve Çin'in adlandırmasıyla Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne Türk Dünyasındaki adlandırmayla Doğu Türkistan'a bağlı Altay İli'nde 2.400 kişi bu dili konuşmaktadır. Ayrıca Buryat Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde ve Kazakistan'da az sayıda Tuvaca konuşanlar vardır.

Alaş Han Kümbeti veya Alaşa Han Türbesi — Kazakistan'da Ulıtav ilçesinde eski bir mimari yapı. Meşhur Türk bilgini Şokan Velihanovun fikrince, Türkistan'ın bir hanı oğlu, doğuştan alaca olduğu sölentisi vardır, buna göre alaca benekli anlamında “Alaşa” diye ad verildiği gerçek olmasa da söylentisi vardır, Sirdeyra boylarından Sibirya'ya kadar hakimdi. Alaş bey bilge bir kişi, güçlü ve çevik idi. Karşısına çıkacak daha güçlü bir yiğit yoktu. Bundan dolayı kendisine hanlık layık görüldü. Alaş han kümbeti Ulıtav'ın Karakengir özü yakasında yüksekçe bir yerdedir. İlim kişileri bu türbeyi Karahanlılar çağında, Oğuz-Kıpçak boy birliği hakimiyetinde yapıldığını düşünmektedir. Araştırmacıların bazıları da da yapıldığını öne sürer. Araştırmacıları şaşırtan belki tarihte iki önemli hanın adının Alaş ve Alaşa olmasından dolayıdır. Alaş Han Karahanlılar devrinde yaşarken Alaşa han ise daha sonra yaşadımıştı. Kümbet (türbe) kendine özgü bir mimari yapıya sahip olup Karahanlı devri, Türk Dünyasının İslam dinine geçiş aşamasındaki bir Türk mimari yapısına sahiptir. Alanı — 9,73 х 11,9. Yüksekliği. — 10 m. Pişirilmiş kızıl tuğladan yapılmıştır. Bu mimari yapıyı andırır tarzda Kazakistanda Ayşe Bibi, Coşı han, Hoca Ahmed Yesevi mezarları örnektir. Daha sonra Talmas ata, Cuban ana, Bolgan ana, Kayıp ata, Düzen, Erden türbeleri öncekileri örnek alarak yapılmış türbelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kozı Körpeç ve Bayan Sulu</span>

Kozı Körpeç - Bayan Sulu XIX yüzyılın ortalarında yazılmış XIII - XIV.yüzyıllara ait Kazak lirik-destansı şiiri, tır. Çıbanbay, Bekbau, Janak ve Şoje adlı şiir akınların sözlü icrası sayesinde beğeni topladı. Yaklaşık 20 tür arasında Janak'a ait versiyon en popüler olanıdır. En yaygın yazılı versiyonları folklor koleksiyoncuları Sablukova (1831), Derbisalin (1834), A. Frolova (1841) ve Çokan Valikhanova (1856)'ya aittir. Şiir, 1865'te M. Putintsev tarafından Rusça, daha sonra 1870'te V. Radlov tarafından "Türk kabilelerinin halk edebiyatı örnekleri" koleksiyonun üçüncü cildinde yer almaktadır.