Kambar Ata - Sibirya Türklerinin, özellikle Yakutların ve Altayların Tengricilik inancında, atları koruyan ruhtur.
Abası Yakut mitolojisinde, kötülükleri simgelediklerine inanılan ve korunmak için kendilerine kurbanlar sunulan, kötü ruhlara verilen ad.
Alkarısı - Türk, Anadolu ve Altay halk inancında lohusa dönemindeki kadınlara ve atlara musallat olduğuna inanılan yaratıktır. Efsanenin temeli Şamanizm'e kadar uzanır. İnanışa göre lohusaların ve yeni doğmuş çocukların ciğerleriyle beslenir. Alkarısından korunmak için çeşitli çarelerin olduğuna inanılır. Lohusa kadını yalnız bırakmamak, ışıkları sürekli yakmak, başucuna Kuran koymak, yüzünü kırmızı örtüyle örtmek, doğum yapılan yere kartal getirmek bunlardan bazılarıdır. Albastıya neden olduğuna inanılır. Albıs adlı yaratık ile de alakalıdır.
Kırklar, Türk halk inancında Kırk Evliya. Kırkavlan da denilir. Bilinmeyen bir yerlerde yaşayan kırk kutlu kişidir.
Bayanay, Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası. Bayana olarak da bilinir. Avcıları, balıkçıları ve ormanı korur. Adına Payna töreni düzenlenir. Avcılar ateş yakıp dua ederek avlarının bereketli ve kazasız geçmesini dilerler. Kimi kültürlerde çocukları korur. Soyun koruyucusu olduğu düşünülür. May Ana'nın farklı bir söyleyişi ve aslında aynı Tanrı olduğunu ileri süren görüşler de mevcuttur.
Ak Ana - Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura Ene olarak da bilinir. Moğollar ise Sagan Ece olarak anarlar.
Albastı - Türk ve Altay mitolojilerinde bir çeşit kötü ruh ve onun neden olduğu ruh çarpması. Albıs’ın neden olduğu ruh hastalığı.
Albıs - Türk ve Altay halk inancında ve kültüründe Cadı anlamına gelir. Albız, Albas, Alpas ve Moğolcada Almas, Anadoluda "Alkarısı" olarak da bilinir. Albastı’ya neden olan kızıl renkli kötü varlık.
Alkıma - Türk halk kültüründe hayırdua. Olumlu dilekte bulunma.
Ama Hanım - Türk ve Altay mitolojilerinde Yaratıcı Tanrıça. Amma Hanım olarak da söylenir. İskitlerdeki Apa (Abay) adlı Tanrıça ile arasında bir bağ olması da muhtemeldir. Umay ile aynı Tanrıça olduğu ileri sürülmektedir. Sümerlerde de Ama adlı bir Tanrıça mevcuttur. Anadoluda ama, eme, apa, ebe gibi sözcükler hep kadın akrabaları anlatır. Bazen evi koruyan bir Tanrıça olarak adı geçer.
Andar Han - Türk ve Altay mitolojilerinde Ateş İyesi. Andır Han olarak da bilinir. Ateşi korur. Bazen kızarak yeryüzünde yangınlara neden olur. Elinde bir yola (meşale) ile betimlenir. Saçları ateştendir. Gözleri alev saçar. Heybetli ve kaslı bir görünümü vardır. Meşalesi kendiliğinden hiç sönmeden sürekli yanar. Bitkilerin koruyucu Tanrısı olarak da görülür. Yeraltının veya cehennemin koruyucusu olarak da söylenir.
Arpağ - Türk ve Altay mitolojisinde ve halk kültürlerinde efsun anlamına gelir. Büyülü söz, mistik dua, sihir demektir. Arbağ (Arba) veya Arvağ (Arva) olarak da söylenir. Yine aynı kökten türeyen Arvaş, Arbaş, Arbış, Arbuz sözcükleri de aynı anlamları içerir.
Aza - Türk, Altay, Yakut, Çuvaş ve Moğol mitolojisinde kötü ruh. Asa şeklinde de söylenir. Moğollar Ada derler. Azalar biçiminde çoğul olarak kullanılır.
Bastı - Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde kabus cini. Bastırık da denilir. İnsanların kâbus görmesi, halsizleşmesi, korkuyla uyanması, sonrasında nefesinin kesilmesi bu kötücül ruh ile bağlantılı görülür. Anadolu Türkçesinde "Bastırık" doğrudan doğruya kâbus demektir. Aynı zamanda hapishane veya hücre anlamlarına da gelir. Değişik şekillere girebilir. Kedi kılığına bürünmeyi çok sever. Kazakçada kâbus "Bastırılu" demektir. Bastıyla ilgili aşağıdaki varlık adları dikkate değerdir.
- Albastı: "Aleybanı, Alyabani." Uzun boylu, beyaz tenli ve çıplak olarak tasvir edilen şeytani dişi varlık. Albıs ile özdeştir.
- Kulbastı: "Kuleybanı, Gulyabani." Gündüzleri mezarda uyuyup geceleri kalktığına inanılır. Tüylü, çok büyük ve pis kokulu olarak betimlenir.
- Karabastı: Kâbus, kötü rüya. Kâbus cini olarak da bilinir. Geceleri insanların göğüslerine çökerek soluklarını keser.
- Sarıbastı: Sara hastalığı. Sarı giysili bir kadın şeklindedir.
Bedik - Türk ve Tatar halk inacında Eğlence Cini. Türk mitolojisinde en ilginç hikâyeye sahip olan varlıklardan birisidir. İlk başlarda kötü bir ruh olduğu halde, insanlara ve hayvanlara zarar verdiği için evlerden kovulmak istenmiştir. Bunun içinde kendisi adına törenler düzenlenmiş ve törenler yavaş yavaş eğlenceli bir hal alınca Bedik de eğlenmeye başlamıştır. Törenlerde kendisinden gitmesi rica edilir, bunun için uyaklı dualar okunur. Hatta laf anlamazsa tehdit ve hakarete başvurulur. Sırtkan, sinir bozucu bir varlık olarak anlatılır.
Çak - Türk ve altay mitolojilerinde kötü ruh. Şeytan. Çek, Şek veya Çekir olarak da bilinir.
Azmıç - Türk ve Balkar mitolojisinde Kayıp Ruhu veya Yol İyesi. Aznıç veya Azıtkı (Azıktı) olarak da bilinir. Karaçay - Balkarların inançlarına göre Şeytani bir ruh. Belli bir görüntüsü yoktur. İnsanlara düşmandır, kurbanları tek başına yola çıkan insanlardır. Azmıç bu insanları onu tanıyan birisinin sesiyle çağırır. İnsan dönüp cevap verirse Azmıç'ın buyruğu altına girer. Azmıç da bu insanı kayalıklardan aşağı atar.Tek başına yola çıkan insanları kandırıp götüren ve kaybeden kötü ruhtur. Tanıdığı birisinin sesiyle bu insana seslenir. Eğer bu sesi duyan kişi geriye dönüp bakarsa onu alır götürür ve kaybeder. Kılıktan kılığa girer. Bir insana en sevdiği kişi gibi gözükebilir. Böylece insanları peşine takıp azıtarak, dağa, uçuruma, ırmağa götürüp buralara düşürerek ölmesine neden olur. Congolos'a benzer.
Yel Ata - Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde rüzgâr tanrısı. Cel (Çel, Şil, Cil) Ata da denir. Macarlar Szel Atya (Yel Ata) veya Szel Kraly (Yel Kralı) adı da verirler.
Darhan, Türk, Altay ve Moğol mitolojisinde karı koca Metal Tanrıları.
Arank - Türk ve Tatar mitolojisinde Su Cini. Arang (Arañ) veya Anank olarak da söylenir. “Aranklar” şeklinde çoğul olarak anılırlar. Sayıları çok fazladır. Suyun içinde olduğu kadar su dışında da yaşarlar ve her taraf onlarla doludur. Suların akışına hükmederler; sular onların müdahalesiyle hızlı veya yavaş akar. İyicil varlıklardır, nadiren kötü davranırlar. İnsanları korurlar. Bazı kutlu kişiler onları egemenlikleri altına alabilirler. Çölde susuz kalıp ölme noktasına gelen kişilere yardım ederler. “Eren” sözcüğü ile bağlantılı görünmektedir. Türk halk kültüründe çölde susuz yolculuk yapan veya suya ihtiyaç duymadan çölde yaşayan evliya kıssaları anlatılır. Suların akışına hükmederler. Yaran adı verilen bir türlerinin bulunduğu da söylenir veya bu kelime bazen eşanlamlı olarak da kullanılır.