İçeriğe atla

Alıntı kelime

Alıntı kelime veya alıntı sözcük bir dilden başka bir dile çevrilmeden geçmiş sözcüktür. Alıntı sözcükler, ortak bir kökene sahip oldukları için iki veya daha fazla dilde birbirlerine benzer olan soydaş sözcüklerden farklıdır. Ayrıca başka bir dilden geçmiş olan, ancak geçerken o dile çevrilmiş, calque olarak adlandırılan sözcükler de alıntı olarak sınıflandırılmaz.

Çeşitli dillerde alıntı sözcükler

İngilizce

İngilizce, diğer kültürlerden veya dillerden birçok sözcük ödünç almıştır. Bu sözcüklere örnekler Lists of English words by country or language of origin ve Anglicization maddelerinde yer almaktadır.

Bazı İngilizce alıntı sözcükler, İngilizcede alıntı sözcüğün sahip olduğu ses birimi mevcut olmasa bile orijinal fonolojiye nispeten sadık kalmaktadır. un-, -ing ve -ly gibi çoğu İngilizce ek Eski İngilizcede de kullanılmıştır. Bununla birlikte, bazı İngilizce ekler alıntı olmaktadır. Örneğin, -ize (Amerikan İngilizcesi) veya -ise (İngiliz İngilizcesi) son eki Yunanca -ιζειν (-izein) kökenli Latince -izare ekinden alıntı olmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda alıntı sözcükler

600'den fazla yıl boyunca Osmanlılar, imparatorluğun edebi ve yönetimsel dili olarak pek çok Farsça ve Arapça kökenli sözcük içeren, Osmanlı Türkçesi olarak adlandırılan ve dönemin günlük yaşantıda kullanılan Türkçesinden farklı bir Türkçe kullanmıştır. Osmanlıcanın içerdiği pek çok sözcük, imparatorluk coğrafyasında konuşulan Arnavutça, Bulgarca, Yunanca, Macarca, Ladino, Makedonca ve Sırp-Hırvatça gibi diğer dillere alıntı olarak girmiştir.

I. Dünya Savaşı sonrası İmparatorluk yıkıldıktan ve Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, Türk dili yeni kurulan Türk Dil Kurumu liderliğinde geniş çaplı bir dil reformuna tabi tutulmuştur. Bunun sonucunda dönemin Türkçesinde benimsenmiş birçok alıntı sözcük Türki köklerden türetilmiş yeni sözcüklerle değiştirilmiştir. Türkçe aynı zamanda pantolon (Fransızca: pantalon) ve komik (Fransızca: comique) gibi Fransızca'dan birçok ödünç sözcük de almıştır.

Modern Türkiye'de sözcük kullanımı politik bir boyut da kazanmıştır. Sağcı yayınlar daha çok Arapça veya Farsça kökenli sözcükler kullanma eğiliminde olurken, solcu muadilleri Avrupa dillerinden daha çok sözcük benimsemekte, merkez görüşlü yayınlar ise daha çok yerli Türkçe kök sözcükleri kullanmaktadır.[1][]

Anlam kayması

Bazı durumlarda, alıntılanmış sözcüğün özgün anlamı, anlambilim açısından kaymaya uğrayabilir. İngilizce bir sözcük olan Viking, Japoncaya "バイキング" (baikingu) olarak geçmiştir, ancak bu sözcük bu dilde "büfe" anlamına gelmektedir. Bunun nedeni Japonya'da bir İskandinav mutfağı geleneği olan smörgåsbord'dan esinlenerek açık büfe tarzında yemekler sunan ilk restoranın "Viking" adı altında açılmış olmasıdır.[2]

"Karo" anlamına gelen Almanca Kachel sözcüğü, Hollandacaya "kachel" olarak girmiştir, ancak bu dilde karo yerine soba anlamına gelmektedir. Bu durum, Almancada özel bir karolu soba çeşidini tanımlayan Kachelofen'ın Hollandacaya kacheloven olarak geçmesi, Hollandalıların ise bu sözcüğü yalnızca kachel olarak kısaltması ile meydana gelmiştir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Lewis, Geoffrey (2002). The Turkish Language Reform: A Catastrophic Success. Londra: Oxford University Press. ISBN 978-0-19-925669-3. 
  2. ^ "The Imperial Viking Sal". Imperial Hotel Tokyo. 30 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2019. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">İngilizce</span> Batı Cermen dili

İngilizce (

<span class="mw-page-title-main">Farsça</span> Bir batı İran dili

Farsça ya da Persçe, Hint-Avrupa dillerinin İran dilleri koluna ait bir batı İran dilidir. Başta İran olmak üzere, kuzeyde Rusya ve Azerbaycan, doğuda Afganistan ve Tacikistan, Orta Asya'da Özbekistan ve Basra Körfezi üzerinde Kuveyt ve Irak gibi ülkelerde 100 milyonun üzerinde kişi tarafından konuşulmaktadır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.

Etimoloji veya kökenbilim, sözcüklerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Arapça</span> Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dil

Arapça, Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dildir. Batıda Atlantik Okyanusu'ndan doğuda Umman Denizi'ne, kuzeyde Akdeniz'den güneydoğuda Afrika Boynuzu ve Hint Okyanusuna uzanan geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Tüm lehçeleri ile birlikte 420 milyonu aşkın kişi tarafından konuşulduğu olduğu tahmin edilmektedir. Arap Birliği'ne üye 22 ülke ile Çad ve Mali dâhil olmak üzere 24 ülkede resmî dildir. Aynı zamanda kısmî olarak tanınan Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti, Somaliland ile Tanzanya'da (Zanzibar) resmî dil statüsündedir. Arap Birliği'nin ve Birleşmiş Milletler'in kabul edilen altı resmî dilinden biridir. Nijer, Senegal ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal/azınlık dili olarak tanınmıştır. Arapça İran, İsrail, Pakistan, Filipinler ve Güney Afrika Cumhuriyeti anayasalarında özel dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Fince</span> Sondan eklemeli Finlandiyanın resmi dili

Fince (

<span class="mw-page-title-main">Japonca</span> Doğu Asya dili

Japonca, Japonlar tarafından konuşulan Japon dil ailesine bağlı bir dildir. Başta Japonya ve Japon diasporasındakiler olmak üzere yaklaşık 128 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Japonya'da de facto millî dil olarak kabul edilip Palau'da tanınmış azınlık dilidir.

Jj, Türk alfabesinin 13. harfidir. Yabancı dillerden özellikle Fransızca ve Farsçadan Türkçeye girmiş sözcüklerde geçer. J harfi, İngilizcede C, Almancada Y, İspanyolcada H, Slav dillerinde de Y olarak okunur. Türkçede Latin harflerine geçilirken, Fransızcadaki işlevi ile alınmıştır. Psikoloji, jartiyer gibi sözcükler Fransızca kökenli iken, Jale, Müjgân gibi isimler Farsça kökenlidir.

İyelik ekleri veya sahiplik ekleri, isimlere ve isim görevinde kullanılan sözcüklere eklenerek kime veya neye ait olduğunu bildiren ekler.

Papaz, Hristiyan din adamları için kullanılan sözcük. Türkçeye 1300'lü yıllarda Rumca papas sözcüğünden geçmiştir. Türkçede rahip sözcüğü de bazen papaz anlamında kullanılır ancak her rahip bir papaz değildir. Rahip sözcüğü zaman zaman İslam dışındaki dinlerdeki din adamları için de kullanılır. Rahip sözcüğü Arapça kökenlidir. Farsça kökenli peder sözcüğü de Türkçede zaman zaman papaz anlamında kullanılır.

Dil Devrimi, Türkçe yazı dilinin Arapça, Farsça ve Fransızca gibi dillerden alınan alıntı sözcük ve kurallardan arındırılıp konuşma diline yaklaştırılmasını amaçlayan ve 12 Temmuz 1932 tarihinde Cumhurbaşkanı Atatürk öncülüğünde Türk Dil Kurumu aracılığıyla başlatılan devrimdir.

<span class="mw-page-title-main">Vicarius</span>

Vicarius, Latince vekil ya da yardımcı anlamına gelen sözcük. İngilizce "vicar" ve Farsça wazīr kelimelerinin kökenidir.

Batur (Bahadır), kahraman ve yiğit savaşçı anlamına gelen, Türk ve Moğol dili kökenli onursal unvan. Bu unvan, cengâverlerlik ve yiğitlik yapmış askeri komutanlar ve destansı kahramanlar için kullanılan bir Altay terimidir. Batır, Badır, Bağatur, Bagatur, Bogatur, Bagatır, Batar, Bağatar, Bahadır olarak da söylenir.

Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsçadan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Amerikan İngilizcesi</span> lehçe

Amerikan İngilizcesi veya Amerikanca, İngilizcenin çoğunlukla ABD'de konuşulan lehçelerinin bütünüdür. Dünyada anadili İngilizce olanların yaklaşık üçte ikisi Birleşik Devletler'de yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Piyes</span> sahnede ya da mikrofonda oynanmak üzere yazılmış yapıt

Piyes, temsil ya da oyun; okunmaktan ziyade genellikle sahnelenmek üzere yazılmış, karakterler arasındaki diyaloglardan ve tasvirlerden oluşan tiyatro eseri. Bu eserin sahnelenmiş hâline de aynı adlar verilir. Bernard Shaw gibi bazı drama yazarları eserlerini yazarken, okunması veya sahnelenmesi arasında pek fazla tercih yapmamışlardır; yani okuyucunun da izleyici kadar zevk alabileceği eserler yazmaya gayret etmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Antrenman</span> daha çok fiziki yönden gelişmek için yapılan öğretim sonucunda bilgi, beceri ve yetkinlik kazanımı

Antrenman, idman veya egzersiz; herhangi bir alanda istenilen düzeye ulaşmak için gerçekleştirilen sistematik alıştırma. Antrenman ve idman sözcükleri Türkçede genellikle "herhangi bir spor müsabakasına hazırlık yapma" anlamında kullanılır. Egzersiz sözcüğü ise bunun yanı sıra sağlık gibi gerekçelerle yapılan kısa süreli fiziksel alıştırmaları da kapsar. Türkçede akademik konulardaki hazırlık çalışmaları için daha çok alıştırma sözcüğü tercih edilir.

Llanito veya Yanito İngilizceden ve Ligurian gibi diğer dillerden sözcüklerle yoğun bir şekilde bağlanmış bir Endülüs İspanyolcası biçimidir; Britanya Denizaşırı Toprağı olan Cebelitarık'ta konuşulmaktadır. Yaygın olarak Endülüs İspanyolcası ile İngiliz İngilizcesi arasındaki büyük miktarda dil değişimi ve diğer Akdeniz dilleri ile lehçelerinden İngilizcelerin ve alıntıların kullanılmasıyla belirginleşir.

Ek, dilbilimde bir köke veya gövdeye eklenerek yeni bir kelime veya kelime biçimi oluşturmak için kullanılan biçimbirimdir. Ekler, yapım eki ve çekim eki olmak üzere ikiye ayrılabilir. Konumları göz önünde bulundurulduğunda ön ek, son ek, sirkumfiks ve iç ek başlıca ek türlerini oluşturur.

Esperanto'nun kelime bilgisi ilk olarak 1887'de LL Zamenhof tarafından yayınlanan Unua Libro'da tanımlanmıştır. Yaklaşık 900 kök kelime içeriyordu. Dilbilgisi kuralları, konuşmacıların gerektiğinde sözcükleri ödünç almalarına izin vererek, yalnızca uluslararası sözcükleri aramalarını ve ilgili anlamlara sahip birçok sözcük ödünç almak yerine bir temel sözcük alıp ondan başka sözcükler türetmelerini önerir. 1894'te Zamenhof, beş dilde yazılmış ve daha büyük bir kök sözcük seti sağlayan ilk Esperanto sözlüğü Universala vortaro'yu yayınladı.