İçeriğe atla

Akut pulmoner histoplazmozis

Methenamin Silver boyama tekniği ile görüntülenen etkenler

Akut pulmoner histoplazmozis (APH) veya diğer adı ile Mağara hastalığı (Cave Disease), Histoplasma capsulatum isimli mantara ait sporların solunma yoluyla alınması sonucunda meydana gelen bir mantar hastalığı (mikozis)'dır.

Etiyoloji ve epidemiyoloji

Hastalık etkeni bir mantar olan H. capsulatum'dur. Hastalık Orta ve Batı Birleşik Devletler, Batı Kanada, Meksika, Orta Amerika, Güney Amerika, Afrika ve Güneydoğu Asya gibi yaygın bir coğrafyada görülmektedir.

Etkenlere sıklıkla vadi nehirlerinin yakınlarında bulunan topraklarda rastlanır. Bu topraklara özellikle kuşlar ve yarasaların dışkılarının bulaşması, etkenlerin yayılması açısından oldukça önemlidir.

Hastalığın meydana gelmesi için kişinin, mantar sporlarını soluması gerekir. Dünya üzerinde her yıl binlerce insan bu hastalığa yakalanmaktadır. Ancak ciddi düzeyde hastalık tablosu nadiren gelişir. Hatta birçok hasta ya herhangi bir belirti göstermez ya da grip, nezle benzeri belirtiler gösterir. Bazı hastalarda tedavi uygulamaksızın iyileşme mümkündür.

APH, aynı bölgede yaşayan insanlarda yaygın bir hastalık olarak ortaya çıkabilir (epidemi). Bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde APH, HIV enfeksiyonlarına benzer ağır bir seyir gösterebilir.

Hastalığa ilişkin bazı risk grupları:

  • Orta-Batı Birleşik Devletler, Ohio yakınları ve Missisippi nehri vadileri gibi yerlerde yaşayanlar veya bu bölgelere seyahat edenler.
  • Bölgedeki kuşların veya yarasaların dışkılarına maruz kalanlar.
  • Mağaralarda vakit geçiren veya eski evlerde yaşayan kişiler (eski evler mantarların üremeleri için daha uygundur).

Belirtiler

Zayıf düşmüş bir bağışıklık sistemi, beraberinde artan risk faktörlerini ve tekrar eden enfeksiyonları getirir. Birçok hastada görülen başlıca APH belirtileri şunlardır:

  • Göğüs ağrısı
  • Öksürük, nefes darlığı
  • Ateş
  • Üşüme
  • Bölgesel kızarıklıklar (erythema nodusum)
  • Eklem ağrıları ve tutulmaları
  • Kas ağrıları (myalji) ve tutulmaları

Hastalığın ağrı forumda ise belirtiler daha tehlikeli ve yaygındır:

  • Kalp çevresi dokusunda yangısal reaksiyonlar (Pericarditis)
  • Şiddetli akciğer lezyonları
  • Yaygın eklem ağrıları
APH hastası bir kişinin akciğer röntgen filmi

Teşhis

Hastalığın teşhisi için etkenlerin hastadaki varlığının ortaya konması gerekmektedir. Tanı için başlıca şu metotlar kullanılabilir:

  • Serolojik testler
  • Biyopsi
  • Bronkoskopi
  • Tam kan sayımı (CBC); ayırıcı tanıda gereklidir.
  • Göğüs röntgeni ve hatta göğüs bilgisayarlı tomografisi
  • Kültür ekimi ve etken izolasyonu; kişi enfeksiyona yakalanmış olsa bile genellikle sonuçları negatif çıkar. Bunun nedeni mantarların ekim ortamında üretilmelerinin bakterilere göre daha zor olmasıdır.
  • İdrarda H. capsulatum antijeni arama; bu metot, yaygın hastalık belirtisi gösteren hastalarda kullanışlıdır.

Kaynakça

  1. Kauffman CA, Histoplasmosis. In: Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Medicine. 23rd ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2007: chap 353
  2. Waht LJ, Freifeld AG, Kleiman MB, et al. Clinical practice guidelines for the management of patients with histoplasmosis: 2007 update by the Infectious Diseases Society of America. Clin. Infect Dis. 2007;45(7):807-8025

İlgili Araştırma Makaleleri

Zatürre, pnömoni ya da batar, akciğerde görülen yangılardır. Klasik pnömonilerde, akciğerlerin hava geçitlerindeki son bölüm ve hava kesecikleri (alveoller) etkilenir. İnterstisiyel pnömonilerde, hava kesecikleri (alveoller) arasındaki bölmeler yoğunlukla etkilenen alanlardır. Akciğerler günde 10.000 litre havayı süzer. Kan dolaşımına oksijen taşıyan solunum havasıyla birlikte çok sayıda katı ve sıvı partikül ile zararlı gazlar da akciğerlere ulaşır. Solunum havası içindeki zararlı etkilere verilen tepkilerin büyük bölümü canlı etkenlerden kökenli infeksiyon hastalıklarıdır. Toksik gazların ve sıvıların büyük bölümü “kimyasal pnömoniler” olarak nitelenir.

<span class="mw-page-title-main">Kalın bağırsak kanseri</span> Hastalık

Kalın bağırsak kanseri veya kolorektal kanser kalın bağırsak, rektum ve apandiste görülen kanserli büyümeleri kapsar. Batı dünyasında en sık rastlanan üçüncü kanser tipi ve ölüme yol açan kanserler arasında ikinci sıradadır. Çoğunlukla kalın bağırsakta meydana gelen adenom poliplerden ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">HIV/AIDS</span> HIV virüsünün sebep olduğu bulaşıcı ölümcül hastalık

AIDS, ilk kez 1980'lerin başında Orta ve Güney Afrika'da gündeme gelen ve giderek ürkütücü boyutlara ulaşan, etkeni HIV (İngilizce: Human Immunodeficiency Virus / Türkçe: İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) olan bir enfeksiyon hastalığıdır. HIV, bağışıklık sistemindeki akyuvarların (özellikle CD4+ lenfositler) yapısını bozarak ve sayısını azaltarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini ortadan kaldırır.

<span class="mw-page-title-main">Tifo</span> Bulaşıcı hastalık

Bu madde tifo hastalığı hakkındadır. İlişkisiz bir hastalık olan tifüs ile karıştırılmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kolera</span> ince bağırsağın bakteriyel enfeksiyonu

Kolera, Vibrio cholerae isimli bakteri türünün bazı suşlarının neden olduğu bulaşıcı bir ince bağırsak hastalığıdır. Hiç belirti göstermeyebileceği gibi hafif ya da ağır seyredebilir. Klasik belirtisi birkaç gün süren büyük miktarlarda sulu ishaldir. Kusma ve kas krampları da eşlik edebilir. İshalin şiddetine bağlı olarak saatler içinde dehidratasyon ve elektrolit dengesizliği oluşabilir. Bu durum gözlerin içe çökmesi, ciltte soğukluk ve elastikliğin azalması ile el ve ayak derisinde buruşmaya yol açar. Dehidratasyon deri renginin maviye dönmesine sebep olabilir. Belirtiler bakterinin vücuda alınmasından iki saat ile beş gün sonrasında başlar.

Guillain-Barré sendromu (GBS), çevresel sinir sisteminin edinilmiş bir bağışıklık kökenli yangısal bozukluğudur; merkezi sinir sistemi etkilenmez. Bu hastalık için kullanılan diğer isimler şöyledir: akut enflamatuvar demiyelinize edici polinöropati, akut idiyopatik poliradikülonörit, akut idiyopatik polinörit, Fransız polyosu, Landry'nin yükselici felci.

<span class="mw-page-title-main">Verem</span> Mycobacterium tuberculosis adlı bakterinin neden olduğu bulaşıcı hastalık

Verem veya tüberküloz, bakteriyel ve bulaşıcı bir hastalık. Halk arasında ince hastalık olarak da bilinir. Mycobacterium tuberculosis mikrobunun neden olduğu uzun seyirli ve granülomatöz karakterde bakteriyel ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Bulaşma yolu, çoğu zaman, bir tüberküloz hastasının çevreye tükürdüğü balgamı ya da öksürdüğünde saçılan basil yüklü damlacıklarla olur.

<span class="mw-page-title-main">Kuduz</span> Hayvanlar yoluyla bulaşan ölümcül hastalık

Kuduz, Rabies ya da Lyssa, Merkezî sinir sistemini ağır şekilde tutan viral bir zoonoz.

<span class="mw-page-title-main">Hastalık</span> organizmaları olumsuz etkileyen anormal durum

Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.

Crohn hastalığı, kronik ve iltihabi bir bağırsak hastalığıdır. Ağızdan anüse kadar sindirim sisteminin herhangi bir bölümünde ya da aynı anda birkaç farklı bölümünde aralıklı iltihaplar ile kendini gösterir. Bulaşıcı olduğu kanıtlanamamıştır. Bir diğer kronik iltihabi bağırsak hastalığı olan ülseratif kolit ile beraber bu grubun ana öğelerini oluştururlar. Her yıl 100.000 kişiden 5-7'si bu hastalığa yakalanır. Sıklığı kuzeye gidildikçe artar. Onlu, yirmili yaşlarda ve 45 ile 65 yaşları arasında daha çok görülmektedir. Ancak her yaş grubundan insan bu hastalığa yakalanabilir. Hastalığın 3 belirgin tipi vardir. Bunlar inflamatuar crohn, fistülize crohn ve fibrostenoze crohn'dur. Ülseratif kolit ile benzer özellikler taşıması nedeniyle adı geçen hastalık ile Crohn arasında karar vermeyi güçleştiren vakalarda entermediyer bağırsak rahatsızlığı ifadesiyle adlandırılan bir ara kategori de yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Apandisit</span> körbağırsak üzerinde apandisin iltihaplanması

Apandisit, körbağırsak üzerinde apandisin iltihaplanmasıdır. İltihaplı apandisin kesilip çıkarılmasıyla tedavi edilir. Apandisitin belirtileri, lokalize edilemeyen yaygın karın ağrısı, iştahsızlık ve dışkılama dürtüsüdür. Ağrı 6-8 saat sonra karnın sağ alt kadranına geçer ve lokalize edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kandidiyaz</span>

Kandidiyaz, herhangi bir Candida türüne bağlı olarak gelişen herhangi bir mantar enfeksiyonu için kullanılan genel addır. Kandidiyaz başka adlarla da anılabilmektedir ve bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Kandida enfeksiyonu, kandidoz ve kandidiyazis.
  • Moniliyaz ve moniliyazis.
<i>Aspergillus</i>

Aspergillus, dünyanın her yerine yayılmış yaklaşık 200 mantar (küf) türünden oluşmuş bir cinstir. Yuvarlak hücrelerden oluşmuş mayalardan farklı olarak, Aspergilluslar hif olarak adlandırılan hücre zincirlerinden oluşan ipliksi mantar türleridir. Doğada saman ve çürüyen bitki artıklarında yaşarlar.Hayvanlarda, özellikle kuşlarda solunumla ilgili ciddi bir hastalık olan Asperjilloz hastalığına yol açar.

Vajinit, vajina mukozasının enflamasyonudur ve genelde aşağıdaki üç kategoriye ayrılır:

<span class="mw-page-title-main">Şigelloz</span> Bakteriyel enfeksiyon çeşidi

Şigelloz, ağır vakalarda basil dizanterisi olarak da bilinir, Shigella bakterisinin bağırsaklarda neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Belirtiler genelde bakterinin alınmasından bir-iki gün sonra başlar. İshal, ateş ve karın ağrısı ile bağırsakların boş olmasına rağmen dışkılama isteği (tenesmus) bazı belirtileridir. İshal kanlı olabilir. Belirtiler tipik olarak beş-yedi gün sürer, ancak bağırsakların normal düzenine dönmesi birkaç ayı bulabilir. Şigelloz komplikasyonları arasında reaktif artrit, sepsis, nöbetler ve hemolitik üremik sendrom bulunur. Hayvanlarda ender olarak görülür, başlıca insan ve primatların bir hastalığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Pnömokok</span> Bakteri türü

Pnömokok, vücudun farklı bölgelerinde ciddi enfeksiyon hastalıklarına neden olan bir bakteri türüdür. Latince adı; Streptococcus pneumoniae şeklindedir.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit A</span> hepatit A virüsünün karaciğerde yol açtığı akut bulaşıcı hastalık

Hepatit A, hepatit A virüsünün (HAV) karaciğerde yol açtığı akut bir bulaşıcı hastalıktır. Çoğu vakada, özellikle küçüklerde çok az belirti verir ya da hiç vermez. Hastalığın bulaşması ile belirtilerin ortaya çıkması arasındaki süre iki ila altı haftadır. Hastalık belirti verdiğinde bu belirtiler tipik olarak sekiz hafta devam eder. Bu belirtiler arasında halsizlik, bulantı, kusma, ishal, sarılık, ateş ve karın ağrısı sayılabilir. Hastaların yaklaşık %10–15'inde hastalığın bulaşmasını izleyen altı ay içerisinde belirtilerin tekrarlandığı görülür. Akut karaciğer yetmezliği nadiren görülür ve daha çok yaşlılarda rastlanır.

<span class="mw-page-title-main">Histoplasma capsulatum</span>

Histoplasma capsulatum dünya genelinde Antarktika hariç yaygın görülen bir organizmadır. En sık vadi aralarındaki nehir yataklarında bulunur. En sık orta ve doğu Amerika Birleşik Devletleri'nde ve orta ve Güney Amerika'da bulunur. En sık görüldüğü yerler Ohio ve Mississippi vadileridir. 1906 yılında Samuel Taylor Darling tarafından keşfedilmişlerdir.

<i>Coccidioides immitis</i>

Coccidioides immitis, güneybatı Amerika Birleşik Devletlerinin, kuzey Meksika'nın ve Batı yarımkürede başka birkaç bölgede toprakta bulunan patojenik bir mantardır.

<span class="mw-page-title-main">Sülük tedavisi</span>

Sülük tedavisi (Hirudoterapi), tıbbi sülüklerin kullanıldığı eski bir tıbbi tedavi yöntemidir. Bu tedavi, sülüklerin kan emerken salgıladıkları çeşitli biyokimyasal maddeler aracılığıyla hastalıkları hafifletmeyi amaçlar. Sülüklerin ısırdığı bölgeden kan emmesi, lokal dolaşımı artırır, antikoagülan etkiler gösterir ve bazı inflamatuvar hastalıkların semptomlarını azaltabilir. Sülük tedavisi, binlerce yıldır kullanılan bir yöntem olup, modern tıpta bazı durumlarda alternatif veya tamamlayıcı tedavi olarak kullanılmaktadır.