İçeriğe atla

Akut pankreatit

Akut pankreatit
UzmanlıkGastroenteroloji, genel cerrahi

Akut pankreatit, üst abdominal ağrı ve yükselmiş pankreas enzimleriyle karakterize enflamatuvar bir rahatsızlıktır.[1]

Sınıflandırılması

Hafif: Organ yetmezliği ve sistemik (örn.: pankreatik nekroz) veya lokal (örn.: koroner arter hastalığı gibi önceki komorbiditenin kötüleşmesi) komplikasyonların yokluğu.[2]

Orta şiddette: Geçici organ yetmezliği (≤48 saatte düzelen) veya kalıcı organ yetmezliği olmadan sistemik veya lokal komplikasyonlar.[2]

Şiddetli: Kalıcı tekli veya çoklu organ yetmezliği.[2]

Nedenleri

Akut pankreatitin başlıca nedenleri arasında safra taşları (%40-70), alkol (%25-35), idiyopatik (nedeni bilinmeyen) (%10-25), çeşitli ilaçlar (%5) (kortikosteroidler, opioidler, valproat) ve hipertrigliseridemi (%1-4) (laboratuvar bulgularında trigliserit miktarının >1000 mg/dL olması) bulunur.[3]

Bunların dışında,

Tanısı

Aşağıdaki belirtilerin en az ikisi mevcut olmalıdır:[2]

  • Karın ağrısı
  • Amilaz ve/veya lipaz miktarının referans değerlerinin üst sınırının 3 katından daha yüksek olması
  • BT, MR veya ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemlerinde karakteristik bulgular

Klinik belirtiler

Belirtiler enflamatuvar sürecin şiddetine, hasarın pankreasla sınırlı kalıp kalmadığına ve lokal/sistemik komplikasyonlara bağlıdır. İlkin belirtiler orta dereceli abdominal rahatızlık hissinden şiddetli ağrı, şok ve solunum güçlüğüne kadar gider. Abdominal ağrı %95 oranında görülür, ayrıca ağrı epigastrik bölgede (üst karın bölgesi) görülüp üst kadranlara veya sırta yayılabilir. Ağrı hastalar tarafından “bıçak batıyormuş gibi” şeklinde tarif edilir, hızlı başlar. %85 oranında kusma görülür. Fiziksel bulgular arasında epigastrik hassasiyet, abdominal şişkinlik ve hafif ateş yer alır.[1]

Laboratuvar bulguları

  • Amilaz seviyesinin üst referans değerinin 3 katından daha yüksek olması
  • Lipaz seviyesinin üst referans değerinin 3 katından daha yüksek olması

gibi bulgular akut pankreatiti düşündürse de tek başlarına yeterli değillerdir. Karın ağrısı varlığının ve görüntüleme sonuçlarının da değerlendirilmesi gerekir. Lipaz ölçümünün amilaz ölçümüne avantajı amilazdan daha uzun süre yüksek kalmasıdır. Lipaz seviyesinin hastalık şiddetiyle ilişkisi bulunmaz[2] Bunların dışında

  • CRP ölçümü hastalığın şiddetini saptamakta kullanılabilir.[4]
  • İdrarda tripsinojen-2 seviyesinin >50 mcg/dL olması akut pankreatiti diğer akut abdominal rahatsızlıklardan ayırmak için kullanılabilir.[5] Alkol kullanımı veya safra taşı bulunmuyorsa trigliserid ölçümü yapılmalı, >1000 mg/dL olması hipertrigliseridemi kaynaklı akut pankreatiti düşündürür.[2]
  • BUN, kreatinin, karaciğer fonksiyon testleri, albümin, glikoz, WBC (akyuvar), LDH (laktat dehidrojenaz), hematokrit, kalsiyum ve arteriyel kan gazı gibi ölçümlerin diğer komorbiditelerin ve komplikasyonların saptanmasında önemli rolü vardır.[6] Lökositoz, hiperglisemi ve hipoalbüminemi durumları akut pankreatit ile ilişkili olduğundan bakılmasında fayda vardır.[1]
  • AST, ALT, ALP, bilirubin gibi değerler safra taşı varlığında artış gösterir.[7]
  • Lipaz/amilaz oranının 2'den büyük olması hastalığın alkol nedenli olmadığını gösterir. Safra taşı varlığında ALT'nin >150 (IU/L) olması beklenir.[8]

Tedavisi

Tedavi hedefleri arasında abdominal ağrıyı ve bulantıyı hafifletmek; sıvı takviyesini sağlamak; elektrolit, glikoz ve lipit bozukluklarını düzeltmek; sistemik komplikasyonları en aza indirmek; pankreatik nekrozu ve enfeksiyonu önlemek yer alır.[1]

Akut pankreatit vücudu katabolik bir duruma soktuğu için besin yetersizliği görülür, bu nedenle besin takviyesi önemlidir. Hafif pankreatit hastları bağırsak sesleri geri dönünce ve ağrı geçince oral yoldan beslenebilirler. Ağızdan beslenme tolere edilebiliyorsa damardan beslenmeye tercih edilir. Ağızdan beslenme tolere edilemiyorsa veya mümkün değilse damardan beslenme uygulanır. Safra yolu taşı mevcutsa taşları görüntülemek için endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi uygulanır. Pankreatik psödokist veya apse varsa veya hemorajik/nekrotik madde mevcutsa pankreatik yatağı boşaltmak için ameliyat gerekir.[1]

İlaç tedavisi

Antibiyotik profilaksisi nekrozsuz hafif akut pankreatitte önerilmez. Enfeksiyonsuz ağır akut pankreatitte (nekrozlu veya nekrozsuz) antibiyotik kullanımı kontrollü deneylerle desteklenmemiştir. Nekrotize akut pankreatitte antibiyotik kullanımı sadece bilinen veya şüphelenilen enfeksiyon varlığında tavsiye edilir. Nekrotik akut pankreatitte enfeksiyon geliştiğinde cerrahi debridman gerekir. Akut pankreatitteki bulaşı kaynağının büyük olasılıkla kalın bağırsak olması nedeniyle enterik aerobik gram negatif basilleri ve anaerobik organizmaları kapsayan geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi 48 saat içinde başlanıp 2-3 hafta sürdürülmelidir. İmipenem-silastatin (8 saatte bir 500 mg intravenöz) kombinasyonu yaygın olarak kullanılagelse de meropenem gibi daha yeni karbapenem formülasyonlar bunların yerini almıştır. Penisilin alerjisi olan hastalar için siprofloksasin veya levofloksasin gibi bir florokinolon metronidazol ile kombine bir şekilde düşünülebilir.[1]

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

Şok, kalbin aorta attığı kanın akut olarak azalmasına bağlı bir hipoperfüzyon sendromdur. Şok olgusunda yaşamsal dokulara ve organlara yeterli kan gidemez. Dolaşan kanın azalması, dokuların oksijen ve enerji kaynaklarının kesilmesi, metabolizma artıklarının temizlenememesi anlamına gelir. Başlangıç belirtiler hipotansiyon, bilinç kaybı, ağızda kuruluk, deride solukluk, terleme, nabızda artma/azalma, laktik asidoz, parmak uçlarında ve dudaklarda siyanozdur.

<span class="mw-page-title-main">Pankreas</span> organ

Pankreas, midenin arka tarafında yerleşimli, hem sindirim için gerekli enzimleri üreterek kanal vasıtasıyla ince bağırsakların ilk kısmı olan duodenuma aktaran, hem de kan şekerinin düzenlenmesi için gerekli hormonları üreten bir salgı organıdır.

<span class="mw-page-title-main">Zehirlenme</span> Kimyasal bir maddenin canlı üzerindeki patolojik etkisidir

Zehirlenme, kimyasal bir maddenin canlı organizma üzerindeki patolojik etkisidir. Görece küçük miktarlarda kimyasal ya da biyokimyasal etki gösteren zehir, süresi ve ağırlığı değişebilen bir hastalık haline ya da ölüme yol açar. Adli tıp uzmanları, zehirlenme olgularını 3 orijine ayırarak inceler:

  1. Kaza
  2. İntihar
  3. Cinayet
<span class="mw-page-title-main">Alkolizm</span> alkolik olma durumu

Alkolizm, alkollü içkilere kişinin fiziki ve psikolojik sağlığına zarar verecek şekilde olan aşırı tutkunluk. Alkolizm sorunu olan kişiye ise alkolik denir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan sindirim sistemi</span> Gastrointestinal Kanal

İnsan sindirim sistemi, gastrointestinal kanal ile dil, tükürük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesi gibi sindirime yardımcı organlardan oluşur. Sindirim, yiyeceklerin giderek daha küçük parçalara ayrılması ve bu parçaların vücut tarafından emilmesi ve kullanılmasına kadar süren bir süreçtir. Sindirim süreci üç aşamadan oluşur: sefalik faz, gastrik fazı ve intestinal fazı.

<span class="mw-page-title-main">Safra taşı</span> Safra kesesinde taş oluşumu

Tıpta safra taşları (kolelit) normal veya anormal safra bileşenlerinin büyüme veya birleşme yoluyla vücutta oluşan kristal yapılardır.

Hiperkalsemi, kandaki kalsiyum seviyesinin normalin üstünde olması anlamına gelmektedir. Normal kandaki toplam kalsiyum değeri 8.5-10.2 mg/dl aralığındadır. Vücutta kalsiyum metabolizmasını ayarlamadaki en önemli hormon paratiroid hormonudur. Tiroid bezinin içinde bulunan paratiroid bezinden salgılanan parathormon kandaki kalsiyum seviyesinin ayarlanmasında baş rolü oynar. PTH reseptörleri aracılığı ile vücutta etkisini gosterir. PTH reseptörleri sadece kemik yapimindan sorumlu hücreler osteoblastlar üzerinde bulunmasına rağmen, kemik yıkımından sorumlu hücrelerin osteoklast sayı ve aktivitesini de arttırır. Osteoklastlar kemik rezorbsiyonunda yer alan başlıca hücrelerdir. Kemik yıkılırken kalsiyum açığa çıkar. PTH, ayrıca böbreklere etki ederek kalsiyumun tubulüsden emilimini arttırır ve 1,25 (OH)2 kolekalsiferol (aktif D vitamini) yapımını uyarır. D vitamini bağırsaklarda kalsiyum bağlayıcı protein yapımını uyararak bağırsaklardan kalsiyum emilimini arttırır. Bu hormonun fazla salgılanması (paratiroid adenomu veya paratiroid karsinomu sonucu) hiperkalsemi görülür. Ayrıca, habis hastalıklara bağlı hümoral hiperkalsemi vakalarında kemik metastazları mevcut değildir ve hiperkalsemiden tümörün yaptığı "PTH related peptide" (PTHrP) sorumlu tutulmaktadır. 141 veya daha fazla aminoasit zinciri bulunan bu peptid de aynı PTH gibi ilk 34 aminoasit mineral metabolizması üzerinde etkilidir. Lokal osteolitik hiperkalsemi malign hücrelerin iskelet sistemini doğrudan istila etmesi sonucu olmaktadır. Bu hücreler kemiği rezorbe eden sitokinler veya hümoral etmenler salgılamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Piyelonefrit</span> Hastalık

Piyelonefrit böbreğin piyelumuna (pelvisine) ulaşmış bir yükselen idrar yolu enfeksiyonudur. Eğer enfeksiyon ciddi ise "ürosepsis" terimi ile eşanlamlı olarak kullanılır. Tedavisi için antibiyotik, ayrıca hastalığın temel nedeninin giderilmesi gerekir. Nefritin bir türüdür. Piyelit olarak da adlandırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Pankreatik lipaz</span>

Pankreatik lipaz, pankreasın duktal hücreleri tarafından salgılanan, trigliserit moleküllerini hidroliz eden, lipaz türü bir enzimdir. Kofaktör olarak kolipaz ve safra asitleri kullanır. Hidroliz reaksiyonu sonucu açığa monoasilgliserol ve yağ asitleri oluşur. Trigliserit hidroliz ürünleri ince bağırsak tarafından emilir, epitel hücrelerinde başka enzimler tarafından tekrar trigliserite dönüştürülürler, sonra da vücuda dağıtılmak üzere, kilomikronlar içinde lenf sistemine salgılanırlar.

Sekretin; salgısı mide ve pankreasça düzenlenen, onikiparmak bağırsağının ortamını etkileyen ve kişide su homeostazının düzenleyiminin bir ögesi olan peptit yapılı bir hormondur. Sekretin bağırsak bezlerinde bulunan S hücrelerinde üretilmektedir. Kişilerde sekretin peptidi SCT geni tarafınca kodlanmaktadır. Sekretin tanımlanmış ilk hormondur.

<span class="mw-page-title-main">Karın boşluğu</span> diafram kasının üst kısmında göğüs kafesi altında bulunan bölge

Karın boşluğu, insanlarda ve diğer birçok hayvanda çok sayıda organ içeren büyük bir vücut boşluğudur. Abdominopelvik boşluğun bir parçası olan karın boşluğu, torasik boşluğun altında ve pelvik boşluğun üzerinde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Safra kesesi</span> İnsanda ve diğer omurgalılarda bulunan organ

Safra kesesi ya da öd kesesi, bazı omurgalı canlılarda safranın ince bağırsağa salınmadan önce depolandığı ve konsantre edildiği küçük ve içi boş bir organdır. İnsanlarda armut şeklindeki safra kesesi karaciğerin altında bulunur, ancak kesenin yapısı ve konumu hayvan türleri arasında önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Safra kesesi karaciğer tarafından üretilen safrayı ortak hepatik kanal yoluyla alır ve depolar, safranın yağların sindirilmesine yardımcı olması için oniki parmak bağırsağına salınması ise koledok olarak da adlandırılan ana safra kanalı yoluyla gerçekleştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Safra kesesi iltihabı</span>

Kolesistit veya safra kesesi iltihabı, karnın sağ üst kısmında ağrı, mide bulantısı, kusma ve bazen yüksek ateş belirtlerine sahip olan ve safra kesesinin iltihaplanmasını tanımlayan durumdur. Bir ağrı türü olan biliyer kolik genellikle akut kolesistitten önce meydana gelir, ancak kolesistitte ağrı, tipik bir biliyer kolik atağına göre daha uzun sürer. Eğer uygun tedavi uygulanmazsa tekrarlayan kolesistit atakları sıkça görülebilir. Akut kolesistit komplikasyonları arasında pankreatit, ana safra kanalı taşları veya iltihabı bulunur. Safra kesesi alındıktan sonra sonuçlar genellikle iyidir. Tedavi olunmazsa kronik kolesistit ortaya çıkabilir.

Miyokardit, kalp kasının yangısal hastalığıdır. Canlı etkenler, otoimmun hastalıklar, genetik faktörler ve çevresel etkiler miyokarditlerin başlıca nedenleridir. Bebeklerde ve çocuklarda görülen (pediatrik) olguların %82'sinin nedeni anlaşılamamaktadır (idiopatik).

<span class="mw-page-title-main">Akut karın</span>

Akut karın aniden, şiddetli bir şekilde ortaya çıkan karın ağrısı anlamına gelir. Çoğu vakada acil ve spesifik tanı gerektiren tıbbi bir acil durumdur. Bazı durumlarda acil cerrahi müdahale gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Karın ağrısı</span> mide ağrıları

Karın ağrısı, ciddi ve ciddi olmayan tıbbi durumlarla ilişkili olabilen bir semptomdur.

<span class="mw-page-title-main">Hidronefroz</span> İdrar yollarındaki sıvı akışının durması sonucu oluşan tablo

Hidronefroz (hydronephrosis) ve obstrüktif üropati, idrar yollarındaki sıvı akışının durması sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Sıvı akışının bozulmasındaki en büyük etken idrar yollarının tıkanmasıdır; bu nedenle, “obstrüktif üropati” olarak nitelendirilirler. Uzun süren tıkanmalarda böbrek dokusuna yüklenen sıvı basıncı atrofiye neden olur (basınç atrofisi).

<span class="mw-page-title-main">Pankreatit</span>

Pankretit, pankreastaki yangı, enflamasyon hali. Türleri; Akut Pankreatit ve Kronik Pankreatit. Belirtileri arasında, üst abdominal ağrı, bulantı ve kusma. Çoğunlukla ağrı, karnın üst sırta doğru olan kesiminde ve şiddetlidir. Akut pankreatit'te, ateş görülebilir ve semptomların geçmesinin birkaç günü bulması tipiktir. Kronik Pankreatit'te, kilo kaybı, yağlı dışkı, ishal görülebilir. Kanama, enfeksiyon, diyabet ve diğer organlarla komplikasyonlar görülebilir.

Murphy bulgusu, karın muayenesinin bir parçası olarak fizik muayene sırasında yapılan bir manevradır. Sağ üst kadran ağrısının ayırıcı tanısında kullanılır. Tipik olarak kolesistitte pozitif ancak koledokolitiazis, piyelonefrit ve asendan kolanjitte negatiftir.

Kronik pankreatit, pankreasın normal yapısını ve işlevlerini değiştiren uzun süre devam eden bir pankreas iltihabıdır. Daha önce yaralanmış bir pankreasta akut inflamasyon epizodları olarak veya kalıcı ağrı veya emilim bozukluğu ile birlikte kronik hasar olarak ortaya çıkabilir. Akut pankreatitte geri dönüşümlü değişikliklerden farklı olarak pankreasta geri dönüşü olmayan hasar ile karakterize bir hastalık sürecidir.