İçeriğe atla

Aktivizm

Paris Komünü döneminde kurulan bir barikat, 1871
İnsan hakları aktivistlerinin March on Washington for Jobs and Freedom yürüyüşünden bir fotoğraf, 1963
Bir kadın hakları yürüyüş eyleminden bir fotoğraf, Washington, D.C., 1970
Anti-Sarkozi eylemleri

Aktivizm, aksiyonizm veya etkincilik, toplumsal değişme ya da politik değişiklik meydana getirmek için kasıtlı bir biçimde yapılan eylem olarak tanımlanabilir. Bu eylem çelişmeli tartışmalarda taraflardan birini desteklemek ya da muhalefet etmektir.

Aktivizm kelimesi sıklıkla protesto veya muhaliflik ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır, ancak aktivizm sayısız politik yönlendirmede yer bulabilir ve geniş bir biçim yelpazesi içinde oluşabilir. Örnekleri, bir gazeteye ya da politikacıya bir mektup yazmaktan, politik kampanyadan, ekonomik aktivizmden (tercih edilen şirketleri desteklemek veya boykot etmek gibi), toplantılardan, blog yazmaktan ve sokak yürüyüşlerinden, grevlere ve hatta gerilla taktiklerine kadar çeşitli şekillerde olabilir. Daha keskin çelişkili durumlarda, yorumlayanın aktivistin yaptıklarını destekleyip desteklememesine bağlı olarak bir kesim tarafından özgürlük savaşçısı diye adlandırılanlar, karşı kesim tarafından terörist olarak tanımlanabilmektedir.

Bazı durumlarda aktivizmin protesto ya da karşı koymayla hiçbir ilişkisi yoktur: Örneğin kimi dinî, feminist ya da etyemez aktivistler hükûmetin yasaları değiştirmesini sağlamak yerine doğrudan insanları davranışlarını değiştirmeye ikna etmeye çalışırlar. Kooperatif hareketi, kooperatif ilkelerine uygun yeni kurumlar oluşturmaya çalışır ve genellikle ne lobi ne de siyasi protesto yapar.

Online Etymology Dictionary, İngilizce "activism" ve "activist" kelimelerinin siyasal anlamdaki ilk kullanımlarının tarihinden 1915[1] ve 1920[2] olarak bahseder.

Dönüşümcü aktivizm

Dönüşümcü aktivizm düşüncesi dünyada anlamlı bir değişiklik yaratmak için dışlarında olduğu kadar kendi içlerinde de dönüşmeleri gerektiğini söylemektedir.

Dönüşümcü aktivizmin bir örneği Birleşmiş Milletler tarafından şu şekilde tanımlanan; "sürdürülebilir barış için, çelişkiler nedeniyle harap olmuş bir ülkede gerekli şartları oluşturmak adına bir yardım yolu" barışgücüdür. Barışgücü çatışma sonrası bölgelerde barış süreçlerini izler ve gözlemler ve tarafların imzalamış olabilecekleri barış antlaşmalarının uygulanmasında taraflara yardımcı olur. Bu yardım birçok biçimde olabilir; güven oluşturucu durumlardan, güç paylaşım düzenlemelerine, seçim desteğinden, hukukun üstünlüğünün desteklenmesine ve ekonomik ve toplumsal gelişime kadar. Bu açıdan BM Barışgücü (kafalarına taktıkları mavi berelerden dolayı sıklıkla Mavi Bereliler olarak anılırlar) askerlerden, polis yetkililerinden ve diğer sivil personelden oluşabilir.

Diğer bir örnek ise farklı ırklardan oluşan toplumlarda yaşama seçeneklerini artırmanın cesaretlendirilmesidir. Bu tür toplumlar üyelerinin zihinlerinin yeni fikir, kültür, tarihsel perspektifler açılmasıyla tam anlamıyla dönüşebilir ve dar görüşlü hayata bakış toplumsal ilişkilerden eninde sonunda yarar görebilir.

Dönüşümcü aktivizmin bir diğer örneği dönüşümcü ekonomidir. Bu düşünce insanın kendi farkındalığını artırarak bir toplumda kaynak akışını değiştirebileceğini dile getirmektedir. İnsanlar kendi ihtiyaçlarının gerçekte ne olduğuna dair kendilerini gözlemler. Bu onların gerçekten nelere ihtiyaçları olup olmadığını fark etmelerini sağlar. Gelişen farkındalık ile toplumdaki kaynak akışı değişir.

Dönüşümcü siyaset insanların gerçek gücün ne olduğunu hissetmeleri için kendi içlerine bakmaları konusunda rehberlik edilmesidir. Kişiler gerçek gücün herkesin birbiri ile derin bir bağı olduğunu görebilmek ve bulunduğu yere iz bırakmak olduğunu keşfedebilir. Bu durumda güç bir kişi üzerindeki güç değil artık yeni bir toplum yaratmada toplu yaratıcılığın serbestleştirilmesindedir.

Aktivizm, sanatın yaratılması, bilgisayar korsanlığı veya basitçe kişinin parasını nasıl harcamayı seçtiği, dahil olmak üzere çok çeşitli şekillerde günlük olarak gerçekleştirilebilir.

Aktivizm tipleri

Başvuru kaynakları

  • Randy Shaw, The Activist's Handbook: A Primer for the 1990s and Beyond (University of California Press, 1996). ISBN 0-520-20317-8
  • David Walls, The Activist's Almanac: The Concerned Citizen's Guide to the Leading Advocacy Organizations in America (Simon & Schuster/Fireside, 1993). ISBN 0-671-74634-0
  • Victor Gold, Liberwocky (Thomas Nelson, 2004). ISBN 978-0-7852-6057-8

Ayrıca bakınız

Bazı aktivistler

Kaynakça

  1. ^ Harper, Douglas. "activist". Online Etymology Dictionary. Erişim tarihi: 17 Aralık 2015. 
  2. ^ Harper, Douglas. "activism". Online Etymology Dictionary. Erişim tarihi: 17 Aralık 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Roman</span> bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen uzun kurgusal anlatı

Roman, genellikle düzyazı biçiminde yazılan, kurgusal, görece uzun, insanın (ya da insan özellikleri atfedilen varlıkların) deneyimlerini bir olay örgüsü içinde aktaran ve genellikle kitap halinde basılan bir edebî tür. Uluslararası ve akademik platformlarda beşinci sanat olarak kabul gören edebiyatın bir alt türüdür.

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

<span class="mw-page-title-main">Oligarşi</span> küçük ve ayrıcalıklı bir grubun iktidarda olduğu yönetim şekli

Oligarşi veya takım erki, küçük ve ayrıcalıklı bir grubun iktidarda olduğu yönetim şeklidir. Oligarşinin üyesi ya da destekçisi olan kişi ya da grupları tanımlamak için oligark terimi kullanılır.

Siyaset veya politika, gruplar arasında kararların alındığı veya bireyler arasındaki güç ilişkilerinin, kaynakların dağıtımı veya statü gibi diğer etkileşim biçimlerinin ilişkilendirildiği bir dizi faaliyeti ifade eder. Siyaset ve hükümeti inceleyen sosyal bilim dalı ise siyaset bilimi olarak adlandırılır.

Kooperatif hareket kavramı, insanoğlu var olduğu günden beri süregelen ve onun sosyal bir varlık oluşunun en somut yönünü ortaya koyan bir kavramdır. Toplumun en küçük ve temel birimi olana aileden başlayıp, en soyut, en büyük ve en üst organizasyon boyutunu oluşturan millet halinde teşkilatlanmaya kadar işbirliğinin bir zihniyet, yönelme biçimi, tavır ve davranış olarak mevcudiyetini görürüz. Hatta ülkeler arasında veya ülkeleri temsil eden birimlerin aralarında oluşturduğu ittifaklar, organizasyonlar ve hedefler işbirliğinin tezahürü olduğu kadar; işbirliği olmadan gerçekleştirilemeyecek bir zarureti de ortaya koymaktadır. Güçbirliği düşüncesinin, anlayışının temelinde ise, dayanışma duygusu, birlikte hareket etme arzusu önemli bir yer tutmaktadır.

Sivil toplum, toplumun "üçüncü ayağı" olarak anlaşılabilir ve hükûmet ve iş dünyasından ayrı olarak aile ve özel alanı da içerir. Diğer yazarlar tarafından, sivil toplum, 1) vatandaşların çıkarlarını ve iradesini ilerleten sivil toplum kuruluşları ve kurumlarının toplamı veya 2) hükûmetten bağımsız olan toplumdaki bireyler ve kuruluşlar anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Lech Wałęsa</span> 2. Lehistan cumhurbaşkanı

Lech Wałęsa, Polonya İşçi Partisi önderi ve 1990-95 arası Polonya Cumhurbaşkanı olmuştur. 1983 Nobel Barış Ödülü sahibidir. Polonya'da sosyalist dönemin ilk bağımsız işçi örgütü Dayanışma Sendikası'na (Solidarność) başkanlık etmiş, çok partili düzene geçişte önemli rol oynamıştır.

<span class="mw-page-title-main">C. Wright Mills</span> Amerikalı toplumbilimci (1916 – 1962)

C. Wright Mills, Amerikalı sosyologdur.

<span class="mw-page-title-main">Antikapitalizm</span>

Antikapitalizm ya da kapitalizm karşıtlığı, bugüne kadar genel veya özel bir isim almamışsa da, genellikle sosyalist ya da anarşist politik görüşlü insanların istediği düzen biçiminin bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Üretim biçimi</span> Ekonomik Teori

Üretim biçimi ya da başka bir deyişle Üretim tarzı, Marksist teoride genel olarak belirli bir tarihsel dönemdeki üretimin niteliğini ya da üretimin karakteristik formunu ifade etmek anlamında kullanılır. Esas itibarıyla üretim sürecinin nihai sonucuyla üretim araçları arasındaki ilişkiyi belirtir. Bu kategori, Marks'ın şekillendirdiği tarih anlayışının temel kavramlarındandır. Kavramın içerimleri farklı şekillerde ele alınıp farklı vurgularla değerlendirilmekle birlikte, genel anlamda, tarihsel gelişmenin Marks'ın formüle ettiği anlamda Materyalist bir şekilde açıklanmasında bu kavram temel bir rol oynar. Ekonomi-politiğe ait bir kavram olmakla birlikte, Marks'ın kuramında bu terim çok daha genel bir kuramsal yapının ögesi durumundadır. Üretim ilişkileri ve üretici güçler kavramları, belirli bir tarihsel andaki ilişkileriyle üretim biçiminin niteliğini belirlerler.

<span class="mw-page-title-main">Altyapı ve üstyapı</span> Marksist toplum kuramında, insan öznelliği ve toplumun maddi varlığının birlikteliğinin özgün biçimi

Marksist üstyapı, Marksist toplum kuramında, insan öznelliği ve toplumun maddi varlığının birlikteliğinin özgün biçimidir. Biçim bir dereceye kadar nesnel bir dereceye kadar özneldir. Altyapı, üretici güçler ve üretim ilişkilerinden oluşur. Marksist teoride altyapı, üstyapıyı oluşturan kültür, kurumlar, siyasi iktidar ilişkileri, roller, ritüeller, devlet gibi toplumun diğer ilişkilerini ve düşüncelerini belirler. Üstyapı ve altyapı arasındaki ilişkinin diyalektik olduğu, "dünya"daki gerçek varlıklarla arasında bir ayrım olmadığı düşünülmektedir.

Özyönetim ya da işçilerin özyönetimi genel olarak, işçi kooperatifleri, işçi konseyleri, katılımcı ekonomi ve iş yerinin patronsuz çalıştırıldığı benzer oluşumlarda kullanılan karar alma modelidir.

<span class="mw-page-title-main">Sınıf mücadelesi</span>

Sınıf mücadelesi kavramını ilk olarak Karl Marx ele almış ve 1848 yılında Friedrich Engels'le birlikte kaleme aldığı Komünist Manifesto adlı eserde "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir" demiştir. Marx'a göre, kapitalizmde üretici pozisyonda bulunan ama bu pozisyonuna karşın üretim araçlarının burjuvazinin özel mülkiyetinde olmasından dolayı sömürülen işçi sınıfının, bu sömürüden kurtulması için burjuvazinin iktidarına son vermesi ve üretim araçlarını kamulaştırması gerekmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Polonya Halk Cumhuriyeti</span>

Polonya Halk Cumhuriyeti, Polonya'nın 1952-1989 yılları arasındaki resmî adı. II. Dünya Savaşı'nın sonunda, savaş öncesi Polonya topraklarının bir kısımına Sovyetlerin Almanlardan aldıkları toprakların da dahil edilmesiyle kuruldu. Polonya Halk Cumhuriyeti COMECON ve Varşova Paktına üyeydi.

<span class="mw-page-title-main">Protesto</span> itiraz biçimi

Protesto, göreceli olarak bir olaya ve duruma karşı aksi yönde tepki göstermektir. Genellikle bu tepki gösterme biçimi, muhalif görüşü sözle ifade etme yanında o görüşü toplumsallaştırma ve bir grupla birlikte ifade etme karakteri de taşıyabilir. Bundaki amaç kamuoyu nezdinde sesini daha çok duyurabilmek ve yönetime karşı daha etkili bir duruş sergileyebilmektir. Bu, doğrudan ifade ve etkilemenin ve aktivizmin bir yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset sosyolojisi</span>

Siyaset sosyolojisi, devlet ve sivil toplumdan aileye kadar uzanan politik fenomenlerin sosyolojik analizi, araştırması vatandaşlık, toplumsal hareketler ve sosyal güç kaynakları gibi konuları araştırmakla ilgilenen bir bilim disiplinidir. Siyaset sosyolojisinin konusu toplumsal bağlamı içinde iktidardır. 19. yüzyıl ile beraber genel olarak toplumsal ve özel olarak siyasal düşüncenin bilimselleşmeye başladığı görülmüştür. Teknoloji, sanayileşme gibi unsurlar kalabalıklaşmayı beraberinde getirmiş, kalabalıklaşma ise siyasal düşünceye yönelim sağlamıştır.

Cinsiyet bükücü, cinsiyetlerden beklenen rolleri büken kişidir. Cinsiyet bükme kimi zaman toplumsal aktivizm olarak görülür. Homofobi, transfobi, kadın düşmanlığı ve erkek düşmanlığına karşı çıkış olarak okunabilir. Kimi cinsiyet bükücüler doğumda kendilerine atanan cinsiyeti kabul ederler ancak onun gerektiği rollere bürünmeyi reddederler. Bu isyan androginos giysiler, tavırlar ve alışılagelmedik cinsiyet rolleri içerebilir. Kimi cinsiyet bükücüler kendilerini trans veya non-binary olarak tanımlayabilir. Akademik teorisyenlere göre bu kişiler "geleceğin bedenini inşa" faaliyeti de güdüyorlar.

<span class="mw-page-title-main">İklim aktivizmi</span> iklim değişikliğine karşı yapılan bireysel ve siyasal mücadele

İklim aktivizmi, iklim değişikliği sorununa dair farkındalık yaratmak, bu sorunun tanınması ve ele alınması için eylemler yapmak ve iklim mücadelesi vermektir.

<span class="mw-page-title-main">Şiddetsiz direniş</span>

Şiddetsiz direniş ya da şiddetsiz eylem, ulaşma uygulamadır sosyal değişim gibi hedeflere sembolik protestolar, sivil itaatsizlik, ekonomik ya da politik iş birliği yapmamak, satyagraha ya da başka şiddetsiz yöntemlerle ulaşma uygulamasıdır. Bu tür bir eylem, direnen kişi ya da grubun mevcut durumunu iyileştirmek için bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünen bir bireyin ya da grubun arzularını ortaya koyar.

Marka aktivizmi, işletmelerin sosyal, siyasi, ekonomik veya çevresel değişim süreçlerinde rol oynayabilmesinin bir yoludur. Marka aktivizmini uygulayan işletmeler, kâr için değil, hizmet ettikleri topluluklar ve onların ekonomik, sosyal ve çevresel sorunları için endişe gösterirler, bu da işletmelerin müşteriler ve potansiyel müşterilerle değer temelli ilişkiler kurmasına olanak tanır. İşletmeler marka aktivizmini, işletmelerin ve markalarının parçası oldukları toplumlara yönelik vizyonu, değerleri, hedefleri, iletişimi ve davranışları aracılığıyla ifade eder. Pazarlama odaklı ve şirket güdümlü olan kurumsal sosyal sorumluluk ve çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim politikalarının aksine, marka aktivizmi toplum odaklıdır.