İçeriğe atla

Akran grubu

Erken çocukluk akranları paralel oyun oynadı

Sosyolojide, bir akran grubu hem bir sosyal grup hem de benzer ilgi alanlarına (homofilik), yaşa, geçmişe veya sosyal statüye sahip birincil bir grup insandır. Bu grubun üyeleri, kişinin inançlarını ve davranışlarını etkileyebilir.[1] Akran grupları hiyerarşiler ve farklı davranış kalıpları içerir. Örneğin bir lise ortamında, 18 yaşındakiler 14 yaşındaki bir akran grubudur çünkü okulda benzer ve paralel yaşam deneyimlerini birlikte paylaşırlar. Bunun aksine, öğretmenler öğrencileri bir akran grubu olarak paylaşmazlar çünkü öğretmenler ve öğrenciler iki farklı rol ve deneyime sahiptir.

Ergenlik döneminde, akran grupları dramatik değişikliklerle karşı karşıya olma eğilimindedir. Ergenler akranları ile daha fazla zaman geçirmek ve daha az yetişkin gözetimi isteme eğilimindedir. Ergenlerin iletişimi de bu dönemde değişir. Okul ve kariyerleri hakkında ebeveynleriyle konuşmayı tercih ederler ve akranlarıyla cinsellik ve diğer kişilerarası ilişkiler hakkında konuşmaktan zevk alırlar.[2] Çocuklar, grup olumsuz faaliyetlere dahil olsa bile, onları kabul eden akran gruplarına katılmaya çalışırlar. Çocukların onlardan farklı olanları kabul etme olasılığı daha düşüktür.

Klik, tipik olarak ortak ilgi alanları veya arkadaşlıkla tanımlanan küçük gruplardır. Klik tipik olarak 2-12 üyeye sahiptir ve yaş, cinsiyet, ırk ve sosyal sınıfa göre oluşma eğilimindedir. Klik üyeleri, akademisyenler ve riskli davranışlar açısından genellikle aynıdır.[2] Klik, sosyalleşme ve sosyal kontrol aracı olarak hizmet edebilir.[3] Bir grubun parçası olmak, bir özerklik duygusu, güvenli bir sosyal çevre ve genel refah sağlayabileceği için avantajlı olabilir.

Kitleler, arkadaşlık tabanı olmayabilecek daha büyük, daha belirsiz tanımlanmış gruplardır.[4] Kitleler akran grupları olarak hizmet eder ve önemi erken ergenlik döneminde artar ve geç ergenlik döneminde azalır.[2] Yetişkin kurumlarına ve akran kültürüne katılım düzeyi kalabalıkları tanımlar.

Sosyalleşme

Erken yaşta, akran grubu sosyalleşmenin önemli bir parçası haline gelir[5][6] Aile ve okul gibi diğer sosyalleşme unsurlarının aksine, akran grupları çocukların yetişkinlerin doğrudan denetiminden kaçmasına izin verir. Akranlar arasında çocuklar kendi başlarına ilişki kurmayı öğrenirler ve yetişkinlerin çocuklarla paylaşamayacakları giyim ve popüler müzik gibi ilgi alanlarını tartışma şansı bulurlar veya uyuşturucu ve seks gibi şeylere izin vermezler.[7] Akran grupları, baskı miktarına bağlı olarak birbirlerinin davranışları üzerinde büyük etkiye veya akran baskısına sahip olabilir. Bununla birlikte, şu anda küresel olarak çocukların yüzde 23'ünden fazlası yaş gruplarıyla yeterli bağlantıya sahip değil ve bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimleri diğer çocuklara göre gecikiyor.[8]

Gelişim psikolojisi

Gelişim psikologları, Lev Vygotsky, Jean Piaget, Erik Erikson, Harry Stack Sullivan ve sosyal öğrenme kuramcılarının tümü, akran ilişkilerinin bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim için benzersiz bir bağlam sağladığını iddia ettiler. Modern araştırmalar bu duyguları yansıtarak, sosyal ve duygusal kazanımların gerçekten akran etkileşimi tarafından sağlandığını gösteriyor.[9]

Vygotsky'nin Sosyokültürel Teorisi, bir çocuğun kültür ve değerlerinin önemine odaklanır ve bir çocuğun sürekli olarak diğer insanlarla sosyal etkileşim içinde olduğunu belirtir. Ayrıca dil gelişimine odaklanır ve proksimal gelişim bölgesini tanımlar. Proksimal gelişim bölgesi, bir öğrencinin tek başına yapabilecekleri ile öğrencinin öğretmen yardımı ile neler başarabileceği arasındaki uçurum olarak tanımlanır.[10] Akran grubunun değerleri ve tutumları öğrenmede temel unsurlardır. Kendilerini akademik olarak odaklanmış akranlarıyla çevreleyenlerin bu tür davranışları içselleştirme olasılığı daha yüksektir.

Piaget'in bilişsel gelişim teorisi, bilişsel gelişimin dört aşamasını tanımlar.[11] Çocukların dünya anlayışlarını aktif olarak kendi deneyimlerine dayanarak inşa ettiklerine inanıyor. Buna ek olarak Piaget, orta çocukluk döneminden itibaren akran gruplarının gerekli olduğu gelişim yönleri ile özdeşleşmiştir. Çocukların akranlarıyla konuşmalarının yetişkinlerle konuşmalarından daha az benmerkezci olduğunu öne sürdü. Benmerkezci konuşma, dinleyicinin söylediklerine adapte olmayan konuşmaya atıfta bulunuyor.[2]

Erikson'un psikososyal gelişim aşamaları, doğumdan yaşlılığa kadar değişen sekiz aşamayı içerir. Sadece ailenin değil toplumun da gelişim aşamalarında kişinin egosunu ve kimliğini etkilediği fikrini vurguladı.[12] Erikson, psikososyal gelişimin ergenlik döneminde akran baskısının nasıl önemli bir olay olduğunu anlatmaya devam etti. 6-12 yaş arası çocukları kapsayan Gecikme evresinde ergenler yaşıtları arasında ilişki geliştirmeye başlarlar.[13]

Harry Stack Sullivan Kişilerarası İlişkiler Teorisini geliştirdi.[14] Sullivan, arkadaşlıkları şu işlevleri sağlama olarak tanımladı: (a) rızaya dayalı doğrulama sunmak, (b) kendine değer verme duygularını desteklemek, (c) sevgi ve yakın ifşa için bir bağlam sağlamak, (d) kişilerarası duyarlılığı teşvik etmek ve (e) düzenleme romantik ve ebeveyn ilişkilerinin temeli.[2] Sullivan, bu işlevlerin çocukluk döneminde geliştiğine ve gerçek arkadaşlıkların 9 veya 10 yaş civarında kurulduğuna inanıyordu.

John B. Watson, BF Skinner ve Albert Bandura gibi sosyal öğrenme teorisyenlerinin tümü, sosyal grubun öğrenme ve gelişim üzerindeki etkilerini savunuyor. Davranışçılık, Operant Öğrenme Teorisi ve Bilişsel Sosyal Öğrenme Teorisi, sosyal dünyanın gelişimde oynadığı rolü dikkate alır.[15]

The Nurture Assumption ve No Two Alike'de psikolog Judith Rich Harris, bir bireyin akran grubunun entelektüel ve kişisel gelişimini önemli ölçüde etkilediğini öne sürer. Çeşitli boylamsal çalışmalar, akran gruplarının skolastik başarıyı önemli ölçüde etkilediği varsayımını desteklemektedir,[16][17][18] ancak nispeten az sayıda çalışma akran gruplarının bilişsel yetenek testleri üzerindeki etkisini incelemiştir. Bununla birlikte, akran gruplarının bilişsel yetenek testlerini etkilediğine dair bazı kanıtlar vardır.[19]

Olumlu özellikler (avantajlar)

Bolivya'da birlikte oynayan bir grup çocuk

Bilgi kaynağı olarak hizmet edin

Akran grupları bireyin bakış açıları dışında perspektif sağlar. Akran grupları içindeki üyeler de sosyal sistemde başkalarıyla ilişki geliştirmeyi öğrenirler..Akranlar, özellikle de grup üyeleri, diğer üyelere gelenekleri, sosyal normları ve farklı ideolojileri öğretmek için[20][21] önemli sosyal referanslar haline gelir.[22]

Cinsiyet rollerini öğretin

Akran grupları, üyelere cinsiyet rollerini öğretmek için bir mekan olarak da hizmet edebilir. Cinsiyet rolüyle sosyalleşme yoluyla, grup üyeleri cinsiyet farklılıkları ve sosyal ve kültürel beklentiler hakkında bilgi edinir.[23] Erkekler ve kızlar büyük ölçüde farklılık gösterse de, erkeklerin her zaman erkeksi ve dişilerin her zaman kadınsı olduğu cinsiyet ve toplumsal cinsiyet rolleri arasında bire bir bağlantı yoktur. Her iki cinsiyet de farklı düzeylerde erkeklik ve kadınlık içerebilir.[24][25] Akran grupları tüm erkeklerden, tüm kadınlardan veya hem erkek hem de kadınlardan oluşabilir. Araştırmalar, akran gruplarının çoğunun unisex olduğunu gösteriyor.[6]

Yetişkinliğe kadar pratik bir mekan olarak hizmet edin

Ergen akran grupları, gençler yetişkinliğe kadar asimile olurken destek sağlar. Büyük değişiklikler şunları içerir: ebeveynlere olan bağımlılığı azaltmak, kendi kendine yeterlilik duygularını artırmak ve çok daha geniş bir sosyal ağ ile bağlantı kurmak.[26][27][28] Ergenler bakış açılarını ailenin ötesine genişletiyor ve sosyal sistemin farklı bölümlerinde başkalarıyla nasıl ilişki kuracaklarını öğreniyorlar. Akranlar, özellikle grup üyeleri, önemli sosyal referanslar haline gelir. Akran grupları, uyuşturucu kullanımı, şiddet ve akademik başarı gibi birçok kültürel ve sosyal konuda bireysel üyelerin tutum ve davranışlarını da etkiler.[29][30][31] ve hatta önyargının gelişimi ve ifadesini de.[32][33][34]

Hayatta birlik ve kolektif davranışı öğretin

Akran grupları, grup normlarının, grup içi benzerliği teşvik eden sosyalleşme süreçleri yoluyla geliştirildiği ve uygulandığı etkili bir sosyal ortam sağlar.[35] Akran gruplarının uyumu, grup iletişimi, grup konsensüsve tutum ve davranışa ilişkin grup uygunluğu gibi faktörlerle belirlenir ve sürdürülür. Akran gruplarının üyeleri, onları bir grup olarak tanımlayan şey üzerinde birbirleriyle bağlantı kurup anlaştıkça, normatif bir kod ortaya çıkar. Bu normatif kod, grup davranışına ve kıyafet kıyafetlerine karar verirken olduğu gibi çok katı hale gelebilir. Üyelerin katı normatif koddan sapması, gruptan reddedilmeye neden olabilir.[36]

Kimlik oluşumu

Akran grupları (arkadaş grubu) bireylerin kendi kimliklerini oluşturmalarına yardımcı olabilir. Kimlik oluşumu, bir kişinin benlik duygusu kazandığı gelişimsel bir süreçtir. Bir kişinin kimliğinin oluşumunu etkileyen en önemli faktörlerden biri, akranlarıdır. Çalışmalar, akranların normatif düzenleme sağladığını ve sosyal davranışların uygulanması için bir hazırlık zemini sağladığını göstermiştir. Bu, bireylerin rolleri denemelerine ve kimliklerini keşfetmelerine olanak tanır.[37] Kimlik oluşturma süreci, bir bireyin gelişiminde önemli bir rol oynar. Erik Erikson kimlik oluşumunun önemini vurguladı ve kişinin benlik duygusunu geliştirirken attığı adımları resmetti. Bu sürecin kişinin tüm hayatı boyunca gerçekleştiğine inanıyordu.[38]

Negatif özellikler (dezavantajlar)

Akran baskısı

Akran baskısı terimi, genellikle bir bireyin davranışlarını akranlarının davranışlarına uyacak şekilde değiştirmesi için dolaylı olarak baskı altında hissettiği durumları tanımlamak için kullanılır. Sigarayı ve reşit olmayanların içki içmesi en iyi bilinen örneklerden ikisidir. Terimin genellikle olumsuz çağrışımlarına rağmen, akran baskısı, örneğin diğer akranları çalışmaya veya yukarıda tartışılanlar gibi faaliyetlere katılmamaya teşvik etmek için olumlu bir şekilde kullanılabilir. Akran baskısı bir yaş grubuna izole edilmese de, genellikle ergenlik döneminde en yaygın olanıdır. Ergenlik, deneysellikle karakterize edilen bir dönemdir ve ergenler genellikle sosyal bağlamlarda akranlarıyla çok zaman geçirirler. Gençler birbirlerini belirli inanç veya davranışlara uymaya zorlar ve araştırmalar erkeklerin buna kızlardan daha fazla teslim olduğunu göstermiştir. Akran baskısının etkileri hakkında daha iyi bir anlayış kazanmak için çok fazla araştırma yapılmıştır ve bu araştırma ebeveynlerin çocuklarının davranışlarını ve akran grupları nedeniyle karşılaşacakları engelleri ele almalarına ve anlamalarına olanak sağlayacaktır. Akran baskısının bireyleri nasıl etkilediğini öğrenmek, yol açtığı olumsuz etkileri en aza indirmenin bir adımıdır.

Gelecekteki sorunlar

Akran ilişkilerinin başarısı, daha sonraki psikolojik gelişim ve akademik başarı ile bağlantılıdır . Bu nedenle, eğer kişi başarılı bir akran ilişkisine sahip değilse, gelişimsel gecikmelere ve zayıf akademik başarıya - hatta belki bir lise diplomasının tamamlanmasına neden olabilir. Akran ilişkileri zayıf olan çocuklar, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde de işle ilgili ve evlilik sorunları yaşayabilir.[5]

Risk davranışları

Çeşitli araştırmalar, akran gruplarının ergenlikteki riskli davranışların güçlü ajanları olduğunu göstermiştir. Ergenler tipik olarak sosyal ve boş zaman etkinlikleri açısından ailelerini akranlarıyla değiştirirler ve bu gruplar bağlamında birçok sorunlu davranış ortaya çıkar. 2012 yılında yapılan bir araştırma, ergenlerin riskli davranışlara katılımına odaklanmıştır. Katılımcılar, değerleri, inançları ve istekleri araştıran bir kimlik bağlılığı ölçüsünü ve ayrıca algılanan akran grubu baskısını ve kontrolünü ölçen bir öz bildirimi tamamladı. Hem akran grubu baskısı hem de kontrol, riskli davranışlarla pozitif olarak ilişkiliydi. Bununla birlikte, kişisel kimliğe daha fazla bağlı olan ergenlerin riskli davranış oranları daha düşüktü. Genel olarak, bu çalışma bize ergen kimliği gelişiminin yüksek riskli ergenlerde akran baskısının olumsuz etkilerini önlemeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.[39]

Saldırganlık ve toplum yanlısı davranış

Sosyal davranışlar, sosyal gruplar tarafından teşvik edilebilir veya caydırılabilir ve birkaç çalışma, saldırganlığın ve toplum yanlısı davranışların akran etkisine açık olduğunu göstermiştir. 2011'de yapılan boylamsal bir çalışma bu iki davranışa odaklandı. Bir yıllık bir süre boyunca bir ergen örneği izlendi ve sonuçlar, saldırgan bir gruba katılan ergenlerin saldırganlık düzeylerini artırma olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösterdi. Ayrıca ergenlerin, içinde bulundukları grubun tutarlı davranışlarına benzer olumlu sosyal davranışlar sergileme olasılığı yüksektir. Bir ergenin akran grubu, onu bir yetişkin haline getirmede rol oynar ve olumlu davranış eksikliği, gelecekte sonuçlara yol açabilir.

Cinsel karışıklık

Ergenlik aynı zamanda fiziksel değişiklikler, yeni duygular ve cinsel dürtülerle de karakterize edilir ve ergenlerin cinsel aktiviteye katılma olasılığı yüksektir. 2012'de yapılan boylamsal bir araştırma, on üç yıl boyunca bir grup ergeni takip etti. Öz raporlar, akran adaylıkları, öğretmen derecelendirmeleri, danışman derecelendirmeleri ve ebeveyn raporları toplandı ve sonuçlar sapkın akran grupları ile cinsel karışıklık arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösterdi. Pek çok genç, genç yaşta seks yapmanın nedenlerinin akran baskısı veya eşlerinden gelen baskı olduğunu iddia etti. Genç yaşta cinsel aktivitenin etkileri büyük endişe kaynağıdır. Hamilelik ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar, ortaya çıkabilecek sonuçlardan yalnızca birkaçıdır.[40]

Ergenler ve akran grupları

Gavin'in çalışması

Bir kesitsel, korelasyonel çalışmada[36] dört farklı gelişim aşaması incelenmiştir: ergenlik öncesi (5. ve 6. Sınıflar), erken ergenlik (7. ve 8. Sınıflar), orta ergenlik (9. ve 10. Sınıflar) ve geç ergenlik (11. Sınıflar) ve 12). Ergenlerin anketleri doldurduğu öz bildirim ölçütleri kullanıldı. İlk olarak, öğrenciler popüler bir grupta olmanın önemini değerlendirdiler. Daha sonra olumlu ve olumsuz davranışlar değerlendirildi. Öğrencilerin, gruplarındaki diğer kişiler tarafından kendilerine hedeflenen olumsuz davranışlardan ne derece rahatsız oldukları da değerlendirildi. Grup liderliği veya statü hiyerarşisi, grup geçirgenliği ve grup uygunluğu dahil yapısal grup özellikleri de incelenmiştir.

Araştırmacılar, orta ergenlerin popüler bir grupta olmaya daha fazla önem verdiklerini ve kendi gruplarında, ergenlik öncesi ve sonrası ergenlere göre daha fazla grup uyumu ve liderlik algıladıklarını bulmuşlardır. Erken ve orta ergenler, grup üyeleriyle daha fazla olumsuz etkileşim ve daha az olumlu etkileşim ve akran gruplarının parçası olmayanlarla daha olumsuz etkileşimler bildirdiler. Kızlar, daha pozitif grup etkileşimlerine sahip olduklarını, olumsuz etkileşimlerden daha fazla rahatsız olduklarını ve daha geçirgen grup sınırlarına sahip olduklarını bildirdiler. Erkekler, kendi gruplarının dışındakilerle daha olumsuz etkileşimler bildirdiler ve akran gruplarında liderlere sahip olma olasılıkları daha yüksek. Araştırmacılar, ergenlik dönemi boyunca uyumdaki azalmanın, geç ergenlik dönemindeki liderliğin öneminin azalmasıyla ilgili olduğuna inanmaktadır, çünkü bir grup liderine sahip olmak, kişinin kendisini daha sonra modellemesini sağlar. Ayrıca popüler bir akran grubunda olmanın önemi ile uyumluluk arasındaki ilişkiye de dikkat çekiyorlar. Her ikisi de geç ergenlik döneminde daha az önemli hale gelir ve grup üyeliğinin değeri düştüğünde uyum sağlamanın daha az önemli olduğunu gösterir. Akran grupları dışındaki olumlu etkileşimlerin arttığına ve akran grupları dışındaki olumsuz etkileşimlerin ergenliğin sonlarına doğru azaldığına inanılmaktadır çünkü daha yaşlı ergenler kendilerini daha rahat hissederler ve başkalarının davranışlarını kontrol etmeye daha az ihtiyaç duyarlar. Erkeklerin daha fazla lideri olduğu bulguları, erkeklerin daha fazla egemenlik mücadelesine katıldığını gösteren araştırmalarla tutarlıdır.[36]

Tarrant'ın çalışması

İngiltere'nin Midlands bölgesinde yaşları 14-15 arasında değişen 58 erkek ve 57 kadına bir anket dağıtıldı. İlk bölümde, katılımcıların akran gruplarının grup yapısı ve faaliyetleri ele alındı. Katılımcılara gruplarında kaç kişi olduğu, grubun cinsiyet bileşimi, grup toplantılarının sıklığı ve grubun olağan buluşma yerleri soruldu. İkinci bölüm, katılımcıların akran gruplarıyla özdeşleşme düzeylerini ele aldı. Anketin bir sonraki bölümü, katılımcıların akran gruplarını bir dış grupla karşılaştırdıkları bir gruplar arası karşılaştırma göreviydi. Karşılaştırma, on altı farklı sıfatın hem iç grubunu hem de dış grubunu nasıl "uyduğunu" veya "tanımladığını" ifade etti. Anketin son kısmı, sıfat değerliliğinin manipülasyonunu kontrol etmek için tasarlandı. Bu bölümde, katılımcılar kendi görüşlerinde yukarıdaki on altı sıfatın istenebilirliğini derecelendirdiler.[6]

Bulgular sosyal kimlik teorisini destekledi çünkü katılımcılar iç grubu iki şekilde tutarlı bir şekilde tercih ediyordu: iç grup her zaman dış gruba kıyasla daha fazla sayıda olumlu özellik ile ilişkilendirildi ve iç grupla ne kadar çok özdeşleşen bir katılımcı varsa, bunun için değerlendirmeleri o kadar yüksek oldu.[6]

Aynı ırk akran grupları

Akran gruplarının sözlük tanımıyla tutarlı olarak, gençler benzerliklere dayalı gruplar oluşturma eğilimindedir. Bu benzerliklerden birinin ırkla olduğu bulunmuştur.[41] Aynı ırk için tercih, gençlik geliştikçe güçlenir.[42] Latin ve Kafkasyalı gençlere, okullarında vakit geçirmeyi en çok tercih ettikleri kişileri belirtmelerini isteyen anketler verildiğinde, her ikisi de farklı ırklardan akranları yerine aynı ırktan akranlarını aday gösterdi.[43] Bu özellikle, çoğunluğun ve azınlık ırksal grupların kesin kesimine sahip sınıflarda ve okullarda yaygındır. Homofilizin yararları karşılansa da, kişinin kendi ırksal grubu tercihi, Özellikle kadınlarda her iki grup için de strese yol açabilen ırksal dış grubun reddedilmesine yol açabilir.[44]

Farklı ırk akran grupları

Irk gruplarının daha eşit dağılımına sahip sınıflar ve okullar için, akran grupları arasında daha fazla sosyalleşme olabilir. Irklar arası akran grupları, önyargıyı azaltarak ve toplum yanlısı davranışları artırarak çok faydalı olabilir.[45][46][47] Irklar arası bir arkadaşa sahip olmanın da gençlere daha yüksek bir statü verdiği ve sosyal olarak daha tatmin olduğu görülmüştür.[48] Çeşitli akran grupları, gençlerin hissettiği mağduriyet duygularını da azaltır.[49]

Ayrıca bakınız

  • Grup dinamiği
  • Sosyal ilişki – Düşünme, hareket veya hislerinin karşılıklı olarak ilişkili olduğu iki kişi veya grup arasındaki ilişki

Kaynakça

  1. ^ Peer group . (n.d.). Dictionary.com. Retrieved October 25, 2012, from http://dictionary.reference.com/browse/peer+group 25 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ a b c d e Adolescence. New York: McGraw Hill. 2010. ss. 1-434. ISBN 978-0-07-353203-5. 
  3. ^ Adler (September 1995). "Dynamics of Inclusion and Exclusion in Preadolescent Cliques". Social Psychology Quarterly. 58 (3): 145-162. doi:10.2307/2787039. 
  4. ^ Elliott, G. R., (Ed.) (1990). "Peer groups and peer cultures" (PDF). At the threshold: The developing adolescent. Cambridge, MA, US: Harvard University Press. ss. 171-196.  r eksik |soyadı1= (yardım)
  5. ^ a b "Socialization". Sociology: A Canadian Perspective. Oxford University Press. 2008. s. 112. ISBN 978-0-19-542559-8. 
  6. ^ a b c d Tarrant (January 2002). "Adolescent Peer Groups and Social Identity". Social Development. 11 (1): 110-123. doi:10.1111/1467-9507.00189. 
  7. ^ Sociology. Pearson Education Canada. 2010. s. 113. ISBN 978-0-13-800270-1. 
  8. ^ "Arşivlenmiş kopya". 17 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021. 
  9. ^ Siegler, Robert (2006). How Children Develop, Exploring Child Develop Student Media Tool Kit & Scientific American Reader to Accompany How Children Develop. New York: Worth Publishers. 0-7167-6113-0
  10. ^ "Zone of Proximal Development". Simply Psychology. 13 Şubat 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2012. 
  11. ^ Dewsbury, Donald A.; Wertheimer, Michael, (Ed.) (2012). "Jean Piaget: Theorist of the child's mind". Portraits of Pioneers in Developmental Psychology. Psychology Press. ss. 89-107. ISBN 978-1-84872-896-7. ProQuest 928983292.  r eksik |soyadı1= (yardım)
  12. ^ Eagle (June 1997). "Contributions of Erik Erikson". Psychoanalytic Review. 84 (3): 337-347. PMID 9279929. ProQuest 619105858. 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021. 
  13. ^ "Erikson's stages of psychosocial development". 15 Şubat 2007. 21 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Kasım 2012. 
  14. ^ "Harry Stack Sullivan's Theory of Interpersonal Relations". Systems of Psychotherapy: A Comparative Study. Wiley. 1963. ss. 518-590. OCLC 1025024232. ProQuest 620783690. 
  15. ^ Shaffer, David R.. "Theories of Human Development." Developmental psychology: childhood and adolescence. 5th ed. Pacific Grove: Brooks/Cole Pub., 1999. 40–74. Print.
  16. ^ Kindermann (1993). "Natural peer groups as contexts for individual development: The case of children's motivation in school". Developmental Psychology. 29 (6): 970-977. doi:10.1037/0012-1649.29.6.970. 
  17. ^ Sacerdote (2001). "Peer Effects with Random Assignment: Results for Dartmouth Roommates". The Quarterly Journal of Economics. 116 (2): 681-704. doi:10.1162/00335530151144131. 
  18. ^ Robertson (February 2003). "Do Peer Groups Matter? Peer Group versus Schooling Effects on Academic Attainment". Economica. 70 (277): 31-53. doi:10.1111/1468-0335.d01-46. 
  19. ^ Zimmerman (February 2003). "Peer Effects in Academic Outcomes: Evidence from a Natural Experiment". Review of Economics and Statistics. 85 (1): 9-23. doi:10.1162/003465303762687677. 
  20. ^ Reference groups. Joanna Cotler Books. 1964. ISBN 978-0060461102. []
  21. ^ Youniss, J., & Smollar, J. (1985). Adolescents' relations with mothers, fathers, and friends.Chicago: University of Chicago Press.
  22. ^ Clausen, John A. (ed.) (1968) Socialization and Society, Boston: Little Brown and Company. p5
  23. ^ Maslach (1987). "Individuation, gender role, and dissent: Personality mediators of situational forces". Journal of Personality and Social Psychology. 53 (6): 1088-1093. doi:10.1037/0022-3514.53.6.1088. 
  24. ^ Bem (1975). "Sex role adaptability: One consequence of psychological androgyny". Journal of Personality and Social Psychology. 31 (4): 634-643. doi:10.1037/h0077098. 
  25. ^ Spence, J. T., & Helmreich, R. (1978). Masculinity and femininity. Austin: University of Texas Press.
  26. ^ Blos (8 Şubat 2017). "The Second Individuation Process of Adolescence". The Psychoanalytic Study of the Child. 22 (1): 162-186. doi:10.1080/00797308.1967.11822595. PMID 5590064. 
  27. ^ Erikson, E. H. (1968). Identity: Youth and crisis. New York: Norton.
  28. ^ Newman (1976). "Early adolescence and its conflict: Group identity versus alienation". Adolescence. 11: 261-274. ProQuest 1295931501. 
  29. ^ Ennett (1994). "The contribution of influence and selection to adolescent peer group homogeneity: The case of adolescent cigarette smoking". Journal of Personality and Social Psychology. 67 (4): 653-663. doi:10.1037/0022-3514.67.4.653. 
  30. ^ Espelage (February 2003). "Examination of Peer-Group Contextual Effects on Aggression During Early Adolescence". Child Development. 74 (1): 205-220. doi:10.1111/1467-8624.00531. PMID 12625446. 
  31. ^ Ryan (2001). "The peer group as a context for the development of young adolescent motivation and achievement". Child Development. 72 (4): 1135-1150. doi:10.1111/1467-8624.00338. PMID 11480938. 
  32. ^ Aboud, F. E. (2005). The development of prejudice in childhood and adolescence. In J. F.Dovidio, P.Glick, & L. A.Rudman (Eds.), On the nature of prejudice: Fifty years after
  33. ^ Allport (pp. 310–326). Malden, MA: Blackwell.
  34. ^ Fishbein, H. D. (1996). Peer prejudice and discrimination: Evolutionary, cultural, and developmental dynamics. Boulder, CO: Westview Press.
  35. ^ Eder, D., & Nenga, S. K. (2003). Socialization in adolescence. In J.Delamater (Ed.), Handbook of social psychology (pp. 157–182). New York: Kluwer Academic
  36. ^ a b c Gavin (1989). "Age differences in adolescents' perceptions of their peer groups". Journal of Developmental Psychology. 25 (5): 827-834. doi:10.1037/0012-1649.25.5.827. 
  37. ^ Gonzales (2010). "Family and Peer Influences on Adolescent Behavior and Risk-Taking" (PDF). 26 Kasım 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2010. 
  38. ^ Personality: Classic theories and modern research. Boston, MA: Allyn & Bacon. 2011. ss. 131-135. 
  39. ^ Dishion (2012). "An ecological analysis of the effects of deviant peer clustering on sexual promiscuity, problem behavior, and childbearing from early adolescence to adulthood: An enhancement of the life history framework". Developmental Psychology. 48 (3): 703-717. doi:10.1037/a0027304. PMC 3523735 $2. PMID 22409765. 
  40. ^ Dumas (2012). "Identity development as a buffer of adolescent risk behaviors in the context of peer group pressure and control". Journal of Adolescence. 35 (4): 917-927. doi:10.1016/j.adolescence.2011.12.012. PMID 22265669. 
  41. ^ Graham, S., Taylor, A. Z., & Ho, A. Y. (2009). Race and ethnicity in peer relations research. Handbook of peer interactions, relationships, and groups, 394–413.
  42. ^ Singleton (1979). "Racial integration and children's peer preferences: An investigation of developmental and cohort differences". Child Development. 50 (4): 936-941. doi:10.2307/1129317. 
  43. ^ Bellmore (2007). "The influence of classroom ethnic composition on same- and other- ethnicity peer nominations in middle school". Social Development. 16 (4): 720-740. doi:10.1111/j.1467-9507.2007.00404.x. 
  44. ^ Sunwolf & Leets, 2004
  45. ^ Kawabata (2011). "The significance of cross-racial/ethnic friendships: Associations with peer victimization, peer support, sociometric status, and classroom diversity". Developmental Psychology. 47 (6): 1763-1775. doi:10.1037/a0025399. PMID 21910536. 
  46. ^ Verkuyten (2002). "School Satisfaction of Elementary School Children: The Role of Performance, Peer Relations, Ethnicity and Gender". Social Indicators Research. 59 (2): 203-228. doi:10.1023/a:1016279602893. 
  47. ^ "Does intergroup contact reduce prejudice? Recent meta-analytic findings". Reducing Prejudice and Discrimination. Psychology Press. 2000. ss. 93-114. ISBN 978-1-135-66201-1. 
  48. ^ Lease (February 2005). "A Comparison of Majority-race Children With and Without a Minority-race Friend". Social Development. 14 (1): 20-41. doi:10.1111/j.1467-9507.2005.00289.x. 
  49. ^ Graham (November 1997). "Race and Sex as Factors in Children's Sociometric Ratings and Friendship Choices". Social Development. 6 (3): 355-372. doi:10.1111/j.1467-9507.1997.tb00111.x. 

Konuyla ilgili yayınlar

  • Akran grubundaki çocukların motivasyonuna evrimsel bir bakış açısı. International Journal of Behavioral Development 19 (1): 53–73. Tam metin 15 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Insko (2009). "Reducing intergroup conflict through the consideration of future consequences". European Journal of Social Psychology. 39 (5): 831-841. doi:10.1002/ejsp.592. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Sosyal biliş sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi işleme, kodlama, depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçlerdir. İnsanların kendilerini kuşatan fiziksel, sosyal çevrelerini ve çevreleriyle olan ilişkilerini, diğer insanlar ve kendileri hakkında nasıl izlenim oluşturduklarını, nasıl hissettiklerini ve düşündüklerini ve bu türden bir düşünce biçiminin yargıları ve davranışları nasıl etkilediğini incelemektedir. Toplumsal bağlamdan etkilenen ve toplumsal bağlamı etkileyen bilişsel süreç ve yapıları incelemektedir Ancak sosyal biliş terimi diğer psikoloji ve bilişsel sinirbilim alanlarında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu alanlarda sosyal biliş terimi çoğunlukla otizm ve diğer bozukluklar nedeniyle kesintiye uğrayan çeşitli sosyal becerilere karşılık gelmektedir. Bilişsel sinirbilim alanında ise sosyal bilişin biyolojik temelleri araştırılmaktadır. Benzer şekilde Gelişim psikolojisi alanında da sosyal biliş becerileri gelişimsel perspektifle incelenmektedir.

Ergen veya adolesan, çocukluk ile yetişkinlik dönemi arasındaki fiziksel, cinsel, toplumsal ve psikososyal geçiş dönemindeki kişidir. Bu dönemde görülen fiziksel ve cinsel gelişim ergenlik dönemi olarak adlandırılır.

Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu (SAB), sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde kaygı duyma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi ile tanımlanabilecek bir anksiyete bozukluğudur. Bu korkular, başkalarından algılanan veya gerçekten yapılan bir gözlemleme ile tetiklenebilir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan bireyler, diğer insanların onlar hakkında olumsuz bir şekilde düşünmelerinden korkarlar.

<span class="mw-page-title-main">Ergenlikte eşcinsellik</span>

Ergenlikte eşcinsellik, ergenlik süresi içerisinde keşfettiği eşcinsel kimliği ya da ergenlikte çocuğun yaşadığı homoseksüellik benzeri eğilim taşıyan davranışlar bütünü. Çocukluk ve ergenlik çağında çocuğun başından geçen eşcinsel dürtü ve eğilimler bütünü olarak adlandırılır. Bu cinsel dürtüler bireyin cinsel yönelimi, cinsel kimlik arayışı sürecinde kendini bulmasında önemli bir yere sahiptir.

Durumsal cinsel davranış, sosyal çevrenin bir şekilde izin vermesi, teşvik etmesi ya da zorlaması yüzünden kişinin normalde gösterdiği cinsel davranışlardan farklı cinsel davranış sergilemesidir..

Sosyal karşılaştırma teorisi, 1954 yılında sosyal psikolog Leon Festinger tarafından geliştirilmiş bir sosyal psikoloji kuramı.

<span class="mw-page-title-main">Problemli kumar oynama</span>

Problemli kumar oynama, kumar oynama sıklığının, buna ayrılan zamanın ve harcanan paranın yoğunluğunun artması sonucu kumar aktivitelerinin bireyin kontrolünden çıkması, işlevselliği ve ilişkileri üzerinde bozucu etkilerinin görülmesi durumuna psikoloji literatüründe verilen addır. Psikoloji literatüründe sıklıkla bağımlı kumar oynama veya patolojik kumar oynama tanımlarıyla da karşımıza çıkmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ekolojik sistemler teorisi</span>

Ekolojik sistemler teorisi, Urie Bronfenbrenner’in (1917-2005) 1940’lı yıllar boyunca çocukluk ve arkadaşlık örüntülerine dayanan çalışmalarından ortaya çıkmıştır. Ekolojik sistemler kuramı üzerinde, Sovyet gelişim psikoloğu Lev Vygotsky ve Alman doğumlu psikolog Kurt Lewin’in önemli etkileri bulunmaktadır. Kuram; hem gelişim psikolojisinde hem de kültür ve insan gelişiminin incelenmesinde ileri sürülen ekolojik-ortamsal yaklaşımlara temel olmuştur. Aktif bireyin; fiziksel, toplumsal ve kültürel çevre içerisinde karşılıklı etkileşimini temel alan dinamik bir modeldir. Çocuğun sosyalizasyonunu şekillendiren ekolojik bağlam; kişiler arası ilişkilere ve bu ilişkilerin bağlam ile ilişkisine vurgu yapmaktadır. Her bağlam, başarılı uyuma engel olan veya başarıyı sağlayan belirli riskler ve koruyucu faktörler içermektedir. Çocuk geliştikçe ortamındaki etkileşimler daha karmaşık hale gelmektedir. Bu karmaşıklık, çocuğun fiziksel ve bilişsel yapıları büyüdükçe ve olgunlaştıkça ortaya çıkabilir.

Akran baskısı, akranları tarafından insanlar üzerinde uygulanan doğrudan etki veya etkilenen kişinin tutum, değer veya davranışlarını etkisi altında kaldıkları akranlara uyacak şekilde düzenlemesini teşvik eden etkidir. Bu baskı olumlu veya olumsuz bir etkiye veya her ikisine neden olabilir. Etkilenen toplumsal gruplar bireylerin resmi bire üye olduğu üyelik gruplarını veya üyeliğin açıkça tanımlanmış olmadığı klikleri içerebilir. Ancak, bir kişinin akran baskısından etkilenmek için üye olması veya bir gruba üye olması gerekmez. Akran baskısı kişinin güvenini azaltabilir.

Sosyal baskınlık kuramı (SBK) artı değer üreten toplumlarda görülen grup temelli sosyal hiyerarşinin nasıl oluştuğunu ve sürdürüldüğünü açıklamak hedefiyle Jim Sidanius ve Felicia Pratto isimli iki Amerikalı sosyal psikolog tarafından geliştirilen bir gruplararası ilişkiler kuramıdır.

<span class="mw-page-title-main">Prososyal davranış</span>

Prososyal davranışlar, olumlu sosyal davranışlar ya da başkalarına yarar sağlama niyeti; yardım etmek, paylaşmak, bağış yapmak, işbirliği yapmak ve gönüllülük gibi, diğer insanlara ya da bir bütün olarak topluma fayda sağlayan sosyal davranışlar bütünüdür. Bunlara ek olarak kurallara uymak ya da sosyal olarak kabul edilen davranışlarla uyum içinde olmak da prososyal davranışlar arasında sayılmaktadır.

Cinsiyet kimliği, kişinin kendi cinsiyetine ilişkin kişisel duygusudur. Cinsiyet kimliği, bir kişinin atanmış cinsiyetiyle ilişkili olabilir veya ondan farklı olabilir. Çoğu bireyde, cinsiyetin çeşitli biyolojik belirleyicileri, bireyin cinsiyet kimliğiyle uyumludur ve tutarlıdır. Cinsiyet ifadesi tipik olarak bir kişinin cinsiyet kimliğini yansıtır, ancak bu her zaman böyle değildir. Bir kişi, belirli bir toplumsal cinsiyet rolüyle tutarlı davranışlar, tutumlar ve görünümler ifade etse de, bu tür ifadeler mutlaka cinsiyet kimliklerini yansıtmayabilir. Cinsiyet kimliği terimi, 1964 yılında psikiyatri profesörü Robert J. Stoller tarafından icat edildi ve psikolog John Money tarafından popüler hale getirildi.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İç grup ve dış grup</span>

Sosyoloji ve sosyal psikolojide, iç gruplar, bir kişinin kendisini psikolojik olarak özdeşleştirdiği toplumsal gruplardır. Dış gruplar ise tersine, bireyin kendini özdeşleştirmediği toplumsal gruplardır. İnsanlar; akran grupları, aileler, spor takımları, siyasi partiler, cinsiyetler, dinler veya milletlerle kendini özdeşleştirebilir. Toplumsal gruplarla ve kategorilerle psikolojik olarak özdeşleşme ile çeşitli olgular arasında ilişkiler bulgulanmıştır.

Sosyal duygusal gelişim, çocuk gelişiminin bir alanını kapsamaktadır. Çocukların duyguları anlama, deneyimleme, ifade etme ve yönetme becerilerini içeren bir gelişim alanıdır. Başkalarıyla anlamlı ilişkiler geliştirmesi kendisini daha iyi tanıyabilmesi ve daha iyi kararlar verebilmesi sosyal duygusal gelişimiyle birlikte gelişen becerilerdir. Kapasiteleri doğrultusunda kazandıkları gelişim ögelerini aşamalı olarak hayatlarına geçirdikleri bütünleştirici bir süreçtir. Bununla birlikte sosyal duygusal gelişim birçok ögeyi içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok çeşitli beceri ve yapıları kapsamaktadır. Bahsedilen bu ögelerden bazıları şunlardır: öz farkındalık, ortak dikkat, oyun, zihin teorisi, öz saygı, duygu düzenleme, arkadaşlıklar ve kimlik gelişimi.

Çocuk ve ergen psikiyatrisi, çocuklarda, ergenlerde ve ailelerinde ruhsal bozuklukların tanı, tedavi ve önlenmesine odaklanan bir psikiyatri dalıdır. Psikiyatrik bozuklukların gelişimini ve seyrini etkileyen biyopsikososyal faktörleri ve çeşitli müdahalelere verilen tedavi yanıtlarını araştırır. Çocuk ve ergen psikiyatristleri, pediatrik popülasyondaki ruhsal bozuklukları tedavi etmek için öncelikle psikoterapi ve/veya ilaç kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Üçgenleşme</span>

Üçgenleşme ya da İngilizce kullanımı ile Triangulation, psikolojide Bowen Aile Sistemleri Teorisi'nde kullanılan bir kavramdır.

Çocuk ve Genç Suçluluğu, çocuktaki anti-sosyal eğilimlerin yasa müdahalesi gerektiren duruma gelmesi.

Sosyometrik statü, kişinin bir grup olarak akranları tarafından sevilme veya sevilmeme derecesini belirlemeye yardımcı olan bir ölçüm sistemidir. Yetişkinler arasında sosyometrik statüyü inceleyen bazı çalışmalar olsa da, bu sistem, akran ilişkileri ve sosyal yeterlilik hakkında çıkarımlar yapmak için çoğunlukla çocuklar ve ergenlerde kullanılır.

Mary Cover Jones, yaşadığı dönemde, gelişim psikolojisi erkeklerin hakim olduğu bir alan olmasına karşın, bir kadın olarak bu alanda çalışmalarını sürdürmüş ve davranış terapisinin öncüsü olmuştur. Joseph Wolpe, Peter üzerine yaptığı ünlü çalışması ve duyarsızlaştırmayı geliştirmesi nedeniyle onu "davranış terapisinin annesi" olarak adlandırdı.