İçeriğe atla

Akide

Akîde, Akâid veya İtîkâd (Arapça: العقائد); İslam'da inanç olarak bağlanmayı gerekli kıldığına inanılan inanç esaslarının bütünü olarak bilinir. Akîde kelimesi Arapça "a-k-d" (عقد) kökünden gelip, "bağ", "bağlama/bağlanma", "düğümleme/düğümlenme" ve aynı zamanda "bağlılık" ve "sözleşme" anlamlarına da gelir.[1] Terim olarak "inanç" ve "iman" anlamında kullanılmıştır. Benzer bir ifade olan kelâm ise inançla ilgili felsefi tartışmalar için kullanılmıştır.

Akaid, medreselerde İslâm teolojisinin bir dalı olarak okutulmuştur. Akîde kelimesi kavram olarak Kur'an'da yer almaz. Akîde tanımı İslâm İtikadî Mezhepleri tarafından, Kur'an'da bulunmayıp hadislerde geçen inanç konuları için söz konusu edilmiştir.

Sünni akaidi

Sünni akaidinde imanın 6 şartı ve 5 adet farz gibi konular işlenir. Diğer konular İslâm eskatolojisi ile ilgili konulardır.

Örnekler
Îsâ'nın yeniden Dünya'ya gelecek olması, Deccâl'ın çıkışı gibi Kıyamet alâmetleri, Mesîh beklentisi akîde başlığı altında yer almaktadır. Bu konulara Müslümanların kutsal kitabı Kur'an'da yer verilmezken hadis kitaplarında kısmen zayıf rivâyetlerle de olsa Şer'î deliller bulunmaktadır. Burada genelde Kıyamet'le ilgili haberlerin "ya sarih ya da sahih" olduğu, yani metinlerin ya açık ya da güvenilir olduğu söylenir. Dolayısıyla bu haberleri kabul etmeyen veya onları tevil ederek mecâzî mânâlar veren âlimler bulunmaktadır.[2] Örnek olarak İsa'nın tekrar Dünya'ya gelişi gösterilebilir. Zuhruf Sûresi'ndeki âyet (43:61), bazı müfessirlerce gelişine delil olarak gösterilir.[3]

Şii akaidi

Şîa akaidinde 5 temel esas bulunur; Tevhit, adalet, nübüvvet, imamet ve kıyamet.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi, Ankara 2012, s. 24.
  2. ^ "Deccâl'in çıkması küresel [[Kıyâmet]]'in bir alâmeti midir?". 26 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2012. 
  3. ^ "Hazreti İsa gelecek". 25 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2012. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Müslüman</span> İslam dinine mensup kimse

Müslüman, İslam dinine mensup kişi demektir. Sünni, Şii ve Mutezili mezhep inancına göre, Allah'a ve Allah'ın birliğine, Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğuna inanan kişilere denir. İslam dininin farklı mezheplerinde Müslüman kavramı üzerine çeşitli farklılıklar bulunmaktadır.

Ahir zaman, çeşitli dinlerde kıyamet öncesinde alametlerle kendisini belli edeceği belirtilen zaman dilimi, dünyanın son günleri. İnsanlar arasında değişik din veya inançlarda dünya veya evrenin son günleri veya kıyamet kopmadan önceki zaman dilimidir. İbrahimî dinler lineer bir kozmoloji anlayışına sahiptirler.

<span class="mw-page-title-main">Buhârî</span> Buharalı Fars muhaddis

Buhârî ya da tam künyesiyle Ebû Abdillâh Muhammed bin İsmâîl bin İbrâhîm el-Cu'fî el-Buhârî, Buharalı Fars bir muhaddistir. Yazdığı Sahih-i Buhârî diye bilinen eser, daha sonradan Sünni Müslümanlar için güvenilir hadis kaynaklarını teşkil eden ve Kütüb-i Sitte diye anılan serinin ilk kitabıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Hanife</span> Hanefî mezhebinin öncüsü ve imamı olan din bilgini

Ebû Hanîfe veya tam adıyla Ebû Hanîfe Numân bin Sâbit bin Zûtâ bin Mâh İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdlarından biri sayılan İslam fıkıh ve hadis bilgini. Asıl adı "Nu’man bin Sâbit" olup sevenlerince ismi "İmâm-ı Â’zam" unvanıyla birlikte anılır.

Kelâm ya da İlm-i Kelâm ; İslâm dininin akāid konularını irdeleyen ve tarihî olarak bu çerçevede gelişen dinî-felsefî teorilerle ilgilenen ilim dalı. Bu anlamda kelâm, imanla ilgili konu ve sorulara izâh ve ispat getirme amacıyla geliştirilen teolojik felsefenin adıdır.

Mutezile, İslam dininde bir itikadi mezhep. Mutezile, sözcük olarak "ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler" anlamına gelir. Büyük günâh işleyen kimsenin iman ile küfür arası bir aşamada olduğunu söyleyerek Ehl-i Sünnet âlimlerinden Hasan-ı Basrî'nin dersini terk eden Vâsıl bin Atâ ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu adla anılır. Mutezile ise kendini "ehlü'l-adl ve'ttevhîd" diye adlandırır. Mutezile mezhebinden olan kişiye Mutezili denir. Özellikle kader ve kaza konularındaki yorumları ve inançları nedeniyle İslam dinindeki diğer mezheplerden ayrılmışlardır; ama yine de İslam dininin çoğunluğunu oluşturan mezheplerden, Ehl-i Sünnet, Mutezile'yi İslam dışı saymamaktadır. Akılcı bir mezhep olan Mutezile, mantık kurallarıyla çelişir gördüğü âyet ve hadisleri Ehl-i Sünnet'ten farklı biçimde yorumlamış ve bu yorumlarında akla öncelik vermiştir. Sonuç olarak Mutezile mezhebi, gerek akla çok değer vermesi ve özellikle de Abbâsîler döneminde felsefe ile girdiği yakın ilişkiler dolayısıyla barındırdığı felsefi metot ve görüşleri nedeniyle fazlasıyla eleştirilmiştir. Özellikle de nass ile aklın çeliştiğini düşündükleri noktalarda sıklıkla nassı akla uygun gelecek biçimde yorumlamaları diğer mezheplerde büyük tepki uyandırmıştır. Modern zamanlardaki bazı araştırmacı ve İslam tarihçileri de Mutezile mezhebini akla verdiği önem ve yöntemleri bakımından, çeşitli konularda rasyonalist olarak tanımlar. Mutezile mezhebinin kendi içinde barındırdığı beş ana öğesi vardır, bu öğelerin ilki olan ve İslam dininin de ilk öğesi olan tevhidin bu beş ana öğenin temeli olduğunu öne sürerler. Bazı cemaat ve mezhepler bu düşünceye karşı çıkmıştır.

Zahiri mezhebi ya da Zâhiriye, bir İslâm dini fıkhı mezhebidir. İslâmî hükümleri Kur'ân ve sünnetin zâhirî mânâsına bakar. İbni Hazm, âyet ve hadislerin zahir, yani görünen mânâlarından başka hiçbir delili ve kıyası kabul etmezdi.

<span class="mw-page-title-main">Hanbelilik</span> Sünni İslamda bir fıkıh mezhebi

Hanbelî mezhebi veya Hanbelîlik, İslam dininin Sünnî (fıkıh) mezheplerinden biri. Hanbelilerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Eş'ariliktir. İsmini kurucusu olan Ahmed bin Hanbel'den (780-855) alır. Hanbelilik mezhebinin, Suudi Arabistan başta olmak üzere, Kuveyt, Bahreyn gibi körfez ülkelerinde ve yer yer Irak'ta mensupları bulunmaktadır. Selefilik ve Vehhabîlik bu mezhebin alt kolları olarak ortaya çıkmıştır. Sünnilik içerisinde en az takipçisi bulunan mezheptir.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

Eş'ârîyye veya Eş'ârîlik, İslâm içinde bir teoloji ekolü ve Sünnî itikadi mezheplerinden birisidir. Kurucusu Ebü'l Hasan Eş'arî'dir. Sünnî Müslümanlar arasında Mâtûrîdîlik ve Selefîlik gibi yaygındır. Aklı Mu'tezile kadar önemsememekle birlikte, Selefîyye kadar da küçük çapta ele almaz.

İtikâdî mezhepler veya Akide mezhepleri ya da İnanç mezhepleri, İnançla ilgili konular İslam'da başlangıçta bir fıkıh dalı kabul edilen kelâm, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Fıkıh, amelî meseleler üzerinde, kelâm ise itîkâdî meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Müslümanlar, İslâm Peygamberi Muhammed döneminde akıllarındaki soruları hemen ona sorabiliyorlardı. Ancak peygamberin ölümünden sonra sorularına cevap bulamayınca zamanın büyük İslam alimleri Kur'an'ı akıl ile yorumlamaya koyuldular. Böylelikle de i'tikadi mezhepler oluşmuş oldu. Bu mezhepler farklı coğrafyalara yayıldı ve oralarda benimsendi.

Büyük günah işleyenin durumu, İslam ilimlerinden biri olan kelâmın tartışmalı ve önemli konularından biridir. Kısacası büyük günah işlemiş bir kişinin dini anlamda durumu, yeri ve ahiretteki durumunu konu alır. Farklı itikadi mezhepler bu konuda farklı görüşlere sahiptir.

İslâm'da iman, İslam dininin esaslarına inanmaktır. İslam'a göre kişinin kurtuluşa erebilmesi için iman etmesi şarttır. İnanç konusunda ise, farklı mezheplerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Mesih</span> kurtarıcı olarak beklenen figür

İbrahimî dinlerde mesih, bir grup insanın kurtarıcısı veya özgürlüğe kavuşturucusudur. Geleneksel Yahudilikte maşiah, mesihçilik veya Mesih Çağı gibi kavramlar, kutsal mesh yağıyla meshedilmiş bir seçkine atıfta bulunan Tanah'la ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mehdi</span> İslamda ahir zamanda gelip dünya hâkimiyetini gerçekleştireceğine inanılan kurtarıcı kişi

Mehdi, İslam'da ahir zamanda geleceğine ve İslam'ın dünya hakimiyetini gerçekleştireceğine inanılan kurtarıcı kişidir. "Kendisine rehberlik edilen", Allah tarafından yol gösterilen, hususi ve şahsi bir tarzda Allah'ın hidayetine nail olan kişi manasındadır. İnanç Kur'an'da yer almamakla birlikte bazı ayetlerin yorumları, hadisler ve dini önderlerin sözleri üzerinden değişik İslam coğrafyalarında kendisine yer edinmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Deccal</span> İslam eskatolojisinde kötü bir figür

Deccal, İslam eskatolojisine göre ahir zamanda, İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelmesinden önce insanları dini inancından saptırarak kötülüğe ve sapkınlığa yöneltecek bir akımı, ideolojiyi ve onu kuran kişi veya kişileri belirtmek için kullanılan kavramdır. Hristiyan eskatolojisindeki Mesih Karşıtı'na ve Yahudi eskatolojisindeki Armilus'a benzer.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed bin Hanbel</span> Hanbelî mezhebinin kurucusu ve imamı olan din bilgini

Ahmed bin Hanbel, Hanbelî Mezhebi'nin öncüsüdür. İmam-ı Şafiî'nin öğrencisidir. "El-Müsned" adındaki hadis kitabında otuz bin hadis vardır. İslam Devleti'nin sınırlarının genişlemesi ve fıkhî konularda çoğalan sorular ve fikir ayrılıklarının artması üzerine bâzı noktalarda Kur'an'ın dışında aklın da kullanımını savunan Mutezilelere karşı çıkmıştır. Abbasî halifeleri Me'mun, Muttasım ve Vâsık'ın kabul ettiği ve baskıyla kabul ettirmeye çalıştıkları Kur'ân'ın mahluk olduğu fikrine karşı gelmiş ve birkaç yıl zindana mahkûm edilmiştir. İnanç konularına dair er-Red Ale’z-zenadıka ve’l-Cehmiyye adlı "Zındık ve Cebriyye yanlılarına karşı anti-tez" anlamına gelen bir eseri vardır. Bir İslâmî akım olan Selefiyye'nin çıkış noktası Hanbelî Mezhebi'ne dayandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Uludağ</span>

Süleyman Uludağ, akademisyen, ilahiyatçı. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi. Uzmanlık alanı olan tasavvuf tarihinin yanı sıra iktisattan siyaset bilimine ve toplum bilimine birçok alanda telif ve tercüme eserlerin ve makalelerin yazarıdır.

İslam ilimleri ya da İslami ilimler, İslam'ın ana kaynağı olan Kur'an ve Sünnet'ten doğmuş olan bilim dallarıdır. Bu ilim dalları şunlardır.

<span class="mw-page-title-main">İsa'nın ikinci gelişi</span> İsanın yükselişinden sonra dönüşüne ilişkin Hristiyan inancı

İsa'nın ikinci gelişi, İsa'nın yaklaşık iki bin yıl önce çarmıha gerilip üç gün sonra dirilmesinin ardından göğe yükselmesinden sonra dünyaya dönmesine ilişkin Hristiyan inancıdır. Bu inanç ayrıca, diğer bazı dinlerde farklı yorumlarla yer alır. Mesih kehanetlerine dayanmaktadır ve çoğu Hristiyan eskatolojisinin bir parçasıdır. İsa'nın ikinci gelişinin mahiyeti hakkındaki görüşler, Hristiyanlık mezhepleri arasında ve Hristiyan bireyler arasında olduğu kadar diğer bazı inançlar ve mensupları arasında da farklılık göstermektedir.