Levha tektoniği } Dünya'nın litosfer'inin yaklaşık 3,4 milyar yıl öncesinden beri yavaş hareket eden birçok büyük tektonik levha içerdiği düşünülen genel kabul görmüş bilimsel bir teoridir.
Dünya veya Yerküre, Güneş Sistemi'nde Güneş'e en yakın üçüncü gezegen olup şu an için üzerinde yaşam ve sıvı su barındırdığı kesin olarak bilinen tek astronomik cisimdir. Radyometrik tarihleme ve diğer kanıtlara göre 4,55 milyar yıldan fazla bir süre önce oluşmuştur. Dünya'nın yer çekimi, uzaydaki diğer nesnelerle, özellikle Güneş'le ve tek doğal uydusu Ay'la etkileşime girer. Dünya'nın Güneş'in etrafındaki yörüngesi, 365,256 güneş günü, yani bir yıldız yılı sürer. Bu süre içerisinde Dünya, kendi ekseni etrafında 366,265 kez döner.
Himalaya Dağları, dünyanın en büyük ve en yüksek sıradağları arasında zirveyi çeker. Asya'nın orta güney kısmında, doğu-batı doğrultusunda uzanır. Dünyanın en yüksek zirvesi Everest'i içine alır. Everest Tepesi, Nepal ile Tibet (Çin) sınırında yer alır. Everest tepesi Nepal'in sınırları içerisindedir. Himalayalar, levha tektoniği kuramına göre, iki kıtasal levhanın yani Hindistan levhası ve Asya levhasının çarpışması sonucu oluşmuştur ve bu oluşum hâlen devam etmektedir.
Atlantik Ortası Sırtı ya da Atlantik Ortası Yükselimi Atlas Okyanusu'nun ortasında, tüm taban boyunca uzanan, büyük bölümü sular altında bulunan sıradağ kümesi ve okyanus ortası sırtıdır. Kuzey Kutbu'nun 333 kilometre güneyinde 87° Kuzey'den başlayarak 54° Güney'deki Bouvet Adası'na kadar uzanır. Dağların yüksek bölümleri yer yer su yüzeyine çıkarak okyanusta adalar oluşturur. İzlanda bu şekilde oluşmuştur. Yükselim 1950'lerde Marie Tharp ve Bruce Heezen tarafından bulunmuştur. Bu oluşumun bulunması Alfred Lothar Wegener'ın Kıta Kayması Teorisinin geliştirilmiş hali olan Levha hareketleri kuramının dünyaca kabul görmesini sağlamıştır.
1222 Kıbrıs depremi, 11 Mayıs 1222 tarihinde saat 06:15 sularında merkez üssü Kıbrıs'ın güneybatısı olan, 7.0 Ms ~ 7.5 Ms arası bir büyüklükte meydana gelen deprem. Libya ile İskenderiye'de gözlemlenmiş bir tsunamiye yol açan deprem en şiddetli biçimde Lefkoşa, Limasol ve Baf'ta hissedildi.
Bu dizin, Güneş Sistemi'nden uzaklığına göre sıralanmış olan açık yıldız kümelerinin bir listesidir. Açık küme, aynı dev moleküler bulut içinde oluşan ve yerçekimsel olarak birbirlerine bağlı olan birkaç bin yıldızın oluşturduğu bir gruptur. Samanyolu gökadasında 1,000'den fazla açık küme bilinmektedir ancak gerçekte bu rakam on katına kadar çıkabilir.
Kıtasal çarpışma Dünya'nın yakınsak sınırlarında meydana gelen bir levha tektoniğidir. Kıtasal çarpışma yitim zonu üzerinde olan bir olaydır, bu çarpışma süreci boyunca yitim bölgesi yok edilir ve bu sayede dağlar oluşur, iki kıta bir araya gelir. Kıtasal çarpışma sadece; bu gezegende bilinen farklı kabukların, okyanus ve kıta arasında, nasıl davrandığını gösteren ilginç bir örnektir.
Okyanus ortası sırtı; levha tektoniği tarafından oluşturulan omurgası boyunca uzanan tipik bir vadi olarak bilinen ve çeşitli sıra dağları içeren su altı dağ sistemi için kullanılan genel bir terimdir. Bu tip okyanussal sırtlar deniz tabanı yayılmasına neden olan okyanussal yayılma merkezi olarak bilinen bir karakteristiktir. Okyanussal kabuk, lav olarak yükselme, soğutma üzerine yeni bir kabuk oluşturma, okyanus kabuğundaki lineer bir zayıflıkta magma olarak mantoda yükselmesine neden olan konveksiyonel akımlardan dolayı deniz tabanı yükselmesi ile oluşur. Bu okyanus ortası sırtı sonuç olarak farklı iki tektonik plakayı birbirinden ayırır.
Derin okyanus çukurları, binlerce km uzunluğunda dar alanlardır ve okyanusların en derin kesimlerini oluştururlar. Bunlara denizaltı vadileri de denir. Hendeklerin çoğu Pasifik Okyanusu’nda yer alır ve bazılarının derinliği 10.000 m’yi geçer. Örneğin Mariana Hendeği’ndeki Challenger Çukuru’nun derinliği 11.022 m olarak ölçülmüştür. Challenger Çukuru, dünya okyanuslarında yer alan en derin çukur olarak bilinmektedir. Derin okyanus hendekleri, okyanus tabanlarının küçük bir bölümünü oluşturmasına karşılık çok önemli jeolojik yapılardır. Hendekler litosferik levhaların daldığı ve manto ya gömüldüğü levha yaklaşım alanlarıdır.Levhalardan biri diğerinin altına dalarken depremlerin yanı sıra volkanik aktivite de gelişir. Bu nedenle hendekler, volkanik ada yayı olarak bilinen yay şekilli aktif volkan kümelerine paralellik gösterir. Ayrıca And ve Cascade (Çağlayan) dağ sıralarının bir bölümünü oluşturan kıtasal volkanik yaylar da hendekler ile paralel bir gidiş gösterir. Pasifik Okyanusu kenarı boyunca gözlenen çok sayıda hendek ve ilişkili volkanik aktivite nedeniyle bu bölge ateş çemberi olarak adlandırılmıştır. Okyanus hendekleri genellikle okyanus tabanı seviyesinin 3-4 km altına kadar ulaşır.
Uzaklaşan levha sınırı, levha tektoniğinde farklı sınır ya da farklı plaka sınırları birbirinden uzaklaşmakta olan iki tektonik plaka arasında var olan doğrusal bir alandır. Okyanus tabanlarında okyanus ortası sırtı, karaların iç kısımlarında Büyük Rift Vadisi gibi kıta içi rift kuşakları oluştururlar.
Antarktika levhası, Antarktika kıtasını içeren ve çevresindeki okyanusların dışına uzanan levha hareketleri. Antarktika levhası, Gondwana'dan ayrıldıktan sonra kıtanın bugünkü izole edilen güneyine taşınmaya başlamış ve kıtanın daha soğuk bir iklime dönüşmesine neden olmuştur. Antarktika levhası neredeyse tamamen genişleyen okyanus ortası sırtı sistemleri ile sınırlandırılmıştır. Bitişiğindeki levhalar; Nazca levhası, Güney Amerika levhası, Afrika levhası, Hint-Avustralya levhası, Pasifik levhası ve bir transform sınırının karşısındaki Scotia levhasıdır.
Avustralya levhası, doğuda ve büyük ölçüde güney yarımkürede önemli bir levha hareketidir. Başlangıçta Gondwana'nın antik bir parçası olan Avustralya, yaklaşık 100 milyon yıl önce Hindistan kopup kuzeye doğru hareket etmeye başlayınca Hindistan ve Antarktika'ya bağlı kalmıştır. 85 milyon yıl önce Avustralya ve Antarktika yarılmaya başlamış ve 45 milyon yıl önce birbirinden tamamen ayrılmıştır. Daha sonra Avustralya levhası, Hint Okyanusu'nun altındaki Hindistan levhasıyla kaynaşarak Hint-Avustralya levhasını oluşturmuştur. Ancak son çalışmalar, iki levhanın bir kez daha bölünmüş olduğunu ve en az 3 milyon yıldır ayrı olduğunu göstermiştir. Avustralya levhası, Avustralya kıtası, Tazmanya, Yeni Gine'nin bölümleri, Yeni Zelanda ve Hint Okyanusu havzasını içermektedir.
262 Güneybatı Anadolu depremi Anadolu'nun batı ve güney kıyılarında yer alan şehirleri Roma'nın Efes kenti ile beraber 262 yılında veya muhtemelen 261. yılında harap etmiştir. Bu depremin merkez üssü büyük olasılıkla güney Ege Denizi'ndeydi. Dönemin raporları, muhtemelen bir tsunami nedeniyle birçok şehrin denizden gelen suyun altında kaldığını belirtmektedir.
1810 Girit depremi 16 Şubat saat 22:15'te meydana geldi. Kandiye'de büyük yıkıma neden oldu, Malta'dan kuzey Mısır'a bir miktar zarar verdi ve orta İtalya'dan Suriye'ye kadar hissedildi. Candia'dan (Kandiye) 2.000 ölüm bildirildi.
Adriyatik veya Puglia levhası, Kretase döneminde büyük bir transform fay boyunca Afrika levhasından kopan ve esas olarak kıta kabuğunu taşıyan küçük bir tektonik levhadır. Adriyatik levhası adı genellikle levhanın kuzey kısmına atıfta bulunulduğunda kullanılır. Adriyatik/Puglia levhası, Avrasya levhası ile çarpıştıktan sonra, plakanın bu kısmı Alpin Orojenezi sırasında deforme oldu.
Ege Denizi levhası, doğu Akdeniz'de Yunanistan'ın güneyinde ve Türkiye'nin uzak batısında bulunan küçük bir tektonik levhadır. Güney kenarı, Girit'in güneyinde, Afrika levhasının Ege Denizi levhasının altına doğru hareket ettiği bir yitim zonu bölgesidir. Kuzeyde, Korint Körfezi'nin oluşumundan sorumlu farklı bir sınır olan Avrasya levhası bulunmaktadır.
Paleoantropolojide, "Afrika'dan Çıkış" teorisi, yeni tek köken hipotezi, yer değiştirme hipotezi veya yakın zamanlı Afrika kökeni modeli olarak da adlandırılan modern insanın yakın zamanlı Afrika kökeni, anatomik olarak modern insanların, coğrafi kökeni ve ilk göçlerinin bilim dünyasında yaygın kabul gören modelidir. Homo erectus ve daha sonra da Homo neanderthalensis'in, kısaca homininlerin Afrika dışına ilk yayılışlarının izini süren bir modeldir.
Üçlü eklem ya da üçlü kavşak, üç tektonik plakanın sınırlarının buluştuğu noktadır. Üçlü kavşakta, üç sınırın her biri üç tipten biri olacaktır - sırt (R), çukur (T) veya transform fay (F) - ve üçlü kavşaklar, içlerinde birleşen plaka marjı tiplerine göre tanımlanabilir.. On olası üçlü bağlantı türünden yalnızca birkaçı zaman içinde kararlıdır. Dört veya daha fazla plakanın bir araya gelmesi de teorik olarak mümkündür, ancak bağlantı noktaları yalnızca anlık olarak var olacaktır.
Maraş üçlü eklemi, Anadolu, Afrika ve Arap tektonik levhalarının jeolojik üçlü eklemidir.
Helenik yitim zonu (HYZ), Afrika Levhası ile Ege Denizi Levhası arasındaki Afrika'nın okyanusal kabuğunun Ege Denizi Levhası'nın altına doğru kuzey-kuzeydoğu yönünde battığı bir yakınlaşan levha sınırıdır. Bölgenin en güney kısımda bulunan en sığ bölüm Akdeniz Sırtını oluşturan deforme olmuş kalın tortul kayaçlar altında gizlenmiştir. Helen yayının volkanik olmayan kısmının kuzeyinde belirgin bir şekilde artan, güney kısmının nispeten sığ eğimini gösteren, iyi tanımlanmış bir Wadati-Benioff depresellik bölgesine sahiptir. Aşağı doğru inen levha, 410 km derinlikteki manto geçiş bölgesinin tepesine kadar sismik tomografi kullanılarak görüntülenmiştir.