İçeriğe atla

Akciğer absesi

Akciğer absesi, içerisinde canlı ve ölü polimorf lökositler (irin) ile ölü doku artıklarının bulunduğu, 2 cm'den büyük olan erime nekrozu odağıdır.[1] Olguların %60'ı akciğere-özgü nedenlerle ortaya çıkar; %40 ise başka organlardaki infeksiyonlardan kökenlidir. Aspirasyon pnömonisi, bronkopnömoni, nekrotizan pnömoni ve akciğer gangreni olgularında abseleşme alanları görülebilir. Yatrojen akciğer abselerinin etyolojisinde enfekte kanül ve enfekte santral venöz kateter uygulamalara önemlidir. Bu bilgilerin ışığında akciğer abselerinin kökenleri aşağıdaki biçimde düzenlenebilir:[1][2][3][4]

Nedenler

Akciğer abselerinin %90'ında birden fazla canlı etken saptanır. Abse oluşumunda pyojen bakteriler etkilidir; Bacteroides fragilis, Fusobacterium capsulatum, Fusobacterium necrophorum, Peptostreptococcus), Staphylococcus aureus, Streptococcus pyogenes, Streptococcus pneumonia, Klebsiella pneumonia, Pseudomonas aeruginosa, Haemophilus influenza (type B), Acinetobacter türleri, Escherichia coli, Legionella, Actinomyces ve Nocardia asteroides başlıca etkenlerdir.[1][3][5][8] Aspergillus, Cryptococcus, Histoplasma, Blastomyces, Coccidoides, Entamoeba histolytica, Paragominus westermani nedenli abselere de rastlanabilmektedir.[9][10][11]

Klinik-Patoloji

Akciğer abseleri, klinikopatolojik açıdan 2 biçimde nitelenirler: Akut ve Kronik. Yaşı 6 haftadan küçük olanlara akut abse, büyük olanlara kronik abse denir.[1][2][3][5]

Akciğer absesi: (1) Akut abse; (2) Kronik abse

Akut abselerin sınırları siliktir; absenin ortasında bakteriler, nekrotik doku ve ölü polimorflarların artıkları bulunur; evresinde içleri nötrofil polimorflarla dolu çok sayıda hiperemik damar vardır; bu yapıya irin doğuran çeper (pyojen membran) adı verilir. Daha dış kesimlerde makrofajlar ve az sayıda lenfosit görülür. Akut abselerde, kan dolaşımına giren mikroplar metastatik (pyemik) abselere, sepsise ve septik şoka neden olabilirler. Plevraya fistülleşerek empiyeme (ampiyem) neden olan olgularda, cerrahi girişimle irinin boşaltılması gerekir.[1][2][3][5]

Kronik akciğer abseleri yıldız biçimindedir ve sınırları belirgindir; içinde çok az sayıda bakteri kalıntıları, canlı ve ölü polimorflar ile makrofajlardan oluşan grimsi bir madde izlenir. Pyojen membran içinde fibroblastik aktivite başlamıştır (demarkasyon çabası). Abse yaşlandıkça, abse boşluğundaki materyal emilir, bu alanı sarı-berrak bir sıvı doldurur. Çevresinde, lezyonu sınırlama çabasında olan bir bağ dokusu artışı liflerden zengin bir kaspsüle dönüşür. Tek ya da birden fazla (multipl) olabilirler. Sağ akciğer alt lobunun üst kesimi ve üst lobunun arka-yan bölümü abselerin önemli yerleşim alanlarıdır. Aspirasyon nedenli abseler orta lob arka bölümlerinde oluşur. Bronşlara fistülleşirlerse, içerdikleri irin balgamla dışarı atılır.[1][2][3][5]

Akciğer abselerinin erken bulguları pnömoniyi anımsatır; ateş, öksürük, gece terlemelri, solunum güçlüğü, bitkinlik ve akciğer ağrısı ile başlar. Zamanla kilo kaybı ve anemi eklenebilir. Bronşa fistülleşme olursa irinli ya da kanlı-irinli balgam çıkarılır. Kesin tanı için görüntü yöntemleri (direkt grafi, bilgisayarlı tomografi, vd) uygulanır. Bronkoskopi gerekebilir. Öncelikli tanı "akciğer absesi" olmakla birlikte, akciğerde kavite oluşturan lezyonlar (pnömokonyoz, tüberküloz, kanser, vb), enfekte emfizem bülü, akciğer hematomu, hidatik kist, akciğer infarktı ayırıcı tanıda öngörülmesi gereken patolojilerdir.[12][13]

Komplikasyonlar

Tedavi

İlaç tedavisi

Abse etkeninin türüne göre antibiyotik tedavisi uygulanır.[15][16]

Cerrahi tedavi

Abse ve ampiyem (empiyem) drenajı yapılmalıdır.[17]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i j k l m Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  2. ^ a b c d e f g h i j k Mason R, Broaddus VC, Martin T, et al. Murray and Nadel's Textbook of Respiratory Medicine, 5th Edition, Saunders, Philadelphia, 2010
  3. ^ a b c d e f g h i j k l Moreira Jda S, Camargo Jde J, Felicetti JC, et al. Lung abscess: analysis of 252 consecutive cases diagnosed between 1968 and 2004. Jornal Brasileiro de Pneumologia, 32:136-143, 2006
  4. ^ a b Puligandla PS, Laberge JM. Respiratory infections: pneumonia, lung abscess, and empyema. Seminars in Pediatric Surgery, 2008;17:42-52.
  5. ^ a b c d e f g Takayanagi N, Kagiyama N, Ishiguro T, et al. Etiology and outcome of community-acquired lung abscess. Respiration, 2010;80:98-105, 2010
  6. ^ Kringholm B, Christoffersen P. Lung and heart pathology in fatal drug addiction. A consecutive autopsy study. Forensic Science International 34(1):39-51, 1987
  7. ^ Seo H, Cha SI, Shin KM, et al. Focal necrotizing pneumonia is a distinct entity from lung abscess. Respirology, 2013;18:1095-100, 2013
  8. ^ Yıldız O, Doğanay M. Actinomycoses and Nocardia pulmonary infections. Current Opinion in Pulmonary Medicine, 12:228-234, 2006
  9. ^ Yazbeck MF, Dahdel M, Kalra A, et al. Lung abscess: update on microbiology and management. American Journal of Therapeutics, 21:217-221, 2014
  10. ^ Bartlett JG. The role of anaerobic bacteria in lung abscess. Clinical Infectious Diseases, 40:923-925, 2005
  11. ^ Bartlett JG. Anaerobic bacterial infection of the lung. Anaerobe, 2012;18:235-239, 2012
  12. ^ Sharma S. Radiological imaging in pneumonia: recent innovations. Current Opinion in Pulmonary Medicine. 13 (3):159–169, 2007
  13. ^ Mahmood N, Azam H, Ali MI, et al. Pulmonary hydatid cyst with complicating Aspergillus infection presenting as a refractory lung abscess. Clinical Medicine Insights: Case Reports, 4:63-68, 2011
  14. ^ Schiza S, Siafakas NM. Clinical presentation and management of empyema, lung abscess and pleural effusion. Current Opinion in Pulmonary Medicine, 2006;12:205-211, 2006
  15. ^ Fernandez-Sabé N, Carratala J, Dorca J, et al. Efficacy and safety of sequential amoxicillin-clavulanate in the treatment of anaerobic lung infections. European Journal of Clinical Microbiology & Infectious Diseases, 22:185-187, 2003
  16. ^ Hecht DW. Anaerobes: antibiotic resistance, clinical significance, and the role of susceptibility testing. Anaerobe, 12:115-121, 2006
  17. ^ Goldblum JR, McKenney JK, Lamps LW, Myers JL. Rosai and Ackerman's Surgical Pathology. 11th edt., Elsevier, Philadelphia, 2018

İlgili Araştırma Makaleleri

Zatürre, pnömoni ya da batar, akciğerde görülen yangılardır. Klasik pnömonilerde, akciğerlerin hava geçitlerindeki son bölüm ve hava kesecikleri (alveoller) etkilenir. İnterstisiyel pnömonilerde, hava kesecikleri (alveoller) arasındaki bölmeler yoğunlukla etkilenen alanlardır. Akciğerler günde 10.000 litre havayı süzer. Kan dolaşımına oksijen taşıyan solunum havasıyla birlikte çok sayıda katı ve sıvı partikül ile zararlı gazlar da akciğerlere ulaşır. Solunum havası içindeki zararlı etkilere verilen tepkilerin büyük bölümü canlı etkenlerden kökenli infeksiyon hastalıklarıdır. Toksik gazların ve sıvıların büyük bölümü “kimyasal pnömoniler” olarak nitelenir.

<span class="mw-page-title-main">Nötrofil polimorflar</span>

Nötrofil polimorflar, bakterilerin ve yabancı cisimlerin ortadan kaldırılmasında etkili akyuvarlardır. İnsan vücudunda 100 milyar nötrofil polimorf vardır. Kemik iliğinin yarısı nötrofil polimorflardan oluşur; kırmızı kemik iliğindeki ana hücrelerin (myeloblast) olgunlaşmasıyla meydana gelirler ve fazlası orada depolanır. Bölünerek çoğalamazlar. Kan dolaşımına giren bir nötrofil polimorf 20. saatten sonra ölür, yerini genç bir nötrofil alır. Çekirdekleri, birbirlerine ince köprücüklerle bağlanan 2-4 topuzcuktan oluşur. H+E boyamalarında, sitoplazmaları uçuk mavi renkli granüller içerir.

<span class="mw-page-title-main">Öksürük ilacı</span> antitussifler

Öksürük ilacı öksürük ve öksürükle ilgili durumların tedavisinde kullanılan ilaçlara verilen isimdir. Öksürük ilaçları ikiye ayırılabilir: kuru öksürüklerin tedavisinde kullanılan öksürük dindirici antitussifler ve balgam üreten öksürüklerin tedavisinde kullanılan ekspektoranlar.

Abse, irinli yangı bölgesinde doku erimesi vardır, oluşan boşluğu irin doldurur. Genellikle piyojen bakterilerin neden olduğu fokal bir yangı türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Endokardit</span> Tıbbi durum

Endokardit , kalbin iç zarının (endokard) enfeksiyon hastalığıdır. Kalp kapaklarında ve endokard yüzeyinde mikrop kolonileri içeren gevrek ve dağılgan fibrin kümeleri (vejetasyonlar) oluşur. Mikroplar, endokarda genellikle bakteriyemi ya da sepsis sırasında ulaşırlar. Sosyoekonomik sorunları olan toplumlarda görece sıktır.

<span class="mw-page-title-main">Kronik obstrüktif akciğer hastalığı</span> Uzun süreli zayıf hava akışını içeren akciğer hastalığı

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akciğerlerdeki hava akımında görülen kronik ve yineleyen engellemelerin görüldüğü bir hastalık topluluğudur. Ana belirtileri nefes darlığı, öksürme ve balgam üretimidir. KOAH'nın dört ana tipi vardır: kronik bronşit, amfizem (emfizem), bronşiektazi ve bronşiyal astım. Solunum güçlüğü (dispne) ana bulgudur. Astımdaki solunum güçlüğü, hava kanallarının daralması; bronşiektazi ile emfizem ise akciğerin elastik yapısının bozulması sonucu ortaya çıkar.

Ventilatör ilişkili pnömoni (VİP) veya Ventilator-associated pneumonia (VAP) hastanelerde mekanik ventilasyon cihazlarına bağlı kişilerde meydana gelen bir tür akciğer enfeksiyonudur. Bu nedenle, VİP tipik olarak yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) bulunan ve en az 48 saattir mekanik ventilatöre bağlı kritik durumdaki hastaları etkiler. VİP, ciddi hastalık ve ölümlerin önemli bir nedenidir. VİP gelişen hastaların YBÜ'deki yatış süreleri uzamakta ve ölüm oranları %20-30'a çıkmaktadır. VİP tanısı hastaneler arasında farklılıklar göstermekle birlikte tanı genellikle göğüs röntgeninde yeni bir infiltrasyon ve iki veya daha fazla faktörün varlığı ile konur. Bu faktörler arasında >38 °C veya <36 °C sıcaklık, >12 x 109/ml beyaz küre sayısı, akciğerdeki hava yollarından pürülan sekresyonların olması ve/veya gaz değişiminde azalma yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Empiyem</span>

Empiyem, vücudun doğal boşluklarına irin toplanmasıdır. Çok tehlikeli bir yangı şeklidir.

Epidural apse, merkezî sinir sisteminin epidural boşluğunda bulunan irin ve bulaşıcı materyallerin toplanması anlamına gelir. Beyin veya omuriliğe komşu olması nedeniyle, epidural apseler zayıflık, ağrı ve felce neden olma potansiyeline sahiptir.

Aspirasyon pnömonisi, katı, sıvı ya da gaz niteliğindeki zararlı maddelerin solunum yollarına girerek akciğerlere ulaşmasıyla ortaya çıkan akciğer yangısıdır. Etyolojisinde, çoğunlukla bilinç kaybına neden olan risk faktörleri ön plandadır.

<span class="mw-page-title-main">Akut solunum sıkıntısı sendromu</span> Solunum sistemi hastalığı

Şok akciğeri akciğer alveol sistemine özgü hücresel komponentlerin ileri düzeyde etkilendiği akut bir tablodur. ARDS süreci akciğerlerde hızlı başlayan yaygın inflamasyon ile tüm alveolleri etkileyen bir zararla bir solunum yetmezliği türüdür. Etken savuşturulabilirse hastadaki yüzeysel bulgular kısa sürede kaybolur. Etkenin güçlü olduğu olgularda solunum desteği gerektiren yoğun bir hipoksi tablosu gelişir. Mortalite ortalaması: %50 (yaşlılarda%90). Yaşama tutunabilen hastalarda, akciğerlerde, solunum işlevlerini ileri derecede etkileyen yaygın doku yıkımları oluşabilir.

Mycoplasma ovipneumoniae, en yaygın olarak küçükbaş hayvanlarda yaşayan ve bu hayvanları etkileyen mikoplazma cinsinin üyesi olan bir bakteri türüdür. M. ovipneumoniae, hem primer atipik pnömoniye neden olabilen, hem de enfekte olmuş hayvanları Mannheimia haemolytica da içinde olmak üzere başka etkenlerle ikincil pnömoniye yatkın hale getirebilen evcil koyunlar, evcil keçiler, Amerika yaban koyunları, dağ keçileri ve diğer Caprinae ailesi üyelerinin solunum patojenidir. M. ovipneumoniae'nın patojenitesine katılan mekanizmaları içerisinde, M. ovipneumoniae'nin kendi polisakkarit kapsülü aracılığıyla geviş getiren hayvanların silli epitellerine tutunan makrofaj etkinliğini değiştirme, siliyer antijenler için otoantikor üretimi ve lenfositlerde etkinliğin baskılanması gösterilebilir; bunların hepsi, koyun ve öteki geviş getirenlerde gelişen hastalıklara katkıda bulunan önemli etkenlerdir. Bu bakteri, ayrıca diğer bakteriyel ve viral enfeksiyonlara zemin hazırlayan bir etken davranışı sergileme yeteneğine sahiptir.

Cor pulmonale, akciğer hastalıklarından kökenli pulmoner hipertansiyona bağlı bir kalp hastalığıdır. Kalbin sağ ventrikülünü (karıncık) etkiler. Sürecin temelinde, akciğer patolojisi nedeniyle kan dolaşımının güçleşmesi ve damarlardaki kanın geriye doğru birikerek kalbin sağ bölümüne yüklenmesi yatar. Klinikte 2 tür cor pulmonale izlenir:

  1. Akut cor pulmonale: Sıklıkla venöz tromboembolizm olgularında görülür; ikinci sırada “akut solunum güçlüğü sendromu” etkilidir. Sağ kalp yüklenmesi ansızın gelişir. Kalpte “foramen ovale açıklığı” olan hastalarda klinik tablo çok ağırdır.
  2. Kronik cor pulmonale: Bir bölümünün nedeni bilinmemektedir. Obstrüktif akciğer hastalıkları (KOAH), uyku apnesi, restriktif akciğer hastalıkları, yineleyen küçük venöz embolusların zamanla akciğerin küçük damarlarını bloke etmesi, sarkoidoz, polisitemi, damar yangıları (vaskülit) sekonder olguların başlıca nedenleridir.

Restriktif akciğer hastalığı, solunumun kısıtlanması, eforla artan solunum güçlüğü ve akciğer vital kapasitesinin azalmasıyla karakterize bir klinik tablodur. Restriktif hastalıkların tümünde etkilenen sistemin işlevlerinde azalma vardır. Solunum sistemini kısıtlayan etkiler akciğer dokusuna özgü faktörler ya da akciğer zarları (plevra) veya akciğer-dışı faktörlerden kaynaklıdır. Akut olguların büyük bölümünde saptanan nedenler ve bulgular "akut solunum güçlüğü sendromu" olgularında saptananlardır. Kronikleşen olgularda, giderek yoğunlaşan eforsuz solunum güçlüğü ve zamanla solunum yetmezliği gelişir.

Tıbbi anlamda 'komplikasyon' terimi, bir rahatsızlığın, hastalığın veya tıbbi tedavi işleminin ön görülebilen istenmeyen etkileridir. Komplikasyonlar bir hastalığın gidişatını kötü yönde etkiler. Komplikasyonlar mevcut hastalığın ağırlaşması veya diğer organ sistemlerini etkileyen yeni şikayet ve bulguların ortaya çıkması olarak görülebilir. Altta yatan hastalıkla birlikte komplikasyonlar yeni hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olabilirler. Ayrıca uygulanan tedavilere de bağlı komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

İrinli yangı, bir akyuvar türü olan nötrofil polimorfların eksüdasyonu ile karakterize bir yangı şeklidir. Akut yangılar genel­likle eksüdatif karakterdedir. Kronik yangılarda da yer yer eksüdasyon görülebilir. Damarlardan çıkan elemanların hangisi daha fazla ise, eksüdatif yangı ona göre adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">İnterstisyel akciğer hastalığı</span>

İnterstisyel akciğer hastalığı (İAH) veya diffüz parankimal akciğer hastalığı (DPAH), interstisyumu (akciğerlerin alveolleri çevresindeki doku ve boşluğu etkileyen bir grup solunum yolu hastalığıdır. Aslında bu hastalıklarda interstisyumun yanı sıra alveol boşlukları, küçük hava yolları, damarlar, hatta plevra tutulabilmektedir. Akciğerlerdeki bir hasar anormal bir iyileşme yanıtını tetiklediğinde ortaya çıkabilir. Normalde vücut, hasarı onarmak için doğru miktarda doku üretir, ancak interstisyel akciğer hastalığında, onarım süreci bozulur ve hava keseciklerinin etrafındaki doku yaralanır ve kalınlaşır. Bu da oksijenin kan dolaşımına geçmesini zorlaştırır. Hastalık kendini şu semptomlarla gösterir: nefes darlığı, balgamsız öksürük, yorgunluk ve birkaç ay içinde yavaş gelişme eğiliminde olan kilo kaybı. Bu hastalığa sahip birinin ortalama hayatta kalma süresi üç ila beş yıl arasındadır. İAH terimi, bu hastalıkları obstrüktif hava yolu hastalıklarından ayırmak için kullanılır.

Melioidoz, Burkholderia pseudomallei adı verilen gram negatif bir bakterinin neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. B. pseudomallei'ye maruz kalan çoğu insan genellikle hiçbir semptom göstermez ancak semptom gösterenlerde ateş ve cilt değişiklikleri gibi hafif belirtilerden şiddetli zatürre, apseler ve septik şok gibi ölüme neden olabilecek belirtiler ve semptomlar görülebilir. Melioidoz hastalarının yaklaşık %10'u iki aydan uzun süren "kronik melioidoz" olarak adlandırılan semptomlar geliştirir.

Kan dolaşımı enfeksiyonları, enfeksiyonlar bakteriyelolduğunda bakteriyemileri ve enfeksiyonlar mantar olduğunda fungemileri içeren septisemi, kan'da oluşan enfeksiyonlardır. Kan normalde steril bir ortamdır bu nedenle kandaki mikrop'ların bulunması daima anormal bir durumdur. Kan dolaşımı enfeksiyonu, konakçının bakterilere verdiği tepki olan sepsis'ten farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Solunum yolu hastalığı</span> solunum sisteminin hastalığı

Solunum yolu hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları veya akciğer hastalıkları, hava soluyan hayvanlarda gaz alışverişini zorlaştıran organ ve dokuları etkileyen patolojik durumlardır. Soluk borusu, bronşlar, bronşiyoller, alveoller, plevra, plevral boşluk, sinirler ve solunum kasları dahil olmak üzere solunum yollarının durumlarını içerir. Solunum yolu hastalıkları soğuk algınlığı, grip ve farenjit gibi hafif ve kendi kendini sınırlayan hastalıklardan bakteriyel pnömoni, pulmoner emboli, tüberküloz, akut astım, akciğer kanseri ve COVID-19 gibi ciddi akut solunum sendromları gibi hayatı tehdit eden hastalıklara kadar uzanır. Solunum yolu hastalıkları, ilgili organ veya doku, ilişkili belirti ve semptomların türü ve şekli veya hastalığın nedeni de dahil olmak üzere birçok farklı şekilde sınıflandırılabilir.