
Hunlar, MS 4-6. yüzyıllar arasında Orta Asya, Kafkaslar ve Doğu Avrupa'da yaşayan göçebe bir halktır. İlk olarak Volga'nın doğusunda, o zamanlar İskitya'nın bir parçası olan bir bölgede yaşadıkları tahmin edilmektedir. MS 370 yılına gelindiğinde Hunlar Volga bölgesine varmış ve 430 yılına gelindiğinde ise Avrupa'da kısa ömürlü de olsa geniş bir hakimiyet kurmuşlardır. Gotları ve Roma sınırları dışında yaşayan diğer birçok Cermen halkını fethetmiş ve diğerlerinin Roma topraklarına kaçmasına neden olmuştu. Hunlar, özellikle Attila döneminde Doğu Roma İmparatorluğu'na sık ve yıkıcı baskınlar yaptılar. 451'de Hunlar, Batı Roma eyaleti Galya'yı işgal ettiler ve burada Katalonya Tarlaları Savaşı'nda Romalılar ve Vizigotlardan oluşan birleşik bir orduyla savaştılar ve 452'de İtalya'yı işgal ettiler. 453'te Attila'nın ölümünden sonra Hunlar Roma için büyük bir tehdit olmaktan çıkmış ve Nedao Savaşı'ndan sonra imparatorluklarının çoğunu kaybetmişlerdir (454?). Hun isminin varyantları Kafkasya'da 8. yüzyılın başlarına kadar kaydedilmiştir.

Selçuklu Hanedanı, Orta Asya kökenli Oğuz Türklerinin bir kolu olan Kınık boyuna mensup bir aile. Dukak'ın soyundan gelen ve Selçuk'un kurduğu Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile bir hanedan halini alan Selçuklular 11. ve 14. yüzyıllar arasında Orta Asya'nın bir bölümünü, Anadolu'yu ve Orta Doğu'yu yönetti.

Hiung-nu, Türkçe tarihyazımında bilinen isimleri ile Büyük Hun İmparatorluğu veya Asya Hun İmparatorluğu, eski Çin kaynaklarına göre MÖ 3. yüzyıl ile MS 1. yüzyılın sonları arasında doğu Avrasya bozkırlarında yaşamış göçebe halklardan oluşan kabileler konfederasyonudur. Bilinen ilk Türk devletidir. Hiung-nu halkı hakkındaki bütün bilgiler dağınık Çin kaynaklarına ve arkeolojik bulgulara dayanmaktadır. Dilleri hakkındaki değişik varsayımlar, Çin kaynaklarında bulunabilen çoğunluğu kişi ve unvan adları olan sözcüklere dayanmaktadır. Dillerindeki sözcüklerin Çin lehçelerindeki transkripsiyonlarına göre dillerinin Türk, İrani, Moğol, Ural, Yenisey kökenli veya yalıtık dil olduğuna ve hatta halkın çok uluslu olduğundan dilin de karışık bir dil olabileceğine dair görüşler bulunmaktadır.
Hunca, Avrupa Hun İmparatorluğu'ndaki Hunlar tarafından M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda konuşulmuş ölü bir dil veya dil dönemidir. 5. yüzyılda yaşamış Romalı tarihçi ve diplomat Priskos'un çalışmaları Avrupa Hun İmparatorluğu'nun çok uluslu olduğunu ve Huncanın Gotlar gibi devleti oluşturan diğer kavimlerin dilleri ile beraber konuşulmuş olduğunu ortaya koymaktadır. Protodili Asya Huncasıdır.

Batı Hun İmparatorluğu ya da Avrupa Hun İmparatorluğu, 376 yılında başlayan çeşitli akınlarla Avrupa'daki Hun etkisinin artmasının kuruluşuna zemin hazırladığı, 434 ile 469 yılları arasında hüküm süren Hun kavimlerinin birleşmesi ile oluşmuş bir bozkır konfederasyonu.
Hazarca, Orta Çağda, Orta Asyalı yarı göçebe Türk boyu olan Hazarların konuştuğu dildir. Hazarca, tarihî Türk dillerinden biri olmasına karşın Türkî dillerin hangi koluna ait olduğu tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar Hazarcanın İran dilleri veya Kafkas dilleriyle yakın ilişkisi olduğunu varsayarlar.

Sabirler, Sabarlar ya da Suvarlar, 5-7. yüzyıl civarında Kafkasya'nın kuzeyinde, Karadeniz'in doğu kıyılarında, Kuban bölgesinde yaşayan ve muhtemelen Batı Sibirya'dan gelen Türk kökenli göçebe insanlardı. Savaşta yetenekliydiler, kuşatma makineleri kullandılar, büyük bir orduları vardı ve tekne yapımcılarıydılar. Sabirler, 400'lerin sonlarında / 500'lerin başında Transkafkasya'ya akınlara öncülük etti, Bizans-Sasani Savaşları sırasında her iki tarafta da asker ve paralı asker olarak hizmet ettiler. Bizanslılarla olan ittifakları, daha sonraki Hazar-Bizans ittifakının temelini attı.

Ogur grubu, Oğur grubu, Ogur öbeği, Oğur öbeği, Ön Bulgar grubu, Lir Türkçesi, Hun-Bulgarca ya da R-Türkçesi Türkî diller ailesinin bir koludur. Bu grubun günümüzde tek hayatta kalmış olan dili, yaklaşık iki milyon kişinin konuştuğu Çuvaşçadır. Gruba ait tarihi bir dil olan Ön Bulgarca bugün ölü dillerdendir.

Hazar Kağanlığı ya da kısaca Hazarlar, 7. ve 11. yüzyıllar arasında; Hazar Denizi'nin çevresinde; Van Gölü'nden, Karadeniz kıyılarından, Kiev'e; Aral Gölü'nden, Macaristan'a kadar olan geniş topraklarda hüküm sürmüş, Doğu Avrupa'da yerleşik bir Türk devletidir. Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir. Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir. Hudūd al-'Ālam adlı esere göre, Hazar kağanları Ansa' sülalesindendir ve Orta Asya'dan gelmişlerdir. Hazarların bir süre Büyük Hun Devleti'ne bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır. 586'dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, "Türkler" olarak geçmektedir.
İlteriş Kağan, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu. Bilge Kağan ve Kül Tigin'in babasıdır. M.S. 681-693 yılları arasında egemenlik yapmıştır. 2022'de kendisi adına yazılan bir yazıt bulunmuştur.
Kabarlar, 9. yüzyılda Hazarlar’dan ayrılarak Macar kabilelerine katılan Türk halkı.

Hazaralar, Afganistan nüfusunun yaklaşık %9'unu oluşturan etnik grup. Hazaralar, çoğunlukla Şiî inancına sahiptirler ve bazıları Sünni. Yoğun olarak Bamyan'ı da içine alan Hazaristan bölgesinde yaşarlar. Hazaralar, Afganistan'daki en kalabalık üçüncü etnik gruptur. Ayrıca 650.000 ve 900.000 arasında olduğu tahmin edilen nüfuslarıyla Pakistan'daki azınlık gruplardan biridir. Pakistan'daki Hazara nüfusunun çoğu Ketta şehrinde yaşar.
Tuvan Kağan, Omeljan Pritsak'a göre, 830'ların ortalarında bir Hazar kağanının adıydı. Kabarların Kağan Bek'e karşı olan isyanına öncülük etti. Bu isyan, Hazarların Yahudiliğe geçmesiyle kabaca eş zamanlı olarak gerçekleştiğinden, Pritsak ve diğerleri, isyanın dini bir yönü olduğunu öne sürdüler.Omeljan Pritsak, bir iç savaşı kaybettikten sonra sürgüne gönderilen Tuvan Kağan adlı bir Hazar kağanının, takipçileriyle birlikte Rostov'un İskandinav-Slav yerleşimine yerleştiğini, yerel İskandinav soylularıyla evlendiğini ve Rus kağanlarının hanedanının babası olduğunu iddia etti. Constantine Zuckerman, Pritsak'ın teorisini savunulamaz spekülasyon olduğunu söyleyerek reddediyor ve çağdaş kaynaklarda Ruslar arasına sığınmak için kaçan hiçbir Hazar kağanının kaydı olmadığını söylüyor. Bununla birlikte, Hazar'ın erken Rus hükümdarlarıyla olası bağlantısı, I. Sviatoslav gibi daha sonraki Rus hükümdarları tarafından stilize edilmiş üç dişli bir tamga veya mührün kullanılmasıyla desteklenir; benzer tamgalar, kesin olarak Hazar kökenli harabelerde bulunur.

Rus Hanlığı veya Rusya Kağanlığı tahminen 8. yüzyıl ile 9. yüzyılları arasında Doğu Avrupa'da hüküm süren Rus devletidir. Tarihinin kötü belgelenen bir dönemde var olduğu varsayılmıştır.

İlek Hun İmparatorluğu'nda Attila'nın en büyük oğlu ve ardılı. Hükümdarlığı 453 yılından 454 yılına kadar 2 yıl sürmüştür. Nedao Muharebesinde öldürülmüştür. Yerine Dengizik geçmiştir.
Saragurlar veya Saraguriler 5. ve 6. yüzyıllarda adı geçen Avrasyalı Türk göçebe kabilesidir. Book of Sui adlı Çince kitapta bahsedilen Sulujie kabilesi olabilirler. Sabirler tarafından kovuldukları yer olan Batı Sibirya'dan ve Kazak bozkırları anavatanlarıydı.
İrnek, Hunların bilinen son hükümdarı ve Attila'nın üçüncü oğluydu. Attila'nın ölümünden sonra imparatorluk parçalandı ve Attila'nın üç oğlu geri kalan toprakları yönetti. İrnek büyük ağabeyi İlek'ten sonra geldi ve büyük ihtimalle kardeşi Dengizik ile toprakları birlikte yönetti.
Karaton, Hunların ilk krallarından biriydi.

Türk göçleri, Türk boylarının ve Türk dillerinin 6. ve 11. yüzyıllar arasında Avrasya'daki yayılma sürecini ifade etmektedir.
Kursık bir Hun generali ve kraliyet ailesinin üyesiydi. MS 395'te Hunların Pers istilasında bir Hun ordusuna liderlik etti.