Akaryakıt
Akaryakıt veya sıvı yakıt, genelde kinetik enerji olmak üzere mekanik enerji elde etmek için kullanılan sıvı hâldeki yakıtlar. Çoğunluğu fosil yakıt olsa da hidrojen yakıtı, etanol ve biyodizel gibi akaryakıtlar da vardır.
Akaryakıt veya sıvı yakıt, genelde kinetik enerji olmak üzere mekanik enerji elde etmek için kullanılan sıvı hâldeki yakıtlar. Çoğunluğu fosil yakıt olsa da hidrojen yakıtı, etanol ve biyodizel gibi akaryakıtlar da vardır.
Hidrojen, sembolü H, atom numarası 1 olan kimyasal bir element. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik olmayan, tatsız, oldukça yanıcı ve H2 olarak bulunan bir diatomik gazdır. 1,00794 g/mol'lük atomik kütlesi ile tüm elementler arasında en hafif olanıdır. Periyodik cetvelin sol üst köşesinde yer alır. Hidrojenin adı, Yunancada "su oluşturan" anlamına gelen ὑδρογόνο'dan (idrogono) kelimesinden gelir.
Yapılan araştırmalar sonucunda, mevcut koşullarda hidrojenin diğer yakıtlardan yaklaşık üç kat daha ucuz olduğu ve yaygın bir enerji kaynağı olarak kullanımının, hidrojen üretiminde maliyeti düşürücü teknolojik gelişmelere bağlı olacağı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, ihtiyaç fazlası elektrik enerjisinin hidrojen olarak depolanması günümüz için geçerli bir alternatiftir. Bu tarzda depolanan enerjinin yaygın olarak kullanılabilmesi, biraz da yakıt piline dayalı otomotiv teknolojilerinin geliştirilmesine bağlıdır.
Benzin, petrolden imal edilen bir tür yakıttır.
Benzinli motor, bir tür içten yanmalı motordur. Benzinli motorlarda kullanılan yakıt benzin olup, yakıt dizel motordan farklı olarak karbüratör adı verilen bir düzenek sayesinde, sıvı olarak değil buharlaşıp hava ile karışarak silindire girer.
Hidrojen ekonomisi, taşıtların ve elektrik dağıtım şebekesinin dengelenmesi için ihtiyaç duyulan enerjinin, hidrojen (H2) olarak depolandığı, varsayılan bir gelecek ekonomisidir.
Kazan, yakıtın kimyasal enerjisini yanma yoluyla ısı enerjisine dönüştüren ve bu ısı enerjisini taşıyıcı akışkana aktaran bir basınçlı kaptır.
Katı yakıt roket motorları için Sovyetler Birliği tarafından geliştirilen yakıt türü. Daha çok yüksek tonajlı araçların uzaya fırlatılmasında tercih edilmiştir. Fakat bir kere çalıştırıldıktan sonra yakıt tükenmeden durdurmanın mümkün olmaması nedeniyle ömrünü kısa bir sürede tamamlayıp yerini sıvı yakıta devretmiştir.
Yakıt, fiziksel ve kimyasal yapısında bir değişim meydana geldiğinde ısı enerjisi açığa çıkaran her türlü maddenin genel adı.
Doğrudan etanol yakıt hücresi, proton değişim membranlı yakıt hücrelerinin bir alt kategorisidir. Yakıt (etanol) doğrudan yakıt hücresine beslenir.
Doğalgaz yer kabuğunun içindeki fosil kaynaklı bir çeşit yanıcı gaz karışımıdır. Bir petrol türevidir. Yakıt olarak önem sıralamasında ham petrolden sonra ikinci sırayı alır. Doğalgazın büyük bölümü (%70-90'ı), Metan (CH4) adı verilen hidrokarbon bileşiğinden oluşur. Diğer bileşenleri; etan (C2H6), propan (C3H8), bütan (C4H10) gazlarıdır. İçeriğinde eser miktarda karbondioksit (CO2), azot (N2), helyum(He) ve hidrojen sülfür (H2S) de bulunur. Doğalgaz konvansiyoneldir ve konvansiyonel olmayan doğalgaz türleri arasında kaya gazı, kum gazı ve kömür gazı bulunur.
Değirmen, tahılları öğütmeye yarayan araçlardan biridir. El değirmeni, su değirmeni ve yel değirmeni gibi çeşitleri bulunmaktadır. Günümüzde, neredeyse tamamen terkedilmesi sonucu köy ve kasabalarda ayakta kalan değirmenler günümüzde turistik bir konuma kavuşmuştur.
Birincil enerji, herhangi bir enerji dönüşümünden henüz geçmemiş enerjidir.
Güneş ocağı veya güneş fırını, enerjisini doğrudan Güneş'ten alan, yiyecek veya sıvı pişirmek veya pastörize etmek için kullanılan araçtır. Solar ocaklar diğer yemek pişirme araçlarına göre genelde ucuzdur ve basit bir teknoloji ile üretilir. Çoğunlukla açık bir alanda kullanılması gereken güneş ocakları yakıt olarak güneş enerjisini kullandığı için benzin, gaz, kömür, elektrik veya odun benzeri yakıtların kullanılmasını gerektirmemektedir. Kullanılması bu yüzden birçok kâr amacı gütmeyen kuruluşlarca hava kirliliği, çölleşme ve ormansızlaşmanın azalması için desteklenmektedir.
Sevk maddesi veya propellent, bir şeyi sevk için enerji sağlayan kimyasal madde; özellikle bir hafif silah mermisini, top mermisini veya benzeri şeyleri sevk etmeye mahsus bir infilak maddesi; roket veya benzeri şeyleri sevk etmeye mahsus; toz veya sıvı hâlde yakıtlara denir.
Statik elektrik, bir maddenin içerisindeki ya da yüzeyindeki elektrik yüklerinin oransızlığı olarak tanımlanmaktadır. Yük, elektrik akımı ya da elektriksel deşarj tarafından uzağa hareket etmeye başlayacağı zamana kadar aynen kalır. Statik elektrik, elektrik telleri ya da diğer iletkenler boyunca akan ve enerji aktaran elektrik akımının tam aksi olarak adlandırılmaktadır.
Roket motoru, genellikle yüksek sıcaklıktaki gaz olan yüksek hızlı itici bir sıvı jeti oluşturmak için tepkime kütlesi olarak depolanmış roket itici gazlarını kullanır. Roket motorları, Newton'un üçüncü yasasına göre kütleyi geriye doğru fırlatarak itme üreten tepki motorlarıdır. Çoğu roket motoru, gerekli enerjiyi sağlamak için reaktif kimyasalların yanmasını kullanır, ancak soğuk gaz iticileri ve nükleer termal roketler gibi yanmayan biçimleri de mevcuttur. Roket motorları tarafından tahrik edilen araçlara genellikle roket denir. Roket araçları, çoğu yanmalı motorun aksine kendi yükseltgen taşır, bu nedenle roket motorları, uzay aracını ve balistik füzeleri itmek için bir boşlukta kullanılabilir.
Elektrik üretimi, elektrik ve diğer kaynaklardan birincil enerji üretme sürecidir. Elektrik üretiminin temel ilkeleri İngiliz bilim insanı Michael Faraday tarafından 1820'lerde ve 1830'ların başında keşfedildi. Onun temel yöntemi bugün hâlâ kullanılmaktadır: Elektrik, bakır gibi iletken bir telin manyetik bir alan içinde hareket ettirilmesi ile üretilir. Elektrik jeneratörü, bir mıknatıs içinde dönen sarılı iletken tellerin bulunduğu ve bu tellerin mıknatıs içinde dönmesiyle elektrik akımı üreten bir makinedir. Evlerimizde, işyerlerimizde, endüstride gereksinim duyduğumuz büyük miktardaki elektrik enerjisini elde etmek için, elektrik jeneratörlerini döndürecek büyük güç santrallarına ihtiyaç duyarız. Çoğu güç santrali, jeneratörü döndürmek için ısı üretiminde bulunurlar. Fosil yakıtlı santrallar ısı üretimi için doğal gaz, kömür ve petrol yakarlar. Nükleer santrallar da uranyum yakıtını parçalayarak ısı üretirler. Ancak bütün bu değişik tip santrallar ürettikleri ısıyı, suyu buhar haline dönüştürmek için kullanırlar. Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir. Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondenser) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.
Akaryakıt pompası ya da akaryakıt dispenseri, akaryakıt istasyonlarında araçlara sıvı yakıt türevi ürünleri doldurmak için kullanılan pompalara denir. Emişli tipi olanlarına "akaryakıt pompası", basınçlı tip olanlara "akaryakıt dispenseri" denir. CNG, LPG, biyodizel gibi alternatif ürünlerin araçlara aktarılması için de kullanılır.
Sıvı hidrojen (LH2 veya LH2), element halinde bulunan hidrojenin (H2) fiziksel olarak sıvı halde bulunan çeşididir. Genellikle havacılık ve uzay ile gaz sanayinde kullanılır.
Uçucu bir maddenin parlama noktası, bir tutuşturma kaynağı verildiğinde, madde buharının tutuşacağı en düşük sıcaklıktır.