Havza, bir nehir ya da göl havzası, nehrin kaynağı ile sonlandığı yer arasında kalan, nehre su veren tüm alanı kapsamaktadır. Akarsuyun ana kolu ve yan kolları ile birlikte sularını topladığı ve drene ettiği bu alana akaçlama havzası da denilir.
Nehir ya da ırmak, genellikle denizlere, göllere ya da bir başka büyük akarsuya dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su miktarı bakımından büyük akarsulara verilen genel isimdir. Kimi durumlarda ise bir başka suya ulaşmadan yer altında kaybolduğu ya da tamamen kuruduğu da görülmektedir. Büyük akarsular nehir ya da ırmak olarak adlandırılırken daha küçükleri ise çay ve dere olarak adlandırılırlar.
Akarsu, yeryüzünde ya da yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan sudur. Çoğunlukla tatlı sudan oluşan akarsular, tatlı su gölleriyle birlikte insanlığın temel su ihtiyacını karşılamak için kullanılırlar. Bunun yanında gıda, enerji ve turizm sektörleri tarafından da kullanılırlar.
Asi Nehri, Lübnan'daki Bikâ Vadisi'nin doğu kısmından doğar ve Türkiye'nin Hatay ilinden Akdeniz'e dökülür. Asi Nehri'nin toplam uzunluğu 556 km olup, 366 km Suriye'de, 98 km Türkiye'de, 40 km Lübnan'dadır. 52 km'si Türkiye-Suriye sınırını oluşturur. Antakya ile Akdeniz'e doğal su yolu bağlanmış olan Asi Nehri'nin ortalama su debisi 30 m³/sn dir. Kış mevsimi ile ilkbaharda taşkınlar nedeniyle pek çok su baskını yaşanmıştır.
Ural Nehri veya Yayık Nehri, Rusya ve Kazakistan topraklarından geçen nehir.
Delta ya da çatal ağız, bir ırmağın çatallanarak denize döküldüğü yerdir. Eski Yunan tüccarların Nil Nehri'nin denize ulaşan kısmında üçgen biçiminde kara parçaları olduğunu gördüler. Oluşan şekiller Yunan alfabesinin dördüncü harfi Δ (delta) ile aynı olduğu için tüccarlar buraya delta adını verdiler.
Seyhun veya Siriderya, Orta Asya'da bir nehirdir. Ceyhun nehri ile birlikte tarihi Maveraünnehir bölgesini oluştururlar.
Hidrosfer, su küre demektir. Bir gezegenin veya doğal uydunun yüzeyinde, altında ve üstünde bulunan birleşik su kütlesine verilen isimdir. Dünya'nın hidrosferi yaklaşık 4 milyar yıldır var olmasına rağmen, şekil değiştirmeye devam etmektedir. Bu durum, deniz taban yayılması ve kara ile okyanusları yeniden düzenleyen kıt'aların kayması nedeniyle gerçekleşmektedir.
Menderes,, bir nehrin yatağında meydana gelen kıvrımlara verilen addır.
Mavi Nil Etiyopya'da bulunan Tana Gölü kaynaklı nehir. Beyaz Nil ile birlikte Nil nehrini oluşturan en büyük iki koldan birisidir. Nehrin üst kesimleri Etiyopya'da pek çok kişi tarafından kutsal olarak kabul edilir ve bu nedenle bu nehre Abbay denilir. İncil Yaratılış 2'de belirtilen ve Cennet Bahçesinden dışarıya akan Gihon Nehri olduğuna inanılır.
Akarsu terasları, vadinin nehir tarafından daha da derinleştirilmesinden sonra yamaçta kalan eski vadi topraklarının kalıntılarıdır. Bunlar, nehir boyunca, nehrin taşıma gücündeki azalmaya bağlı olarak akarsu tarafından taşınan kaya malzemesinin sedimantasyonundan kaynaklanır. Nehir terasları vadinin her iki tarafında veya sadece bir tarafında geliştirilebilir. Tektonik hareketler ve bir nehrin taşıma kapasitesini artırarak, nehir daha önce oluşturulmuş bir terasta tekrar yükselebilir ve karakteristik teras merdivenlerini oluşturabilir.
Teras , akarsu vadi yamaçlarında, deniz ve göl kıyılarında, eğim kırığının üzerindeki düz veya hafif eğimli alan. Değişik alanlarda ve değişik nedenlerle oluştuklarından sınıflandırma yapılmıştır. Terasa benzeyen fakat sadece üst üste sert ve yumuşak kayaların farklı aşınmasından oluşan şekle sözde taraçalar denir. Menderesli nehirlerin kenarlarında polijenik taraçalar) oluşur. Dalga aşındırmasıyla abrazyon taraçaları, vadi kenarlarında eski kum çakıl depolarına akarsu taraçaları, falezlerin üstünde çakıl kum depolanan yüzeylere deniz taraçaları denilir.
Kol, daha büyük bir nehre veya göle akan bir akarsudur. Bir kol doğrudan bir denize veya okyanusa akmaz. Kollar ve ana akım nehirleri, yüzey ve yeraltı sularının çevresindeki drenaj havzasına boşalarak suyu okyanusa doğru yönlendirir.
Rize ilinde irili ufaklı pek çok akarsu vardır. Bu bölgedeki akarsular oldukça kısadır; yüksek yerlerden doğar ve hızlı bir akışa sahiptir. Çoğu ana bir akarsuda toplandıktan sonra Karadeniz'e dökülür. Bu akarsular arasında en uzun olanı, 78.4 kilometre uzunluğuyla İyidere Deresi, beslenme alanı en geniş olan ise Fırtına Deresi'dir.
Karadeniz deniz altı nehri veya İstanbul Boğazı'nın altındaki nehir İstanbul Boğazı'nın içinden geçen ve Karadeniz'in dibi boyunca akan bir tuzlu su akıntısıdır. Nehrin keşfi, Leeds Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından 1 Ağustos 2010'da açıklandı. Bu nehir dünyada türünün tek örneğidir. Akdeniz'den gelen deniz altı nehrindeki tuzluluk, İstanbul Boğazı aracılığıyla tuzluluk oranının daha düşük olduğu Karadeniz'e akarak nehri oluşturur.
Sediment taşınımı; katı madde taşınımı, tortu taşıma, katı parçacıkların (tortu) hareketidir. Tipik olarak tortu üzerinde etkili olan yerçekimi kombinasyonu ve/veya tortunun sürüklendiği sıvının hareketi nedeniyle meydana gelir. Tortu taşınması, parçacıkların kırıntılı kayaçlar çamur veya kil; sıvı hava, su veya buzdur. Yerçekimi kuvveti, parçacıkları dinlenmekte oldukları eğimli yüzey boyunca hareket ettirir. Sıvı hareket nedeniyle tortu taşıma, nehirler, akıntılar ve gelgit nedeniyle su, okyanuslar, nehirler, denizler ve diğer organları oluşur. Ulaşım, buzulların akarken ve rüzgarın etkisi altındaki karasal yüzeylerden de kaynaklanır. Sadece yerçekimi nedeniyle tortu taşınması, genel olarak eğimli yüzeylerde, tepeler, eğilimli yüzeyler, uçurumlar ve kıta sahanlığı - kıta eğim sınırı dahil olmak üzere meydana gelebilir.
Kum barı, dışbükey kıyı boyunca bir akarsu kıvrımının iç kıvrımındaki alüvyon birikintinin birikmesi olarak adlandırılır. Kum barları, dolambaçlı ve kıvrımlı nehirlerde bol miktarda bulunur. Hilal şeklini alırlar ve akarsu akışın kıvrımlarının içinde bulunurlar. Kum barı, nehir adalarından daha küçük olmasına rağmen, oluşum ve bileşim bakımından nehir adalarına çok benzer.
Taşkın yatağı veya taşkın ovası; kanalının kıyılardan çevreleyen vadi duvarlarının tabanına kadar uzanan, sel yaşayan bir dere veya nehre bitişik bir arazi alanıdır. Toprakları genellikle seller sırasında biriken Killer, şiltler, kumlar ve çakıllardan oluşur.
Örgülü nehir ya da örgülü kanallar, küçük, genellikle eğreti, örgü çubuklar olarak adlandırılan adacıklar tarafından ayrılan nehir kanalları bağlantısından oluşur. Örgülü akıntılar yüksek tortulu ve kaba tane boyutlarına sahip nehirlerde oluşmaya eğilimlidir ve bu nehirler, kıvrımlı ya da düz akıntıya sahip tipik nehirlerden daha dik yamaçlardan oluşur. Örgülü nehirler aynı zamanda taşıdıkları su miktarında hızlı ve sık bir şekilde değişiklik gösteren nehirlerle bağlantılıdır. Tüm dünya üzerinde çakıllı akıntılar, kum yatağı olan nehirler ve nehir deltaları gibi birçok çevrede çeşitli örgülü kanallar bulunur.
Nil'in akanaklarıAkanak, Nil Nehri'nin Hartum ve Asvan arasında, su yüzeyinin nehir yatağından çıkan birçok küçük kaya ve taş ile birlikte kayalık adacıklar tarafından kesildiği sığ uzunluklardır veya akarsu akıntılarıdır. Nil'in altı büyük akanağının hiçbiri şelale olarak tanımlanamaz ve bu birçok küçük akanağı için de aynıdır. Bazı yerlerde yüksek debili bir şekilde noktalanırlarken diğerlerinde su akışı daha yumuşaktır ancak yine de sığdır.