Soğdca, Soğutça veya Soğdakça, Orta Asya'da yer alan Soğdiana'da ve Çin'deki Soğd göçmen gruplarının yaşadığı bazı bölgelerde kullanılmış bir Doğu İran dili.
İran dilleri veya İranî diller, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İran dilleri koluna bağlı dil öbeği. Günümüzde 150-200 milyon kişinin bu dil grubuna ait dilleri konuştuğu tahmin edilir. İran dilleri tarihsel gelişim açısından üç gruba ayrılır: Eski İran dilleri, Orta İran dilleri ve Yeni İran dilleri.
Ak Hun İmparatorluğu, dördüncü yüzyılın başlarında Isığ Gölü çevresinde Avarlar'a bağlı yaşarlarken bu yüzyılın ikinci yarısında Maveraünnehir'e ve Toharistan'a yayılmış Türk devleti. Hükümdarlık 5. yüzyılda Heftal denilen aileye geçtiğinden Eftalitler olarak da bilinirler.
Sebze ya da göveri, bitkilerin insanlar veya diğer hayvanlar tarafından yenen kısımlarına verilen isimdir. Sebze terimi, kültürler ve mutfaklar arasında farklı anlamlara gelebilir.
Kağan, kaan veya hakan, Moğol ve Türk devletlerinde hükümdarlar tarafından kullanılan unvanlardan birisi ve göreceli olarak en eskilerindendir. Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan", Tanhu, Bey, Toktamış, Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.
Soğdya, Orta Asya'da geniş tarihi ve coğrafi bir alan.
Han, eski Türk - Moğol topluluklarında hükümdar. "Ulu insan", "lider" anlamları taşımaktadır. Moğolcada ve bazı Altay lehçelerinde Kan (Gan) olarak da söylenir. İngilizcede king denilen kral sözcüğünün Türkçedeki karşılığıdır.
Batur (Bahadır), kahraman ve yiğit savaşçı anlamına gelen, Türk ve Moğol dili kökenli onursal unvan. Bu unvan, cengâverlerlik ve yiğitlik yapmış askeri komutanlar ve destansı kahramanlar için kullanılan bir Altay terimidir. Batır, Badır, Bağatur, Bagatur, Bogatur, Bagatır, Batar, Bağatar, Bahadır olarak da söylenir.
Muhammed bin Toğaç, kendisi Fergana'dan gelmiş İhşidi hanedanı kurucusudur. 882 yılında Fergana'da doğmuş ve 946 yılında ölmüştür. 935 - 946 arasında kendi adınının son terimini verdiği hanedanlığı yönetmiştir. Semerkand'ın doğusunda Mug (Mōḡ) Dağı üzerindeki kalede bulunmuş olan Soğdca yazılmış bir belgede "eḵšīd" unvanından söz edilir ki, buda Soğdca alfabe ile (ʾ)xšyδ ve Mani alfabesi ile (ʾ)xšy(y)δo olarak yazılan, onaylanmış bir Soğd dilinde bir yönetici unvanıdır. Sonraları, Doğu Türkistan'da bulunmuş Soğdca yazılı metinlerde de Arapça-Farsça yazılım biçimi bu "eḵšīd" unvanı görülmüştür. 11. yüzyılda Kâşgarlı Mahmud, Özçent'te yerleşik, "اذكش, Edhgiş" "Özçend’de yerleşmiş olan bir Türk oymağı."'dan söz eder. Kendisinin Fergana'dan geldiği bilinen Muhammed bin Toğaç'ın kökeni büyük bir olasılıkla Özçend’de yerleşmiş olan bir Türk "Edhgiş" oymağındandır.
Aşina, Türk veya Kök Türk bir Göktürk soyu, Göktürk Kağanlığı'nın kurucu boyudur. Efsaneye göre Aşina soyu bir dişi kurttan türemiştir.
Kurgan veya Korgan özellikle Orta Asya ve Doğu Avrupa'daki yığma tepe ve höyük şeklinde bulunan genellikle tahtadan yapılmış mezarlar için kullanılan bir tümülüs türü.
Uçmag - Türk ve Altay mitolojisinde Cennet. Uçmağ olarak da söylenir. Karşıtı Tamagdır. Burada Türkçe uçmak havalanmak, yükselmek kelimesi ile Soğdca Uştmaht cennet aynılaşarak uçmak şeklinde tek kelime oluşuyor ve Uştmaht biçimi kullanımdan kalkıyor. Ancak Uştmaht’ın anlamı Türkçe “uçmak” kelimesi üzerine taşınıyor. Böylece iki farklı kelime tek kelime oluyor. Bu hadisede ses yapılarının benzerliği, Türk milletinin kelimeyi fonetik algısı, Türkçeleştirme ve en az çaba kanununun etkisi düşünülebilir. Türk’ün tasavvuru ise burada en önemli unsurdur. Dili yapan ve kullanan halktır. Gök Tanrı’ya inanan Türk, cennete gitmek için “uçmak” gerektiğini düşünüyor. Hatta eski Türkler Şamanların atlarıyla uçup Tanrının yanına gidip geldiğine inanmaktadır. Eski Türkçede ölüm için kullanılan “kergek bolmak ” şeklinin de “uçmak”la ilgili olduğu hatırlanırsa bu husus daha iyi anlaşılır. Ayrıca “ölmek” kelimesinin de asıl anlamının “yükselmek, havalanmak” olduğu ileri sürülmesi bizi desteklemektedir. Uçmak kelimesi Türk kültür tarihinde bir dönem "Cennet" sözcüğünden çok daha fazla kullanılmıştır ve daha yaygındır. Yunus Emre'nin dizelerinde sık sık rastlanan bir kelimedir.
- Tutulmadı Yunus canı, geçti Tamu'dan, Uçmak'tan
- Yola düşüp Dost'a gider, ol aslına uyakmağa
İlek Hun İmparatorluğu'nda Attila'nın en büyük oğlu ve ardılı. Hükümdarlığı 453 yılından 454 yılına kadar 2 yıl sürmüştür. Nedao Muharebesinde öldürülmüştür. Yerine Dengizik geçmiştir.
Sasani İmparatorluğu'nun şehinşahları geniş bir coğrafyada hüküm sürmüşlerdir. En güçlü olduğu zaman, batıda Türkiye ve Rodos doğuda Pakistan'a kadar uzanıyordu ve aynı zamanda modern Kafkasya, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Mısır, İsrail, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Orta Asya'daki bölgeleri kapsıyordu.
V. Antiokhos Eupator, , Unvanı Eupator. MÖ 164 – MÖ 161 yılları arasında Helenistik Seleukos İmparatorluğu'nun hükümdarıydı. Küçük yaştaki kralın kısa süreli hükümdarlığında General Lysias kral naibi olarak imparatorluğun yönetiminde önemli rol oynamıştır.
İran Hunları terimi bazen dördüncü ve yedinci yüzyıllar arasında Afganistan'da ve komşu bölgelerde yaşayan ve kuzeybatı Hindistan'a kadar genişleyen bir grup farklı kabile için kullanılır. Kabaca Hunalara karşılık gelirler. Ayrıca Sasani İmparatorluğunun kuzeydoğu sınırlarını tehdit ettiler ve Şahların onlara karşı eksik belgelenmiş birçok kampanya yürütmesine neden oldular.
Ak Hun-Sasani Savaşı, 484'te I. Fîrûz komutasındaki Sasani İmparatorluğu'nun istilacı gücü ile Aksuvar komutasındaki Ak Hun İmparatorluğu'nun daha küçük bir ordusu arasında gerçekleşmiş olan askeri bir çatışmadır.
Hunsular, tarihte ilk kez M.S. 356'da kaydedilmiş 4. ve 5. yüzyıllarda Orta Asya'nın güneyinde yaşamış, İran ve Mezopotamya coğrafyasında etkin Hun kavmidir.
I. Hingila, Hun Alkon hanedanının kurucu kralıydı. Akşunvar'ın çağdaşıydı.
Hingila Mührü, Orta Asya'nın güneyindeki Baktriya bölgesine ait tarihi bir mühürdür. Mühür yakın zamanda Pierfrancesco Callieri ve Nicholas Sims-Williams tarafından yayınlandı. Şu anda Bay A. Saeedi'nin (Londra) özel koleksiyonundadır. Kurbanov bunu önemli bir Ak Hun mührü olarak görüyor. Aynı zamanda Kidaritler ve Ak Hunlar arasında bir ara madde olarak kabul edilmiştir.